|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Yitiksevda,Açılış Tarihi: 23 Eylül 2009 (17:26), Konuya Son Cevap : 16 Şubat 2012 (08:34). Konuya 71 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
03 Aralık 2011, 23:52 | Mesaj No:31 |
Cevap: İslam mı, tasavvuf mu; Tevhid mi, şirk mi_?
Bu sayfa yanlışlıkla oldu. Bilgisayarımdaki bir problemden dolayı iki kere kaydetmişim. Yukardaki sayfa ile aynı olduğundan yazıyı sildim. Özür diliyorum.
| |
04 Aralık 2011, 00:02 | Mesaj No:32 | |
Cevap: İslam mı, tasavvuf mu; Tevhid mi, şirk mi_? Alıntı:
Sevgili arkadaşım bunlar senin doğruların. Ancak tarihi gerçekler çok faklıdır. Unutulmamalıdır ki bir yaşanmış tarih vardır. Birde birilerinin kendi ideolojisi doğrultusunda çarpıtarak anlattığı yazılmış tarih vardır. Bunları iyi ayırt etmek lazım... İşte yaşanılmış olan tarihte Muaviye ve oğlu Yezit, Ehlibeyti şehit eden, İslama ayrılık tohumları eken kişilerdir. Bunu bir sürü tarihçi kabul etmektedir. yanlızca son bir kaç senedir tarih birilerinin kendi idolojisine göre yeniden yazılmaya çalışılmaktadır. o yazılan yeni tarihte de eskiden yazılmış yalan yanlış bazı bilgiler kaynak gösterilerek islam düşmanı olan insanlar gerçek islamcıymış gibi gösterilmeye çalışılmaktadır. Bunlardan biri de muaviye ve yezittir. Ancak unutulmamalıdır ki Allah her şeyi görüp bilendir... | ||
04 Aralık 2011, 00:15 | Mesaj No:33 |
Cevap: İslam mı, tasavvuf mu; Tevhid mi, şirk mi_?
Kardeş madem dediğin gibi onlar ateistlere aitse, o zaman alevilik manüpülasyona açık uçları açık bir oluşum demektir. Ermeni olmak şuç unsuru değil ki. Ama insanları görüşlerini değiştirecek, inançlarını saklayacak kadar baskı altında tutmak suç, bunu bende kabul ediyorum. Pkk mensubu birçok militanın cenazesi cem evlerinden kalkmakta. Devamınıda yorumlamayacağım. Neyse konu kısır bir cenderenin içerisinde dönüp durmakta. Konuyu noktalamak istiyorum ve son olarak şunları söylüyorum. Kimse İslama inanmak zorunda değil. Kimse inandığı hangi inanç olursa olsun, başka inançlara saldırmadan ve farklı değerleri aşağılamadan dile getirebilmeli. Kimseye inanmadığı bir inanç eğitimi zorla dayatılmamalı. Kimse mensubu olmadığı inancı, asıl kaynağından çarpıtarak tahrip ve tasviyeye girişmemeli. Mesnevi konusundada yarın devam ederiz inşaALLAH... Selam ve saygılarla kardeşim... | |
04 Aralık 2011, 00:16 | Mesaj No:34 |
Cevap: İslam mı, tasavvuf mu; Tevhid mi, şirk mi_?
