|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Yitiksevda,Açılış Tarihi: 23 Eylül 2009 (17:26), Konuya Son Cevap : 16 Şubat 2012 (08:34). Konuya 71 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
04 Aralık 2011, 02:37 | Mesaj No:43 |
Durumu: Medine No : 13038 Üyelik T.:
14 Aralık 2010 | Cevap: İslam mı, tasavvuf mu; Tevhid mi, şirk mi_? Ey akıllı kişi ! iyi düşün... Put, varlık bakımından bâtıl değildir ki,Bil ki putu yaratan da Ulu Tanrı.. İyinin yaptığı her şey iyidir “Kimin haddi vardır ki kendiliğinden, Tanrı hükmüne esir olmuş bir kişiye kılıç vurabilsin! Çünkü Tanrı, kimin gözünü açmışsa o adam bilir ki katil, takdirin esiridir. O takdir kimin boynuna geçmişse kendi oğlunun başına bile kılıç vurmuştur. Yürü, kork ve kötüleri az kına; takdirin hüküm tuzağına karşı aczini bil!” (Şark İslâm Klasikleri, Mesnevi Cilt 1 Mevlana M.E.G.S.B. Yayınları 1988 baskısı, sayfa 309-310 b.3889 - 3892. ) Mevlana bir çok sözlerinde tebriz-i şemsi anlatmaktadır bunu biliyorum. Fakat asıl mesele mevlanın şemse olan bakışıyla ilgilidir. Bunu anlamak içinde mevlanın şu olayını anlamakta fayda vardır. Birgün mevlanın eşi kaybolur mevlana eşinin bulunması için herkese talimat verir. Herkesi mevlanın eşini ararken mevlana bahçenin içerisinde kurulu olan çadırdan bir sesler duyar. Mevlana başını çadırdan içeri sokar bakarki mevlanın eşi ve şems eğleşiyorlar. Mevlana derhal çadırını örtüsünü kapatır sonra herkese haber verir benim eşimi aramayın ben onun nerde olduğunu biliyorum der. Aramaya son verilir bu arada mevlana evin avlusunda volta atar. Bir müddet sonra çadırdan çok sert bir ses tonuyla mevlana çadıra çağrılır. Mevlana çadırdan içeri girer bakar ki çadırda sadece şems vardır. Güyya mevlana bu duruma şaşırır şemse sorar az önce eşim buradaydı ona ne oldu der. Şems gerilerek sen onu eşin sandın oysa o eşin değil. Gerisini anlatmaya gerek yok şirk dolu cümleler kullanır. Biz rabbimizi tüm noksan sıfatlardan tenzih ederiz. O yüzden mevlananın ister şems için kullanmış olduğu sözleri olsun ister doğrudan Allah-ı kast etmiş olsun aynı şeyi kast eder.Şimdi onun sözlerine bakalım "Bizim Lâtife Hatun'un zatı, Tanrı'nın suret bağlamış lâtifesidir""Kadın, Hak nurudur, sevgili değil... Sanki yaratıcıdır, yaratılmış değil..." Bizler slelefi salih alimlerimizin kitaplarını okuduğumuzda şöyle bir YOL takip ettiklerini görürüz. İmam şafi-i İmam Azam ve diğerleri kitaplarında ayetlerden hadislerden peygamberin uygulamalarından halifelerden sahabilerden nakiller yoluyla tertemiz bir islam anlayışı anlattıklarını görürüz. Fakat maalesef bu zatların kitapları tamamen şirk küfür dolu,ayetsiz ve hadissiz olduğunu görürüz. Bu zatlara insanların meyl etmesi tamamen cahilliklerinden Allah'ın kitabını okumyaışlarından peygamberin hayatını bilemeyişlerinden dolayı selin peşine kapılıp gitmişlerdir. Halbuki peygamberi bilenler şunuda bilirler. O’ (sav) Mekke putperestlerinin ambargosu karşısında açlıktan karnına taş bağladığını bilirler. Uhud savaşında dişlerinin şehit edildiğini bilirler. O vahim gün olan taif de başı vucudu kanlar içind kaldığını bilirler. İşte cahiller bunu bilmezler bunu ancak müslümanlar bilirler. Ayrıca müslümanlar yahudiler peygamberlerini eğlence olsun diye ağaç kavuğuna koyup onu yararak şehit ettiklerinide bilirler. Şimdi bu zatlar mana alemlerinde