Medineweb Forum/Huzur Adresi - Din, savaş ve zulüm…

DİN, SAVAŞ VE ZULÜM…
Pek çok insan dünyadaki savaşların sebebinin “din” olduğunu düşünür. Bu savaşların büyük bir kısmı “din” maskesi altında gerçekleştiğinden böyle düşünmekte mazur görülebilirler.

Zira artık “insanlıktan” çıkıp “şeytanlaşan” insan maskeli bazı kişiler dünyevi menfaatleri uğrunda hiç tereddüd etmeden çocukları, kadınları, kızları, anneleri, yaşlıları, kimseyi ayırt etmeksizin hunharca öldürür, onları köleleştirir, alır-satar, onlara işkence eder, kafalarını kollarını keser ve daha nice zulümleri üstelik gülerek ya da işkence edip katlettikleri insanların cesetleri başında poz vererek yapabilirler…

Bu zalimler insanlık tarihinden bu yana bu zulümleri bazen para için, bazen toprak için, bazen kişisel ya da toplumsal menfaatler için, bazen krallık vb. iktdar için, bazen egolarını tatmin etme ve zevk için yaparlar. Fakat hemen her savaş bir maske ardına sığınılarak yapılır. Bu maskelerin en başında da genel de “din maskesi” kullanılır.

Bu maskeyi kullananlar bazen, Müslüman, bazen Hristiyan, bazen Yahudi ya da Budist veya başka bir “dine”, felsefeye sahip olabilmekteler. Oysaki bu hem gerçek “dine” hem de Allah’a atılmış büyük bir iftiradır. Zira Allah adaletinden zerre kadar şüphe olmayan sonsuz merhamet sahibidir. Allah, dini insanlar doğru yolu bulsunlar birbirlerine zulüm etmesinler, zulüm ettikleri takdirde yaptıkları zulmün karşılığında cezalandırılacaklarını bilsinler diye göndermiştir. Allah dini, insanlar dünyanın geçici olduğunun farkına varsınlar, bir avuç toprak uğruna, mal-mülk uğruna birbirlerini katletmesinler diye göndermiştir. Allah dini kimse tekebbüre, kibre düşmesin, her büyüğün ve zorbanın üstünde hepsine gücü yetecek olan sonsuz kudret sahibi Allah olduğu bilinsin ve böylece zalimler zulmünden vazgeçsin diye göndermiştir. Kısacası din yeryüzünde adaleti tesis etmek ve zulmü ortadan kaldırmak için gönderilmişken dini zulüm ve adaletsizlik aracı kılmak Allah’a ve dine karşı işlenen en büyük suçtur.

Zulüm ve adaletsizlik her hâlükârda, kim yaparsa yapsın yanlıştır. Zulüm ve adaletsizliğin dini olmaz. Din zulüm ve adaletsizliği emretmez. Din, belli şartlarda meşru müdafaa ya da zulmü önlemek adına öldürmeyi, savaşı meşru görebilir ama zulmü ve adaletsizliği asla meşru görmez. Allah yeryüzünde insanların birbirlerini haksız yere ya da bir takım görüş ayrılıkları sebebiyle öldürülmesini emretmez. Bu nedenle daha önce de söylediğim gibi din adına yapıldığı söylenen savaşların nerdeyse tamamına yakını din adına yapılmaz ve yapılmamıştır. Bu savaşlar din maskesi altında dünyevi menfaatler, para, rant, ekonomi, liderlik vb. istek ve emelleri gerçekleştirmek üzere yapılır.

Gerçekten inandığını söyleyenler -Hristiyan, Yahudi ya da Müslüman olsun fark etmez- ister inançlı ister inançsız olsun mazlumların ve adaletin yanında zulmün karşısında olmadıkça dünya asla iflah olmaz ve olmayacaktır…

Daha güzel ve yaşanabilir bir dünya için tüm insanlar inançları her ne olursa olsun, ister inansın ister inanmasınlar ilkesel olarak adaletin yanında, zulmün karşısında olmalı, sevgiyi artırmaya nefreti söndürmeye çalışmalı, bencilliği bırakıp paylaşımı çoğaltmaya çalışmalı, öfkenin yerine şefkati, şiddetin yerine hoşgörüyü alkışlamalıdır… Aksi takdirde dünya yaşanabilir bir yer olmaktan çıkacak, yeryüzünde insanların varlıklarını sürdürmeleri için artık bir gerekçe kalmayacaktır. Bu da insanlığın kendi elleriyle kıyamete davetiye çıkarması ve kendi sonunu hazırlaması demektir…
Fakat görülen o dur ki ne söylenirse söylensin, ne yaşanırsa yaşansın insanlık yaşanan acı olaylardan bir türlü ders almamakta, rabbi karşısındaki kendi konumunu idrak edememekte, dünya aşkı ve dünyevi menfaatlerinden zulüm pahasına da olsa vazgeçememekte, dinin gönderilmesinin gerçek amacını bir türlü içselleştirememekte, Allah’ı bir türlü hakkıyla tanıyamamakta ve öldükten sonra tüm yaptıklarının karşılığını göreceğine bir türlü inanamamaktadır…
Dünyada Allah’a inandığını söyleyen bu kadar insan varken dünyanın zulüm ve adaletsizlikle dolu olmasının bundan başka izahı yoktur…
alıntıdır