Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09 Mart 2012, 19:08   Mesaj No:24

f_kryln

Medineweb Kıdemli Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:f_kryln isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 14040
Üyelik T.: 01 Ağustos 2011
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Byn
Memleket:Ağrı
Yaş:35
Mesaj: 300
Konular: 103
Beğenildi:23
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: arapça türkçe**diyologlar

Postanede فِي دَاءِرَةِ الْبَرِيدِ
أَيْنَ دَاءِرَةُ الْبَرِيدِ؟
Postane nerede?
أُرِيدُ الإتِّصََالَ بِالْهََاتِفِ
Telefon etmek istiyorum.
بِكَمْ أُجْرَةُ الْمكالمة؟
Konuşma ücreti ne kadar?
بِعَشْرَةِ لِيرَةَ
On lira.
هَاتِ رَقْمَ التِّلْفُونِ.
Telefon numarasını ver.
يَجِبُ أَنْ تَنْتَظِرَ قَلِيلًا.
Biraz beklemen gerekir.
لِأَنَّ الْخُطُوطَ مَشْغُولَةٌ.
Çünkü hatlar meşgul.
كَيْفَ أَرْسِلُ هَذِهِ الرِّسَالَةُ؟
Bu mektubu nasıl gönderebilirim?
إِلْصِقْ هَذِهِ الطَّوَابِعَ عَلَى الْظَرْفِ.
Bu pulları mektubun üzerine yapıştır.
ثُمَّ ضعْهَا فِي صُنْطُوقِ الْبَرِيدِ.
Sonra onu posta kutusuna koy
أَلْكِتَابَةُ غَيْرُ وَاضِحٍ
Yazı açık değil. (Yazı okunaklı değil)
مَا إِسْمُ الْمُرْسَلِ إِلَيْهِ؟
Alıcının adı nedir?
إِسْمُهُ شَاكِرُ.
Adı Şakir.
هَلْ العُنْوَانُ صَحِيحٌ؟
Adres doğru mu?
نَعَمْ، صَحِيحٌ.
Evet, doğru.
أُرِيدُ إِرْسَالَ هَذَا الطَّرْدَ.
Bu paketi göndermek istiyorum.
ضَعْهُ عَلَى الْمِيزَانِ.
Onu teraziye koy.
وَزْنُهُ كِيلُوغَرَامُ وَاحِدٌ.
Ağırlığı bir kilo.
إِدْفَعْ خَمْسَمِءَةِ أَلْفِ لِيرَةٍ.
Beş yüz bin lira öde.
هَلْ يُِمْكِنُ إِرْسَالَ حَوَالَةَ بَرِيدِيَّةِ؟
Posta havalesi göndermek mümkün müdür?
مُمْكِنٌ.
Mümkün.
اَلْكَلِمَاتُ
Kelimeler
رِسَالَةٌ
Mektup
خِطَابٌ
Mektup
طَلَبٌ
Dilekçe
طَوَابُعٌ
Pullar
هَاتِفٌ
Telefon
بَرْقِيَّةٌ
Telgraf
مُسَجَّلٌ
Taahhütlü
ظَرْفٌ
Zarf
عُنْوَانٌ
Adres
بَلَدٌ
Ülke
مَدِينَةٌ
Şehir
قَرْيَةٌ
Köy
حَيٌّ
Mahalle
شَارِعٌ
Cadde
مُرْسِلٌ
Gönderen
مُرْسَلٌ إِلَيْهِ
Alıcı
طَرْدٌ
Paket

Bankada فِي الْبَنْكِ
أَيْنَ أَقْرَبُ الْبَنْكِ؟
En yakın banka nerede?
أُرِيدُ صَرْفَ هَذَا الشِّيكَ
Bu çeki bozdurmak istiyorum.
هَلْ تُصَرِّفُ شِيكَاتِ سَيَاحِيَّةِ؟
Seyahat çeki bozar mısınız?
هَاتِ الشِّيكَ.
Çeki ver.
هَلْ وَقَعْتَ عَلَى ظَهْرِ الشِّيكِ؟
Çekin arkasını imzalandın mı?
نَعَمْ، وَقَعْتُ.
Evet, imzaladım.
هَلْ لَكَ حِسَابُ جَارِ فِي الْبَنْكِ؟
Bankada cari hesabın var mı?
نَعَمْ، لِي.
Evet, var.
مَعِي رِيَالُ سُعُودي.
Yanımda Suud riyali var.
أُرِيدُ تَحْوِيلَهُ إِلَى لِيرَةٍ تُرْكِيَّةٍ.
Onu Türk lirasına çevirmek istiyorum.
إِسْتِلَامُ النُّقُودِ مِنْ هَذَا الشُّبَّاكِ.
Para şu gişeden alınır.
تَفَضَّلْ نُقُُودَكَ.
Parayı, buyur.
شُكْرًا جَزِيلًا.
Çok teşekkür ederim.
لَا شُكْرَكْ عَلَى الْوَاجِبِ.
Teşekküre değmez..
نَحْنُ فِى خِدْمَتِكُمْ دَاءِمًا.
Her zaman hizmetinizdeyiz.
اَلْكَلِمََاتُ
Kelimeler
نُقُُودٌ
Para
سَعْرٌ
Kur
شِيكٌ
Çek
سَنَدٌ
Senet
تَعَهُّدٌ
Kontrat
عُمْلَةٌ
Döviz
نَقْدًا
Peşin
بِالتَّقْسِيطِ
Taksitle
اَلْبَنْكُ الْمَرْكَزِىُّ
Merkez Bankası
وَضْعُ النُّقُودِ
Para koyma
سَحْبُ النُّقُودِ
Para çekme
اَلْحِسَابُ العادي
Normal hesap
نُقُودٌ مَعْدَنِيَّةٌ
Madeni para
دُولَارُ
Dolar
رِيَالُ
Riyal
لِيرَةٌ
Lira
تَوْقِيعٌ
İmza
بِطَاقَةٌ شَخْصِيَّةٌ
Kimlik