uzaylara gitmişler Marstan dünyaya insanlar getirmişler arşın tüm katmanlarını aşarak "haşa sümme haşa" Allah'ın katına ulaşarak fenanın son hali olan “ fenah fillah”a güyya ulaşmışlar. Kimimiz bu sözleri anlamaz bu sözlerin iyi şeyler olduğunu zan ederiz,kimimiz Allah'tan korkmadan bu sözleri tevil ederek onların avukatlığını yapar. Bizim elimizde Allah'ın kitabı sapasağlam dururken ,bizim elimizde peygamberin 23 yıllık hayatı sağlam kaynaklarda cap canlı dururken bizim elimizde selef alimlerimizin kitapları dururken böylesine sapkın fikirlere neden prim vererek imanımızı tehlikeye sokarız anlamak mümkün değil. Neyse mevlanadan sözlere devam edelim. Sen bizim tıpkımızsın, dedim, ey can! Amma yaptın, dedi, o da ne demek? Şu gördüklerin hep ben'im. (Şu mantığa bak ne görüyorsan o benim ben şahsen domuz eşek kedi herşey görürüyorum. Yoksa, dedim, sen o musun? Hey, kendine gel, sus, dedi, benim ne olduğum, dedi, dile gelmez. Öyleyse, dedim, işte sana dilsiz, dudaksız konuşan biri, yoklukta ayaksız yürümedeyim, gökteki ay gibi, işte sana elsiz ayaksız durmadan koşan biri. Devam edelim Böyle koşup durmak, dedi bir ses, senin nene gerek. Bak bana, apaçık ortadayım da gene gizliyim. Sen beni gör asıl, beni! Eşi bulunmaz bir gizli maden olmuşum, eşi bulunmaz bir deniz olmuşum ben, Tebrizli Şems'i gördüm göreli. Olduğum gibi kim görebilir beni, ne rengim var benim, ne nişanım. Benim de bildiğim sırlar var, diyeceksin ama, Allah'ın aşkına bir arkadaşımız bu sözleri açıklasın bakalım ne manaya geliyor Allah'ın hangi ayetine uygun düşüyor. Devam edelim hem o sırlarım ben, hem o sırları saklayanım. Hem sır olan kişi o hemde sırları saklayan kişi...tevbe tövbe... ”fesübhanallah” yarabbim böyle sözler söylemekten sana sığınırım. Vahdedi-vucud anlayışının temel mantığı yaradan ile yaratılan aynı şeydir. Yani bizim dışarda gördüğümüz her ne varsa hepsi Allah'ın birer görüntüsüdür bunu daha önce uzun uzun anlatmıştım. Bu sapkın görüşe göre mekke putperestlerinin puta tapması biz insanları bakış açısına göre haramdır şirktir. Aslında putda puta tapanda aynı şeydir. Ey akıllı kişi ! iyi düşün... Put, varlık bakımından bâtıl değildir ki,Bil ki putu yaratan da Ulu Tanrı.. İyinin yaptığı her şey iyidir. “Fe sübhanAllah” “fe sübhanAllah” “fe sübhanAllah” mecnun adlı üyemiz işte bu temel fikirleri bildiğim için öyle yorumladım
__________________ Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli. |
04 Aralık 2011, 03:54 | Mesaj No:44 |
Durumu: Medine No : 10660 Üyelik T.:
16 Eylül 2009 | Cevap: İslam mı, tasavvuf mu; Tevhid mi, şirk mi_? Birgün mevlanın eşi kaybolur mevlana eşinin bulunması için herkese talimat verir. Herkesi mevlanın eşini ararken mevlana bahçenin içerisinde kurulu olan çadırdan bir sesler duyar. Mevlana başını çadırdan içeri sokar bakarki mevlanın eşi ve şems eğleşiyorlar. Mevlana derhal çadırını örtüsünü kapatır sonra herkese haber verir benim eşimi aramayın ben onun nerde olduğunu biliyorum der.(kamer34 baş editörden alıntı rabbim kendisini cennetle müjdeletsin inşallah) başeditör abi. mevlananın müşrikliği konusunda gereken yazılmış ispatlıca.ama gözden kaçan bir nokta daha var.afedersiniz bu ********************forum kurallarına aykırı oldugu icin editlenmistir. (RemLe) |
04 Aralık 2011, 03:59 | Mesaj No:45 |
Durumu: Medine No : 10660 Üyelik T.:
