Konu Başlıkları: Kim bu Allah dostları?
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 29 Ağustos 2014, 23:21   Mesaj No:1

umut628

Medineweb Aktif Üyesi
umut628 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:umut628 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 24048
Üyelik T.: 01 Ocak 2013
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 242
Konular: 66
Beğenildi:64
Beğendi:0
Takdirleri:110
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Kim bu Allah dostları?

Kim bu Allah dostları?

Alın size deforme edilmiş kavramlar manzumesine bir örnek daha. Evliya (çoğul) -veli (Tekil) veya
Allah [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]diye nitelenen çarpıtılmış ve çürümeye yüz tutmuş kavramlar zinciri.

Sokağa baktığımız zaman; bu kavramları üzerinde taşıdığı iddia edilen insanlar şöyle özelliklere sahiptirler:

Havada uçan, karada kaçan, şimşek gibi çakan arı gibi sokan, uyumayan, yemeyen-içmeyen, ölmeyen, misk-i amber (eski dilde deodorant, pörsümüş dilde parfüm) kokan, Ankara’dan İstanbul’a terlik, ayakkabı, çakmak, kalem v.b. bilumum elle tutulur her cismi fırlatabilen, fırlattığı zaman da 12’den isabet ettirebilen, kendilerine has giyim tarzları olan (işlemesiz olanlar tercih sebebidir) tiplemelerdir.

Ayrıca; kaşına gözüne bakılması yassak olan, yanlarında fısıltıyla konuşulabilen, gece rüyalarımızda, gündüz hayallerimizde fink atan, kendisiyle günün belli bir bölümünde şahsa münhasır bluetooth (yeni dilde rabıta) bağlantı kurulabilen olağan değil duble olağanüstü şahsiyetlere verilen sıfatlardır.

Bir kere şahsım adına bu özelliklere sahip bir dostumun olmasını istemezdim. Bana ağır gelir. Yanımda taşıyamam. Bir başkasıyla tanıştırmaya kalksam kekelerim. Nasıl tanıtacağız ki! Bu kadar özelliğinin olduğunu söylesem karşımdaki melül melül yüzüme bakar.

“Abicim dost mu tanıtıyorsun bilgisayar programı mı tanıtıyorsun, yoksa Harbi Poter filmini fazla mı seyrettin anlamadım gitti” dercesine alnının kırıştığını görebiliriz.

Bir de; evvel zaman içinde kalbur üstü yaşamış birilerine [private]izafe edilir bu sıfatlar. Kulaktan kulağa yayılmış hikayeleri veya ardında bıraktıkları eserleri vardır bunların. Öyle bir hale büründürülmüştür ki, Hani mimari bir projede 1 milimetrelik bir hata yaparsınız da, o proje bina olduğu vakit 10 metre yarık olarak karşınıza çıkar. Geçmişe atıf yaparak kahramanlaştırmak da böyle bir şeydir.

Kahramanımız ne kadar yiyen-içen, uyuyan-uyanan, evlenen-boşanan, kanlı canlı elle tutulur, çimdiklediğin zaman “höst” diyebilen biri olsa dahi, günümüze gelene kadar çoktan “efsane” olmuştur. En başta saydığımız özellikteki elbiseler çoktan üzerine giydirilmiştir.

Peki biz bilebilir miyiz, kimin ALLAH dostu kimin Allahdüşmanı olduğunu? ALLAH bildirmediği müddetçe biz bilemeyiz. İsmen sadece İbrahim’i (Selam olsun) bilebiliriz. Hangi arkadaşınız kiminle arkadaş bunu bilebilir misiniz? Kimin kiminle ahbap-çavuş ilişkisini bile bilemezken, Allahkimi dost edinmiş bunu nerden bileceğiz? Allahkendi dostunu bizden daha iyi bilir. Allah’a dost olmak için gerekli sıfatları taşımak başkadır, bir de Allah’a bazı şahısları dost izafe etmek bambaşkadır.

Şu Allah dostu, bu Allah dostu. Allah’tan haber mi aldınız? Allahmı bildirdi size dostunun veya dostlarının kim olduğunu? Bu ne cüret anlamak mümkün değil. Haa, dostluk kriterlerini yerine getirmeye çalışan bir insan görürsünüz. Adam Allah’ın emir ve buyruklarına göre, İbrahim gibi yaşamaya gayret ediyordur. Tabiri caizse temiz insandır. O’na bile Allah dostu diyemezsiniz. Çünkü kalplerde olanı yalnızca Allahbilir.

Takva’nın kimde olduğunu sadece O bilir.

Nasıl ki her insan kimin kendi dostu olduğunu, kimin düşmanı olduğunu ancak kendisi biliyorsa, Allah da kendi dostlarını bizden iyi bilendir.