Lokantada فِي الْمَطْعَمِ
يَا خَالِدُ
Ey Halid
تَفَضَّلُ يَاأَخِي.
Buyur, kardeşim.
فَلْنَذْهَبْ إِلَى دَارِ الضِّيَافَةِ.
Daruzziyafe’ye gidelim.
هِىَ مَطْعَمُ تَارِخِيٌّ مُمْتَازٌ.
O pek güzel tarihi bir lokantadır.
أَيْنَ هِىَ؟
O nerede?
هِيَ بِجَنْبِ مَسْجِدِ السُّلَيْمَانِيَّةِ.
O, Süleymaniye camiinin yanındadır.
فَلْنَذْهَبْ إِلَيْهَا.
Gel, oraya gidelim.
فَلْنَذْهَبْ.
Gidelim.
أَيْنَ نَجْلِسُ؟
Nerede otururuz?
فَلْنَجْلِسْ فِي صَالُونِ سِينَانِ.
Sinan Salonunda otururuz.
إِجْلِسْ مُقَابِلِي.
Karşımda otur.
مَاذَا نَتَنَاوَلُ؟
Ne alırız?
أُرِيدُ التَّنَاوَلَ شُرْبَةً أَوَّلاً.
Önce çorba almak istiyorum.
وَأَنَا كَذَالِكَ.
Bende.
أَهْلاٌ وَسَهْلاً، تَفَضَّلاً.
Hoş geldiniz, buyursunlar.
مِنْ فَضْلِكَ شُرْبَةٌ عَدَسٌ
Lütfen mercimek çorbası getir.
مَاذَا تَطْلُبَانِ بَعْدَ ذَالِكَ؟
Ondan sonra ne istersiniz?
نَطْلُبُ مِنْ أَطْعِمَةِ عُثْمَانِيَّةِ.
Osmanlı yemeklerinizden isteriz.
عَلَى الْفَوْرِ.
Hemen.
شُكْرًا.
Teşekkür ederim.
هَنِيءًا.
Afiyet olsun.
هَلْ تَرْغَبَانِ فِي الْحَلْوَيَاتِ؟
Tatlı arzu eder misiniz?
لاَ، شُكْرًا شَبِعْنا.
Hayır, teşekkür ederim, doyduk.
هَنِيءًا.
Afiyet olsun.
اَلْكَلِمَاتُ
Kelimeler
مَطْعَمٌ
Lokanta
جَوْعَانٌ
قَاءِمَةُ الطَّعَامِ
Menü
دَجَاجَةٌ
Tavuk
كَبَابٌ
Kebab
سَمَكٌ
Balık
خُبْزٌ
Ekmek
أُرْزٌ
Pilav
عَصِيرٌ فَوَاكِهٌ
Meyve suyu
مِيَاهٌ مَعْدَنِيَّةٌ
Maden suyu
بَيْضٌ مَسْلُوكٌ
Haşlanmış yumurta
بَيْضٌ مَقْلِي
Yağda yumurta
مَشْوِي عَلَى الْفَحْمِ
Kömürde ızgara
سَلاَطَةٌ مُشَكَّلَة
Karışık Salata
خَلٌّ
Sirke
مِلْحٌ
Tuz
لِيمُونٌ
Limon
فَاصُولِيَا
Fasulye
بَامْيَا
Bamya
فُطُُورٌ
Kahvaltı
غَدََاءٌ
Öğle yemeği
عَشَاءٌ
Akşam yemeği
شَوْكَةٌ
Çatal
مِلْعَقَةٌ
Kaşık
سِكِّينٌ
Bıçak
زَيْتُونٌ
Zeytin
مَاءٌ
Su
زُبْدَةٌ
Tereyağ
قِشْطَةٌ
Kaymak
شَايٌ
Çay
قَهْوَةٌ
Kahve
حَلِيبٌ
Süt
لَبَنٌ
Yoğurt
جُبْنٌ
Peynir
مُرَبَّى
Reçel
عَسَلٌ
Bal
لَحْمٌ
Et
لَحْمٌ بَقَرٌ
Dana eti
لَحْمٌ خَرُوفٌ
Koyun eti



Kasapta فِي دُكَّنِ الْجَزَّارِ
مَرْحَبًَا
Merhaba.
مَرْحَبًا بِكُمْ
hoş geldiniz.
تَفَضَّلُ
Buyrun
مِنْ فَضْلِكْ أَعْطِنِي كِيلُو لَحْمَ.
Bana bir kilo et ver.
مِنْ أَىِّ لَحْمٍ؟
Hangi etten?
مِنْ لَحْمِ الْخَرُوفِ.
Koyun etinden.
هَلْ تَطْلُبُ شَيْءً أَخَرَ؟
Başka bir şey ister misin?
مِنْ فَضْلِكَ نِصْفُ كِيلُو لَحْمَ مَفْرُومَ.
Lütfen yarım kilo kıyma.
عَلَى الرَّءَسِ.
Hemen, (baş üstüne)
شُكْرًا
Teşekkür ederim.
عَفْوًا.
Bir şey değil.


