Konu Başlıkları: vehhabilerin bozuk yönleri
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 27 Kasım 2011, 22:37   Mesaj No:22

semihhh

Medineweb Acemi Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:semihhh isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 14343
Üyelik T.: 14 Ekim 2011
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 11
Konular: 3
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: vehhabilerin bozuk yönleri

Alıntı:
mdm1 Üyemizden Alıntı Mesajı göster
1- Adamlar Kur"an metnine sadık kalmak için, metinde geçen istivanın anlamını değiştirmezler. İstiva malumdur, yani oturma bilinen bir şeydir, keyfiyeti niceliği nasıllığı bilinmez böyle iman ederiz derler. Sizler küçük beyinlerinizle arşı sandalye gibi birşeye benzettiğiniz için, ALLAH subhanehunun arşa istivasını insanların oturuşuna benzeten asıl sizlersiniz. Adamlar hiç bir zaman haşa ALLAH subhanehu arşa insan gibi oturmuş dememiştir, bu benzetmeyi bizzat kendiniz yaptığınız için ,Kur"an daki kelimeleride yerlerinden ve asıl anlamlarından değiştirdiniz. Be hey cahiller arşın niteliğini ve niceliğini nereden bileceksiniz ki, bütün kainatı kuşatmış bir yüce makamdan bahsediyoruz, tutupta ALLAH subhanehuyu ona istivadan tenzih edebilesiniz.

Öte yandan Hallacınız değil miydi haşa cübbemin içinde ALLAH var diyen, ben ilahım diyen, Ruminiz değil miydi erkek dostuna sesin tanrı sesi diyen, ot, hayvan, melek derken sonunda ilah oldum diyen, kadınları ilah yapan, şarabı ilah yapan, kadındaki işveyi bile haşa tanrı tecellisi yapan bu zındıklar değil miydi, Arabi değil miy di kainat parçalara bölünmüş yekpare bir ilah diyen, yine sevdiği bir kadını ilahlaştıran? Bunlar düpedüz açık seçik kelimelerke, kendilerini, adi dostlarını, hoşlarına giden kadınları, hatta işvelerini ve şarabı bile ilah edinmişler, tutumuşsunuz Kur"anın metnini tevil etmeyen adamları, kendilerinin ağzından böyle bir kelime çıkmamışken, ALLAH subhanehuyu yarattıklarına benzetiyor iftirası atmışsınız. Kendi küfürdaşlarınızı gizlemek için cambaza bak demişsiniz adeta.

2- ALLAH subhanehuyu mekandan münezzeh etme iddiasıyla, neredeyse arşa istiva ayetini ortadan kaldıracaklar.Peki arşın bir mekan olduğunu hangi delile dayanarak ortaya atıyorsunuz. Hadis yani sonradan yaratılmış olması onun mekan olduğu anlamına gelmediği gibi, niteliği ve niceliğide insanlığa kapalıdır. Dolayısıyla arşa istiva konusu malumdur ama niteliği niceliği bilinemez. Bu konuda İmam Malikin ve diğer imamların görüşüde paraleldir;

Padişahın tahta çıkması idare ve hükümet işlerini elin almak anlamına gelmektedir. Bu durumda yüce Allah’ın arşa istiva etmesi her şeye hükmetmesi anlamına gelmektedir. İmam-ı Mâlik b. Enes (ra) “İstiva mâlum, keyfiyeti ise akılla idrak edilemez. Buna iman vacip ve bu konuda soru sormak bid’attır” (Muhammed b. Süleyman el-Halebî, Emâli Şerhi, 28, İstanbul-1979; Ferit Aydın, İslam’da İnanç Sistemi, 232) şeklinde cevap vermiştir.

Adamlar ez cümle İmam Malikin bu dediğini savunur zaten.

3- İstivayı istila manasına çeviren tabi kafirdir. Bu eylemiyle Kur"anda geçen istiva kelimesini yerinden değiştirmiş, kendi küçük beynince istila olarak tevil ve yorumlamış demektir. Buna tenzih denmez ancak, gerçek anlamını tahrif ve tahrip denir. Herkes Kur"an da kafasınca değişiklikler yapacaksa, biz hangi müminlikten ve hangi değişmemiş Kur"andan bahsedebileceğiz?

4- Tatarhaniyye gibi uydurmasyon saçmalıklara inanılacak değildir. Başkalarını müşebbihe ve mucessime ilan ederlerken, hemde ALLAH subhanehunun arş ayetini inkar ederek, oysa kendi fırkalarında mücessime ve müşebbihenin en azılıları fink atmaktadır. Arabi, Rumi, Hallac, Y.Emre , ibni Farıt, Tilimsani gibileri...

5- Adamlar kelam mahluktur diyenlere reddiye sunmuş, kendileride yazılarında ALLAH ın kelamı zatıyla kadim yani ezeli demiş, aşağıda sunulan delildede aynı anlam var. Ortada çelişki yokken hala neyin arayışı içinde bu zavallı yazar. Maksat karşıtlık olsun madde çoğalsın gibi olmuş...

6- Adamın sahte şey-hleri ALLAH subhanehuya bazı beşerleri ortak koşmuşsa, ozaman adamın dediği Lailahe illallahın manası kalmamış olur. Yazarında amacı burada belli oluyor, amaç ALLAH subhanehuya kulluğu savunmak değil, bir takım sahte şey-hleri ALLAH subhanehuya ortak koşarak, haşa ALLAH tan ve dininden fazla savunmak.
(Ahir zamanda bazıları, sizin ve atalarınızın yolundan ayrılıp, sünnetimden uzak kalacaklar, onlardan uzak durun!) [Müslim]
Adamlar sünnete bağlılıkta işi o kadar ciddiye almışlardır ki, zayıf bile olsa rey yerine o hadisle amel etmeyi tercih ederler. O dereceki hadisin metniyle motamot amel etmeye gayret ederler. ALLAH subhanehunun gecenin belli bir vaktinde yeryüzüne inmesi hadisi gibi. Sizse adamları sünnetten uzaklaşmakla niteliyorsunuz.

7- Adamlar Lailahe illallah diyen, ama bunun yanında da sahtekar şey-hlerini ilahlaştıranları tekfir ediyorlar. ALLAH subhanehuyu bırakıpta bütün duasını ve gönlünü ,sahte beşer bir şey-he bağlayan elbette müşrik bir kafirdir. Bu insan ALLAH subhanehuya sahte beşerini resmen ortak koşmuş, ALLAH subhanehu yerine bu sahtekar beşere dua eder olmuştur. Kişi bu ameli işleyerek, başkasının tespitinden ziyade, kendi kafirliğini tescillemiş olur.

8- Cehennem sonsuz değildir meselesinde, ibn Teymiye r.a. ve in Kayyım r.a Hasan el Basrinin (tarikatçılar neden bunu görmezden gelmiş hayret) sözünden yola çıkarak bu konuda hata etmişlerdir. Bu konudaki ayrıntılı açıklamalarını şuradan okuyabilirsiniz;
ebumuaz.blogspot.com/2007/04/cehennemin-sonsuz-azab.html
Fikir babaları diye ağzını ayıran adama sormazlar mı peki, bırakın cehennemin sonsuzluğunu, cehennemi ve cehennem azabını inkar eden, alemdeki herşeyi ilah gören fikir babaları Arabinin görüşlerine kendileri ne diyecek acaba.
Bakın öbürleri kendi alimlerinin hata yaptığını söyleyebiliyor. Tarikatçılarsa sahtekar şey-hlerini bir ilah savunur gibi savunuyorlar, hatta onlardan zuhur eden küfürleri bile yeni küfür dini ve şeriatı bile yapıyorlar Rumi gibi...

9- Adem a.s. hakkında söyleyende söylenende gereksiz tartışmalardır. Adam hata yapmışsa bununda hatasını kendileri beyan etmiştir.

10- Ebu Cehil ve ebu Lehebin imanı asla olmamış ki diğerlerine göre salih olabilsin. Bu söz bu şekilde söylenmişse diyen zaten hata etmiş. Sözün doğrusu ise şu olacak, ALLAH subhanehuyu yaratıcı ilah olarak bildikleri halde hem putları Ona ortak koşma bakımından, hemde ALLH subhanehunun resul olarak gönderdiği peygamberinin risaletini inkar etmeleri sebebiyle, şimdikilerse bir takım beşerleri ilahi sıfatlara ortak etmeleri ve bir takım sahtekar şeh-y takımının kendi melanet kitaplarını alemlerin Rabbinden inme olarak gösterip(Rumi gibi), bu sahte peygamberliklerini iddia edenleri inkar etmemelerinden dolayı, eu Cehil ve Leheple aynı inkar üzeredirler.

11- Hem adamlar ehli sünneti kafir görüyor diyorsunuz, hemde Eşari ve Maturidileri ehli sünnetten görmezler diyorsunuz. Demekki adamlar ehli sünneti savunuyor peki nerde kaldı ehli sünneti kafir görürler iddianız.