mdm1 Kardeşim Muaviye=zalim=Fasıktır sizin o belirtmiş olduğunuz İmam Hüseyin (a.s) mevzuu o kadarda basit bir mevzu değildir olamazda Yezit'i (lanetullahi Aleyh) başa getiren ona zorla biyat toplayan Muaviye zalimi değilmiydi Aişenin kardeşi Halife Ebubekirin oğlunu kendi saltanatı/krallığı için katleden Muaviye değilmiydi? İmam Alinin kardeşini para ile satın alıp İmama karşı sözler söyleten,Hutbelerde seksen yıllık süreç içerisinde İmam Aliye lanet okutan ve okumayanları katleden Muaviye değilmiydi. Muaviye ve Yezit’in nassa aykırı olan davranışlarını halen görmeyip onlara Hz diyebilen anlayışların nasıl bir Kur’an ve Sünnet tasavvuru olduğunu anlayamıyorum. Zalime zalim, fasığa fasık denilmeyecekse o zaman bu kavramları Kur’an kimler için ele almıştır? Nassa aykırı olan cürümlerden bir kaçını izah etmeye çalışacağım: Muaviye: Nassa aykırı olduğu halde evlilik dışı çocukla normal bir kardeşlik kurulabileceği iddiası ile Ziyad b Sümeyye’yi nesebine geçirmesi. Hicr b adiy ve arkadaşlarını İmam Ali’ye yöneltilen lanetlemeye karşı çıktıkları hunharca öldürtmesi. Sıffin öncesi ve sonrası İmam Ali ve taraftarlarına karşı düzenlediği hileli entrikaların baş mimarı Amr b As’a mükafat olarak mısırı vermesi. Şefaat ve yakınlık yolu ile had cezalarının uygulanmasını durdurma. Ümmetin malı ve zekat gelirleri üzerinde keyfi harcamalar yapması. Gasp ettiği hile ve entrikalar ile ele geçirdiği yönetimi oğlu Yezit’in himayesine geçirme gibi bu ve benzeri birçok zulme imza attı. Cahızın dediği gibi: ‘’Ümmetin içindeki kefere idi’’ (Cahız, Resailü’l-Cahız, cilt 2, sh,7.11.14.16.179) Yezit’in Cürümleri: Mekke’yi istila etmesi. Kabe’yi taşlatması. Allah’ın haram kıldığı evi çiğnetme. İmam Hüseyin ve Beraberindeki yiğitleri katletmesi. Bu ve benzeri birçok zulmü işleyen baba ve oğul hakkında İbn’i Ebil Hadid şöyle der: Beni Ümeyye emirlerinin Hz Osman, Ömer B Abdulaziz. Yezid b Velid dışında kalanların hepsi facirdir. (İbn’i Ebil Hadid, Şerh Nehcül Belağa, cilt 2,sh 309) İmam Hasan El Basri Şöyle anlatır: Gerçek şu ki, Biz (akıl ve irade) emaneti(ni) göklere, yere ve dağlara sunmuştuk; ama (sorumluluğundan) korktukları için onu yüklenmeyi reddettiler. O (emanet)i insan üstlendi; zaten o, daima haksızlığa ve akılsızlığa son derece meyyal biridir (Ahzab-72) Ayetini okuyarak ‘’Değerli ipekli kumaşlara bürünüp gayet ince elbiseler giyenler daha fazla güç ve iktidar istiyorlar, fakat emaneti yerine getirmiyor, kendileri refah içinde oldukları halde, halka zulmediyorlar. Halkın diniyle alay edip göbek büyütüyorlar. Dünyalıklarını genişletip, mezarlarını daraltıyorlar. Anlayışlarını değiştirip, dinlerini zedeleyenleri görmez misin? Başkalarının malını gasp edip, yanları üzereni yatarlar. Elde ettikleri nimetleri yiyip kendilerine karşılıksız olarak hizmet ettirirler. Acıdan sonra tatlı, sıcaktan sonra soğuk, kurudan sonra yaş yemeklerle fazla tıkınıp, nefesleri kesilip kımıldayamaz hale gelirler ve cariyelerinden hazım ilacı isterler. Fakat cariyelerinden biri şöyle cevap verir: ‘’Hayır, vAllahi sen yediklerini değil ancak dinini eritebilrsin. Nerede komşuların, nerede yetimler, nerede yoksullar, nerede Allah’ın emrettikleri.’’ (Murtaza, Emali’l-Murtaza, sh,154,155) Açıktan işlenmeyen birçok nifak baba ve oğul sayesinde aşikar olarak işlenmeye başlanmış ve Muhammedi İslamın yerine Emevi sultasının heva ve heveslerinin hakim olduğu sapkın anlayışın eseri olan anlayış günümüze değin süregelmiştir. Kendi yardakçılarına yazdırdıkları birçok eserde kendilerini göklere çıkaran sunumlar yaptırmışlardır… İmam Hüseyin (a.s)’in Şahadetindeki asl olan mana ile Ümmeti Muhammed’e Kur’an’i bir bilinç ve takva ile birlikte hakikatler üzere birleşmeyi ve zalimlere karşı tek güç olabilmeyi nasip eylesin. | |
04 Aralık 2011, 00:26 | Mesaj No:35 |
Cevap: İslam mı, tasavvuf mu; Tevhid mi, şirk mi_?
