Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Şiirler ve Şairler (https://www.forum.medineweb.net/517-siirler-ve-sairler)
-   -   Sen Gel Diye Ey Sevgili!... (https://www.forum.medineweb.net/siirler-ve-sairler/1204-sen-gel-diye-ey-sevgili.html)

NUR 28 Ekim 2007 10:22

Sen Gel Diye Ey Sevgili!...
 
SEN GEL DİYE EY SEVGİLİ

Yaradan Rabbimin adıyla okudum.
Ey Muhammed seni okudum.
Okudum,çoğaldı harflerim, ırmaklarım, yıldızlarım...
Tüm kitaplara senin isminle yazıldım.
Doğdum, Muhammede doğdum.
Aşıksam, Muhammede aşığım.
Ölürsem, Muhammede ölürüm.
Gelirsem, Muhammede gelirim.
Yusuf oldum kuyularda hep seni bekledim,
Hüseyin oldum kerbelada, kuruyan dudaklarımla sayıkladım ismini,
Gelsinde ırmaklar taşıyan ellerinden,
Abı hayat akıtsın içime diye bekledim.
Bekledim, kapandı yollarım, uzattım parmaklarımı,
Hallaç gibi doğrandı ellerim.
Hiç seni söyleyemedim. Dağlandı dudaklarım.
Yazdım gözyaşlanmla mekkenin dağlanna:
Ey sevgili, gel diye...
Ağlama duvarını bir çıban gibi sırtında taşırken,
Yorulan kollarıyla taş atan Kudüs'üm ben.
Kaldırımlarımda ateşler yükselirken,
Geldin öptün beni alnımdan,
Serinleyip sarıldım taşlara yeniden.
Ey Muhammed...
Ey Sevgili.
Ey Badı Sabah.
Ey Üzerimize doğan ay.
Ey Güzelliklerin .şahikası.
Ey Şefaat pınarı.
Her düşmem gül ayaklarına kapan-mamdır,
Böğrümden yediğim her kurşunla tutarım ellerinden.
Her şarkımda seni söylerim.
Her tebessümüm senindir.
Hep seni beklerim:
Sen bir gelsen diye ey Sevgili...
Sevgili...
Ben Veyselim,
Kenan illerinde hasretini soluyan,
Hırkana bürünürüm karanlıkta kaybolduğumda,
Dört taraftan vururlar bana,
Vururlarda söyletemezler sensizliği,
Sümeyye gibi develer ayırır bedenimi...
Hamzayım Ey Sevgili,
Uhuddayım tam önündeyim,
Vahşinin mızrağı deler geçer yüreğimi,
Gelde okşa ne olur oyulmuş kalbimi,
Hind değil hasretin acıtır onu...
Ben Grozniyim, Keşmirim, Kandaha-nm, Saraybosnayım, Hamayım, Buha-rayım, Bağdattım, Morayım, Taşkentim, Doğu Timor'um, Türkistan'ım, Ahıs-ka'yım. Eritre'yim, Halepçe'yim, Kırım'ım, İstanbul'um..,
Ben kurşunlara evlat vermiş anneyim.
Kurşunlardan sakınan bedeniyle seni özleyen,
Taş atan bir filistinliyim.
Okul önlerinde bekleşen ve ağlayan, Karanfil dağıtan kızım.
Gel öp bizi alnımızdan,
Gel sev bizi kanayan yaralarımızdan.
Ey sevgili,,.
Ey Muhammed...
Gittin ya gül yüzlü sevgili.
Kırıldım gittiğinden beri.
Kırıldıkça yandı canım.
Çarmıhta çivilenen benim ellerim,
Benim ayaklarım.
Harami sofralarda sergilenen benim başım.
Beni bir ağaçta kıstırdılar,
Kör bir testereyle biçildim.
Ağladım, kurudu göz pınarlarım,
Ağladım, hasretine türkü yaktım.
Ağladım, gel diye ey sevgili...
Sevgili.,.
örnerim, Aliyim, Osmanım,
Vuruldum bir niyaz vaktinde,
Kanım dağıldı kitabın sayfalarına.
Seni yazdım bir damla kanla,
İsminin dolaştığı semaya,
Bir baştan bir başa.
Sen gel diye Ey sevgili...
Ey sevgili...
Kırıldı mı dişin?
Dikenler acıttı mı ayaklarını?
Deve işkembeleri kirletti mi elbiselerini?
Medine yollarında yoruldun mu?
Taifte taşlar kanattı mı gül yanağını?
Kırıldı mı kalbin bize?
Kırgın mısın sevgili?
Ne çare Bekirler yok şimdi, Aliler, Osmanlar, Ömerler yok. Halidler gitti, Musablar gitti. Hatice yok, Zeynep yok, Fatıma yok.
Müminlerin annesi sofra açmaz evlerimizde.
Kedilerin babası dolaşmaz sokaklanmızda.
Biz ne çok yetim okluk da,
Senin gibi okşayanımız yok artık.
Gel bir okşa ne olur.
Yarala nmızda ki irinler azdı.
Canımız acıdı.
Bir merhamet et, bir gülümse efendim.
Bir görün puslu şehirlerin üstünde.
Bir ses ver puslu yüreklerimize.
Bekler dururuz her seherde,
Sen gel diye ey Sevgili...
Ey Sevgili...
Buralara bir hal oldu:
Ne yakup inliyor şimdi,
Ne Mısırda rüya görülüyor,
Züleyhalar yalancı,
Yedi adam ne yapsın,
Mağaraların kapıları da kapalı.
Musa vurunca asasını,
Oynamıyor yer yerinden.
Yol vermiyor kızıldeniz.
Sakınmıyor İbrahimi ateşler,
Su taşımıyor karınca,
Ethemin balıklan getirmiyor iğneleri denizden.
Buralara bir hal oldu; Sen yoksun, buralar duman oldu endim.
Bir mektubun gelmedi buralara...
Bir Neşaci sormaz halimizi.
Bir yalnıztır düştü ocağımıza.
Bir karanlık çöktü başımıza.
Ay aydınlatmıyor, Gül kokmuyor.
Yokluğun karabasanlar gibi çökünce sinemize,
Dağıldı hanemiz,
Dağıldı yüreğimiz,
Dağıldı birliğimiz...
Sevgili affet bizi:
Bir deve olamadık,
Hasretinden çatlayıp ölecek.
Bir kuru ağaç olamadık,
Yokluğuna kanlı gözyaşlar dökecek.
Bir Bilal olamadık,
Sensiz ses vermeyecek.
Bir Ebu zer olamadık,
Alıp başını gidecek.
Ey sevgili, Ey şefaat sahibi, Affet bizi. Affet...
Şimdi bir şarkı düşer dilimize,
Bir aşk iner yüreğimize.
Bir el tutar elimizden.
Bir af fermanı gelir ötelerden.
Bir sen gelirsin.
Bir sen gelirsin.
Biz bin seviniriz:
Sevgilim Muhammed diye...
Sevgilim Muhammed diye...
Meleklerle yarış ederiz...
Gel sevgili,
Gel öp, kolda ve yeşert bizi, kalbimizi…

