Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Soru Cevap Arşivi (https://www.forum.medineweb.net/650-soru-cevap-arsivi)
-   -   Müslümanların bilimden yararlanmaları (https://www.forum.medineweb.net/soru-cevap-arsivi/11250-muslumanlarin-bilimden-yararlanmalari.html)

MERVE DEMİR 07 Nisan 2009 21:40

Müslümanların bilimden yararlanmaları
 
Önce şu gerçeğin altını kalın bir şekilde çizmek lazım; bilim ne derse desin, gelişmeler neyi gösterirse göstersin inançlı bir insan için evrendeki her şey gibi bilimi de yaratan tek ve mutlak bir yaratıcı vardır. Her şey onun kudreti ve ilmi dairesinde gerçekleşir. Dolayısıyla bir Müslüman'ın herhangi bir bilimsel çalışmadan, gelişmeden rahatsız olması mümkün değildir. Ancak aynı Müslüman –bazılarının zannettiğinin aksine- saf ve cahil de olamaz. Bilimi inançsızlığa, teknolojiyi din ve dindar düşmanlığına karşı bir silah gibi kullanan sivrilerin de oyununa gelmez.
Söz konusu memleket Türkiye olunca bir kısım akademisyen kadrolular ve medya leşkerleri zannediyorlar ki; dinin ve dindarın bazı şeylerden ödü kopuyor ve bu nedenle 'sansür' denen -onların çok hoşlarına giden- kısıtlamayı dindarlar yapıyor.
Oysa gerçek bunun tam tersidir.
Daha açık ifade edeyim; bu memlekette kimse ne Darwin'den ne de onun artık tarihin çöp sepetine atılmış olan 'Türlerin Kökeni' adlı teorisinden çekinmektedir. Aksine bilimle uğraşan Müslümanlar için bir 'yitik' sayılanın peşine düşmek farzdır ve Darwin'in tüm teorilerini en dibine kadar araştırıp soruştururlar.
TÜBİTAK isimli kuruluşun kendi içindeki bir kapak mevzuunu sanki Müslüman -müminler- organize bir sansür girişiminde bulunmuş gibi lanse edip ortalığı ayağa kaldırmaya kalkanların bu gerçeği çok iyi bilmesi lazım. Yoksa bazılarının dediği gibi "İslam dini, ne evrenin altı günde yaratıldığı gibi özel detaylara iner ne de insanın diğer canlılardan daha üstün bir yaratık olarak dünyada bulunduğunun üstüne fazla basar." şeklinde cahilce çıkarsamalar da Kutsal Kitab'ını iyi bilen bir müminin dilinden ve kaleminden çıkmaz. İnsan "eşref-i mahlukat"tır.
Türkiye'deki sıkıntılarının birçoğunun temelinde bu 'inanç' meselesinin yattığını düşünmekteyim. Yıllardan beri toplumsal çatışma alanı olan 'türban-başörtüsü' geriliminin dahi temelinde bu mesele vardır. Yoksa ne örtünün siyasî simge oluşu ne de 'efendim türban ayrı, başörtüsü ayrı' geyikleri tartışmanın ana kaynağını işaret etmez.
İnanç meselesinin temeli de İslam dininin ve bilimin düşmanı olduğu cehaletten kaynaklanıyor ne yazık ki! Bugün dine ve dine dair her şeye karşı olan, alerji duyan kitlelerin temel problemi bilgisizliktir. Kendi din ve inançlarının temel kavramlarına hakim olamamaları ya da yalan, yanlış ve kulaktan dolma bilgilerle hareket etmeleridir.
Her fırsatta aile büyüklerinden birinin dindarlığından -genelde dedeleri müftü olur bu zümrenin!- dem vurarak kendilerinin dine karşı konumlandırılmasından duydukları rahatsızlığı ifade eden bazı kalem ve düşünürler zamanla kendi kendilerine tuhaf bir inanç sistematiği oluşturmuşlar. Ki bazı zamanlar bunu biz fanilerle paylaşırlar da... Misal şöyle yazabilirler: "Her akşam yatmadan önce kendi içimden dua eder, kalbimi temiz tutarım. Benim için inanç budur"...
Bilgisizlik dedik... Kendi halkını tanımayanların, kendi kültüründen habersiz yaşayanların öykündükleri toplum ve kültürlerin yanına konuşlanıp kendi toplumlarına dışarıdan bakmak gibi garip bir duruma düşmeleri bir yana, zaman zaman zevahiri kurtarmak adına içine girdikleri mizahî sahneler de aslında iç acıtan türdendir.
Hemen bir taze örnek ile meseleyi noktalayayım. Malum, bir süre önce öldürülen Çetin Emeç için her yıl mezarı başında anma töreni düzenlenir. Böyledir yani, her dinin, kültürün kendine has bir anma şekli ve geleneği vardır. Müslümanlar da ölülerinin mezarına gittiklerinde –hadi Yasin'i bilmiyorlar diyelim- en azından bir Fatiha okurlar. Zira Fatiha Sûresi merhuma ışık olur, ahirette azık olur. İş bu Çetin Emeç'i anan zümre, bir süre Fatiha okumak için imam gelmesini beklemiş.
Ne trajik bir durum değil mi? Bir Müslüman günde 17 kez (hadi vacip ve sünnetleri geçtik) kendisine okuması farz kılınan bir sureyi bilmiyor. Ve katılımcılardan biri cebinden bir iPod çıkarıp sûreyi oradan sesli olarak dinletiyor.
Ne kadar acı değil mi?
İnsanın ölüsüne okuyabileceği bir Allah kelamını dahi bilememesi... Kimse bana "İyi de nihayetinde Fatiha okunmuş, derdin nedir?" diye diklenmesin. Bu perişanlık devam ederse yakında namaz kılan, oruç tutan robot ile yepyeni bir dijital müminlik icat ederler onu da söyleyeyim!

M.Nedim Hazar, Zaman Gazetesi, 14 Mart 2009, Cumartesi


SAAT: 16:35

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321