16 Eylül 2009 | Cevap: İslam mı, tasavvuf mu; Tevhid mi, şirk mi_?
sıleyman abi. sizin kim olduğunuzu az çok yazılarınızdan anlaşılıyor.proplem de değil tabii.ama lütfen çek elini muaviye den.ya her yerde konu namaz bile olsa muaviyeye hakaret etmeden tahiyatı okumuyorsun.ne kazanıyorsun yezdan aşkına.muaviye dediğin gibi de olsa olmasa da çek elini artık be abi.eğer dediğin gibi ise böyle değersiz birisi için değmez.yok değilse bir ashabı kirama dil uzatmak da doğru değil.git gel muaviye.ne güzel muzakere işte.alim olduğunuda biliyorum.ilmini konuştur be abi.bak baş editörlükten kovuldun uyelik kaldı elinden.maazzallah oda gidepilur |
04 Aralık 2011, 16:10 | Mesaj No:46 | ||
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Cevap: İslam mı, tasavvuf mu; Tevhid mi, şirk mi_? Alıntı:
Alıntı:
__________________ Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır. | ||
04 Aralık 2011, 18:40 | Mesaj No:47 |
Durumu: Medine No : 6969 Üyelik T.:
10 Şubat 2009 | Cevap: İslam mı, tasavvuf mu; Tevhid mi, şirk mi_? İlim ilim bilmektir İlim kendin bilmektir Sen kendini bilmezsin Ya nice okumaktır Okumaktan murat ne Kişi Hak'kı bilmektir Çün okudun bilmezsin Ha bir kuru emektir Dört kitabın ma'nisi Bellidir bir elifte Sen elifi bilmezsin Bu nice okumaktır Yirmi dokuz hece Okursun uçtan uca Sen elif dersin hoca Ma'nisi ne demektir Yunus Emre der hoca Gerekse bin var hacca Hepisinden iyice Bir gönüle girmektir Yunus Emre
__________________ Doğru zamanda yapılan yanlış ,yanlış zamanda yapılan doğrudan evladır.. |
04 Aralık 2011, 21:31 | Mesaj No:48 |
Cevap: İslam mı, tasavvuf mu; Tevhid mi, şirk mi_?
Yunus Emre nin şiirlerindeki çelişki ve düşündürücü noktalar; Tarihte iki Yunus veya çift karakterli bir Yunus vardır, bunlardan biri şiirlerinde cenneti, cennetteki nimetleri pek önemsiz gösterirken,ibadetleri küçümser ve aşağılarken, ibadetleri cürmü cinayet sayarken, diğeri cenneti, ALLAH subhanehunun nimetlerini vaadlerini öven, bunları kazanmak için ibadetleri çalışıp çabalamayı teşvik eden kişidir. İkincisi sunni İslam kökenindendir ve birincisine göre gerçek abid müslümandır, birincisi ise müslümanmış gibi görünen şamanist moğol uç ajanıdır ve kesinlikle müslüman değildir. Zaten şiirlerinde şeriatı kapıya koyarak, oruç, namaz, zekat, hacc ı, cürmü cinayet olarak anlatan birinin, bırakın müslüman olması, bilakis İslam düşmanı olduğunu açıkça ortaya koyar. __________________________________________________ ____________ [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Yunusa sahip çıkma iddiasında olan kominist şamanistlerin görüşleri de burada; [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] __________________________________________________ ________ Basit bir örneklemeyle konuyu şöyle anlaşılır kılalım. Bir işveren düşünelim, işverenin iki işçi alacak olsun. İşe alacağı işçilere diyor ki; şu şu işleri yaparsanız size şu kadar maaş, ayrıca size kalacak güzel bir ev ve de içerisini türlü güzelliklerle donatacağım... İşçilerden biri diyor ki; işverenimin vaadleri çok güzel, ben işverenime güveniyorum ve ona olan güvenim ve sevgimle daha çok çalışacağım diyor. Diğer işçide diyor ki, ben işverenimi seviyorum, vereceği maaşı da, evi de, hediyeleri de hiç önemsemiyorum. Ben işverenimi çoook ama çoook seviyorum diyor, bu sevgimle işverenim beni boş bırakmaz diyor çalışmayı da önemsemiyor... Ay sonu geliyor çalışan işçi emeğinin karşılığı olan maaşını, evini, hediyelerini ve övgülerini alıyor, çalışmayan ve patronunu çok sevdiğini iddia eden işçide elleri boş kalıyor. Elleri boş kalan işçi patronuna ama ben seni o çalışan işçiden daha çok seviyordum deyince, tabiki işverende ona sevgi emek ister, çalışıp çabalama ister, sevgi verilen hediye küçükte olsa değer ister, önemsenmek, talip olunmayı ister, der... İnanacak bir toplum için ise ALLAH subhanehunun vaadi şudur; 22. Şüphesiz iyi kimseler, Naîm cennetindedirler. 