Emekdar Üye 29 Ekim 2007 12:56

Cvp: Sen Gel Diye Ey Sevgili!...
 
Doğdum, Muhammede doğdum.
Aşıksam, Muhammede aşığım.
Ölürsem, Muhammede ölürüm.
Gelirsem, Muhammede gelirim.
_____

Şimdi bir şarkı düşer dilimize,
Bir aşk iner yüreğimize.
Bir el tutar elimizden.
Bir af fermanı gelir ötelerden.Bir sen gelirsin.
Bir sen gelirsin.
Biz bin seviniriz:
Sevgilim Muhammed diye...
Sevgilim Muhammed diye...
Meleklerle yarış ederiz...
Gel sevgili,
Gel öp, kolda ve yeşert bizi, kalbimizi…
_____

Ey sevgili, Ey şefaat sahibi, Affet bizi. Affet...

NUR 19 Mart 2008 14:27

Cvp: Sen Gel Diye Ey Sevgili!...
 
Amin...

Seleme 19 Mart 2008 15:22

Cvp: Sen Gel Diye Ey Sevgili!...
 
Çok güzel Nur...Allah razı olsun duygulandım....

Muhsin Arslan 10 Nisan 2008 23:06

Cvp: Sen Gel Diye Ey Sevgili!...
 
