Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Soru Cevap Arşivi (https://www.forum.medineweb.net/650-soru-cevap-arsivi)
-   -   Hediye olarak verilenler rüşvete girer mi? (https://www.forum.medineweb.net/soru-cevap-arsivi/11516-hediye-olarak-verilenler-rusvete-girer-mi.html)

KuM TaNeSi 08 Nisan 2009 10:26

Hediye olarak verilenler rüşvete girer mi?
 
Hediye olarak verilenler rüşvete girer mi?


“Günümüzde bazı meşru ve mubah bilinen hususlar o kadar istismar edilmiş, aslından uzaklaştırılmış ki, adeta haramla iç içe, yan yana gelmiştir Bunun yanında, faiz ve rüşvet gibi dinimizin kesinlikle reddettiği bazı haram muameleler de o kadar dallandırıp budaklandırılmış ki, mubah muamelelerle birlikte mütalâa edilir hale gelmiştir

Bu çeşit meseleleri birbirine karıştırmadan, yerine, zamanına ve durumuna göre incelemek ise bir hayli güç olmaktadır Bunun için, bir meseleyi rayına oturtarak neticeye varırken, iyi niyet taşımak, kalpten gelen sese kulak vermek başta aranan bir şarttır

Rüşvet denen musibetin tarifini lûgat kitaplarımız şöyle yapar:

“Bir memura haklı veya haksız bir iş gördürmek için verilen ücret veya hediyedir”

Bu kısa ifade de görüldüğü gibi, esas olarak rüşvet, vazifeli memura verilen bir hediyedir

Memuru rüşvet almaya teşvik eden biri maddî, diğeri manevî olmak üzere iki sebep vardır İlki ve en mühim olanı, memurun dinî hassasiyetinin az olması, kalbinde Allah korkusunun yer etmemesi veya çok zayıf bulunmasıdır Çünkü rüşvetin meşru bir kazanç olmadığını, haram ve haksız bir çıkar kapısı sayıldığını herkes kabul eder İşte vicdanının sesine kulak vermeyen, kalbinin sesini dinlemeyen memur, bu “hastalığa” yakalandıktan sonra artık yakasını kurtaramaz olur

Manevî ciheti eksik olan memuru rüşvet almaya iten bir diğer sebep de maddîdir Hayat şartları daralan, geçim sıkıntısı çeken, aldığı maaşla zaruri ihiyaçlarını zor karşılayabilen vazifeli şahıs, başında bulunduğu işin durumuna göre, kendisince haklı gördüğü bu bahanelerle birlikte gözünü vatandaşın eline ve cebine diker Bu “havadan” gelen “gelire” bir de alıştı mı, artık zamanla onu gerçekten hakkı olarak görmeye başlar

Memurun bu duruma düşmesine sebep olan iki husus vardır Bir defa devletin, çalıştırmış olduğu memura günün şartlarını da hesaba katarak, ihtiyaçlarını görebilecek nisbette bir maaş bağlaması gerekir Ta ki, memur böyle kötü hallere düşmesin İkinci olarak, memurun kendisi, imkân nisbetinde iktisat ve kanaatle hareket edip böyle “menhus” paraya itibar etmemelidir Zaten kendisinde Allah korkusu yerleşmiş olan memurlar bu şekilde yapmaktadırlar

Zamanımızda bazı memurlar ise, yaptığı işin ağırlığını, taşımış olduğu mes’uliyetin büyüklüğü ve işgal etmiş olduğu makamın durumunu da hesaba katarak, âdeta rüşveti mubahmış gibi görmektedir Hattâ böyle birşey eline geçmeyince de vatandaşın işini aksatmakta veya hiç yapmamaktadır Bu da meselenin psikolojik yönüdür

Bütün bunlarla birlikte, devlet, memuruna belli bir maaş takdir etmiştir O kimsenin hakkı, kendisine takdir edilen maaşıdır Bunun dışında memurun çeşitli bahanelerle halktan birşey istemesi veya alması gerçek hakkı olmayıp, hangi adı taşımış olursa olsun, rüşvetten başka birşey değildir

Bakara Sûresinin 188 âyetinde geçen “Mallarınızı aranızda haksız sebeplerle yemeyin” mealindeki ifade, rüşveti reddeden ilâhî bir emirdir Rüşveti alanın da, verenin de Allah’ın lânetine uğrayacağını1 bildiren Peygamber Efendimiz (asm) ise, zekât toplamaktan dönen bir vazifelinin yanında bulunan bazı şeyleri “hediye” diyerek kendi tarafına ayırması üzerine şöyle buyurmuşlardır:

“Tuhaf şey, bu adam (bir mal memuru olmayıp da) babasının veya anasının evinde otursaydı kendisine hediye verilir miydi, yoksa verilmiyor muydu, o zaman görürdü”2

Bu sözlerinden sonra Peygamberimiz, böyle kimselerin âhirette de büyük bir azaba çarptırılacaklarını haber verir

Halife Ömer bin Abdülaziz’i çocuklar ellerinde elma dolu tabaklarla karşılarlar Etrafındakiler, Hz Ebû Bekir ve Ömer’in verilen hediyeleri kabul ettiklerini hatırlatarak, Halifenin sunulan hediyeleri kabul etmesini söylerler Yüce Halife şu cevabı verir:

“Hediye onlar için hediye idi, fakat onlardan sonraki memurlar için hediye bir rüşvettir”3

Fakat, yalan meselesinde olduğu gibi, rüşvet hnususunda da muztar kalındığı zaman bir çarenin bulunduğunu belirtelim Çünkü bazan öyle haller olur ki, insan çok büyük haksızlıklardan korunmakiçin memurun ısrarla istediği şeyi vermek zorunda kalabilir Bunun için uğradığı haksızlığı veya zulmü, bütün meşru yollara müracaat etmesine rağmen bertaraf edemeyen insan, gaspedilmiş malını veya başkasının üzerinde olan öz hakkını alamama durumuyla karşı karşıya gelebilir Bu hususta İbni Âbidin merhum şöyle der:

“Zalim bir idarecinin zulmünü kendisinden ve malından def etmek veya kendi hakkını almak için verdiği birşey, veren hakkında rüşvet sayılmaz”4

Böyle çok büyük bir zaruret karşısında rüşvet vermek mecburiyetinde kalan insan, “Zaruretler haramı helâl kılar” kaidesince mes’ul olmaz Fakat, alan için yine rüşvettir, haramdır Ayrıca bu yolla hakkını alan kişi, bu işi görürken başkasını mağdur etmemeli, onun hakkına tecavüz etmemelidir

Bu arada, rüşvetle hediyeyi birbirinden ayırmak lâzımdır Rüşvet sayılan hediye, henüz iş görülmeden vatandaş tarafından vazifeli memura verilmektedir Bunun yardımıyla haklı veya haksız işini görmekte, onu bir vasıta ve aracı olarak kullanmaktadır Hediye ise, maddî ve manevî hiçbir karşılık beklenmeden, arzu edilmeden verilen birşeydir Hediyeyi veren kimse, bunun karşılığında ne bir iş gördürme niyetini taşımakta, ne de verdiği kimseye bir minnet etmektedir Tamamen içinden gelerek, gönlünden doğarak çıkarmaktadır

Meselâ bir posta memuru, vatandaşa bir mektup veya bir telgraf getirmektedir Vatandaş da aldığı müjdeli bir haber karşısında memura içinden koparak “bahşiş, hediye” adı altında birşeyler vermektedir Burada, zâten o para verilse de, verilmese de, memur o mektubu getirecektir Bunun için, bu paranın rüşvete girdiğini söylemek mümkün değildir

Diğer taraftan, arzu edilen iş görüldükten sonra memura verilen hediye de rüşvet sayılmamaktadır Bu hususta İbni Âbidin şu görüşü zikreder:

“Bir adam, sultanla bitecek bir işini onun bir yakını vasıtasıyla görür de, işi bittikten sonra aracı olan bu adama hediye kabilinden birşey verse bu rüşvet olmaz Ancak daha işi görmeden önce bir hediye isteğinde bulunursa bu haramdır”

Yine buna benzer bir fetvaya da el-Feteva’l-Hindiyye’de rastlamaktayız Şöyle denilmektedir:

“Bir yitiği bulan kimseye hediye ve sadaka kabilinden birşey verilmesi ve onun da kabul edip alması caizdir”5

Fakat bu ruhsat kapısını fazla aralamamak lâzımdır Ancak bu gibi meselelerde bir çıkış yolu bulmak için bu çeşit fetvâlardan istifade edilebilir Bunlar da İslâmiyetin devamlı mâkul ve kolay olan cihetleri gösterdiğini, insanları zorda bırakmadığını ortaya koyan hususlardır

1 İbni Mace, Ahkâm: 2
2 Buharî, Hibe: 15
3 Umdetu’l-Karî, 13: 154
4 Reddü’l-Muhtar, 5: 272
5 el-Feteva’l-Hindiyye, 4: 404

Mehmed Paksu Helal – Haram


SAAT: 03:33

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306