Manavda فِي الْخُضَرِ
هَلْ يُوجَدُ مَوْزَ؟
Muz var mı?
نَعَمْ، يُوجَدُ.
Evet, var.
هَلْ البُرْتُقَالُ حُلْوٌ؟
Portakal tatlı mı?
مِثَلُ السُّكَّرُ.
Şeker gibi.
هَلْ العِنَبُ نَاضِجٌ؟
Üzüm olgun mu?
ذُقْ.
Tad.
مِنْ فَضْلِكَ كِيلُو عِنَبٍ.
Lütfen bir kilo üzüm.
هَلْ تُرِيدُ شَيْءً آخَرَ؟
Başka bir şey ister misin?
أُرِيدُ كِيلُو رُمََّانَ.
Bir kilo nar istiyorum.
وَ أُرِيدُ كِيلُِِو طـمَاطِمَ.
Ve bir kilo domates istiyorum.
اَلْكَلِمَاتُ
Kelimeler
فَوَاكِهُ
Meyvalar
بِطِّيخٌ
Karpuz
شَمَّامٌ
Kavun
عِنَبٌ
Üzüm
تُفَّاحٌ
Elma
كُمَّثْرَى
Armut
خُوخٌ
Şeftali
تِينٌ
İncir
سَفَرْجَلٌ
Ayva
مِشْمِشٌ
Kayısı
مَوْزٌ
Muz
بُرْتُقَالٌ
Portakal
يُوسُفْ أَفَنْدِي
Mandalina
خُضْرَوَاتُ
Sebzeler
طَمَاطِمَ
Domates
خِيَارٌ
Salata
خَسٌ
Marul
نَعْنَعْ
Nane
فُلْفُلٌ
Biber
فُلْفُلٌ أَخْضَرٌ
Yeşil Biber
فُلْفُلٌ حَارٌّ
Acı Biber
فُلْفُلٌ أَسْوَدٌ
Kara Biber
فُلْفُلٌ أَحْمَرٌ
Kırmızı Biber
بَاذِنْجَانٌ
Patlıcan
فَاصُلْيَا خَضْرَاءُ
Yeşil Fasulye
حَلَوِيَّاتِ
Tatlılar
كَعْكٌ
Pasta
أُرْزُ بِحَلِيبِ
Sütlaç
بَقْلََاوَةٌ
Baklava
قَطَايِفُ
Kadayıf


Bakkalda فِي الْبَقَّالَةِ
بِكَمْ السُّكَّرُ؟
Şeker kaç para?
بِثَلَاثِينَ أَلْفِ لِيرَةٍ.
Otuz bin lira.
هَلْ يُوجَدُ خُبْزُ وَ الشَّاىُ؟
Ekmek ve çay var mı?
أَعْطِنِي خُبْزًا وَاحِدًا.
Bana bir ekmek ver.
بِكَمْ الزَّيْتُونَ؟
Zeytin kaç para?
بِمِأةِ وَخَمْسِينَ أَلْفِ لِيرَةٍ.
Yüz elli bin lira.
هَاتِ كِيلُو مِنْهُ.
Ondan bir kilo ver.
تَفَضَّلُ.
Buyurun



Polis Karakolunda فِي مَرْكَزِ الشُّرطَةِ.
لَحْضَةٌ يَا سَيِّدِي.
Bir dakika efendim (beyim)
تَفَضَّلُ يَا عَمِّي.
Buyurun amca.
أَيْنَ مَرْكَزُ الشُّرْطَةِ؟
Polis karakolu nerede?
مَاذَا حَدَثَ؟
Ne oldu?
فَقَدْتُ حَقِيبَتِي.
Çantamı kaybettim.
هَلْ تَشُكَّ فِي أَحَدٍ؟
Şüphelendiğin kimse var mı?
لَا وَاللهِ
Maalesef. (Yok Vallahi)
مَرْكَزُ الشُّرْطَةِ هُنَا.
Polis karakolu burada.
هَلْ حَدَثَ شَيْءٌ؟
Bir şey oldu mu?
أَنَا سَاءِحٌ.
Ben turistim.
فَقَدْتُ حَقِيبَتِي.
Çantamı kaybettim.
هَلْ تُسَاعِدُنِي فِي ذَالِكَ؟
Bana bu konuda yardım edebilir misiniz?
مَاذَا كَانَ فِيهَا؟
İçinde ne vardı?
كَانَ فِيهَا جَوَّازَ سَفَرِي فَقَطْ.
İçinde sadece pasaportum vardı?
أَيْنَ تَرَكْتَ حَقِيبَتَكَ؟
Çantanı nerede bıraktın?
عِنْدَ بَابِ الْفُنْدُقِ.
Otelin kapısının yanında.
لَا تَأَسَّفْ.
Üzülme.
سَنَجِدُهَا إِنْ شَاءَ اللهِ.
Allah’ın izniyle onu bulacağız.
شُكْرًا.
Teşekkür ederim.
مَعَ السَّلَامَةِ.
Allah’a ısmarladık.
مَعَ السَّلَامَةِ.
Güle güle.
اَلْكَلِمَاتُ
Kelimeler
شُرْطِيٌّ
Polis
شُرْطِيُّ الْمُرُورِ
Trafik Polisi
شَاهِدٌ
Tanık
سَارِقٌ
Hırsız
خَطَرٌ
Tehlike
حَادِثٌ
Olay
حَادِثُ الْمُرُورِ
Trafik kazası
حَرِيقٌ
Yangın
شِجْنٌ
Tutukevi
حَاكِمٌ
Hakim
مَحْكُُومٌ
Tutuklu
اَلْمُحَامِي
Avukat
اَلْمُدَعِّي الْحُكُومِي
Savcı
اَلْمُدَعِّي
Davacı
مَحَكَمَةٌ
Mahkeme