Kıymetli kardeşim, dedinizki Hüseyin r.a ı Muaviye r.a katletti. Bende dedim ki bunu yapan zalim katil oğlu Yezit. Kardeş şimdi siz bir cürüm işleseniz, hesabı sizden mi sorulmalı babanızdan mı_? Birde merak ettim bu bahsettiğiniz tarih hangi tarih miş. Şianın mı, sünnilerin mi, müsteşriklerin mi? Eğer şia üzzerine uzun soluklu tartışma açarsanız emin olun Hasan el Askerinin çocuğunun olmadığını dillendiren tarihi kayıtlara kadar gidebiliriz. Yani bugün 12 imam seceresine inananların secereleri Hasan el Asgeride kopmuş demek olur ki, bu ap-ayrı bir tartışma konusu demektir. ALLAH subhanehu herşeye şahittir buna benimde tam imanım var inşaALLAH. Selam ve saygılarla... | |
04 Aralık 2011, 00:32 | Mesaj No:36 |
Cevap: İslam mı, tasavvuf mu; Tevhid mi, şirk mi_?
Sıleyman kardeşimsen hangi ekoldensin, önce bunu öğrenebilir miyim. Verdiğin kaynaklardan bazıları pekte ehli sünnet kaynaklarına benzemiyor. Artı Muaviye r.a a katil demiştin yanlış hatırlamıyorsam. Şimdide fasık diyorsun. Peki fasığın İslamdaki hük mü nedir_? Selam ve saygılar... | |
04 Aralık 2011, 00:47 | Mesaj No:37 |
Cevap: İslam mı, tasavvuf mu; Tevhid mi, şirk mi_?
Değerli mdm1 Kardeşim ekoller hususunda asla holiganlığım/taassubum yoktur bazen şia bazen vehhabi bazen Mutezile ama çok az Sünni olabiliyom amma hiçbiri benim putum değildir hepsinin Kuran ve Canlı örneği Allah resulünün yaşamına uygun olanlarını alırım Temel Kaynağım Kurandır Allah Bizlere en güzel ismi Müslüman/Teslim olan anlamında vermiş iken bunun üstüne a veya b ismi kullanmam hiçbir değeride bende yoktur Allah'ın verdiği isim üzere... Kaynaklarım Genellikle Mutezile Şia Sünni size istediğiniz hususta istediğiniz delili getirebilirim 12 İmam inancım yoktur Mehdiyet uydurmasına inanmam Mezhep(Çİ) değilimdir sadece Mezhepli olunabilir diyorum Kuran ve sünneti tahkiki bir iman ile yaşamak için temel kaynak bilirim ... Sünni veya Şia'nın birbirlerini alt etme anlayışlarına hurafe ve bidatlerine savaş açmışımdır Hadis hususunda Allah resulüne kesin aitttir demem çok sağlam kaynaklara dayansa dahi Allah resulü demiş olabilir der tarihi malumat olarak alırım ... Bu Konu üzerinde sizinle ayrı bir başlık altında Alevilik Şia Sünni Mutezile Vehhabi vb hususunda Allah Resulünün Nübüvveti ile başlayan süreçten başlayarak Kuranı hakem kılarak istediğiniz hususta görüşlerimizi beyan edelim Hakkı ve Batılı birbirinden ayıran Allah'ın kelamıdır... Tarikat ve Şebeke başkanları hakkında görüşlerimi burda yayınlayacam diğer mevzulara daha sonra ayrı başlıkta bakalım Kardeşim... | |
04 Aralık 2011, 00:59 | Mesaj No:38 |
Durumu: Medine No : 13038 Üyelik T.:
14 Aralık 2010 | Cevap: İslam mı, tasavvuf mu; Tevhid mi, şirk mi_? Mihraç adlı üyemiz şuna emin olunki eğer yahudi ve hıristiyanlar birilerine saygı duyup onların fikirlerini ders olarak çocuklarına sunuyorlarsa bu işin isminin islam olamdığının açık kanıtıdır.. İslamın çıktığından bugüne kadar peygamberimizden sonra birçok nefsi çıkar sahibi hükümdarlar Mevlana gibi gerçek din alimleri yerine kendi çıkarlarına hizmet edecek sahte din kisvesi altında yanlış bilgilere sahip din alimlerini destekleyerek islamla ilgili bir sürü yalan yanlış sahte bilgi ve düşüncelerin yerleşmesine sebep olmuşlardır. Mihraç adlı üyeden alıntı Bakın biz zamanda fettullah gülen hareketi amerikan desteklidir demiştik kendi çevremizden çok eleştiri almıştık.. Dinler arası diyalog adı altında yeni türetilen kavramların altında yatan gerçek tamamen insanların daha çok tağutların pençesi altına alma hareketidir.. Ilıman islam diyerek islamın gerçek manasından çıkarılarak adeta bana dokunmayan yılan bin yaşasın tipi insanlar ortaya çıkmasına vesile olmuştur...... Gerek mevlana gerek ibn-i arabi gerek said-i nursi gibi zatların tağutlarla hiçbir dertleri olmadığı gibi tağutlarında bu zatlarla hiçbir sıkıntısı olmamıştır.... Gerçi tağutlar şehy Said hareketinin karşısına geçen ve halkı şeyh Said hareketine karşı kışkırtan said-i kurdiye bile tahammül edememişlerdir..... Musa ve firavun davasında musa haksızdı diyen bir mevlanayı islam alimi olarak nitelendirmek hakikaten anlaşılır birşey değil.... Mevlanaya ait bu sitede “Mevlanadan güzel sözler” başlıklı konuyu inceleminizi tavsiye ediyorum.. O bölümde mevlananın şirk küfür dolu sözleri ele alınmış bunlara gerekli reddiyeler yazılmıştır...
__________________ Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli. |
04 Aralık 2011, 01:04 | Mesaj No:39 |
Cevap: İslam mı, tasavvuf mu; Tevhid mi, şirk mi_?
Sıleyman kardeşim, görüşlerinde mutezile fikri yansımıştı yanılmamışım, fakat benim için bununda önemi yok. Meselenin kitleneceği nokta şu olacak o zaman, sizin verdiğiniz kaynaklar şiadan olacak ki bunu ben sahih ve tarafsız görmeyeceğim, benim vereceğimde seleften olacakki sizde buna karşı çıkacaksınız. Ortak bir tarihi tespitte bile bulunamazken, asırlar önce süreçlerini tam bilmediğimiz bir konuyu hangi gerekçeler ve delillerle ALLAH subhanehunun kitabına götüreceğiz. Yani bugünden o günlere nasıl ışık tutacağız. İsterseniz bir önceki soruma fasıklık kavramına dönelim sizce fasığın hük mü nedir_? Selam ve saygılar... | |
04 Aralık 2011, 01:10 | Mesaj No:40 |
Cevap: İslam mı, tasavvuf mu; Tevhid mi, şirk mi_? F-S-K Fısk işlemek, Fasıklık yapmak, açıktan açığa günah işlemek, açıkça Allah’a itaatten çıkma gibi manaları ifade eder. İsyanın her türlüsü kastedilen fiil Küfürden daha umumi olup, küfür, münafıklık, sapkınlık, azgınlık gibi cümledeki yerine göre ayrı-ayrı manalara gelir. فَفَسَقَ (Kehf- 50) Allah’ın emrinden çıkmak فَسَقُوا Küfretmek,inkar etmek (Yunus-33)(Secde-32) Açıkça günah işlemek,fasıklık etme.(İsra-16) تَفْسُقُونَ İnkarcılık etmek (Ahkaf-20) فِسْقٌ Fasıklık etmek,isyankarlık yapmak:(Bakara-59)(Araf-163-165)(Ankebut-34) Küfretmek,inkarda bulunmak.