Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Şiirler ve Şairler (https://www.forum.medineweb.net/517-siirler-ve-sairler)
-   -   Ey Ömrüm ! Bunlar mıydı Bana Armağanın /medineweb (https://www.forum.medineweb.net/siirler-ve-sairler/5589-ey-omrum-bunlar-miydi-bana-armaganin-medineweb.html)

Minam 24 Ağustos 2008 20:42

Ey Ömrüm ! Bunlar mıydı Bana Armağanın /medineweb
 
Bu gün daha iyi hissediyorum, üstümdeki fanilik gömleğini. Ve dönüp bakıyorum arkama: koca bir çer çöp yığını, söndürülmemiş yangınlar, doymak bilmez uçurumlar, kurumuş kalmış kalmış gül bahçeleri, tayfuna uğramış ekin alanları …

Ey ömrüm! Bunlar mıydı bana armağanın?
Hangi dağın kahrına yaslandım ki ruhum bunca paramparça?
Hangi acıya daldırdım ki kovamı, şakaklarım bembeyaz?
Hangi hazzın alevine tuttum ki, yüreğimi, kalp fanusum simsiyah?
Hangi yasak meyveye kaç kez uzandım ki, ruh hamurum kaskatı? Dünya ah, yaslandıkça kaykılan sinsi güzel.
Doyumsuz hevesler icad eden arsız tilki!
Hep çığ düşmüş bakışlar mı bırakırsın bize ?
Hep fanilik köpüren sular mı akar ırmaklarından?
Hep acılara tanıklık mı edecek meydanların, sokakların?
Dünya, ah sana yaslanan hangi varlık gözlerindeki ışıltıyı yitirmedi?
Kalbi yerinden oynatan hangi güzellik dönüp bakılmayacak denli pörsümedi?
Hangi evrensel aşkın tutkunları muratlarına ermeyi başardıktan sonra toprağın altına yürüyebildi?
Dünyayı kahır ve kudret pençeleriyle titreten hangi hükümdar ölümsüzlük iksiri peşinde ömür tüketti de yeryüzünde ki sayılı nefes alış verişini uzatabildi?
Hangi tutkunun gümrah ırmağı, zamanın kavurucu güneşi altında direndi de kurumadı.

Dünya! Hep bildik akışınla kuşatarak kaderimizi bizi mukadder sınırların dar alanına hapseyledin!
Hayatın hep gerçek yüzünü örterek bizi allı pullu oyuncaklarınla oyaladın, avladın?
Biz yalnızca dünyaya dönük yaşadıkça, hiçbir zaman hayat bize öte yüzünü göstermeyecektir yazık ki!
Yazık ki akıp giden zaman ırmağı, bağrımızdan bir ölümsüzlük ağacı yeşertmeyecek.
Yazık ki hep çilesi çekilmemiş ümitlerle yaşayacağız.
Yazık ki en güzel şiirleri, şarkıları söylemeyi hep yarınlara erteleyeceğiz.
Yazık ki ömrümüzün kurak çölünden hiçbir zaman bir nil bereketi fışkırmayacak.
Yazık ki hiç ulaşılmayacak bir yer altı madeninin hep hüznünü yaşayacağız.
Yazık ki bizi gözeten, kollayan, koruyan, bizden hakkıyla memnun olmayacak.
Ve bir sabah uyanacağız ki bütün aynalarda kış.
Ve bir gün bakacağız ki feri sönmüş gözlerimizin.
Ve bir gün damarlarımızdaki çılgın deveran , yerini ölgün bir titremeye bırakacak.
Artık tabiat sofrasından üstümüze gülücükler saçılamayacak.
Ve gizli bir el yavaşça söndürüverecek kandilini ömrümüzün.

Öyleyse kalkıp dünyanın eğip büküşüne, sömürüp hırpalayışına baş kaldırmalı.
Hayatın ürküten kısalığı içinde ötelere bir pencere açmalı.
Nasıl olsa geçip gidecek bir ömrü, bir çekirdekten; her mevsim meyve veren ağaca çevirmeli.
Yazgımızın bizim yürüyüşümüzle çiçeklenecek kesitini dolu dolu yaşamalı.
Gölgemizin değdiği zaman kesiti bizden kokular, tatlar saçmalı hayata.
Ardımızda minnetle anılacağımız nice çiçek bahçesi bırakmalı.
Çünkü “Dünya, bir ağaç gölgesinde dinlendikten sonra kalkıp yolumuza devam edecek kadar geçici.”
Hiçbir sızlanışa, aman dileyişe karşı kılını kıpırdatmayacak kadar umursamaz ve katı …

Medine-web 24 Ağustos 2008 20:56

Cvp: Ey Ömrüm ! Bunlar mıydı Bana Armağanın
 
sessiz sedasız parazitsiz bir odada,karşımıza büyük bir ayna alıp oturmak lazım..şehadet parmağımızı aynaya uzatarak haykırarak okumak lazım bu figanı...
Biz yalnızca dünyaya dönük yaşadıkça, hiçbir zaman hayat bize öte yüzünü göstermeyecektir yazık ki!