12- Adamların peygamber a.s. a salavatı inkar ediyorlar demeniz içinde kendi kendinizi boğduğunuz kocaman bir iftira ve yalandır. Adamların karşı olduğu şey hiçbir aslı olmayan bu salavata birilerinin yeğane şifa salavatı anlamını yüklemelerindendir. Bu sonradan uydurulan salavatla hastalıklarının şifa bulduğuna inanan hikayelere şurdan bir örnek olarak bakabilirsiniz. İnsanlar şifayı ALLAH subhanehudan değilde, sonradan uydurulan bir salavata veya bizzat peygamber a.s. a bağlamışlarsa, işte burada ALLAH subhanehunun ilahlığı devreden çıkarılmış, yerine mutlak şifa kaynağı olarak sonradan üretilmiş bir salavatı ve elçisini koyarak ortak koşmuş oluyoruz. Tıpkı şurdaki uydurma menkıbede olduğu gibi;
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Neymiş efendim sonradan uydurulan bu selavatı devamlı okuyan biri şifa bulmuş muş. Kardeşim hastalıkta şifada ALLAH subhanehudan.
Selavat konusunda bu kadar titiz olduklarını iddia edenler ,Ruminin melanet beyitlerinde peygamber a.s. a Mustafa diyerek bayağı ifadesini hiç görmezler nedense. Üstelik peygamber a.s. ı Hirada intihar etmeye teşebbüsle bile karalar bu zındık, bazı gerçekleri insanlardan gizlediğini, Zeydinde sakın bunları ifşa etme dediğini pervasızca yazar beyitlerinde. Ama bu kansızlık ve iftiralar nedense hiç kanlarına dokunmaz tarikatçı tasavvufçularımızın.!!!

Üstelik bahsettikleri adamlar salavata karşı olsalardı, takip ettikleri alimleri İbn Kayyım r.a. salavatları topladığı bir kitap neşretmezdi. İnsaflı olun adamları yalanlayacaz diye adamlara açık açık iftira atmayın...!!!

13- La ilahe illallah ın hayata anlam ve ikamesini uygulamayıp bilakis görmezden gelip, bu zikri halayla, defle dini bir oyun ve eğlence haline getirmek, bizzat zikrin gerçek anlamını örtmenin ta kendisidir. Eline almış defi hoplaya zıplaya Lailahe illalah diyor. Keyfi yerine geldimi, deşarj oldumu bu halayla oturuyor rabıta diye herşeyi bir kenara atıp sadece sahtekar şey-hini zihinsel tapınmayla kutsuyor saatlerce. Taguti bir okulu bırakması gerek ama ALLAH subhanehunun emriyle değil, sahtekar şey-hinin emriyle bırakacak. Lafta La ilahe illallah yani ALLAH tan başka kanun koyucu tanımıyorum diyecek ama, bir takım beşerlerin Tağutların, kafirlerin demokrasisini savunacak. Sonrada anlamını dahi bilmediği zikri defiyle halayıyla hoplayarak zıplayarak tererennüm edecek. ALLAH akıl fikir versin ne diyelim...

14- Uydurma tasavvufu aklayabilmek için hadis uydurmaya başlıyorlar;
"Bir hadis-i şerif meali şöyledir; (Allahü teâlânın, kalbime doldurduğu feyzlerin, nurların hepsini Ebu Bekr’in kalbine akıttım.) [Mektubat-ı Masumiyye]"

Hadis diye uydurulan bu sözün hiçbir sahih hadis kitabında kaynağı yok. Kim benim adıma hadis uydurursa cehennnemdeki yerine hazırlansın sahih hadisi, heralde müslümanlıkla alakanız olmadığı için sizleri pek ırgalamıyor galiba. Çünkü tasavvuf dinini ikame edebilmek için peygamber a.s. adına bile iftira etmekten imtina etmediğinize göre, burada müslümanca bir kaygı göremiyoruz sizlerden.

"Hazret-i Ebu Hüreyre de buyuruyor ki; (Resulullahtan iki türlü ilim öğrendim. Bunlardan birini sizlere bildirdim. İkincisini söylersem, beni öldürürsünüz.) [Buhari]"
Bu hadisin var olduğuna inansak bile burada tasavvuf kelimesi nerede geçmekteki, bunu mutlak tasavvufa yorumlayabilelim.

"İmam-ı a’zam hazretleri, ictihadda en yüksek dereceye ulaştığı halde, Cafer-i Sadık hazretlerine talebe oldu. Daha sonra, talebe olduğu iki seneyi kastederek, (Ömrümün son iki senesi olmasaydı, Numan helak olurdu) buyurdu."

Burada da tasavvufun t-si yok, üstelik bu söze göre İmam Azam r.a in son iki senesindeki görüşleri hariç, diger görüşlerini inkar ettiğini ortaya çıkar. Buda onun adına atfedilen hanefi mezhebinin temelinden yıkılması anlamına gelir, koyu hanefilik kışkırtıcılarına duyrulur ki çoğu derin yapıların tarikatleri ve tasavvufçularıdır.!!!

"Hazret-i Ömer vefat edince, oğlu Abdullah hazretleri, (İlmin onda dokuzu öldü) buyurdu. İşitenlerin buna şaşırdıklarını görünce de, (Fıkıh bilgilerini değil, Allah’ı tanımak ilmini söyledim) buyurdu. (Buhari)"
Bu sözünde tam metni bu olmasa gerek, ama bizim aradığımız tasavvuf kelimesi ise hiç mi hiç yok. Dolayısıyla yorumada gerek yok.

"Muhammed Masum Faruki hazretleri de buyuruyor ki; Tasavvuf marifetlerinin hepsi Resulullahtan gelmektedir. Bunların isimleri sonradan konulmuştur. Resulullahın Peygamber olduğu bildirilmeden önce, kalble zikretmekte olduğunu muteber kitaplar yazmaktadır. (2/59)"

Bu iftiranın muteber kitapları ve kaynakları neymiş yazmamış zatı atıcı. Peygamber a.s. adına O"nun ağzından yalanlar düzmekten imtina etmeyenlerin yeri cehennemdir.

15- Peygamber a.s. bırakın sıradan insanların mezarlarını, peygamberlerin bile mezarlarını tapınak, dua merkezi, mescid, tören, bayram yeri, dilek mekanı edinmenin ALLAH subhanehunun rahmetinden katbe kat uzak olunacak işler, yani laneta müstehak işler olarak anlatmakta, yahudi ve hristiyanların bunları yapmalarını kınamaktadır.
Bizimkilere bakıyoruz nerdeyse her köşe başına bir tapınak gibi türbeler inşa etmekte, halk bu türbelere giderek, oradaki ölü mevhum kişilikten mutlak yardım, şifa, bereket, feyz dilenmektedir. Artık ALLAH subhanehu haşa unutulmuş ey falan imdat et, ey falan yetiş denilerek, mezardaki kendine bile faydası olmayacak ölüden yardım dilenir, medet umar hale gelerek, yatırı, ölmüş beşeri ilahlaştırmıştır. Çabut bağlamak, mum yakmak, adak sunmak, mezarda yatmak, mezara karşı secde etmek, el sürmek, totemist putçuluğun tüm ibadet şekillerini görebilmekteyiz.

16- Mubarek gün ver geceler uydurulmakla, sanki diger günler ibadet için mübarek olmamakta, ibadetlerede aynı titizlikle devam edilmemek istenmektedir. ALLAH subhanehunun bizlere bahşettiği her gün mubarektir. İbadetlerimizi her gün aynı titizlik ve hassasiyetle yapmakla mükellefiz.