Aslında birilerine Allah dostu yakıştırması, ucuz yoldan torpille işe yerleşme girişimi gibidir. Güya bu Allah dostları, kendilerine bağlı insanların her işini görebiliyor. Bu dünyada tevbeleri kabul ediyor, onları kirden pastan arındırıyor, cennette malikâne vaat ediyor, sırat köprüsünde eteğinin altından güruhunu da geçiriyor, kabirde münker ile nekire bunların yerine hesap veriyor.

Bu kadar işi halleden adama tabi ki bu sıfatı çok görmeyecekler. Ne de olsa işin ucunda torpil var.

Hani Mistik dinlerin birinde bir kıssa vardır.

Sofunun biri varmış. Gençliğinden beri şeyhinin hizmetindeymiş. Bu sofiye ne sorsalar edebinden cevap veremez ve hep “Ben bilmem Şeyhim bilir” dermiş.

“Adın ne?”

“Ben bilmem Şeyhim bilir”

“Nerelisin?”

“Ben bilmem Şeyhim bilir”

Artık herkes bunun vereceği cevaba alıştığı için kimse ona soru sormuyormuş. Tabi her ölümlü gibi bu sofu da ölmüş. Şeyh hazretleri çok üzgün tabi. Öldüğünün akşamı camideyken bir ara Şeyh durmuş ve uzaklara doğru dalmış. Sonra da gülümsemiş.
Sormuşlar şeyhe, hele gurban niye güldün?

Demiş ki: Hani bugün ölen sofu vardı ya, kabirde münker ve nekir melekleri yanına geldi. Sorular sorup durdu sofuya. O da “ben bilmem şeyhim bilir” dedi.

Ben de gidip onun yerine soruları cevapladım.
Gördünüz değil mi, ne dostlar(!) var şu dünyada.
Allah düşmanımın başına vermesin böyle fonksiyonel dostları.

Peki, kimdir bu Allah dostları, veliler veya evliyalar.
Bir kere beşer olmalı ve beşer özelliklerini taşımalıdır. Acıktığını hissedebilen, tuvalete gidebilen, hasta olan, doktor yüzü gören, üşütüp sesi kısılan, nane-limon kaynatabilen, gülüp ağlayan biri olmalıdır. Kısaca önce insan olmalıdır. Ayağı yere basmalıdır.

Bugüne kadar ismen bildiğim tek Allah dostu vardır O da İbrahim’dir (Selam olsun).
Nisa/125) İyilik yaparak kendisini Allah’a teslim eden ve İbrahim’in dinine dosdoğru olarak tâbi olan kimseden, din bakımından daha iyi kim olabilir? Allah, İbrahim’i dost (Halil) edinmişti.

Hem de yakın dost. Samimi dost. (Put kıran dost. Put icad eden değil.) Demek ki İbrahim’i örnek alan herkes Allah dostu olmaya adaydır. Allah dostu olmanın yolu ayette belirtildiği gibi şudur. “İbrahim’in dinine dosdoğru tabi olmak”tır. Bu dine dosdoğru tabi olan herkes, ister çoban Ali amca, ister Ayşe teyze, Mehmet, Kevin, Hans, her kim olursa olsun, Allah dostu olabilir. Olağanüstü özelliklerinin olup olmaması hiç önemli değildir. Olması da mümkün değildir zaten.

Allah’a yalan isnat etmek, Allah’a dost isnat etmek, Allah’a kendisinin bildirmediği bir takım şeyler isnat etmek kötü bir hastalıktır. Her hastalığın bir devası olduğu gibi, bunların da devası elbette Kur’an’dır. Kur’an’a uzak olan bu dostlara (!)yakın, bu dostlara yakın olan da Allah’a uzak olur.

Bu tip masallardan etkilenmeyerek, yüzünü dosdoğru dine, hanif olan İbrahim’in dinine dönene, Allah’ın berisinden dost/post arayışına girmeyene gün aydın olsun.

alıntı
__________________
O yüz , her hattı tevhid kaleminden bir satır;
O yüz ki , göz değince Allah ' ı hatırlatır.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi umut628 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
ego - uşaklar ve efendiler! Şiirler ve Şairler umut628 0 2109 29 Ekim 2014 19:49
Sobadaki Hikmet Serbest Kürsü Allahın kulu_ 5 2168 28 Ekim 2014 21:35
Insanlık için bir göz yaşı Gönülden Dökülen Nağmeler Kara Kartal 4 2101 28 Ekim 2014 21:02
Din, savaş ve zulüm… Serbest Kürsü umut628 0 1833 02 Ekim 2014 22:11
Ey Allah'ın Kulları! Düşman Olun. Acımayın... Serbest Kürsü Allahın kulu_ 1 2190 01 Ekim 2014 21:06