(En’am-49) فِسْقًا Sapıklık,Şirk (En'am-145) فُسُوقَ Açıktan günah işleme (Bakara-197-282) فُسُوقٌ İnkar,Sapıklık (Hucurat-7-11) فَاسِقٌ Açıkça günah işleyen (yoldan çıkmış) (Hucurat-6) فَاسِقًا Kafir,inkarcı (Secde-18) فَاسِقُونَ Kafirler,Sapıklar,Günahkarlar (Maide-49-59-81) (Tevbe-8) (Hadid-16-27) İsyankarlar açıkça günah işleyenler (Maide-47)(Nur-4)(Haşr-19) Münafıklar,iki yüzlüler (Tevbe-67) فَاسِقٖينَ İnkarcılar (A’raf-102) (Neml-12) (Kasas-32) (Zuhruf-54) Münafıklar (Tevbe-53) Yozlaşmış açıkça günah işleyenler (Enbiya-74) Yoldan çıkmış (Zariyat-46) لَفَاسِقٖينَ Sapıklar,inkar edenler (Bakara-26) (Maide-25-26)(A’raf-145)(Haşr-5) Sapıklar,doğru yoldan çıkanlar (Maide-108) (Tevbe-24) Münafıklar (Saf-5) (Münafikun-6) Fasık Kavramın Kur'an bütünlüğünde ele aldığımızda Kafirler,Sapkınlar,Günah İşleyenler,Yozlaşanlar,İnkarcılar,Münafıklar vb Allah'ın emir ve yasaklarından çıkan her türlü isyan demektir. Ve sana, [ey Peygamber], hakikati ortaya koyan bu ilahî kelâmı, geçmiş vahiylerden bu/güne kalanı tasdik edici ve içinde hangi doğruların bulunduğunu belirleyici olarak indirdik. Öyleyse, [ey Peygamber,] geçmiş vahyin izleyicileri arasında Allah'ın indirdiklerine uygun olarak hüküm ver ve sana gelmiş olan hakikati terk ederek onların mesnetsiz görüşlerine uyma. Biz, her biriniz için [farklı] bir sistem ve [farklı] bir hayat tarzı belirledik. Eğer Allah dileseydi, hepinizi bir tek topluluk yapardı: ama indirdikleri aracılığıyla sizi sınamak için [başka türlü diledi]. O halde hayırlı işlerde yarışın! Hepinizin dönüşü Allah'adır; o zaman Allah, ayrılığa düştüğünüz şeyleri size gösterecektir. O halde, geçmiş vahyin mensupları arasında Allah'ın indirdiğine göre hükmet ve onların mesnetsiz görüşlerine uyma ve onlardan sakın ki Allah'ın sana indirdiğinin bir kısmından seni uzaklaştıramasınlar. Eğer onlar [Allah'ın buyruklarından] yüz çevirirlerse, bil ki bir kısım günahlarından dolayı onları [böylece] cezalandırmak, Allah'ın iradesi gereğidir: Unutma ki insanların çoğu gerçekten sapkındır. Yoksa onlar, cahiliye kanunu [ile yönetilmek] mi istiyorlar? Hâlbuki kalben mutmain olan insanlar için Allah'tan daha iyi kanun-koyucu olabilir mi? SİZ EY imana ermiş olanlar! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin: Onlar yalnızca birbirlerinin dostlarıdır. Ve hanginiz onları dost edinirse kesinlikle onlardan olur: Bilin ki Allah böyle zalimlere doğru yolu göstermez! (Maide/48-49-50-51) Ayetlerin nüzul sebebini incelediğimizde Zina ve Adam öldürme hususunda Allah resulüne müracaat eden geçmiş vahyin mensupları arasında İlahi kelamın özelliği olan önceki kitapları tasdik etme hakikati ile Allah'ın indirdiğine göre hükmedilmesi emredilmektedir. Kur’anın muhteşem yönü olan tüm insanlara ve asırlara hitabı çerçevesinde ele almaya çalışalım: Hukuki ihtilaflar gibi gözüken olay aslında hukuki yönü yanında Ahlaki anlamda hakk ve batılın ne olduğunu anlatmak adına hükümleri içermektedir. Allah nezdinde doğru ve yanlışın bir birinden ayırt edilerek Nübüvvet makamında olan Resulüne iletilmesi sonucu onun önüne getirilen her iki konuda karar vermesi İlahi kelamların hükmünün uygulanması emredilmektedir. Çünkü geçmiş vahyin izleyicilerinden Yahudileşenler İlahi kelamda geçen hükmü sınıf makam vb ayrımlara tabi tutarak tahrif etmiş ve kendi arzu ve istekleri doğrultusunda uygulamaya başlamışlardır. Bu sapkın anlayışları