"Hadis-i şerifte, (Beni övmek ibadettir) buyuruluyor. Resulullahı övmek, bid’at değil ibadettir. Mevlid kandilinde, Peygamber efendimizin doğum zamanlarında görülen halleri, mucizeleri okumak, dinlemek çok sevabdır. Kendisi de anlatırdı. Eshab-ı kiram da bir yere toplanıp, okurlar ve birbirlerine anlatırlardı. (S. Ebediyye)"

S.ebdiyye denilen ebedi betbahtsızlıkta, peygamber a.s. ı övmek ibadet olarak iftira edilmiş. Öncelikle ibadet sadece mabuda ilaha yani ALLAH subhanehuya yapılır. İbadet edilen bir paygamber bile olsa burada şirk devreye girmiş olur. Üstelik bu yalan ve iftira sözü anlam bakımından bile yorumlamak gereksizken, acaba bu iftiracı zalimler hem ALLAH resulü adına bunu iftira ederken, hemde düpedüz ibadetleri beşerlere kılarak ALLAH subhanehuya ortak koşarken, nasıl müslüman olabiliyorlar, doğrusu merak ediyorum. İşte bir başka uydurma hadis daha;

"Resulullah pazartesi günü oruç tutardı. Sebebini sorduklarında, (Bugün dünyaya geldim. Şükür için oruç tutuyorum) buyurdu. (Hak Sözün Vesikaları)"

Ancak yalan ve uydurma sözün vesikaları olarak görülebilir bunlar.İşte bide yalan ve uydurmada sınır tanımayan tenvirul kuluplu culuplu uydurma kitaba bakalım;

"El-mukni, el-miyar ve Tenvir-ül-kulub kitaplarında Mevlid gecesinin Kadir gecesinden kıymetli olduğu bildiriliyor. (Ed-dürer-ül-mesun)"

Artık sonradan türetilen mevlit gecesini ispatlayabilmek için, Kur"anda kesin olarak en kutsal gece olan Kadir gecesini bile küçümser hale gelmişler. Yani haşa ALLAH ın dediği yalan bunların dediği doğru. Mevlit gecesini hararetle savunurlar ama, peygamber a.s adına yalan hadisler türetmekten sonucu cehennem olsa bile bu tehdidi ciddiye almazlar, peygamber a.s. ın sünnetini ve Kur"ani yaşayışını hiçbir zaman örnek alarak yaşamazlar. Sonradan türettikleri her batıla dalarlar, batılın üreticisi her sahtekar şey-hede ilah gibi taparlar.

17-
"Kabrimi ziyaret edene şefaatim vacip oldu.) [Beyheki, Dare Kutni, Taberani]
(Kabrimi ziyaret edene şefaatim helal oldu.) [Bezzar]
(Hac edip kabrimi ziyaret eden, beni diri iken ziyaret etmiş gibi olur.) [Taberani, Dare Kutni, İbni Cevzi]
(Hac edip de, beni ziyaret etmeyen, beni incitmiş olur.) [Dare Kutni, İ. Malik]
(Mazeretsiz beni ziyaret etmeyen bana cefa etmiş olur.) [İbni Neccar]
(Kabrimin yanında, benim için okunan salevatı işitirim. Uzak yerlerde okunanlar bana bildirilir.) [İbni Ebi Şeybe]"

Yukardaki hadislerin senet ve ravi sahihliği madem size düşer, onuda siz yazmalısınız.

18- Bu hadislerinde sahih olmadığı açıktır, üstelik ALLAH subhanehunun İznim olmaksızın katımda kim şefaat edebilir ayetinede açıkça muhaliftir.
"İki hadis-i şerif meali şöyledir;
(Sadece beni ziyaret için gelen, kıyamette şefaatimi hak etmiş olur.) [Müslim, Taberani]
(Vefatımdan sonra beni ziyaret eden, hayatımda ziyaret etmiş gibidir.) [Beyheki]

19- Bu hadise göre cehennemliklerin üzerine bol ağaç dikersek azaptan kurtulurlar mı diyeceğiz. Adamlar dini inkar etsin her türkü kötülüğü yapsın öldüklerinde kabirlerine bir agaç dik ohh kurtuldu olsun. Hem ALLAH aşkına kabirdekinin azaplık mı yoksa cennetlik mi olduğunu kim belirleyecek!!!_?

"Peygamber efendimiz, iki kabrin yanına gelince, bir hurma dalı getirilmesini emretti. Hurma dalını ikiye kırıp, yarısını bir kabre, yarısını da diğer kabrin üstüne koyup, (Bu dal yaş kaldığı sürece azapları hafifler) buyurdu. (İ. Mace)"

Peygamber a.s. hakkında onca hadis uydurmaktan sakınmayacaklar, ama peygamber a.s. in kabrini ziyaretle cennete giriverecekler, daha doğrusu bu yolla uydurdukları sahtekar şey-hlerin mezarlarını tapınak edinecekler, tapınacaklar, onları mutlak cennetlik görerek, kendileride onlara tapınarak cennete girecekler. Amaç mezar tapıcılığı, uydurulmuş sahtekar şey-h şirkini ikame etmek. Peygamber segisi bu amaca hizmet için zırh ve maske.

20- Kabir ziyaretlerinin varabileceği tapınakçı boyutu peygamber a.s. iyi bildiği için, önceleri kadın erkek herkese yasaklamıştır. Daha sonra bu yasağı kaldırmıştır. Demekki şiddetle mezar tapıcılığını savunanlar bu iş o kadarda izin verilebilecek eylem değilmiş. Günümüzde bazıları için bu işin mezardaki ölüye ve ruhuna tapınmaya kadar vardığını görüyorsak, yasağın neden bir dönem uygulandığı açıkça ortaya çıkmaktadır.

21- Artık ne uyduracağını şaşıran zavallı zatı atıcı, adamları top sakal bırakmakla itham etmiş. A zavallı dengesiz, adamlar bırak sakal kısatmayı jilet vurmayı bile haram görürler. Kaldiki senin top sakallı diye tarif ettiklerin, abd kuklası sultanlar ve krallardır. Bunlar bırak müslümanlığı bilmem ne sahillerinde yatlarla ecnebi kadınlarla şarap içenlerdir. Üstelik itikatlarını beğenmediğin adamların çoğunu hapseden veya katleden adamlar. Uydur bişeylerde, münasip bir yerinden uydur. ;)))

22- Bakın itirazı ne savunması ne zatı atıcının;
" Âdet dönemindeki kadını boşamak . Âdet dönemindeki boşanma geçerli olmaz. (Fetavel Mer’a, s.137, Riyad)
CEVAP
Hayzlıyken yapılan talak, haram olmakla beraber sahihtir. (Redd-ül-muhtar)"
Cevaba dikkat neymiş harammış, yani hayızlıyken yapılan talak haram olduğuna göre hangi geçerlilikten bahsediyor bu zatı atıcılar. Bu şuna benzemiş içkiliyken namaz kılmak haramdır ama kılınan namaz sahihtir. ;)))
Yani okadar zorlanmışlar ki küçük akıllarıyla reddiye üretecem diye komik duruma düşmüşler farkında değiller.

23- Zatı atıcı minare yapmakla ilgili bir şey zırvalamış, iyide be zavallı adam Mescidi Harameyn zaten minarelerle çevrili!!!

24- Ölülere Kur"an okumakla ilgili uydurmalara gelince.
"Kabristanda Kur’an okumak sünnettir. (Tahtavi)"
Tahtavi mi yoksa oduni mi ölülere Kur"an okumanın sünnet olduğunu idda emeiş, peki hangi hadise göre, bu konuda henüz hadis uydurmamışlar. Ama gelin uydurdukları ve bu uydurmalarla cehennemi takmadkları hadise bakalım;
"(Kabristana giren kimse, Yasin suresini okusa, o gün ölülerin azapları hafifler. Ölülerin sayısı kadar o kimseye sevap verilir.) [Etfal-ül müslimin]"
Neymiş efendim adam ömründe bir kez Kur"an okumamış, ama biri gelecek hemde siz ölülere Kur"anı işitriremezsiniz ayetinin geçtiği Yasini okuyacak, onlarında azapları hafifleyecek, hemde okuyana sevap geçecek. İyide kardeşim hadi okunan kişi azapta değilse ne olacak, veya okunan Kur"anı bir kere hayat gündemine almamışsa ne olacak, heleki siz ölülere işittiremezsini ayetini nereye koyacağız.
Üstelik bütün bunların yanına birde hadisin uydurma olduğunu ortaya koyarsak, uyduran ve uydurulanı nakleden ve inananın cehennemde olduklarını düşünürsek, hem din adına ALLAH resulunun ağzından yalan uyduracaklar hemde bunlarla kendilerini mi kurtaracaklar. Elbette amaç bu değil, amaç ALLAH subhanhuya ortak koştukları sahtekar şey-hlerinin mezarlarını bu uydurma hadislerle tapınak haline getirmektir, esas amaç ve maksat budur.