23. Koltuklar üzerinde, (etrafı) seyrederler. 24. Onların yüzlerinde, nimetlerin sevincini görürsün. 25. Onlara, mühürlü (el değmemiş) saf bir içecekten içirilir. 26. Onun (içiminin) sonu bir misktir (ağızda misk gibi koku bırakır) İşte YARIŞANŞAR, bunun için yarışsınlar. ALLAH ım ben Senin vaadettiğin nimetlere yakınen inanıyorum, o gün beni ve tüm müslüman kardeşlerimi nimetlerinle şereflendirmeni dilerim. Amiiiin... Sonuç; Görüldüğü gibi kah müslüman olan kah şamanist olan iki kişi ya da, önce müslümanmış gibi görününen daha sonra İslamı tahrif ve dejenere etmeyi amaç edinmiş sinsi şamanist bir kişilik var karşımızda. Tıpkı Rumi gibi, üstelik bu kişininde Ruminin dergahından geçmiş olduğunu kaynaklarda görüyorsak, yaşayışı, hayatı, ölümü gizemler ve sırlar, sisli muammalar arasında kalan Yunus diye adlandırılan kişininde, moğol uç ajanı bir şamanist olması kuvvetle muhtemeldir. Sözde sünni tarikatların ise bu kişiye onlarca mezar icat ederken, mezar yerini bile tespit edememeleri, cenneti ve ibadetleri alaya alıp hakaret eden bir kişiliği, hem müslüman , hem de evliya sahte şey-h ilan etmeleri, hele de mutlak manada mevhum bir kişiliği cennetlik ilan etmeleri, gerçekten trajik bir söylemdir. Kominist şamanist kökenli kendilerine aleviler diyenlerin Yunus Emreye sahip çıkmaları ise şiirlerindeki anlamla davalarını bütünleştirmektedir... Selam ve dualarla... | |
04 Aralık 2011, 21:34 | Mesaj No:49 |
Cevap: İslam mı, tasavvuf mu; Tevhid mi, şirk mi_?
Mesnevide yüceltilen ve aşağılanan kadın figürü; Rumi Mesnevisinin birinci cildinde kadına sahte Tanrısını tecelli ettirmekle kalmaz, açıkça yaratıcı bile demekten çekinmez. Fakat çok ilginçtir ileriki ciltlerde de kadından nefret eder ve onu beyitlerinde aşağılamaya çalışır. Bu cinsel tercihinde bir değişime işaret midir yorumsuz bırakıyorum? İşte mesneviden o beyitler; 2437. Kadın, Hak nurudur, sevgili değil... Sanki yaratıcıdır, yaratılmış değildir! Mesnevi cilt;1 [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Rumi şehvetinin ve şarabın sarhoşluğuyla kadını bir dönem hâşâ yaratıcı haline getirir. Fakat her hali çelişki ve sapıklıkla dolu olan Rumi 5. ciltte kadını bu seferde hayvana benzeterek aşağılamaktadır. İşte Rumi’nin mesnevisinden o beyitler; 2466. Kadında hayvan sıfatı üstündür. Çünkü kadının renge, kokuya meyli vardır. Mesnevi cilt;5 [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Görüldüğü gibi Mesnevi yazarı Rumi her kötülüğe dalmış, her çelişkide bocalamış, patolojik bir ruh yapısına sahiptir. Rumi burada sevdiği her şeyi hâşâ yaratıcı bile yaparken bir müddet sonra nedendir bilinmez nefret eder ve hayvana benzetir. Rumi sınırsız sapıklığının esiri olarak beyitlerini şehvetinin örgüsüyle şekillendirir. Beğendiği arzu ettiği nesneleri, dostlarını, nefsini tanrılaştırır, arzu etmediği sıkıldığı, karşıt görüşünde olanları da beyitlerinde aşağılar hayvanlaştırır. Bugün yaşamış olsaydı tam bir patolojik vaka olarak klinik araştırmalarına konu olabilirdi. Selam ve dualarla... Yorumsuz ek ; 1400. Hâsılı insan, vuslata erdi mi vasıta olan kadın, adamın gözüne soğuk görünmeye başlar. [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] | |
04 Aralık 2011, 22:17 | Mesaj No:50 |
Cevap: İslam mı, tasavvuf mu; Tevhid mi, şirk mi_?
