Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Serbest Kürsü (https://www.forum.medineweb.net/658-serbest-kursu)
-   -   İslami Analiz (https://www.forum.medineweb.net/serbest-kursu/33877-islami-analiz.html)

İslaminesil 19 Temmuz 2017 10:00

İslami Analiz
 
İslamî Analiz/Köşe Yazıları

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. İlhami Güler, İslami Analiz için kaleme aldığı yazısında FETÖ’leşme sürecinin siyasi ve teolojik kodlarını gündeme taşıdı.

Yazıdan bir kesit şöyle:

Fetö, bizim kendimizin kendi başımıza ördüğü bir çoraptır. Buradaki “Biz”, Sünni-Türk-Tasavvufu kastetmektedir. Nakşiliğin “Halidi” kolunun, yani İbn Arabi içirilmiş Eş’ariliğin “Nurculuk-Risale-i Nur” üzerinden Anadolu’ya etkisidir. Yeni bir Mevlâna veya Şeyh Bedrettin hikayesidir. Mehdici, Menkibeci, Mitolojik, Takiyyeci, Küreselci, Kaderci ve politik bir teosofidir. Mevlana’da olduğu gibi “baği” olduğu gerekçesi ile oğlunun cenaze namazını kılmayan ve Moğollarla iş birliği yapmaktan çekinmeyen “insanlığın kalpsiz aşıkları”nın yeni bir örneğidir. Seksenlerde Erzurum müftü yardımcısı Mehmet Erikel, kendi öğrencisi olmuş Fetullah Gülen hakkında sorulan bir soruya cevap verirken: “Fıkhı yoktur; menkibecidir” demiştir. Yetmişli yıllardan itibaren onun “ağlayan-ağlatan vaiz” olduğunu herkes bilir. “Sözde” Hanefi-Maturidi olduğunu iddia eden Türkiye Müslümanlığında, Rasyonel Teolojiden ziyade Evliya/Menkıbe kültürü, yani Tasavvuf daha etkindir. Rasyonel teoloji, dinsel kimliğin ayaklarını “yer”e bastırır ve “Biz-Öteki” ayrımını netleştirir. Türkler, -Felsefi-Bilimsel düşünme aşamalarını geçin-, “Teolojik düşünme” aşamasına bile geçemeyip, mitik-menkibevi(Tasavvuf) aşamada kalmış bir halktır.

15 Temmuz kalkışmasını anlamak için, Fetö’de oluşan “Ötekileştirme” ve “Biz” oluşturmanın teolojik kodlarını anlamak gerekir. Mevlana’da Moğollarla oluşan “Biz” şuuru ile Fetullah’ta ABD, AB, Vatikan(Dinler Arası Diyalog), İsrail’den oluşan “müttefikler” ve İhvan, İran, Ak Partisi’nden oluşan düşman “öteki”nin teolojik oluşturucuların izini İbn Arabi ve Vahdet-i Vücut teorisinde/teolojisinde aramak gerekir. Çünkü bu teori Halik ile Mahluk arasındaki ayrımı kaldırdığı gibi, Biz ile Öteki arasındaki ayrımının teolojik, ahlaki ve doğal olarak politik sınırlarını da bir tür “hümanizm adına kolayca kaldırmaktadır (“Biz, aşkın aşıklarıyız; Müslümanlar, başkadır.” Mevlana. “Yetmiş iki millete aynı gözle bakmayan, halk müderrisi olsa da Hakka asidir.” Y.Emre). Kur’an’da da Hristiyan “Bizans” ile Müslümanların bir “ortak cephe”si kurulmuştur(30/2-6). Ancak bu cephe, Kitap Ehli(Hrıstıyan) ile Müslümanlara karşı değil; Pagan Perslilere karşıdır.

Fetö olayı, kimsenin bilmediği bir “virüs” olayı değildir. Tersine, herkesin bal gibi bildiği, Türkiye’nin ürettiği bir “Bal”dır. Bu balı zehirleyen çiçekler(İbn Arabi, Mevlana, D.Kayserî, N. Mısri, S.Konevi…) Anadolu’da yetişmişlerdir. Bu balı, -“Abant Toplantıları”nın baş müdavimleri olan libral-seküler-sol aydınlar başta olmak üzere, Demirel, Özal, Ecevit.. dahil- herkes yalamıştır; ancak bu balın zehirleşmesini, uzun süre hissedemeyişimizin sebebi(“kandırılmışız”), genetiğimizin yakınlığıdır. Yaşadığımız “zehirlenme”(15 Temmuz) olayından önce çok az sayıda kişi bunu görmüştür. Görenlerin çoğunda seküler Yurt/Vatan kavramı önemli bir yer tutar(D.Perinçek gibi). Esas teolojik sorun, bu “zehirleşme”nin nasıl olduğudur.