25- Muska totemini savunma palavralarına. Tirmizide gösterdikleri şu hadisin kaynağını bulamadım;
"Eshab-ı kiramdan Abdullah bin Ömer, (Gazap, ceza ve kullarının şerrinden, şeytanların vesveselerinden ve hazır bulunmalarından, Allah’ın âyetlerine sığınırım) yazar ve büluğa ermemiş çocuklarının boyunlarına asardı. (Tirmizi)"
Bizde muskayı yasaklayan hadislere bakalım;
"2055- Muğîre b. Şu’be (r.a.)’in babasından rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur; “Kim dağlanmak suretiyle tedavi olmaya çalışırsa ve muska taşıyarak tedavi olmak isterse Allah’a tevekkül etmekten uzaklaşmış demektir.” (Ebû Dâvûd, Tıp; 17; İbn Mâce; Tıp; 39)
2072- İsa (r.a.)’ın kardeşinden rivâyete göre, şöyle demiştir; “Humre=Alazlama hastalığına yakalanan Abdullah b. Ukeym, Ebû Ma’bed el Cühenî’nin yanına girdik ve şöyle dedik; Bu hastalığın geçmesi için muska boncuk vs. takmaz mısın? Şöyle cevap verdi. Ölüm, o takınacağım şeyden daha yakındır. Çünkü Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurur; “Kim bazı şeylerden korunmak için bir şey takınırsa o takındığı şeyin korumasına terk edilir.” (Ebû Dâvûd, Tıp; 17)

(2157)- İbnu Mes’ûd (radıyallâhu anh) anlatıyor; "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) on şeyi sevmezdi; Sarı yani halûk, yaşlılıkla ortaya çıkan akların rengini değiştirme, izârın (kibirle) yerde sürünmesi, altın yüzük takmak, teberrüc (kadınların zinetlerini yersiz olarak göstermesi), zar atmak, Muavvizeteyn’den başka bir şey okuyarak rukye yapmak, akdü’ttemâim (muska bağlamak), suyu (meniyi) mahallinden başka yere atmak, çocuğu ifsad etmek. Resûlullah, bunları) haram kılmaksızın mekruh sayardı." [Ebû Dâvud, 3, (4222); Nesâî, Zinet 17, (8, 141).]
Ayrıca arzu edenler temime yasağına bakabilir.
Hele şu uydurma fetvaya bir bakın;
"Âyet-i kerime ve dua yazılı muskayı muşamba, naylon gibi su geçirmez şeylere sarılı olarak cünübün bile taşıması ve helâya girmesi caizdir. (Halebî, Dürr-ül-muhtar)"
Adam buna göre haş Kur"anı anlamını düşünmeksizin hayatına uygulamaksızın naylonlasın, muşambalasın, üstünde taşısın hemde birde sakınmadan bunlala helay girsin, hayatına aksettirmediği Kur"anı adeta koruyucu madde gibi kalkan gibi kullansında, hurafe ve bidatlere dalsın. Zeten amaçlarıda Kur"anı muskalamak biryerlere asmak, anlamını hiç yaşamamak, yaşatmamaktır.

26- Tasavvuv ve tarikatçılar müteşabih ayetleri anlamından çarpıtarak tevil etmeyi maharet sayarlar. Oysa Kur"andaki müteşabih kelimelerin anlmını değiştirmek, Kur"an ın anlamı değiştirmekle eşdeğer bir küfürdür. Ayette kalplerinde bozukluk olanların müteşabih ayetleri tevile ve anlamını değiştirmeye meylettikleri tipler diye tarif ettiği kişiler tam da bunlardır. Ayet ALLAH arşa istiva etti diyecek bunlar yok istila etti diyecekler, bunlar peygamber a.s. Kur"anda geçen el-yed kelimesini değiştirmemişken, peygamber a.s. dan daha akıllı olduklarını iddia ederek , bunu kudretle değiştirecekler. Oysa el diye vasfedilen ALLAH a uzuv isnadı değil, bizzat elle yapılan üstünlük fiili sıfatına işaret vardır. Adamlar bu fiili üstünlük sıfatını savunuyorken tevilsiz ve teşbihsiz, bunlar adamları mücessime ilan ediyorlar. Oysa kendi sahtekar şey-yleri bizzat adi nefislerini açık açık ilah ilan ederken, sevdikleri kadınları ilah ilan ederken, hatta hoşlandıkları şarabı ve kadın işvesini bile tanrı tecellisi diye ilahlaştırırken, başkalarını ALLAH subhanehuyu beşere benzetmekle itham ediyorlar...

27- Tesbih kullanmak. Tesbih sonradan türetilen ve kullanılan bir maddedir. Peygamber a.s. ın risalet döneminde tesbih henüz yoktu. Ama bakın yine uydurmasyoncular çakıl taşlarıyla ilgili veya çekirdeklerle ilgili bahse konu hadise, tesbihide sokuşturuvermişler.
"Tesbihleri parmakla saymak ve tesbih kullanmak caizdir. Resulullah, bir kadının çekirdeklerle veya çakıl taşlarıyla tesbih çektiğini gördüğü halde yasaklamamıştır. (Ebu Davud, Tirmizi, Nesai, İbni Hibban, Hâkim"
Peygamber a.s. sadece sağ eliyle tesbihatta bulunmuştur. Yoksa tesbih o dönem var olan bir alette değildir. Peki olmayanı kullanmak mı daha evladır, yoksa peygamber a.s ın davranışını uygulamak mı?
İşte mevlit derler, ALLAH resulu kendi adına uydurulan hadislere karşı uyduruculara cehenneme gireceklerini ihtar eder ama, bunlar her gün yeni bir hadis uydurmaktan imtina etmezler. Peygamber a.s. elleriyle tesbihat yapmış dersiniz yok illa, anlamını dahi bilmedikleri tesbihatları, tesbih aletini insanları miskinleştirmek için ellerine tutuşturuverirler. Öyleya çeke dursun bilmem kaçyüzbintane tesbihide oyalansın müritler. Miskin miskin tesbih çeken adamdan, zalim düzenlere ne zarar gelebilir ki, amaçta bu miskinleri türetmek zaten. Otursun sofularımız miskin miskin anlamını dahi bilmedikleri yada anlamını birkez hayatlarına khakim kılmadıkları zikirleri, tesbihleri çeksinler, Tağutlar, kafirler müslüman beldelerde onca masum kadın ve çocuğun kanını döksün, bunlarda tekkelerinde sıcak postlarında milletin bağışını sadakasını zıkkımlansın. Ecnebiler ve zalim beşeri sistemler tarikatçıları çok severler çünkü onlardan asla kendilerine zarar gelmeyeceğini çok iyi bilirler.


6.ya ne ortak koşması ben sana La ilahe illahlah çek desem şimdi şirk mi koşuyorum bırak ALLAH Aşkına evet gecenin bir vaktinde geçer hemde Sahih kütüb i sitte den Müslim'in bir rivayeti şu şekildedir:

Şüphesiz ki Allah, mühlet verir. Gecenin ilk üçte biri [1] [966] gittiği va*kit en alt semaya inip: [2] [967]

Var mı bağışlanma dileyen! Var mı tevbe eyleyen! Var mı is*teyen! Var mı dua eden!1 buyurur. (Bu durum,) tan yeri aydınlamncaya kadar (böyle devam eder). [3] [968]

Yine Müslim'in başka bir rivayeti de şu şekildedir:

Gecenin yarısı yada üçte ikisi geçtiği zaman şanı pek yüce olan Al*lah, en alt semaya inip:

Var mı isteyen? (İstediği şey ona) verilecek! Dua eden var mı? Duası kabul edilecek! Bağışlanma isteyen var mı? Ona mağfiret olunacak! buyurur. (Bu durum,) sabah aydınlanıncaya kadar (böyle devam eder). [4] [969]

Yine Müslim'in diğer bir rivayeti ise şu şekildedir:

Bu hadisin bu şekildeki metnin)i, Buhârî ile Müslim rivayet etmiştir. Müslim'in bir rivayeti şu şekildedir:

Şüphesiz ki Allah, mühlet verir. Gecenin ilk üçte biri [5] [966] gittiği va*kit en alt semaya inip: [6] [967]

Var mı bağışlanma dileyen! Var mı tövbe eyleyen! Var mı is*teyen! Var mı dua eden!1 buyurur. (Bu durum,) tan yeri aydınlanıncaya kadar (böyle devam eder). [7] [968]

Yine Müslim'in başka bir rivayeti de şu şekildedir:

Gecenin yarısı yada üçte ikisi geçtiği zaman şanı pek yüce olan Al*lah, en alt semaya inip:

Var mı isteyen? (İstediği şey ona) verilecek! Dua eden var mı? Duası kabul edilecek! Bağışlanma isteyen var mı? Ona mağfiret olunacak! buyurur. (Bu durum,) sabah aydınlanıncaya kadar (böyle devam eder). [8] [969]

bilmiyorum siz bu kadar hadis i inkar ederek ne yapmayı planlıyonuz namaz kılmayı nerden öğrendiniz acaba
,işini gelen Hadis i kabul et gelmiyeni tevil eden birisin bravo işte adını kendin yap fetvanı kendil bul diyerek İslamın olmazsa olmazları değiştirmeye çalışan kişisin ne diyim Hadis i şerifleri kendi görüşlerine göre kısımlandırarak ve gelişigüzel bir şekilde 'zayıf' ve 'mevzu' diyee adlandırarak insanların Sünnet ve Hadislere karşı imanlarını sarsan kişisin aferin ALLAH ıslah etsin ne diyim tasavvuf bu senin anlattın değil



7.Lâ ilâhe illallah demek
Tasavvufta en çok, Lâ ilâhe illallah kelime-i tayyibesi söylenir. (Sözlerin, zikirlerin efdali, en faydalısı, lâ ilâhe illallah demektir) hadis-i şerifi güneş gibi her yerde ışık salmakta iken, bunu söylemek, sonradan meydana çıkmış denilebilir mi? Tasavvuf demek, sünnet-i seniyyeye yapışmak ve bid’atlerden sakınmak demektir.