YOKLUĞUNA DÜŞÜLMÜŞ NOTLAR


EY

Varlığın çehresindeki perdeyi kaldıran Âlemlerin Efendisi;ışığıyla
karanlık dünyalarımızı aydınlatan nur,enfes kokusuyla cihanları
ıtriyat çarşısına çeviren gül,


SEN

akılla kalbi en sağlam esaslar çerçevesinde buluşturup muhakemenin ufkunu
fizik ötesi enginliklere ulaştırdın;
canlı-cansız herşeyi en doğru şekilde okudun;okuduklarını herkesten çok önce
ve en büyük araştırmacıların idrak ufkunu aşkın bir seviyede yorumlayıp
küllî kâidelere bağladın.
Başını yaranlar , dişini kıranlar karşısında bile ellerini açıp duâ duâ
yalvardın.Çünkü Sen af ve duâ insanıydın.Seni bilmemelerini mazeret
kabul ederek , lânet ve bedduâda bulunmadın , lânet ve bedduâya "amin" de
demedin.
Sineni,Ebû Cehil'leri bile ümitlendirecek ölçüde açabildiğin kadar açtın
ve her sözünü,her davranışını Hakk'ın rahmetinin enginliğine bağladın.


BİZLER
yaşadığımız şu âlemde Rabbimizi seninle tanıdık.
Sağanak sağanak başımızdan aşağı dökülen nimetleri senin basiretlerimize
saçtığın nurlar sayesinde duyup hissettik.
Nimete minnet ve şükran duygusunu;ihsan,hamd ü sena düşüncesini
senden öğrendik.
Senin sunduğun mesajlarla Yaratan ve yaratılan arasındaki ilişkileri,
kul ve Mâbud münasebetlerini,Yaratan'ın ululuğuna ve bizim kulluğumuza
yaraşır şekilde duyup anlayabildik.


SENDEN SONRA


ümit sabahlarımız kapkaranlık bir hicran gecesine döndü.
Göz gözü görmez oldu ve yollar bütünüyle birbirine karıştı.
Gün geldi , akıl senin yolundan çıkıp başka vadilere saptı ve düşünce
bütün bütün sana karşı kapandı.
Bizler durduğumuz yerde duramadık,olmamız gerektiği gibi olamadık,mânâ
köklerimizden koptuk.
Maddeyi ve dünyayı doğru okuyamadık.
Kendimizi bir korkunç hazanın solduran ikliminde sararıp solmaya başladık.
Ne İmâm Rabbânî şivesiyle "aleyhi ekmeletü't-tehâyâ';
Ne Ahmet Naim deyişiyle "zamân-ı saâdet nişân-ı risâlet penâhi';
Ne Karaçam hocanın ifadesiyle "Resûlü zî-şân Efendimiz" demeyi becerebildik.
Ne de Necip Fazıl gibi "gaye insan ufuk peygamber"
Ne de Sezai bey gibi "Ey sevgili en sevgili" diyebildik.

ŞİMDİ

Korkutan bir belirsizlik var dünyada;
Anlayışlar dar,düşünceler çarpık,yenilenme ve dirilme duyguları da
tamamen meflûç.
Şam,Bağdat sürekli anomali doğuruyor.
Belhler,Bulharalar hiçlik vadilerinde hiçi arıyor.
Bir baştan bir başa koca Endülüs,ruhunu katledenlere teslim.
İstanbul gayesizlik ve hedefsizlik pençesinde
ve koskoca bir âlem garip,yetim ve zamanzede...


YA RESÛLALLAH !

Gel de gönüllerimizdeki karanlıkları kov,bütün benliğimize ruhunun
ilhamlarını duyur.


YA NEBİYYALLAH !

Gel de , her gün biraz daha azgınlaşan şu zulmetleri ışığınla doldur.


YA HABİBALLAH !


Gel de sevgiye,merhamete,şefkate hasret giden sinelerimizi muhabbetle
coştur.


YA KERÎMALLAH !

Gel de ruhlarımızı aklın aydınlığı,gönüllerimizi de mantık ve muhakeme
enginliğiyle buluştur.


EY DOST !


Bu dünya ışığa hasret gidiyor.Bizler o kırık azimlerimiz ve o çatlamış
ümitlerimizle,yolların hakkını veremesek de hep yollardayız.


EY SEVGİLİ !

Gel, bir kere daha yeniden misafirimiz ol
Tahtını sinelerimize kur ve bize buyurabildiğin herşeyi buyur
Gel son kez içimize doğ ki gönüllerimiz ışıkla dolsun.
Ve ufuklarımızı saran uzun geceler bir son bulsun...

su damlası 11 Mart 2022 10:07

Alıntı:

EY SEVGİLİ !

Gel, bir kere daha yeniden misafirimiz ol
Tahtını sinelerimize kur ve bize buyurabildiğin herşeyi buyur
Gel son kez içimize doğ ki gönüllerimiz ışıkla dolsun.
Ve ufuklarımızı saran uzun geceler bir son bulsun...
😔


SAAT: 07:30

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306