Çarşıda فِي السُّوقِ
نَحْنُ الْآنَ فِي السُّوقِ.
Biz şu an çarşıdayız.
مَا صِنْفُ هَاذَا الْقُمَاشِ؟
Bu kumaşın cinsi nedir?
هُوَ مِنْ حَرِيرٍ.
O ipektir.
وَ هَاذَا مِنْ صُُوفٍ.
Ve bu da yündür.
مَا مَقَاسُ هَاذَا الْفِسْتَانِ؟
Bu fistanın ölçüsü ne?
هَلْ هَاذَا أَكْبَرُ مِنْ ذَالِكَ؟
Bu ondan daha büyük mü?
نَعَمْ، هَاذَا يُنَاسِبُكَ.
Evet, bu sana uyar.
بِكَمْ هَذَا؟
Bu kaça?
بِثَلَاثَةِ مَلَايِينَ لِيرَةٍ.
Üç milyon lira.
مَا هُوَ آخِرُ السِّعْرُ؟
Son fiyat ne?
هَاذَا السِّعْرُ لَكَ.
Bu fiyat sanadır.
أَعْطِنِي أَرْبَعَةَ مَنَادِلَ.
Bana dört mendil ver.
هَلْ الجَوَارِبُ مَوْجُودَةٌ؟
Çorap var mı?
نَعَمْ، هَا هِىَ.
Evet, işte.
أُرِيدُ قَمِيصَ حَرِيرَ.
İpek gömlek istiyorum.
مَا ثَمَنُ هَذَا الْحِزَامِ؟
Bu kemerin fiyatı ne?
أَعْطِنِي بَدْلَةٌ.
Bana bir takım elbise ver.
هَاذَا غَالٍ.
Bu pahalı.
وَ هَاذَا رَخِيصٌ.
Bu ise ucuzdur.
حِسَابِي كَمْ؟
Hesabım ne kadar?
أَدَوَاتُ الْمَنْزِلِ
Ev Araç ve Gereçleri
ثَلَّاجَةٌ
Buzdolabı
غَسَّالَةٌ
Çamaşır Makinesi
كُرْسِيٌّ
Sandalye
طَاوِلَةٌ
Masa
سَرِيرٌ
Koltuk
سَتَاءِرُ
Perde
ثُرَيَّا
Avize
مِكْوَاةٌ
Ütü
خَلَّاطٌ
Mikser
مِكْنَسَةٌ
Süpürge
أَدَوَاتُ الْمَطْبَخِ
Mutfak Malzemesi
مَوْقِدٌ
Ocak
فُرْنٌ
Fırın
قِدْرٌ
Tencere
طَبَقٌ
Tabak
كَأْسٌ
Bardak
مِلْعَقَةٌ
Kaşık
شَوْكَةٌ
Çatal
سِكِّينٌ
Bıçak
فِنْجَانٌ
Fincan
مِقْلَاةٌ
Tava
مِمْلَحَةٌ
Tuzluk
سَلَّةٌ
Sepet
اَلْكَلِمَاتُ
Kelimeler
مِنْشَفَةٌ
Havlu
فُوطَةٌ
Peçete
مَنَادِلٌ وَرَقِيَّةٌ
Selpak
شَمْسِيَّةٌ
Şemsiye
مِعْطَفٌ
Palto
خَاتَمٌ مِنْ فِضَّةٍ.
Gümüş Yüzük
خَاتِمٌ مِنْ ذَهَبٍ.
Altın Yüzük
بَدْلَةٌ
Takım Elbise
قَمِيصٌ
Gömlek
سِرْوَالٌ
Pantolon
مَلَابِسٌ دَاخِلِيٌّ
İç Çamaşır
مَلَابِسٌ رِجَالِيٌّ
Erkek elbisesi
مَلَابِسٌ نِسَاءِيَّةٌ
Kadın elbisesi
مَحَلُّ الْأَحْذِيَةِ
Ayakkabıcı
حَلَّاقٌ
Berber
خَبَّازٌ
Fırıncı
خَيَّاطٌ
Terzi
صَاءِغٌ
Kuyumcu
سَاعَةٌ
Saat
سَاعَةُ يَدٌ
Kol Saati
مِرْأَةٌ
Ayna
مِشْطٌ
Tarak
سِوَارٌ
Bilezik
نَظَّارَةٌ
Gözlük
زِرٌّ
Düğme


Eczanede فِي الصَّيَدَلِيَّةِ
هَلْ تُُوجَدُ لَدَيْكَ هَذِهِ الْأَدَوِيَّةُ؟
Bu ilaçlar sizde bulunur mu?
نَعَمْ، تُوجَدُ.
Evet, bulunur.
أُرِيدُهَا.
Onları istiyorum.
فَوْرًا.
Hemen.
كَيْفَ أَسْتَعْمِلُهَا؟
Onları nasıl kullanacağım.
بَعْدَ الْأَكْلِ إِشْرَبْ مِلْعَقَةٌ مِنْ هَذِهِ الْأَشْرِبَةِ.
Yemekten sonra bu şuruptan bir kaşık iç.
وَ تَنَاوَلْ مِنْ هَذِهِ الْحُبُُوبِ وَاحِدَةً بَعْدَ الْإِفْطَارِ.
Ve kahvaltıda sonra bu haplardan bir tane al.
إِمْتَصْ هَذَا الْحَبَّ بَعْدَ الْعِشَاءِ.
Bu hapı yemekten sonra em
شُكْرًا.
Teşekkür ederim.
عَفْوًا.
Bir şey değil.
اَلْكَلِمَاتُ
Kelimeler
دَوَاءٌ
İlaç
أَدْوِيَةٌ
İlaçlar
دَاءٌ
Hastalık
حَبٌّ
Hap
حُبُوبٌ
Haplar
قَبْلَ الْأَكْلِ
Yemekten önce
بَعَدَ الْأَكْلِ
Yemekten sonra
بِبَطْنٍ جَاءِعٍ
Aç karnına
بِالْمَاءِ
Su ile
بِدُونِ مَاءٍ
Susuz
مَرْهَمٌ
Merhem
قَطْرَةٌ
Damla
حُقْنٌ
İğne
كُحُولٌ
Alkol
صَيْدَلِيَّةٌ
Eczane
صَيْدَلَانِي
Eczacı