ile hükmedilmesi isteğine karşın Allah resulüne gereken emri bildirerek asl olan hüküm ile karar vermesini emretmektedir. Kur’an bütün vahiylerin en zirvesi olarak son peygamber Muhammed (s.a.a) bahşettiği şeriat ile tüm ilahi vahiylerin sonuncusu olarak insanların tüm asırlarda ihtiyacına hitap edecek dini tamamlamıştır. Kur’anın bu benzersiz mesajı geçmiş vahyin izleyicilerinden olup Kur’anın işaret ettiği hakikatler üzere inananlara da müjde vermektedir. Allah’a itaat teslim olma iman esasları çerçevesinde olan hakikatler. Cahiliyeden Allah’ın hükmüne geçiş safhaları: Dişiliğin öne geçmemesi için Örtünme emri ile kişiliği muhafaza emri başörtüsünden öte helal dairesinde kişilik karakter eğitimi. Kesin bilgiye dayanmayan esaslar üzere inşa edilen hükümleri kabul edenlere Allah’ın kesin hükümleri ile sağlam temeller üzere inşa edilmiş olan İlahi hükümler. Adalet ile hüküm verilmeyen cahiliye düzenlerine karşı İnsanlar arasında Adalet ile hüküm verilmesi emri. Allah Resulü Muhammed (s.a.a) cahiliye hükümlerine göre Mekke’nin en kültürlü ve soy itibari ile asil olan ‘’Amr ibn Hişama’’ (Ebu Cehil) yani cehaletin babası demesi aslında bir şey hakkında yeterli bilgiye sahip olmayıp hakikati gerektiği gibi kavrayamamasından ötürü idi. Kuran kesin bilgiye dayanmayan olayların hikmet boyutuna bakmayan ve sadece sonucu ile ilgilenen zihniyete ‘’Cahiliye Zihniyeti’’ derken bu düşüncelere ise ‘’Cahiliye Zannı’’ olarak adlandırır. Cahiliye Hükümleri sadece o asra münhasır olmayıp her asırda varlığını batıl ideolojiler üzerinden sürdürmektedir. Günümüzde Cahiliye hükümleri diyebileceğimiz Allah’ın kesin olan hükümleri üzere olan tüm anlayış ve yasalar Allah’ın hükümlerini görmemezlikten geliyor ve kendi icat ettikleri ile Kuran ve Ahireti yok sayarak insanlar üzerinde zorba anlayışlar ile hükmettikleri sistemler yok olmaya mahkumdur. Asrımızdaki fitne heva ve heveslerin azdırdığı toplumlar, ayakları baş başları ayak olarak gördükleri halde şaşkınlıklarını bilgisizliklerini kabul etmemektedirler. Bir Müslüman’ın bir gayri müslimin hayat tarzını taklit etmesi Kuranın onları dost edinmeyiniz hitabına girmektedir. Kısa ve öz olarak Ayetlerin vermek istediği genel mesaj: Allah’a ait olan ve hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak derece muhkem olup yoruma dahi kapalı olan hükmü uygulamayan kişi eğer mazereti yoksa Kur’ana göre ‘’Fasıktır’’ ‘’Günahkârdır’’. Bunun yanında Allah’ın kesim hükmü dururken onun yerine başka bir hükmü getirmeye çalışan kişi ‘’Zalimdir’’ Allah’ın kesin hükümlerini ve ilahi vahyi kabul etmeyip red eden kişi inkârından ötürü ‘’Kâfir’’ olur… Maide 48 ve 51 Ayetlerin hükmü genel olup Müslümanlara açıkça hitap etmektedir. Yani burada geçmiş vahyin takipçileri üzerinden Ey Ümmeti Muhammed Yahudileşmeyen, Hıristiyanlaşmayın, Azgınlaşmayın aranızda Hüküm verir iken, Muhakeme akıl ve İlahi vahyin temel öğretilerinden yola çıkarak şu ayetin mesajı gereği hükmedin. Allah, size emanet edilen şeyleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hüküm verecek olursanız