Melanet mesnevide Kur"an ın küçümsenmesi ve aşağılanması, arap müşriklerin eskilerin masalı demesi gibi, içeriğinin korkutuşlarla dolu hikaye kitabına benzetilmesi iftirası; Rumi melanet mesnevide müslümanların kutsal değerlerini, inceden inceye aşağılamaya çalışır. Ben eski sözlerle değil yepyeni sözlerle konuşuyorum derken, hem Kur"anı eski bir kitap görür, hem de kendisine yeni sözler, yani peygamberlik payesi bile çıkarır. Bu halusünasyonik hezeyanları "mesnevi kutsal kitapmı dır" başlığında başka zaman değerlendirelim. Aşağıda melanet mesnevide aktaracağım beyitlerde, Kur"an kör sandığına benzetilir. Daha doğrusu kör; karanlık bir Kur"an sandığına benzetilir. Sonra körlerin sözleride mushaf Kur"an harflerine, tıpkı arap müşriklerin dediği gibi içi korkutuşlarla dolu eski hikaye kitabı olarak tanıtılır. Sonraki beyitte ise Kur"anla dolu sandığı boş olmaktan iyi olarak takdim eder. Sonra tekrar döner, yüksüz yani boş sandık, fareler yılanlarla dolu, yani korkutuşlarla dolu Kur"anla dolu sandıktan iyi olarak anlatır. Rumi adeta müslümanların kutsal değerleriyle alay eder, tıpkı benim alayım alay değil bir ülke beyitlerinde olduğu gibi. Ama çok yanılmış ki bu ince aşağılama ve melanet beyitler gün gelmiş tüm karanlık yönleriyle aydınlığa çıkmıştır. __________________________________________________ ______________________ 1396. Sopa, esasen körlerin sevgilisidir. Kör, Kur’an sandığına benzer ancak. Körlerin sözleri, Mushaf(Kur"an) harfleriyle, eski hikâyelerle, korkutuşlarla dolu sandıklardır. Fakat Kur’an’la dolu sandık, boş sandıktan iyidir elbet. Yüksüz sandık fareler ve yılanlar dolu sandıktan daha iyidir. Mesnevi cilt-3 [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] __________________________________________________ _____________________ Selam ve dualarla... | |
Konuyu Toplam 3 Kişi okuyor. (0 Üye ve 3 Misafir) | |
Seçenekler | |
Konuyu değerlendir | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Şirk Nedir ? | Şuara | Tevhid Ve Şirk Konuları | 35 | 24 Mart 2023 11:53 |
İBADETTE ŞiRK... | bilinmez | Videolar/Slaytlar | 0 | 04 Kasım 2013 08:02 |
Tevhid ve Şirk | enderhafızım | Tevhid Ve Şirk Konuları | 0 | 11 Aralık 2012 16:38 |
ŞiRK.... | bilinmez | Tevhid Ve Şirk Konuları | 1 | 08 Ekim 2012 20:24 |
Sevgide şirk | keserim | Tevhid Ve Şirk Konuları | 5 | 22 Ağustos 2011 22:55 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|