FETÖ, kimilerinin sandığı ve iddia ettiği gibi Haşhaşi, Cizvit, Moon, DHKP-C… vs. gibi, kökü dışarda, marjinal, uzaylı bir yapı değildir. Sayın cumhurbaşkanımızın dediği gibi: “Arkasını çetelere, mafyaya dayama yerine; arkasını millete dayayarak bu büyüklüğe erişmiş bir harekettir.” Ancak, arkasını millete dayadığı kadar ABD, AB, Vatikan ve İsrail’e dayadığını sayın cumhurbaşkanımız uzun süre görememiş. Bu örgütün kökü, genetiği, tohumu, mayası Anadolu’dadır.

15 Temmuzun birinci yıl dönümünü anma bağlamında üretilen“15 Temmuz Destanı” kavramı, bir yönü ile doğrudur. O gece bir destan yazılmıştır. Ancak, bu kavram, bir yönü ile de bir “Traj-i komiklik”tir. Zira, bu “Destan”, Sünniliğin bir kanadının diğer kanadına karşı yazdığı bir destandır. Nedense, bunu görmezlikten geliyoruz. Kendimize(Sünniliğe) yakıştıramadığımız için üzerimizden atmaya çalışıyoruz. Ona dış kaynaklar bulmaya çalışıyoruz.

Cemaat, samimiyetle giriştiği “sivil” bir “Hizmet Hareketi(Yüzyılın İyilik Hareketi)” olmaktan zamanla çıkmış; siyaseti şeytanlıkla(korsan-illegal-gizli-paralel) icra etme noktasına gelmiştir. İkinci bir teori de, bu hareketin, ta başından itibaren CIA tarafından kontrol edildiğidir. Eğer bu teori doğruysa, Fetullah, “hainlik” kast-ı mahsusundan değil, saf(aptal) samimiyetinden dolayı bu durumu kabul etmiş olmalıdır: “Allah isterse “kafir”le de dinine hizmet ettirir” zayıf hadisi fehvasınca bunu yapmış olabilir. Said Nursi’nin Risalelerinde de dinsiz Komünizme karşı, dindar bir Amerika “muhabbeti” bilinmektedir. Bu hareketin oluşmasında Kemalizm’in Türkiye’de yarattığı dini-kültürel mağduriyet, politik sebeptir. Teolojik sebepler ise, yukarda saydığım hususlardır. Başta Ak Partisi olmak üzere, Türk halkının bu “zehirleşmiş” balı hissetmeden uzun süre yemesinin sebeplerine gelince: 1-Güce tapma, -2-Beleşcilik ve İkbal beklentisi, 3-Hayır severlik, 4- Kaliteli eğitim hizmeti satın alma. 5- Onlarla aynı “inanç”lara sahip olmaktan dolayı(alnı secde görme) Ak Partinin sekülerlere karşı işbirliği saikleridir(içimizden birileri).

Politik olarak 15 Temmuz, bir darbe teşebbüsüdür. Teolojik olarak da, İslami-Muhafazakâr bir parti ile bir Sünni Cemaatin çatışmasıdır. Bir ulu kişinin, arkasındakiler ve avanesi ile bir kahramana/karizmatik lidere ve onun şahsında Türkiye’ye saldırısıdır. Bu olay, kasıtlı ilk muhatabı R. T. Erdoğan ve Ak Partisi, ikincil/dolaylı olarak da sonuçları bakımından İslam, Türkiye, Türk Halkı, Türk Devletine karşı bir “İhanet” hareketidir. Fetö’yü kimse “tekfir” edemez; ancak, açıkça ihanetle suçlarız. Sorun, onların bu ihaneti işlemelerine neden olan vatan/yurt, millet/ümmet bilincinin hangi saiklerle eritilmiş olmasıdır; “Mobil Vatan(Seccade ve Kur’an’ın götürüldüğü her yer)” kavramını nasıl icad ettikleridir. Bunun sebebi, Yahudilikteki “Seçilmişlik”, Hrıstıyanlıktaki “Kurtulmuşluk” inançlarına benzer olarak, Fetullah’ta oluşmuş olan, İslamiyet’i -Kiliseye benzer olarak- “Temsil” etmek inancıdır. Dünyaya karşı İslamiyet’i temsil etme “Misyon”u, onlardaki “Vatan/Yurt” ve “Millet-Ümmet” bilincini yok etmiştir. Bu inancın oluşmasında İbn Arabi’nin “Vahdet-i Vücut” teorisinin etkisi olduğu kanaatindeyim.