Adaletle hüküm vermenizi emrediyor. Allah size ne de güzel öğüt veriyor; zira Allah akıl sır ermez bir biçimde her şeyi işiten; her şeyi görendir. (Nisa-58) Allah’ın bizlere emanet ettiği şeyleri tüm uzuvlarımız olarak görmek gerekir. Bu emanetleri siyasi, sosyal, ahlaki vb tüm sorumluluk gerektiren alanlarda ehline vermemizi ve Adaletle hükmetmemizi emrediyor. Bu emir Mutlak bir emir olup tüm insanlığı bağlayan bir emirdir. Allah’ın hükümleri bu kadar açık iken günümüz ideolojilerinin kendi heva ve hevesleri uğrunda belirlemiş oldukları yasalar Allah’ın hükmü üzere hüküm koymaktır ve Allah’a ortak koşmaktır. Allah adaleti emrederken günümüz sistemleri para şan şöhret dayısı olanları kayırmak ile meşgul fakir ve mazlum isen bir simit dahi çalsan cezayı hak etmişsin ama dayın var ise bankaların tümünü de boşaltsan ceza almazsın… İş eleman alımında aynı adaletsizlik gözler önünde. Milyar dolarlar kazanan patron işçisini asgari ücret ile çalıştırmaktan gurur duymakta. Mülk yalnızca Allah’ındır hükmüne rağmen Mülk Putperestliği yapan Allah’ın hükmü üzere hüküm koymuş olmazmı? Allah'ın kadınlara bahşetmiş olduğu değeri, ayaklar altına alarak, sanat, magazin, flört, kadın hakları, gibi kadınları aşşağılıyan anlayış sahipleri onları yalnızca cazibe araçları olarak sunmaları Allah'ın hükümleri üzere hüküm koyma değilmidir? Allah'ın kesin hükümlerine rağmen, kendi rantlarını ve gelirlerini korumak adına hurafe ve bidatleri dinin özü gibi sunup, insanları sömüren anlayış sahipleri olan kesimler! Şefaat yetkisini kendilerine vererek, vesilede yalnızca aracı kılınması gereken ibadetler yerine beşer yönlerini koyanlar, Allah şah damarımızdan yakın iken kendilerini ilah yerine koyarak aracılık yapanlar Allah'ın hükümleri üzere hüküm koymuş olmuyorlar mı? Allah’ın kesin hükmü ile Mümin-Müslüman isminden daha güzel bir isim olmadığı hakikatine rağmen, a ve b isimlendirmeleri altında ayrımcılık yaparak, ırkçılık, fitneyi yayanlar Allah’ın hükmü üzere hüküm koymuş olmuyorlar mı? Bu ve benzeri beşeri ideolojilerini ayakta tutma anlayışında olan tüm kesimler Allah'ın hükmü üzere hüküm koymaya çalışan taife içerisine girerler. Allah’ın önünde eğilmeyen başları kendi önlerinde eğdirenler Kula kulluk yaptırmakta ve Allah'ın hükmüne meydan okumaktadırlar... Değerli kardeşim site kuralları gereği link veremiyorum ama size bu konunun tüm detaylarının tartışıldığı bir forum adresini özelinize atacam buraya tekrar aktarmak istemiyorum..... | |
Konuyu Toplam 2 Kişi okuyor. (0 Üye ve 2 Misafir) | |
Seçenekler | |
Konuyu değerlendir | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Şirk Nedir ? | Şuara | Tevhid Ve Şirk Konuları | 35 | 24 Mart 2023 11:53 |
İBADETTE ŞiRK... | bilinmez | Videolar/Slaytlar | 0 | 04 Kasım 2013 08:02 |
Tevhid ve Şirk | enderhafızım | Tevhid Ve Şirk Konuları | 0 | 11 Aralık 2012 16:38 |
ŞiRK.... | bilinmez | Tevhid Ve Şirk Konuları | 1 | 08 Ekim 2012 20:24 |
Sevgide şirk | keserim | Tevhid Ve Şirk Konuları | 5 | 22 Ağustos 2011 22:55 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|