_bülbül_ 24 Ağustos 2008 21:35

Cvp: Ey Ömrüm ! Bunlar mıydı Bana Armağanın
 
Oturup da tefekkür etsek...

Beytül Ahzan 23 Eylül 2014 23:30

Cevap: Ey Ömrüm ! Bunlar mıydı Bana Armağanın
 
Alıntı:

Minam Üyemizden Alıntı (Mesaj 32761)
Bu gün daha iyi hissediyorum, üstümdeki fanilik gömleğini. Ve dönüp bakıyorum arkama: koca bir çer çöp yığını, söndürülmemiş yangınlar, doymak bilmez uçurumlar, kurumuş kalmış kalmış gül bahçeleri, tayfuna uğramış ekin alanları …

Ey ömrüm! Bunlar mıydı bana armağanın?
Hangi dağın kahrına yaslandım ki ruhum bunca paramparça?
Hangi acıya daldırdım ki kovamı, şakaklarım bembeyaz?
Hangi hazzın alevine tuttum ki, yüreğimi, kalp fanusum simsiyah?
Hangi yasak meyveye kaç kez uzandım ki, ruh hamurum kaskatı? Dünya ah, yaslandıkça kaykılan sinsi güzel.
Doyumsuz hevesler icad eden arsız tilki!
Hep çığ düşmüş bakışlar mı bırakırsın bize ?
Hep fanilik köpüren sular mı akar ırmaklarından?
Hep acılara tanıklık mı edecek meydanların, sokakların?
Dünya, ah sana yaslanan hangi varlık gözlerindeki ışıltıyı yitirmedi?
Kalbi yerinden oynatan hangi güzellik dönüp bakılmayacak denli pörsümedi?
Hangi evrensel aşkın tutkunları muratlarına ermeyi başardıktan sonra toprağın altına yürüyebildi?
Dünyayı kahır ve kudret pençeleriyle titreten hangi hükümdar ölümsüzlük iksiri peşinde ömür tüketti de yeryüzünde ki sayılı nefes alış verişini uzatabildi?
Hangi tutkunun gümrah ırmağı, zamanın kavurucu güneşi altında direndi de kurumadı.

Dünya! Hep bildik akışınla kuşatarak kaderimizi bizi mukadder sınırların dar alanına hapseyledin!
Hayatın hep gerçek yüzünü örterek bizi allı pullu oyuncaklarınla oyaladın, avladın?
Biz yalnızca dünyaya dönük yaşadıkça, hiçbir zaman hayat bize öte yüzünü göstermeyecektir yazık ki!
Yazık ki akıp giden zaman ırmağı, bağrımızdan bir ölümsüzlük ağacı yeşertmeyecek.
Yazık ki hep çilesi çekilmemiş ümitlerle yaşayacağız.
Yazık ki en güzel şiirleri, şarkıları söylemeyi hep yarınlara erteleyeceğiz.
Yazık ki ömrümüzün kurak çölünden hiçbir zaman bir nil bereketi fışkırmayacak.
Yazık ki hiç ulaşılmayacak bir yer altı madeninin hep hüznünü yaşayacağız.
Yazık ki bizi gözeten, kollayan, koruyan, bizden hakkıyla memnun olmayacak.
Ve bir sabah uyanacağız ki bütün aynalarda kış.
Ve bir gün bakacağız ki feri sönmüş gözlerimizin.
Ve bir gün damarlarımızdaki çılgın deveran , yerini ölgün bir titremeye bırakacak.
Artık tabiat sofrasından üstümüze gülücükler saçılamayacak.
Ve gizli bir el yavaşça söndürüverecek kandilini ömrümüzün.

Öyleyse kalkıp dünyanın eğip büküşüne, sömürüp hırpalayışına baş kaldırmalı.
Hayatın ürküten kısalığı içinde ötelere bir pencere açmalı.
Nasıl olsa geçip gidecek bir ömrü, bir çekirdekten; her mevsim meyve veren ağaca çevirmeli.
Yazgımızın bizim yürüyüşümüzle çiçeklenecek kesitini dolu dolu yaşamalı.
Gölgemizin değdiği zaman kesiti bizden kokular, tatlar saçmalı hayata.
Ardımızda minnetle anılacağımız nice çiçek bahçesi bırakmalı.
Çünkü “Dünya, bir ağaç gölgesinde dinlendikten sonra kalkıp yolumuza devam edecek kadar geçici.”
Hiçbir sızlanışa, aman dileyişe karşı kılını kıpırdatmayacak kadar umursamaz ve katı …

yüreğinize afiyet ..

su damlası 25 Ocak 2018 17:37

Ardımızda minnetle anılacağımız nice çiçek bahçesi bırakmalı.
Çünkü ..Dünya, bir ağaç gölgesinde dinlendikten sonra kalkıp yolumuza devam edecek kadar geçici.


SAAT: 19:33

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306