O halde, tasavvuf zaman-ı saadette yok idi, sonradan meydana çıktı, diyen kimse, sünnet-i seniyyeyi yıkmak isteyen bir İslam düşmanı değilse; menfaat sağlamak, cahilleri aldatmak için şeyhlik perdesi altında İslam’a yakışmayan kötülükleri yapanları anlatmak istiyordur. Böyle tasavvufçular ne kadar çok kötülense yeridir. Bu kötü kimseler, Müslüman göründükleri için, Müslümanlık kötülenebilir mi? Talebesine kötülük yapan öğretmen var diye, öğretmenlik mesleğine kötü damgası basılabilir mi? Evet, bazı cahiller, ahlaksızlar [ve misyonerler] şeyh şekline girdi. Tasavvuf adı altında her kötülüğü yapanlar oldu. Fakat bunlara bakarak, Resulullahın sünnetine yapışan, her kötülükten sakınan Allah adamlarına dil uzatmak pek yanlıştır.

Tasavvuf ehli buyuruyor ki:
İyi olan da, kötü olan da, iyilik yapabilir. Kötülük yapmamak ise, ancak Allah adamlarının özelliğidir. Sıddıklar günah işlemez. (Mektubat-ı Masumiye 2/106)

Allahü teâlâya kavuşmak, Allahü teâlâya yaklaşmak, Allahü teâlâyı tanımak, Allahü teâlâyı sevmek, feyz almak, nurlanmak, ârif olmak, ilm-i bâtın sahibi olmak gibi şeyler, hep kalb ile olur. Bunlara akıl eremez, anlayamaz. Allahü teâlâ, her şeye kavuşmak için bir sebep yaratmıştır. Bir şeye kavuşabilmek için, o şeyin sebebine yapışmak lazımdır. Bildirdiğimiz şeylere kavuşmanın sebebi, kalbi masivadan temizlemektir. Mahlukların varlığını, sevgisini kalbden çıkarmaktır. Buna, (Fena-i kalbi) denir. Kalb, Allah’tan başka her şeyi tam unutursa, yukarıda bildirdiğimiz şeyler, kendiliğinden kalbe dolar. Kalb, görülmeyen, tutulmayan bir şeydir. Yani madde değildir. Yer kaplamaz. Yürek dediğimiz et parçası ile ilgisi vardır. Aklın, dimağ [Beyin] ile olan ilgisi gibidir. Bir şişeye hava sokmak için uğraşmak lazım değildir. Sıvıyı boşaltmak lazımdır. Şişedeki sıvı boşaltılınca, hava kendiliğinden girer. Kalb de böyledir. Mahlukların sevgisi, hatta düşünceleri kalbden çıkarılınca, Allah sevgisi, feyz, nur, marifet, kendiliğinden kalbe gelir. Kalbi mahluklardan temizlemeye sebep de, Ehl-i sünnet itikadı, haramlardan sakınmak, farzları ve nafile ibadetleri yapmaktır. Nafile ibadetlerden, tesiri en çok ve süratli olanı, zikir yapmak ve Allahü teâlânın Velilerinden biri ile beraber bulunmaktır.

Feyz almak için, bu feyze kavuşmuş olan salih bir kimseyi bulmak, onu sevmek, onun yanında yetişmek lazımdır. Vehhabi Feth-ül mecid kitabı da, bunun lazım olduğunu bildiriyor. 335. sayfasında, (Allahü teâlâyı sevmeye kavuşturan on sebepten dokuzuncusu, Allah’ın sadık olan sevenlerinin yanında bulunmaktır. Onların sözlerini dinleyip faydalanmaktır. Onların yanında az konuşmaktır) diyor. Böyle salih kullara Mürşid-i kâmil veya Rehber denir.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Her şeyin bir kaynağı vardır. Takvanın kaynağı, âriflerin kalbleridir.) [Taberani]

(Salihleri anmak, günahları temizler.) [Deylemi]

(Âlimin yanında bulunmak ibadettir.) [Deylemi]

(Âlimin yüzüne bakmak ibadettir.) [Deylemi]

(Zikir, sadakadan daha faydalıdır.) [ibni Hibban, Beyheki]

(Zikir, nafile oruçtan daha hayırlıdır.) [Deylemi, Beyheki]

(Her hastalığın şifası vardır. Kalbin şifası, Allahü teâlâyı zikretmektir.) [Deylemi, Beyheki, Münavi]

(Derecesi en yüksek olanlar, Allahü teâlâyı zikredenlerdir.) [Beyheki]

(Allahü teâlâyı çok zikredeni, Allahü teâlâ sever.) [Beyheki]

bak benim PEYGAMBERİMİZ (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) bunu diyor senin vehhabinin ne diyor hangisine inanıcaksın karar ver

Zikir etmeye demi günah diyosun asavvuf yolunda ilerlemek, Allahü teâlânın ismini çok zikretmekle olur. Bu zikir de, İslam dininin emrettiği bir ibadettir. Zikretmek, âyet-i kerimelerde ve hadis-i şeriflerde övülmüş ve emredilmiştir. Tasavvuf yolunda ilerleyebilmek için, İslam dininin yasakladığı şeylerden sakınmak şarttır. Farzları yapmak, insanı bu yolda ilerletir. Tasavvuf yolunu bilen ve yolculara önderlik edebilen bir Rehber [Mürşid] aramak da, İslam dininin emrettiği bir şeydir. Maide suresinin 35. âyetinde, (Ona kavuşmak için vesile arayınız) buyuruldu. (Vesile, insan-ı kâmil demektir). Allahü teâlânın rızasına kavuşmak için, İslam dininin sureti de, hakikati de lazımdır. Çünkü, evliyalık üstünlüklerinin hepsi, İslam dininin suretine uymakla ele geçer. Peygamberlik üstünlükleri de, İslam dininin hakikatinin meyveleridir. Her üstünlükte Allahü teâlânın emirlerine ve yasaklarına uymak lazımdır.

Evliyalığa kavuşturan yol tasavvuftur. Tasavvuf yolunda ilerleyebilmek için, Allah’tan başka her şeyin sevgisini kalbden çıkarmak lazımdır. Allahü teâlânın ihsanı ile, kalb hiçbir şeyi görmez olursa, (Fena) denilen şey hasıl olur. (Seyr-i ilallah) tamam olur. Bundan sonra, (Seyr-i fillah) denilen yolculuk başlar. Böylece, (Beka) denilen şey hasıl olur ki, aranılan da budur. İslam dininin hakikati buradadır. Buna kavuşan zata (Veli) denir ki, Allahü teâlânın razı olduğu, sevdiği kimse demektir. Burada (Nefs-i emmare) mutmainne olur. Nefs, küfürden kurtulup, Allahü teâlânın kaza ve kaderinden razı olur. Allahü teâlâ da, ondan razı olur. Kendini anlar. Büyüklük, kendini beğenmek hastalığından kurtulur.
(2/50)

8.Kâfirlerin sonsuz Cehennemde kalacağını bildiren birçok âyet vardır. Birinin meali:
(Kâfirlerin malları ve çocukları kendilerini Allah’ın azabından asla kurtaramaz. Onlar Cehennemliktir ve orada ebedî olarak kalırlar.) [Âl-i İmran 116]

Bu âyet-i kerime, müteşabih olmayıp, muhkem, açık olduğu için tevil edilemez. Bu bakımdan, İbni Teymiyye bu âyet-i kerimeye göre küfre düşmüştür. Aynı sözü söyleyen İbni Arabî hazretleri, mazurdur, çünkü bu sözü söylediği zaman, sekr hâlinde idi. Yani tasavvuf sarhoşluğu içindeydi, sözünün farkında değildi. Allahü teâlânın rahmet deryasına dalmış, her tarafı rahmet görüyordu. Onun için, (Bu rahmet deryasında, kâfirler de ebedi kalmaz) dedi. Günahkâr müminler Cehennemden çıkınca, onlara ait Cehennemin yeşil çayır çimenlerle kaplı olduğunu gördüğü zaman, yedi Cehennemin hepsi böyle olacak sanmış, tasavvuf sarhoşluğu içinde yanılmıştır. Kasten söylememiştir. Yoksa aklı başında olan kimse, âyet-i kerimeye aykırı olarak böyle küfür söz söylemez. İbni Teymiyye ise, şuurlu bir şekilde bu sözü söyleyerek küfre girmiştir. İkisi arasında fark çoktur. Birinde tasavvuf [evliya] sarhoşluğu var, ötekinde Vehhabi sarhoşluğu var.Rumi yeni küfür dini ve şeriatı ne tam açsana iftiranı bilelim

