![]() |
Osmanlı'nın ruhu aramızda Halep kalesine Türk bayrağının asılması videosunu izlerken aklıma Derrida'nın "Marx'ın Hayaletleri" kitabı geldi. Derrida orada özetle; gömülmeyen hakikatlerin ve yerine getirilmeyen her şeyin, hayalet gibi insanın ruhuna musallat olduğunu söyler. Geçmişin gölgeleriyle yüzleşmeyenlerin, bu gölgelerin ağırlığını hep taşıyacağını anlatır Derrida. Hatta bir yerde der ki: "Cenaze usulüne göre defnedilmemiş ise ruhu varislerine musallat olur" Osmanlı'nın ruhu gibi. Usulüne göre defnedilmeyen Osmanlı ruhu hep aramızda. Bazen Kudüs’te taşların arasından, Balkanlar’da eski bir köprüden, Afrika'da bir çeşmeden duyuluyor o ruhun sesi. Türkistan' da bir ak sakallının duasında, Trablus’ta bir surun taşında, İstanbul’un dar sokaklarındaki bir vakıf medresesinin bahçesinde duyuluyor bazen o ses. Bazen de bir diplomasi masasında eğilip fısıldıyor kulağına mirasını "Hakkın var," diyor. "Bu masada söz hakkın var." “Geçmişin mirasını hakkıyla taşımayan, geleceğin inşasında yer bulamaz” da diyor aynı ses. Tamamlanmamış bir hikâyenin, kapatılmamış bir defterin ağırlığını taşıyoruz bu çok açık. Bu iş nerede biter, biter mi ya da bilemiyoruz. Emin olduğumuz şey Osmanlı'nın ruhu aramızda. Halep kalesine asılan Türk bayrağı bir tarih sarkacının yeniden salınımı gibiydi. Tıpkı Belgrad’daki bir türbenin önünde hissettiğimiz yük gibi, ya da Şam’da bir hanın duvarına kazınmış bir ayet okurken hissettiğin ürperti gibi. Halep Kalesi’nde dalgalanan bayrak, tarihin ruhuna verilmiş bir selam gibi. Ama bu selam yeterli değil. Geçmişin mirasını taşırken; her birimizin birer köprü, birer han, birer medrese taşı olduğumuzu bilerek hareket etmemiz gerek. Ruhun şad olsun, rahat uyu... Ezgi Akgül |
SAAT: 16:26 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.