Tekil Mesaj gösterimi
Alt 12 Mart 2021, 12:39   Mesaj No:9

ÂlâLeyl

Medineweb Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:ÂlâLeyl isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 58435
Üyelik T.: 07 Kasım 2017
Arkadaşları:2
Cinsiyet:Erkek
Yaş:37
Mesaj: 148
Konular: 14
Beğenildi:214
Beğendi:260
Takdirleri:3408
Takdir Et:
Standart

Kadın mosmor dizleri üzerinde yükseldi. Kolları, sırtı her tarafı ağrıyordu. Kocasından hemen her gün dayak yerdi. Sebepli, sebepsiz atılan dayakların haddi hududu yoktu. Şikayet edebileceği bir yer de yoktu. Kocasıdır, diyordu toplum, sever de döverde. Ama o gün büyük bir müjde almıştı. Nisa sûresinin 34. ayeti inmişti. Şükür namazları kılmış Allâh'a, Rabbi ve koruyucusuna hamd etmişti.

Akşamleyin kocası yumruklarını sıkıp üzerine yürüdüğünde bu defa korkuyla geriye sinmedi. Kocasının üzerine yürüyüp, "Hele bir dene!" dedi. "İnen ayetten haberin yok herhalde!"

Kocası bir an donup kaldı. Ne demek istiyordu karısı, "Ne ayeti be kadın," dedi.

Kadın Allâh'ın müjdesini okudu ve ilk kez kocasıyla buyurgan bir sesle konuştu:

"Bana önce öğüt vereceksin, konuşarak söyleyeceksin! Eğer aynı şeyi yapmaya devam ediyorsam yatakları ayıracaksın! Yatakları ayırdığını gördüğüm halde aynı şeyleri yapmaya devam ediyorsam bir çocuğu uyarırken nasıl dövüyorsa anne babalar sen de bir daha yapmayacağıma ikna olana kadar beni dövebilirsin! Ve beni dövmek için bir bahane arayamazsın artık. Rabbimiz yasakladı! Eğer iman etmişsen rabbinin emrine uy ve yumruklarını gevşet, yok eğer iman etmemişsen zaten mümin olmayan erkeklerle mümin kadınların evlenmesi yasaktır ve biz iman etmiş kadınlar yalnızca medeni olan iman etmiş erkeklerle evlenerek korunuruz. Yok eğer iman ettim Allâh'a inanıyorum ama kurallarına uymayacağım, isyan ediyorum kurallarına, inkar ediyorum, reddediyorum ve döveceğim diyorsan bu açıkça münafıklık olur. Hukuk önünde hesabını verirsin. Kısasa kısas isteyeceğimden emin olabilirsin! Allâh elbet her şeye şahittir! Ve mücrimlerin/suçluların akibeti malumdur!"


---


YIL 2021

Murat karısına öğüt vermişti. Bir daha saçlarını açarak gezmesini istemiyordu. Hem nereden çıkmıştı başını açmak. Bildi bileli karısı kapalıydı.

Karısına saçlarını kapatmasını söyledi. Kadın "Hayır," dedi. "Kapatmayacağım!"

Murat o gece yastığını yorganını alıp salona geçti ve kanepeye uzandı. Saçlarını kapatmadığın müddetçe seninle bir daha aynı yatağa baş koymam, dedi. Kararını ver. Ya ayrılalım ve dilediğin gibi yaşa. Ya da devam edelim ve dediğimi yap. Evlilik karşılıklı anlaşmadır. Eğer saçı açık gezmeyi benden çok seviyorsan evliliğe devam etmenin zaten bir anlamı yok.

Ne yani, dedi kadın, saçım açık olduğu için kaç yıllık evliliğimizi yıkacak mısın?

Evet, dedi adam. Ben kimseyi bir şeye zorlayacak değilim. Dileyen dilediği gibi yaşamakta özgür. Eğer başın açık yaşamak istiyorsan, özgürsün. Ayrılalım.