9.sen inkar etmiyosun ölemi Hz. Adem (A.s.) ın Peygamberliğini

10.hep aynı cevaplar kim kimin ilahi sıfatlara ortak etmiş rumi ne zaman demiş gökten indi die yazık yazık iftira atarak bu ralara geldiniz yeter

11.hayır siz Eşarileri tekfir ediyorsunuz iyi oku

12.PEYGAMBERİMİZ (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) ' I aracı olarak Dua eden bir kör iyileşmiştir Osman bin Huneyf anlatıyor:
"Peygamber Efendimizin yanına bir âmâ (kör) geldi ve gözlerinin açılması için kendisinden dua istedi. Efendimiz, ona şunları söyledi:
— Git abdest al, sonra iki rekat namaz kıl ve şöyle dua et: "Ya Rabbî. Rahmet Peygamberi olan Hazreti Muhammedi şefaatçi ederek sana yöneliyor ve senden istiyorum. Ya Resulallah!. Seni şefaatçi ederek Rabbime yöneliyorum ki, gözlerimi yeniden açsın. Allahım! O'nun benim hakkımdaki şefaatini kabul eyle!"
O kör adam gitti, denilenleri yaptı, gözlerinin açıldığına ve gördüğüne şahit olduk."

13.ya hep aynı şeyleri söylüyosun ne sahte şeyleri şeyhler onu diyip bana tapın mı diyoru yazık sana iftira atısoun yazık

14. "Bir hadis-i şerif meali şöyledir; (Allahü teâlânın, kalbime doldurduğu feyzlerin, nurların hepsini Ebu Bekr’in kalbine akıttım.) [Mektubat-ı Masumiyye]" EFENDİMİZ (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM)' Dan Hz.Ebu Bekir e Sevr mağrasında aktarılmıştır nakşililk burdan başlar burda işte tasavvuf

"İmam-ı a’zam hazretleri, ictihadda en yüksek dereceye ulaştığı halde, Cafer-i Sadık hazretlerine talebe oldu. Daha sonra, talebe olduğu iki seneyi kastederek, (Ömrümün son iki senesi olmasaydı, Numan helak olurdu) buyurdu. burda da son 2 senesinde Rabıta aldığı için İmam ı Azam söylüyor

15.çaput bağlamğı kimkabul ediyor zaten ne alaka Osman bin Huneyf anlatıyor:
"Peygamber Efendimizin yanına bir âmâ (kör) geldi ve gözlerinin açılması için kendisinden dua istedi. Efendimiz, ona şunları söyledi:
— Git abdest al, sonra iki rekat namaz kıl ve şöyle dua et: "Ya Rabbî. Rahmet Peygamberi olan Hazreti Muhammedi şefaatçi ederek sana yöneliyor ve senden istiyorum. Ya Resulallah!. Seni şefaatçi ederek Rabbime yöneliyorum ki, gözlerimi yeniden açsın. Allahım! O'nun benim hakkımdaki şefaatini kabul eyle!"
O kör adam gitti, denilenleri yaptı, gözlerinin açıldığına ve gördüğüne şahit olduk." vesile ayrı putlaşma ayrı onun hatrına ayrı put ayrı