Sayılar اَلْأَعْدَادُ
كَمْ عَدَدُ أَفْرَادِ أُسْرَتِكَ؟
Aile fertlerinin sayısı kaç?
ثَمَانِيَةٌ، خَمْسَةٌ رِجَالٌ وَ ثَلَاثُ نِسَاءٌ.
Sekiz, beş erkek, üç kadın.
وَ أَنْتُمْ؟
Ya siz?
سِتَّةٌ، إِمْرَأَتَانِ وَ أَرْبَعَةُ رِجَالٍ.
Yedi, iki kadın ve dört erkek.
بِكَمْ هَذَا؟
Bu kaça?
بِعَشْرَةِ أَلَفِ لِيرَةٍ.
On bin lira.
وَ هَذِهِ؟
Ya bu?
كَمْ تُرِيدُ؟
Ne kadar istiyorsun?
تِسْعَ حَبَّاتِ.
Dokuz tane.
بِكَمْ كِيلُو مِنَ السُّكَّرِ؟
Şekerin kilosu kaça?
بِثَلَاثِينَ أَلْفِ لِيرَةٍ.
Otuz bin lira.
مَا هُُوَ عَلَيْنَا مِنَ النُّقُودِ؟
Borcumuz ne kadar?
عَلَيْكُمْ أَرْبَعِمِأَةِ أَلْفِ لِيرَةٍ.
Borcunuz dört yüz bin lira.
كَمْ بَقِىَ لَكَ مِنَ النُّقُودِ؟
Kaç paranız kaldı?
بَقِىَ لِي تِسْعُمَأَة رِيَالٍ.
Dokuz yüz riyalim kaldı.
نَسْكُنُ هُنَا سِتَّةَ أَيَّامٍ.
Burada altı gün kalacağız.
يَكْفِينَا سَبْْعَمِأَةِ رِيَالٍ.
Bize yedi yüz riyal yeter.
اَلْكَلِمَاتُ
Kelimeler
وَاحِدٌ، وَاحِدَةٌ
Bir
إِثْنَانِ، إِثْنَتَانِ
İki
ثَلَاثٌ، ثَلَاثَةٌ
Üç
أَرْبَعٌ، أَرْبَعَةٌ
Dört
خَمْسٌ، خَمْسَةٌ
Beş
سِتٌّ، سِتَّهٌ
Altı
سَبْعٌ، سَبْعَةٌ
Yedi
ثَمَانٌ، ثَمَانِيَةٌ
Sekiz
تِسْعٌ، تِسْعَةٌ
Dokuz
عَشْرٌ، عَشْرَةٌ
On
أَحَدَ عَشَرَ، إِحْدَى عَشْرَةَ
On bir
إِثْنَا عَشَرَ، إِثْنَتَاعَشْرَةَ
On iki
ثَلَاثُ عَشْرَةَ، ثَلَاثَةٌ عَشَرَ
On üç
أَرْبَعُ عَشْرَةَ، أَرْبَعَةُ عَشَرَ
On dört
خَمْسُ عَشْرَةَ، خَمْسَةُ عَشَرَ
On beş
سِتُّ عَشْرَةَ، سِتَّةُ عَشَرَ
On altı
سَبْعُ عَشْرَةَ، سَبْعَةٌ عَشَرَ
On yedi
ثَمَانِي عَشْرَةَ، ثَمَانِيَةَ عَشَرَ
On sekiz
تِسْعَ عَشْرَةَ، تِسْعَةُ عَشَرَ
On dokuz
عِشْرُونَ
Yirmi
وَاحِدُ وَ عِشْرُونَ
Yirmi bir
ثَلَاثُونَ
Otuz
أَرْبَعُونَ
Kırk
خَمْسُونَ
Elli
سِتُّونَ
Altmış
سَبْعُونَ
Yetmiş
ثَمَانُونَ
Seksen
تِسْعُُونَ
Doksan
مِأَةٌ
Yüz
مِأَتَانِ
İki yüz
ثَلَاثُمِأَةٍ
Üç yüz
أَرْبَعُمَأَةٍ
Dört yüz
خَمْسُمِأَةٍ
Beş yüz
سِتُّمِأََةِ
Altı yüz
سَبْعُمِأَةٍ
Yedi yüz
ثَمَانُمِأَةٍ
Sekiz yüz
تِسْعُمِأَةٍ
Dokuz yüz
أَلْفٌ
Bin
أَلْفَانِ
İki bin
ثَلَاثَةُ أَلَفٍ
Üç bin
أَرْبَعَةُ أَلَفٍ
Dört bin
خَمْسَةُ أَلَفٍ
Beş bin
سِتَّةُ أَلَفٍ
Altı bin
سَبْعَةُ أَلَفٍ
Yedi bin
ثَمَانِيَةُ أَلَفٍ
Sekiz bin
تِسْعَةُ أَلَفٍ
Dokuz bin
عَشْرَةُ أَلَفٍ
On bin
مِلْيُونٌ
Milyon
ثَلَاثَةُ مَلَايِينَ
Üç milyon
أَرْبَعَةُ مَلَايِينَ
Dört milyon
مِلْيَارُ
Milyar
أَوَّلُ، أُولَى
Birinci
ثَانٍ، ثَانِيةٌ
İkinci
ثَالِثٌ، ثَالِثَةٌ
Üçüncü
رَابِعٌ، رَابِعَةٌ
Dördüncü
خَامِسٌ، خَامِسَةٌ
Beşinci
سَادِسٌ، سَادِسَةٌ
Altıncı
سَابِعٌ، سَابِعَةٌ
Yedinci
ثَامِنٌم، ثَامِنَةٌ
Sekizinci
تَاسِعٌ، تََاسِعَةٌ
Dokuzuncu
عَاشِرٌ، عَاشِرَةٌ
Onuncu
مَرَّةً
Bir kere
مَرَّتَيْنِ
İki kere
ثَلَاثَةُ مَرَّاتٍ
Üç kere
دَرْزَنْ
Bir düzine
نِصْفُ
Yarım
ثرُبْعٌ
Çeyrek
خُمْسٌ
Beşte bir
سُدُسٌ
Altıda bir