Fetullah’ı dini anlamda “otorite” haline getiren teolojik hususlar ise: 1-İlham ve Rüya ile “İlahi bilgi” aldığı inancı ve 2-Fiili olarak Allah tarafından desteklendiği inancıdır. Bu niteliklerin her ikisi de, bilindiği gibi Tasavvuf/Batınilik geleneğimizde Kutup, Gavs, Mehdi, İmam, Şeyh, Veli, Evtad diye bilinen kişilerde olduğuna inanılır. Kutsal kişi imgesi, doğal olarak bağlılarındaki irade ve düşünce kabiliyetlerini felç eder. Fetö hareketinin kırk yıllık geçmişine rağmen, bu hareketin içinde ikinci bir “kişi”nin olmayışı; elemanların/müritlerin bir kısmının “mankurt”, “zombi”; büyük bir bölümünün ise “böcek”, “sürü” oluşunun sebebi budur.

Tarihte Baba İshak ve Şeyh Bedrettin örneklerinde olduğu gibi FETÖ’nün oluşmasına İbn Arabi’nin muakkibi olan Davut el-Kayseri’nin kurucusu olduğu İznik Medreselerinde ‘Fususu’l-Hikem’in en son okunan kitap olması; Molla Fenari’nin bu kitaba bolca atıf yapması; üçüncü Murat’ın bu kitabı Türkçeye çevirmesi ve bu kitaba 120 ye yakın şerhin yazılması; Ayrıca Mevlana, S.Konevi, N.Mısri ve Y.Emre’nin bu mesleke/mezhebe salik olmalarının önemli bir rolü olsa gerek. Nakşilerin hepsi, İbn Arabi’yi “Şeyhu’l-Ekber” olarak görür.

Sünnilikte mevcut olan “Takiyye” ve “Daru’l-İslam-Daru’l-Harp” kavramları, bu hareketin gizli/paralel, illegal-korsan bir yapıya evrilmesini doğurmuştur. Müritlerin azami kısmında yaratılan azim-sebat, kararlılık ve imanın arkasında samimi “Allah Rızası” ce “Cennet Arzusu” yatmaktadır. Bu hareketin, dini bağlamda samimiyetsiz olduğu iddiası doğru değildir. Anlaşılması gereken husus, samimiyet kadar “istikamet”in de İslamiyet’te önemli bir değer olduğudur. “Ameller, niyetlere göredir” hadisi doğru olduğu gibi; en az onun kadar doğru olan bir diğer husus da: “İnneme’l-a’malu/umuru bi’l-havâtım” yani “Ameller, sonuçlarına göredir.” Cehaletin olduğu yerde samimiyet, böylesine “taşören”leşmenin doğmasına sebebiyet vermektedir.

Sayın cumhurbaşkanımız R. T. Erdoğan’ın 17-25 Aralık’tan sonra bu yapıyı tasvir etmek için kullandığı “Tabanı ibadet, ortası ticaret, tepesi ihanet” tabiri oldukça doğru bir tanımlamadır. Buradaki “ihanet”in birinci derecede muhatabı kendisi(AK Parti); dolaylı muhatabı ise, “Türkiye”dir. 15 sene boyunca bu yapı ile iş birliği yapmış Ak Partinin siyasi ekibi, -bu “iş birliği”nin ahlaki muhasebesini yapmadan- son anda saldırı kendilerine yönelince “kandırıldık” diyerek sorumluluktan kurtulmaları, taban ve cemaatten hizmet satın alanların ise “suçlu” olarak görülmeleri ve kovuşturmaya tabi tutulmaları kamu vicdanını yaralamaktadır. 15 Temmuz olayından sonraki tevkif ve yargılama süreçlerine bakıldığında, son iki katmandan ziyade, taban, hayli mağdur edilmiş durumdadır. “Kör, tuttuğunu sever” sözünde olduğu gibi. Bu da Türkiye’nin güçlü “siyasi” motivasyonu ve zayıf “hukuk” kapasitesinin bir semptomudur.

nurşen35 03 Aralık 2018 21:32

ArO*ga/li/p

dinalemidrn 15 Aralık 2018 16:39

Teşekkürler güzel yazı için.


SAAT: 20:52

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321