dahada yazmıcam bak yazdıklarında hiç bişe yok hep Rumi ye sahte şeyh die adlandırdığın insanlara laf atmışssın başka bişe yaptın yok
ne Hadis ne ayet işine gelen Hadis i al gelmiyen Sahih değil de ne güzel yazık bak vehhabilik ne
abdul vehhab dan beri bir akım çıka gelmiş ALLAH hak ettiği şekilde muamele etsin..bir yol tutturdu bu yolun başında ingilizler, lawrence denilen ajan, arap yarımadasında ceziyetül arapta bölünme Osmanlı hakimeyitinin kaybolması halifeliğin dağılması araplarında parçalanması bu duruma dönüştürülmesi bu abdul vehhab denen kişi malesef bunlara aldandı kendi kardeşi asla buna tabi olmadı kardeşi büyük alim idi kardeşinin buna reddiyesi var.bazı alimler baştan işi anlıyamadılar İslam adına konuşuyor zannetiler tabi oldular sonra o Alimlerinde bir çoğu işin içi ortaya çıkınca bundan beri oldunun bunun da sapıttını ve sapttırdını açıkladırlar..bu 200 senelik olaydır tsunaminin dalgası bize kadar vurmaya başladı tabi kendileri de aklı başında olanlar yaptıkları yanlışı anladılar ingilizlerle beraber olmalarının sonucunu kendileri gördüler.onlara hürriyet vadedildi istiklal vadedildi müstakil devletler vadedildi fakat hepsini toplasan hiç birinin müstakil olmadığı ortaya çıktı kandırıldılar..Osmanlıyı arkadan vurdular ingilizlerle beraber oldular bunlar tarihi gerçeklerdir..tabi büyük yanlışlara girdiler ondan sonra iş çığrından çıktı adamlar Sahabe i Kiram ın Türbelerini yıktılar bir RESULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) 'IN Yeşil Kubbesi kaldı onuda yıkmak istediler ama ALLAHÜ TEALA izin vermedi..Hatice Anamızın Fatma Anamızın Kubbesini yıktılar her yeri dümdüz ettiler sonra bir çok Alimi kestiler..'bütün millet şirktedir bütün millet dinsizdir bir müslüman biziz' böle uçuk kaçık iddialar safsatalar ki işte RESULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM)'In Sakalı Şerefini ziyaret eden kafir olur şirktir RESULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) 'ın Kabrinde onun Yüzü Suyu Hürmetine Şefaat isteyen kafir olur şirktir vb görüşler .şimdide aynı kafadalar yok efendim Şefaat Ya RESULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) diyomuş kafir oluyomuş bunların malıda helal namusuda helal kanıda helal daldılar taifi perişan ettiler taif te binlerce insanı öldürdüler mallarını yağmaladılar Müslümanların.bunların 200 sene evvel olan olaylarda bunların büyük bir tarihi vardır..Ehli Sünnet Alimi Şeyhleri Velileri Mekke de Medine de taif te kılıçtan geçirdiler bunların yaptığı katliamlar ölümler yüzbinlerle ifade ediliyor bu riyad dan gelen vehhabi akımının.RESULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM)bU hadiste Buhari ve Müslim, Abdullah B.Ömer (r.a)’dan rivayet etmişlerdir
“RESULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) buyurdu ki: ALLAH ’ım şam’ımı mubarek et. Yemen’imizi mubarek kıl” dedilerki, YA RESULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) necd’e de dua edermisin? .Dua etmem buyurdular çünkü : zilzal orada, fitneler orada! Şeytan boynuzu oradan doğar.” Buyurdular kainatın efendisi ( sallalahu aleyhi vessellem) (necd şuanki riyad tır yani vehhabiliğin çıktığı yer) Şuana kadar ki en büyük fitne Vahhabiler olmuştur. bu Hadis i şerfi meşhurdur tabi onlar bu hadisi pek söylemezler..onlara sorarsan en iyi müslüman onlar en iyi Ehli sünnet onlar hutbeleri okurlar teravileri hatimle kılarlar RESULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) bunu da haber verdi Buhari Hadisinde ‘Ahir zamanda yaşları küçük, akılları zayıf bir grup insanlar / birtakım gençler ortaya çıkacak. Yaratıkların en hayırlısının (a.s.m) sözünden söylerler (“Hüküm vermek ancak ALLAH’a aittir”, “Siz Kur’an’ın hakemliğine davet ediyoruz” demeleri ve Kur’an okurlar, ama okun yaydan çıkıp fırladığı gibi dinden çıkarlar. İmanları gırtlaklarından öteye geçmez. " (Buharî, Menakıb, 25; Benzer rivayet Ebu Davud, Sünnet, 31). kan dökmek bunlar çok serbessitr tabi kendilerine döndü suud hukumeti hutbeler okutmaya başlandı böel günahtır vs. ama onca alimi katlettiler 200 senelik ingiliz lerden gelen bir şeydir işte oralar bir hakimeyt koruldu hukumet suud a verildi diyanet abdülvehhaba verildi diyanet onlardadır burda üniversiteler hep vehhabilerin elindedir dinilimler. burdaki ehli Sünnet alimler attılar Hz.Sabuni dünya çapında marka bir alimdir kafir dediler attılar maturidiler de kafir oluyo bunlara göre eşariler de ..bunlara göre ALLAH gökte oturuyor arşın üzerinde oturmuş yanında da yer ayırmış ALLAH bizim gibi iner çıkar diyolar haşa böle bir görüşleri var kabeyi öptün kafir oldun..böle ALLAH Ü TEALA ya gezinme oturma itham eden bizim gibi insanlar gibi yani… haşa bölel sapık görüşleri var..tabi bunlar da para gücü fazla olduğu nasılki şia mezhebi azarbeycana kadar şia mezhebini yaymak için Sahabe düşmanlığını yaymak için böle camiler yaptırıyolar imamlar atıyolar hutbe okuyolar mezheplere hadisler tasavvufa karşı Ehli Sünnet in önemli meselelerine karşı aleyhte saptırıyolar cahil milletinde bişe den haberi yok çıkıyor ALLAH gökte oturuyor diyor haşa.bu adamların yetiştirdiği insanlar şuanda türkiyede de var etkilenmeyen varmı azınlıkta Mekke de okumuş Medinede okumuş deyince itibarı oluyor Mekke de okumuş ama kimde okumuş mısır da da bu reformist akım çok güçlü ozaman Osmanlı zamanında Osmanlının Şeyhülislamları M.sabri Efendi zahidül kevseri onlarda mısıra gidince bununla karşılaşmışlar ortalık karman çorman birşey selefi bir akım ve işlerine göre hadsileri inkar eden işlerine geleni kabul eden işlerine gelin tevil eden bir akım işte afganiler abduhlar reşid rızalar vs. bu ekol de milleti reforma işte adını kendin yap fetvanı kendin bul zamana göre hareket şeklinde İslamın olmazsa olmazlarını değiştirme çabasında olan bunların çoğu tabi mason locasına kayıtlı abduh mason locasına kayıtlı mesela Ehli Sünnet alimleri bu insanlara reddiyeler yazmış İlmen çökertmiş çürütmüş ama masonlarla irtibatı olanların ingilizlerden kafirlerden destek görenlerin propagandası yayınını gücü fazla oluyor her zaman HAK ın sesi kısık oluyor batılın sesi borozan gibi çıkıyor..ingiliz neyi ister 'millet mezheplerden ayrılsın, millet Tasavvuftan soğusun millet Alim tanımasın Veli tanımasın herkes müctehid olsun herkes ben bilirim desin Meali açsın Manayı çıkartsın ozaman Dini bozmak kolay olur'belli mercilere dayanana İslami gücü değiştirmek kolay olmaz! araya vesile koymayın diyor vahhabiler Veliyi aradan çıkar Mürşiti aradan çıkar Peygamberi aradan çıkar direkt ALLAH 'a itibarı kurun diyor..ALLAH PEYGAMBER (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) Gönderdi ozaman (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) ne luzum vardı Kabenin damına KURAN ı indiriridi hepiniz arapsınız alın okuyun derdi ozaman ...Ebu bekir sıddık (R.a.)araptı kureyşliydi fasihti hicaz dilini konuşuyor Hz. Ömer Arapça da ne kadar zirve idi Hz.Ali (R.A.) bu Zatların hepsi Şair idi arapça şiir söliyecek derecesi arap edebiyatına vakıf idi ama KURAN geldiği zaman oradaki Manaları kime soruyolar (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) ' a soruyolar biz böle anladık demiyolar dı (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) soruyolardı çünkü KURAN (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM)' IN hadisleri olmadan anlaşılacak bir KİTAP değildir öyle olsaydı PEYGAMBER (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM)'A ihtiyaç yoktu.. bakın ayette (Ey Muhammed!) Biz Kur'an'ı sana sıkıntı çekesin diye değil, ancak (ALLAH 'ın azabından) korkacaklara bir öğüt (bir uyarı) olsun diye indirdik. (taha 2.3.) şimdi diyoruz ki altın yüzük takmak erkeğe haram KURAN da varmıdır hayır hadiste varmıdır evet adam diyorki PEYGAMBER (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) sade KURANDAN geleni okur bunu deyyince hadisler devre dışı!! ne buyuruyor PEYGAMBERİMİZ(ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) Âişe radıyallah anhâ’dan rivayet edildiğinde
“Benim içinde bulunduğum asrın insanları (ashâbım)dır. Sonra ikinci, sonra üçüncü asrın insanlarıdır” buyurdu.yani Asrı Sadete bakarsan bu 200 sene oluyor mezheplerinde kurulduğu tasavvufun da kurulduğu hadislerinde kaynlaştığı devre bu 300 senedir...ilim rivayetle gelendir kafadan atılan ilim olmaz sen bir ayete bir mana veriyorsun sen bu manayı buna göre vermezsin yok ben arapçayı çok iyi bliyorum yok şu kelimenin karşılığı budur diyemezssin önce orda İbni abbas İbni Abbas ın talebesi İmamı mücahid ne demiştir İkrime ne demiştir İbni Abbas ın verdiği manaya rağmen ben lugatta böle buldum diyerek bir mana veeemezsin çünkü İbni Abbas kimden işitti PEYGAMBER (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) 'dan işitti.öbür türlü ne olur 'egumüssaleh ' ikame edin nei namazı ama bazı meallerde dua die geçiyor bakın lugata göre yapıyolar tamam arap lugatında dua var ama nasıl yapılcağı vardır abdesti vardır güslü vardır Fatiha okunur vs. bu kadar şeyi var bir namaz ı bir ayette nasıl anlaşılabilir Ayette 'haccı tamamlayın' diyor ama bana bakarak yapın diyor PEYGAMBER (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM)..nese bu konu hakkına da çok şeyler var bu vehhabilik akımın yüzünden hadislere iman zayıfladı hadislerin hepsine inanılmaz hepsi sahih değildir bizde biliyoruz hepsi sahih değil..sahih ne demek tir sahih 'doğru' demektir sen ne diyosun hepsi sahih değildir yani doğru değildir demiş oluyosun peki ozaman hangisi doğrudur hangisi yanlıştır olduna geldin mesela buhari de bir hadis sahih tirmizide değildir diyosun bir kere hadis sahih olması için şartlar vardır alimler şartlar koymuş bir kere hadis yanlış diyemezssin hadis ne demek RESULLULLAH (ALEYHİSSALTÜ VESSELAM) Yalan mı sölemiş oluyor diyosun haşa bu söz doğru değildir diceksin..hadis kitapları sadece Buhari midir Müslim mi dir Kutüp i sitte var Buhari Muslim den sonra ne ekleniyor Tirmizisi Ebu davud İbni mace si nesai si kutap tisa var 9 kitap Ahmed ibni hanbel müsneti in imamı malikin muhaddahı darini sonra tabakalar vardır nedir saymakla bitmez hatip var Ebu nuaym Abdurrezzk var saymakla bitmez İmam ı şafi kitabül ümmü yüzlerce binler ce buhari gibi kaynak vardır buharirini ne kadar kitabı vardır tarihi ikebir i var tefsiri kebir i var vs. 8000 bin hadisi 200.000 bin hadisten seçtim diyor buharinini kendisi 1.000.000 hadis biliyor zaten sen şimdi diyorsun ki sade buharidir müslimdir dini indirdir mukarrerleri çıkarırsan 2000 3000 hadise PEYGAMBER (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) Kendi bu yuruyor
Bana kuran ve onunla birlikte misli sünnet verildi. Karnı tok ve yastığına yaslanan birisinin;''Bize gerekli olan kuran'dır. Onda neyi haram bulduysanız onu haram edininiz. Neyide helal bulduysanız helal edininiz'' demesi yakındır.
dikkat edin!!
Resulullah'ın (sav) haram kılması, ALLAH'ın haram kılması gibidir.