Vakit اَلْوَقْةُ
فِي يَوْمٍ أَرْبَعُ وَ عِشْرُونَ سَاعَةٍ.
Bir günde yirmi dört saat vardır.
دَقِيقَةٌ وَاحِدَةٌ تُسَاوِي سِتِّينَ ثَانِيَةً.
Bir dakika altmış saniyeye eşittir.
وَ النِّصْفُ، ثَلَاثُونَ دَقِيقَةٌ.
Yarım, otuz dakikadır.
وَ الثُّلُثُ، عِشْرُونَ دَقِيقَةً.
Üçte bir, yirmi dakikadır.
وَ الرُّبْعُ خَمْسُ عَشْرَةَ دَقِيقَةً.
Çeyrek ise on beş dakikadır.
كَمْ السَّاعَةٌ؟
Saat kaç?
اَلسَّاعَةُ الْوَاحِدَةُ.
Saat bir.
مَتَى نَذْهَبُ إِلَى الْفُنْدُقِ؟
Otele ne zaman gideceğiz?
فِى التَّاسِعَةِ مَسَاءً.
Akşam saat dokuzda.
مَتَى تَفْتَحُ الدَّكَاكِينُ أَبْوَابَهَا؟
Dükkanlar ne zaman açılır?
فِى السَّاعَةِ الثَّامِنَةِ صَبَاحًا.
Sabah saat sekizde.
مَتَى تَتَنَاوَلُ الْإِفْطَارَ؟
Ne zaman kahvaltı yaparsınız?
فِى السَّاعَةِ التَّاسِعَةِ وَ الرُّبْعُ.
Saat dokuzu çeyrek geçe.
مَتََى نَنَامُ؟
Ne zaman uyuyacağız?
فِي أَيِّ سَاعَةٍ تُرِيدُ؟
Hangi saatte istersen.
اَلْكَلِمَاتُ
Kelimeler
ثَانِيَةٌ
Saniye
دَقِيقَةٌ
Dakika
سَاعَةٌ
Saat
نِصْفٌ
Yarım
رُبْعٌ
Çeyrek
ثُلُثٌ
Çeyrek
اَلسَّاعَةُ الْوَاحِدَةٌ
Saat bir
اَلثَّانِيَةٌ
İki
اَلثَّالِثَةٌ
Üç
اَلرَّابِعَةٌ
Dört
اَلْخَامِسَةٌ
Beş
اَلسَّادِسَةٌ
Altı
اَلسَّابِعَةُ
Yedi
اَلثَّامِنَةٌ
Sekiz
اَلتَّاسِعَةُ
Dokuz
اَلْعَاشِرَةُ
On
اَلْحَادِيَةُ عَشْرَةَ
On bir
اَلثَّانِيَةُ عَشْرَةَ
On iki
وَ النِّصْفُ
Buçukta
وَ الرُّبْعُ
Buçukta
وَ الرُّبْعُ
Çeyrek geçe
وَ الثُّلُثُ
Yirmi geçe
وَ خَمْسُ دَقَاءِقَ
Beş geçe
وَ عَشْرَةُ دَقَاءِقَ
On geçe
إِلَّا الثُّلُثُ
Yirmi kala
إِلَّا سَبْعَ دَقَاءِقَ
Yedi kala
فِي السَّاعَةِ الثَّانِيَةِ
Saat ikide
صَبَاحًا
Sabah
مَسَاءً
Akşam
تَمَامًا
Tam
فِي مُنْتَصَفِ اللَّيْلِ
Gece Yarısı
قَبْلَ الظُّهْرِ
Öğleden önce
بَعْدَ الظُّهْرِ
Öğleden sonra
لَيْلًا وَ نَهَارًا
Gece Gündüz