Kadın birkaç gün sonra kocasının yanına geldi ve kocasını açık saçlarla gezmekten daha çok sevdiğini ve kapanacağını söyledi. Bunun üzerine adam "Emin misin?" dedi, "Eğer üç gün ya da üç yıl sonra sözünden cayacaksan şimdiden ayrılalım."

Eminim. Söz veriyorum, dedi kadın.

"Öyleyse sana Nisa 34. ayeti hatırlatayım. Eğer sözünden cayarsan senin canını öyle bir yakarım ki bin pişman olursun. Göze alıyor musun bunu? Sözünde duramayacaksan canını yakmak istemiyorum, şimdiden ayrılalım."

"Eminim. Sözüm söz!" dedi kadın.

"Peki öyleyse, sözüne güveniyorum."


...

1 AY SONRA

...

Kadın kocasından o çorapları çıkarıp odada bırakmamasını istedi. Ve o istediği ayakkabıları kendisine almalıydı! Ama adam hem çorapları odada çıkarmaya devam ediyor hem de o istediği ayakkabıları almıyordu.

Akşam işten yine eli boş geldiğini görünce gece yorgan ve yastığı kanepeye taşıyıverdi ve "Bu gece burada yatıyorsun," dedi.

Adam şaşkınlıkla "Nasıl yani?" diye sordu.

"Eğer çoraplarını makineye atmayı öğrenmeyecek ve bana istediğim ayakkabıyı bile almayacaksan kanepeye alışsan iyi edersin,"

Adam gülümseyip, Nisa 34'ü bana mı uyguluyorsun, dedi.

"Biz kadınlar binlerce yıldır uyguluyoruz bu kuralı tatlım, keyfin bilir," diyerek işveli bir gülümsemeyle odasına gitti.

Adam arkasından yatak odasına girdi, "Pekâlâ," dedi, "Çorapları oraya atmayacağıma söz veriyorum, ve istediğin ayakkabıyı da alacağım!"

Kadın gülümsedi, "Söz mü?"

"Söz," dedi adam. Ardından ekledi. "Eğer sözümü tutmazsam sen de beni mi döveceksin?"

"Hayır tabii ki, buna kuvvetim yetmez. Kavvam olan sensin. Önümde iki seçenek kalacak. Ya senden ayrılıp çoraplarını odada çıkarmayan ve istediğim ayakkabıyı bana alacak biriyle evleneceğim ya da seni olduğun gibi kabul edeceğim ve konuyu kapatacağım"

Biraz sessiz kaldılar. Türban konusunda yaptıkları anlaşmayı düşünüyordu kadın. Kocasının kendisini dövebileceğine inanamıyordu. Usulca sordu, "Benim gerçekten canımı yakar mısın eğer başımı açarsam,"

Adam kaşlarını çattı: "İkimiz de birbirimize söz verdik. Sen türban konusunda ben ise çorap ve ayakkabı konusunda. Eğer ben sözümü tutmazsam sen affedeceksin ya da ayrılacaksın. Ayakkabı ve çorap senin hayat felsefenle alakalı değil o nedenle sözümü tutmazsam beni affetme ihtimalin yüksek. Lakin ben başı açık bir kadınla evlenemem. Bu ben değilim. Benim ruhuma ters. O yüzden önümde sözden anlamayan karıma karşı kullanabileceğim iki yöntem kalıyor. Ya ayrılacağım ya da bir daha başını açmayacağına ikna edene dek senin canını yakacağım ve evliliğimizi korumaya çalışacağım."

"Ne yapacaksın?"

"İçim acısa da Allâh'ın dediğini yapacağım çünkü O her şeyi bilen, çok merhametli ve Hakîm'dir! Kullarına zulmedici değildir. Evliliğimizi kurtarmak için gerekirse o yolu da deneyeceğim."

"Çok fena dayak yiyeceğim yani,"

"Çoooook fena. O yüzden sakın sözünü bozma. Ben sana seçenekleri sundum, sen kendin kabul ettin."

"Evet ettim. Sen de öyle, sakın sözünü bozma! Yarın o ayakkabıyı alıp gel ve çoraplarını sakın bir daha bu odada çıkarma. Mümkünse şehir dışında çıkarıp öyle gel"
Alıntı ile Cevapla