Ebu Davud Es-sunen 4604 numaralı hadis.. bu kadar hadis kütüb ü sitte kütüb i sitte hepsinin toplasanız 100. 000 i bulmaz hadi değişik rivayetleri katarsak 150.000 olsun PEYGAMBER (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) In sölediği her söz hadistir nerde milyon hadisler o ona duymuş ona sölemiş duyan duyana demiş..siz ne arıyorsunuz tevatur arıyor.ben mütevatür hadis e inanırım başkasına inanmam mütavatir ne demektir cemaat duyucak başka cemaat duyacak onlardan başka cemaate bu kaç tane hadis hakkında geçerlidir 30 -40 ı geçmez be indirdi..RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) böle bir tevatürü şark koşmuşmudur benden kalabalık bir cemaat duyucak onlardan da başkası duyucak demişmidir bırakın kendinize gelin ya!RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) Aişe Anamızla odasında tak başına kalıyordu orada RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) şeriatta ayıp yoktur cinsel ilişkiye kadar İslamın helalin haramını göstermiştir sünneti vacibi göstermiş Aişe Anamızdan bunca hadis gelmiştir nasıl Aişe anamıza dediğini 100 kişi cemaat duyacaktı böle saçma bir zihniyet olurmu ya..Ümmü Seleme validemizle bir şey konuşmuştur evinde heleki aile meselleri analarmızdan geliyor rivayet bir çok evlenme sebebinden biride budur İslamı ulaştırmaktır bir çok anamızdan rivayet geliyor..sırf İslami yaymak için evlenmiştir..sen nasıl dersin cemaat diyecek indireceksin 40 hadise işi ..lafsan mütevatir vardır manen mütevatir vardır manen mütavatir aynı lafısı kalabalık cemaat duymamıştır ama o manada öbür sahabade duymuş o manada hadisi öbür sahabe de duymuş bu sefer mana olarak rivayet aynı noktaya varırsa burda tevatür vardır kalabalık cemmatler duymuş demektir çünkü aynı lafızla birleşmiyor ama mana aynı yere veriyor buna manen mütevatir denir mesela sakalla ilgili rivayetler 'müşriklere benzemeyin sakalı uzaltın bıyıkları kısaltın' (buhari) bu lafsen mütavatir değilse de manen mütevatirdir çünkü çok kanaldan geldiği için Sahabe'den mana olarak ta aynı yere geldiği için birinde de RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) 'mecusilerde benzemeyin' diyor. ma nereye geliyor sakalı uzatın a geliyor ee mana sakalı uzatın manası aynı olunca birinide RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) 'yahudilere demiş mecusilere demiş' bunun manası aynı yere vurmuyor mu işte bu na manen mütavatir denir..işte böle hadislere inkara başlamıştır bakın size bir çizelge gösteriyorum bu vehhabliğin sapıklığı hakkında bakın mesela 'Sarıkla kılınan bir Namaz sarıksız kılınandan 70 rekattan daha faziletlidir' bu hadisin kaynağı deylemidir bak adam dio ki bu deylemi sölüyosa ben inanmam öle deyle mi falan bu kütüb ü tisa ada yok diyor 9 kaynakta yok o zaman 9 kaynaktan başka bir konu söylüyoruz mesela RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) Ahmet ibni hanbel Ravilerindendir bir mesele RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) Ruyaları tabir ettirirdir sabahtan sorardı ruya göreniniz varmı birisi kalktı gördüm ben anlat dedi oda siz yattınız ben sizin alnızıa secde ettim RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) ne buyurdu ruyada gördün gibi yap o adam ne yaptı geldi RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) ın arkasından alnına secde etti bu nerde var kardeşim ahmed ibni hanbel in müsterinde var 7-8 yoldan da geliyor burda adam kafir mi oldu haşa RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) alnına secde etti ? o zaman sana sorarlar ayının postunun tabaklarsan seccade olurmu domuzun postundan başka her türlü hayvanın seccdasini tabaklıyosunda ayının postunda ALLAH' Secde ediyorsun bişe olmuyorda RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) Alnından daha temiz Seccade mi var ?şimdi sapıklığın luzümü yok şimdi adam bu sefer diyo ki 9 kitap yok demiştiya şimdide de diyor kütüb i sitte de yok diyor 6 kitap ta yok 6 ya indik peki 6 kitaptan bir hadis bulalım..mesela RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) buyuruyor ki :' dünya kopmadan bir gün bile kalsa ALLAH benim Ehli beytim den adı benim adımda babasının adı babamın adında Mehdi hz. gönderecek dünyayı adaletle dolduracak ''(Ebu Davud ve İbni Mace) 9 un dışındakini kabul etmedi 9 dan söledik onu kabul etmedi 6 dan söledik bu sefer dio ki sahilerinde yok Buhari Müslimde yok peki bakalım ben sana başka bir hadis getiriym dedim Buhari Müslim de var '(Allah’a yemin ederim ki, Meryem’in oğlu İsa, âdil bir hakem olarak aranıza inecek, haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizyeyi kaldıracak, İslam’dan başka şeyi kabul etmeyecektir. Mal o kadar çok olacak ki, kimse dönüp de bakmayacaktır.' İsa As ve Hz. Mehdi i le ilgili tam 400 hadis vardır ulema manen mütavatirdir 400 tane 400 ü aşkın rivayet var muhtelif kaynaklarda bunu toplamı neyi gösteriyor manen mütevatir oldunu.. işte bu reşit rıza abduh tarafı napıyor Hadisleri olduğu gibi kabul etmiyor tevil ediyor onlar ne diyor inecek ama cesediyle inmicek onun temsil ettiği ruh sevgi muhabbet hakim olacak diyor bu abduh tayfası ' onun temsil ettiği ruhu RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) inecek die anlatırmı ya ondan sonra RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) domuzları öldürcek diyor o ruh gelip nasıl ölüdürcek ya .RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) haçları kıracak diyor o ruh nasıl kıracak ya RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) cizyeyi kaldıracak diyor bu ne demektir 40 sene yönetimi idareyi dünyada ele alacak demektir böle bişe olurmu ya ruhaniyeti gelecek bu sapıklıktır ...tevildir bu tevil demek bu hadisin aslı yok demektir..mesela RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) buyuruyorki 'meryem in oğlu inecektir' sende diyosun ruhu inecektir RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) buyurduğu ineceği bozdun RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) başındaki takkeye kadar beyan ediyo lut kapısında deccalı öldüreceğini beyan ediyor evleneceği kişi ye kadar beyan ediyor..nese şimdi buhari Müslimden hadis gösterdik ne dedi biliyomusn KURAN da yokki dedi al Ayet Peygamber size ne verdiyse onu alın, neyi de size yasak ettiyse ondan vazgeçin. Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, Allah'ın azabı çetindir.Haşr Suresi 7.ayet sana altın yüzük haramdır ipek haramdır dediyse hadiste demiş Bana itaat, Allahü teâlâya itaattir. Bana isyan, Allahü teâlâya isyandır. Başındaki emire itaat, bana itaattir, ona isyan ise, bana isyandır.) [Buhari] (Ey iman edenler! ALLAH ’a, Resulüne ve sizden olan emirlere itaat ediniz.) [Nisa 59] ALLAH VE RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) birbirine itaati birbirinden ayırırsın sen nasıl hadis i ayetten ayırısıyosn sen nasıl ona inanırım ona inanmam diyosun sen nasıl SÜNNETİ KURAN DAN ayırıyosun o zaman neye benziyosun biliyomusunuz 150, 151. Şüphesiz, ALLAH'ı ve peygamberlerini inkar edenler, Allah'a inanıp peygamberlerine inanmayarak ayrım yapmak isteyenler, "(Peygamberlerin) kimine inanırız, kimini inkar ederiz" diyenler ve böylece bu ikisinin (imanla küfrün) arasında bir yol tutmak isteyenler var ya;işte onlar gerçekten kafirlerdir. Biz de kafirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır nisa suresi 150 151 . Ayet ve buna Peygamber efendimiz, (Bir zaman sonra, benim yoluma, sünnetime uymayan, görünüşleri insan, kalbleri şeytan gibi emirler gelecektir) buyurunca (Ya Resulallah bu zamana yetişirsem ne yapayım?) diye sual ettim. (Müslümanların cemaatine ve imamına uy! Sırtına vurup malını alsa da, emirin sözünü dinle ve ona itaat et) buyurdu. “Müslümanların cemaati ve imamı yoksa, ne yapayım?” dedim. (Ölünceye kadar hepsinden uzak kal) buyurdu. (Buhari) sen nasıl ona inanırsın ona inanmazsın ya senin böle bir lüksün varmı bu kadar Hadis kaynaklarını adam yok sayıyor ya beni bağlamaz diyor. beni KURAN bağlar..beni KURAN'DA bağlar abi SÜNNET te bağlar İcmai ümmet de bağlar kıyas ı fukuha da bağlar edillei şeriyye 4 tür Şeriatın 4 tane delili var sen bunu 1 e indiremezsin zaten KURAN' A indirdiğin anda bütün Dini ortadan kaldırırsın çünkü KURAN da Namazın reakatınıda bulamazsın Haccın farzınıda bulamazsın zekatın 40 ta 1 olduna bulamazsın helalin haramın bir çoğunun KURAN da bulamazsın ortada cirit atarsın bir dua yaparsın yatar uyursun adam Meal yapar lugata bakar namaz yerine dua yapar ole kalırsın...sen ne die bu hadis uydurma vs. dersin İhyau ulumiddin den geçiyorsa Abdulkadir Geylani Hz. kıtaplarından geçiyorsa o Evliyalardan senden daha mı az korkuyorda RESULLULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) ' Dan korkuyor haşa ..sen nesin kimsin onlar bire bir RESULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM)' A bu Hadis Sahih midir die soran İnsanlar sen ne biçim konuşuyorsun ALLAH dostlarıyla haddini aşma bilmediğin konuları karıştırma bu yazdıklarımın biraz arap tarihi okuyan bilir kaynak sizin değil objektif kaynakları okuyun öğreninin ok [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Cahillerle girdiğim her tartışmayı kaybettim diyor İmam ı Azam Ebu Hanife hadi ALLAH Sizi ıslah etsin başka bişe demiyorum öldükten sonra anlarsınız kim doğru kim yanlış Alıntı ile Cevapla