Haftanın Günleri أَيَّامُ الْأُسْبُوعِ
أَنَا مَشْغُولٌ جِدًّا فِي هَذِهِ الْأَيَّامِ.
Bu günlerde çok meşgulüm
مَاذَا تَفْعَلُ يَوْمَ الْأَحَدِ؟
Pazar günü ne yapacaksın?
أَزُورُ جَدِّي.
Dedemi ziyaret edeceğim.
وا الْإِثْنَيْنِ؟
Pazartesi?
أَشْتَغِلُ يَوْمَ الْإِثْنَيْنِ وَ الثُّلَاثَاءِ.
Pazartesi ve Salı günleri çalışıyorum.
وَ الْأَرْبِعَاءِ؟
Çarşamba günü?
أَدْرُسُ الْعَرَبِيَّةَ يَوْمَ الْأَرْبِعَاءِ وَ الْخَمِيسِ.
Çarşamba ve Perşembe günleri Arapça öğreniyorum.
وَ يَوْمُ الْجُمْعَةِ؟
Ya Cuma günü?
أَسْتَرِيحُ يَوْمَ الْجُمْعَةِ.
Cuma günü dinleniyorum.
وَ السَّبْةِ؟
Ya Cumartesi?
أَشْتَرِي لَوَازِمَ الْبَيتِ.
Evin ihtiyaçlarını satın alıyorum.
اَلْكَلِمَاتُ
Kelimeler
يَوْمُ الْأَحَدِ
Pazar
يَوْمُ الْإِثْنَيْنِ
Pazartesi
يَوْمُ الثُّلَاثَاءِ
Salı
يَوْمُ الْأَرْبِعَاءِ
Çarşamba
يَوْمُ الْخَمِيسِ
Perşembe
يَوْمُ الْجُمْعَةِ
Cuma
يَوْمُ السَّبْتِ
Cumartesi
يَوْمٌ
Gün
اَلْيَوْمُ
Bugün
كُلَّ يَوْمٍ
Her gün
كُلَّ الْيَوْمِ
Bütün gün
غَدًا
Yarın
بَعْدَ غَدٍ
Öbür gün
أَمْسٍ
Dün
أَمْسُ الْأَوَّلِ
Evvelki gün
أُسْبُُوعٌ
Hafta
هَذَا الْأُسْبُوعُ
Bu hafta
اَلْأُسْبُوعُ الْحَالِي
Bu hafta
اَلْأُسْبُوعُ الْمَاضِي
Geçen hafta
اَلْأُسْبُوعُ الْقَادِمُ
Gelecek hafta


Karşılıklı Konuşma اَلْخِوَارُ
هَلْ نَجْلِسُ فِي الْبَيْتِ الْيَوْمَ؟
Bugün evde mi oturacağız?
لَا، غَدًا نَجْلِسُ وَ نَسْتَرِيحُ.
Hayır, yarın oturup dinleneceğiz.
هَلْ نَزُورُ زُمَلَاءَنَا فِي النَّهَارِ؟
Arkadaşlarımızı gündüz mü ziyaret edeceğiz?
لَا، نَزُورُهُمْ فِي اللَّيْلِ.
Hayır, onları gece ziyaret edeceğiz.
هَلْ قَرَأْتَ هَذِهِ الْمَجَلَّةَ؟
Bu dergiyi okudun mu?
نَعَمْ، قَرَأْتُهَا أَمْسِ الْأَوَّلِ.
Evet, onu evvelki gün okudum.
مَتَي نَذْهَبُ إِلَى السُّوقِ؟
Çarşıya ne zaman gideceğiz?
إِنْ شَاءَ بَعْدَ غَدٍ.
İnşallah öbürgün.
مَتَى نَعُودُ إِلَى بَلَدِنَا؟
Ülkemize ne zaman döneceğiz?
نَعُودُ فِي أُسْبُُوعِ الْقَادِمِ.
Gelecek (önümüzdeki) hafta döneceğiz.
كَيْفَ نَقْضِي أَيَّامَنَا هُنَا؟
Günlerimizi burada nasıl geçireceğiz?
نَقْضِيهَا بِزِيَارَةِ الْمَسَاجِدِ وَ الْمَتَاحِفِ.
Günlerimizi cami ve müzeleri ziyaret ederek geçireceğiz.


Aylar اَلشُّهُورُ
فِي أَيِّ شَهْرٍ وُلِدْتَ؟
Hangi ayda doğdun?
فِي شَهْرِ يَنَايِرِ.
Ocak ayında.
وَ أَنْتَ؟
Ya sen?
فِي شَهْرِ فَبْرَايِرِ.
Şubat ayında.
مَتَى تَبْدَأُ الدِّرَاسَةُ عِنْدَكُمْ؟
Sizde öğrenim ne zaman başlar?
فِي شَهْرِ سَبْتَمْبَرْ.
Eylül ayında.
مَتَى تَبْدَأُ العُطْلَةُ الصَّيْفِيَّةُ؟
Yaz tatili ne zaman başlar?
فِي شَهْرِ يُونِيُو.
Haziran ayında.
وَ مَتَى تَنْتَهِي؟
Ve ne zaman son bulur?
فِي شَهْرِ أَغُسْطُسسْ.
Ağustos ayında.
اَلْكَلِمَاتُ
Kelimeler
شَهْرٌ
Ay
شُهُورٌ
Aylar
اَلشُّهُورُ الْمِيلَدِيَّةُ
Miladi Aylar
يَنَايِرُ (كَانُونُ الثَّانِي)
Ocak
فَبْرَايِرُ (شُبَاطُ)
Şubat
مَارِسُ (إِذَارُ)
Mart
أَبْرِيلُ (نِيسَانُ)
Nisan
مَايُو (أَيَارُ)
Mayıs
يُونُْيُو (حَزِيرَانُ)
Haziran
يُولْيُو (تَمُّوزُ)
Temmuz
أَغُّطُسْ (أَبٌ)
Ağustos
سَبْتَمْبِرُ (أَيْلُولُ)
Eylül
أُكْـوبَرُ (تَشْرِينُ الْأوَّلِ)
Ekim
نُوفَمْبِرْ (تَشْرِينُ الثَّانِي)
Kasım
دِيسَمْبَرُ (كَانُونُ الْأَوَّلِ)
Aralık
اَلْعَاشِرُ مِنْ مَايُو
Mayısın onu
فِي الْخَامِسِ مِنْ مَارِسِ
Martın beşinde


Senenin Mevsimleri فُصُولُ السَّنَةِ
فِي أَىِّ فَصْلٍ يَشْتَدُّ الْحَرُّ؟
Hangi mevsimde sıcaklar artar?
فِي الصَّيْفِ.
Yazda.
مَتَى يَكُونُ الْجَوُّ مُعْتَدِلًا؟
Hava ne zaman normal olur?
فِي فَصْلِ الرَّبِيعِ.
İlkbahar mevsiminde.
فِي الْخَرِِيفِ تَتَسَاقَطُ أَوْرَاقٌ.
Sonbaharda ağaç yaprakları düşer.
وَ فِي الشِّتَاءِ يَنْزِلُ الثَّلْجُ.
Kışta da kar yağar.
اَلْكَلِمَاتُ
Kelimeler
فَصْلٌ
Mevsim
فُصُولٌ
Mevsimler
اَلرَّبِيعُ
İlkbahar
اَلْصَّيْفُ
Yaz
اَلْخَرِيفُ
Sonbahar
اَلشِّتََاءُ
Kış
غَاءِمٌ
Bulutlu
بَارِدٌ
Soğuk
حَارٌّ
Sıcak
حَرَارَةٌ
Sıcaklık
بُرُودَةٌ
Soğukluk
هَوَاءُ
Hava
عَاصِفٌ
Fırtına
هَادِءٌ
Sakin
مُمْطِرٌ
Yağmurlu
مُعْتَدِلٌ
Mutedil
اَلْهَوَاءُ الطَّلْقُ
Açık Hava
مَطَرٌ
Yağmur
ثَلْجٌ
Kar


Aile الأُسْرَةٌ
أَيْنَ أَفْرَادُ أُسْرَتِكَ؟
Aile fertlerin nerede?
هُمْ فِي بَلَدِي.
Onlar ülkemdedir.
هَلْ لَكَ جَدٌّ وَ جَدَّةٌ؟
Deden ve ninen var mı?
لاَ هُمَا تُوُفِّيَانِ.
Hayır, onlar vefat ettiler.
مَا مَهْنَةُ أَبِيكَ؟
Babanın mesleği nedir?
هُوَ يَشْتَغِلُ بِالتِّجَارَةِ.
O ticaretle meşgul.
هَلْ أَمُّكَ تَعْمَلُ؟
Annen çalışıyor mu?
لاَ، هِىَ رَبَّةُ الْبَيْتِ.
Hayır, o ev hanımıdır.
كَمْا أَخًا وَ أُخْتًا لَكَ؟
Kaç erkek ve kız kardeşin var?
لِي أَخٌ وَ أُخْتَانِ.
Bir erkek ve iki kız kardeşim var.
هَلْ لَكَ أَوْلَادٌ؟
Çocukların var mı?
نَعَمْ، لِي إِبْنٌ وَ ثَلَاثُ بَنَاتٍ.
Evet, bir oğlum ve üç kızım var.
كَمْ حَفِيدًا لِجَدِّكَ؟
Dedenin kaç torunu var?
لَهُ تِسْعَةُ أَحْفَادٍ.
Dokuz torunu var.
اَلْكَلِمَاتُ
Kelimeler
جَدٌّ
Dede
أَجْدَادٌ
Dedeler
جَدَّةٌ
Nine
جَدَّاتٌ
Nineler
أَبٌ
Baba
آبَاءٌ
Babalar
أُمٌّ
Anne
أُمَّهَاتٌ
Anneler
زَوْجٌ
Eş (Koca)
أَزْوَاجٌ
Eşler
زَوْجَةٌ
Eş (hanım)
زَوْجَاتٌ
Eşler
إِبْنٌ
Oğul
أَبْنَاءٌ
Oğullar
إِبْنَةٌ
Kız
بَنَاتٌ
Kızlar
أَخٌ
Erkek kardeş
إِخْوَةٌ
Erkek kardeşler
أُخْتٌ
Kız kardeş
أَخْوَاتٌ
Kız kardeşler
حَفِيدٌ
Torun
أَحْفَادٌ
Torunlar
حَفِيدَةٌ
Kız torun
حَفِيدَاتٌ
Kız torunlar
عَمٌّ
Amca
أَعْمَامٌ
Amcalar
عَمَّةٌ
Hala
عَمَّاةٌ
Halalar
خَالٌ
Dayı
أَخْوَالٌ
Dayılar
خَالَةٌ
Teyze
خَالَاتٌ
Teyzeler
حَمٌّ
Kayın peder
حَمَّاةٌ
Kayın valide
صِهْرٌ
Damat
عَاءِلَةٌ
Aile
عَاءِلَاتٌ
Aileler


Bası Sıfatlar بَعْضُ الصِّفَاتِ
قَوِي
Kuvvetli
ضَعِيفٌ
Zayıf
جَمِيلٌ
Güzel
قَبِيحٌ
Çirkin
طَوِيلٌ
Uzun
قَصِيرٌ
Kısa
لَيِّنٌ
Yumuşak
صُلْبٌ
Sert
كَبِيرٌ
Büyük
صَغِيرٌ
Küçük
قَرِيبٌ
Yakın
بَعِيدٌ
Uzak
سَرِيعٌ
Hızlı
بَـطِيءٌ
Yavaş
سَهْلٌ
Kolay
صَعَبٌ
Zor
ثَقِِيلٌ
Ağır
خَفِيفٌ
Hafif
قَدِيمٌ
Eski
جَدِيدٌ
Yeni
رَخِيصٌ
Ucuz
غَالٌ
Pahalı
مُبكِّرٌ
Erken
مُتَأَخِّرٌ
Geç
سَاخِنٌ
Sıcak
بَارِدٌ
Soğuk
مُمْتَلِىءٌ
Dolu
فَاضٍ
Boş
نَظِيفٌ
Temiz

Alıntı ile Cevapla