Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Soru Cevap Arşivi (https://www.forum.medineweb.net/650-soru-cevap-arsivi)
-   -   Meded isteme, tevessül, Allah dostlarından yardım dilemek caiz midir? Dinde vasıta ol (https://www.forum.medineweb.net/soru-cevap-arsivi/11853-meded-isteme-tevessul-allah-dostlarindan-yardim-dilemek-caiz-midir-dinde-vasita-ol.html)

KuM TaNeSi 09 Nisan 2009 10:50

Meded isteme, tevessül, Allah dostlarından yardım dilemek caiz midir? Dinde vasıta ol
 
Meded isteme, tevessül, Allah dostlarından yardım dilemek caiz midir? Dinde vasıta olur mu?

Burada ifadeden ziyade niyet önemlidir Manayı ismiyle şeyh veya veliden medet ummak caiz olmaz Anacak tevessül edilebilir

İstiğaseveya medet,yardım istemek anlamını ifâde eder Vesile (tevessül) gayeye vasıta olan şeydir Güneş ve ay gibi hizmeti çok da olsa Kabe ve Hacerü'l-Esved gibi mukaddes de olsa cansız veya zevilukul olmayan bir mahluktan istiğase etmek caiz değildir

Zevilukul yani akıl sahibi kimselerden medet ummak meselesine gelince, bakılır, kendisinden istiğase edilen kimse salih ve mii'min değilse, ister hazır olsun, ister gaib olsun kendisinden istiğase etmek caiz değildir Fakat salih bir kul olursa, huzurunda veya kabri başında olursa, şefaat dilemek maksadıyla ondan istiğase etmek caizdir

Çünkü ölü olan kimse her ne kadar berzah âlemine intikal etmiş ise de kendisine has bir hayatı vardır Peygamberimiz (sav) şöyle buyurmuştur: "Peygamberler kabirlerinde hayattadırlar" Yine Bedir savaşında ölmüş müşrikler hakkında da şöyle buyurdular: "Siz bunlardan fazla işitmezsiniz; ancak cevap veremezler"

Cumhur-u Ulemâya göre hazır olmayan bir kuldan, salih de olsa istiğase etmenin caiz olduğuna dair âyel ve hadîs vârid olmadığı gibi seleften de bir şey sabit olmamıştır Hazır olmayan kimse salih de olsa gaybı bilmediğine göre istiğase edenin durumunu nasıl bilip şefaat edecektir? Avam tabaka bu hususu bilmediği için, hüsn-ü zandan dolayı ifrata kaçıyor Salahın ölçüsünü bilmediğinden salih olmayanı salih olarak telakki ettiği gibi, dünyanın en uzak köşesinde de olsa inandığı kimseden istiğase edip yardımını istiyor

Bugünkü tarikatcilere göre makam sahibi olan bir veli ister ölü ister uzakta olsun ondan istiğase edilir O yardım etme yetkisine sahiptir Özellikle ehli tasarrufun yardımı dünyada olduğu gibi dünyadan göç ettikten sonra da vardır, devam eder

Vesile ise gayeye yetişmek için vasıta olarak kullanılan şeydir

Bunların çeşitleri vardır:

1- Cenabı Allah'ın isimlerini vesile kılıp tevessül etmek: İbn'i Mace Hz Aişe'den şunu rivayet etmiştir: Hz Peygamber bir duasında şöyle buyurdular "Allah'ım, temiz, hoş ve mübarek ismin hakkı için senden istiyorum'"

2- Kendisiyle tevessül edilen zatın duasını vesile kılıp istemek

3- Büyük ve salih kimsenin zatını vesile kılmak suretiyle tevessül etmek: Meselâ Allah'ım şu dileğimin yerine gelmesi için Peygamber'i veya Ebubekir'i vesile kılıyorum demek gibi Hz Ömer (ra) yağmur duasında Hz Ahbas'ı (Peygamberimiz'in amcası) vesile kılarak şöyle dua etti: "Allah'ım, biz Peygamber'in amcasını sana vesile kılıyoruz, bunun için bize yağmur yağdır" (Buhari)

4- İşlenen salih amelleri vesile kılarak tevessül etme: Meselâ Allah'ım, senin için eda ettiğim şu hac veya şu ibâdeti sana vesile kılıyorum; şu musibetten veya şu beladan beni kurtar demek gibi

Yukarıda saydığımız vesile çeşitleri İslâm'da mevcuttur Bunu inkâr etmek mümkün değildir Vesile edinilen kimsenin vesile edenden üstün olması gerekmez, Hz Peygamber (sav) Umre'ye gitmek için izin isteyen Hz Ömer'e, "kardeşim bizi duadan unutma" dedi Hem de Veysel Karaninin kendisine dua etmesi için Hz Ömer'e emir verdi
Dinde vasıta, vesile var mıdır?

Hikmet; hayatta ve başarıda vazgeçilmez unsurlardan biri olduğu gibi, bütün varlıkların sevk ve idaresinde de bir maya ve önemli bir kanundur

İnsanlar; varlıklarını ve başarılarını, bu hikmet denen kaide ve kurala, riayet ve itibarla paralel olarak elde ederler ve koruyabilirler

Hikmet: Yaratıcı ve yaratılanlar arasında; sebebi, vesileyi ve vasıtayı zorunlu kılmaktadır

Zira yaratıcının izzet ve büyüklüğü, kendisi ile varlıklar arasındaki münasebet ve denge, hikmetle ilgilidir Ayrıca varlıkların, yaratıcısına delil ve burhan olması ve onların bir kitap gibi ehil insanlarca mütalaa edilip araştırılması ve en önemlisi de, insanların kendilerinin imtihan ve test edilerek dünyada ve ahirette başarılarının esası, temeli ve alt yapısı; hikmettir ve hikmetle ciddi münasebettir

Hikmetin nasip olduğu insanlar ise, varlıkların en şereflisi ve kıymetlisidir

Bu esasa binaen varlıklar, eşya ve insan ile, yaratıcı arasındaki münasebet olgusunun genel adı, hikmettir

Cansızlar ve canlılar arasındaki irtibatlar,

Yaratılma ve yaratma arasındaki perdeler,

Hastalık ve afiyet arasındaki sebepler,

Kulluk ve ona bağlı neticeler,

Tebligat ve hidayet arasındaki ilişkiler,

Ziraat, ticaret, sanat ve ibadetlerin, neticeleri ile münasebetlerinde hikmet esas olup, onun gereği olan sebepler, vesileler ve vasıtalar, işin mahiyeti icabı olacaktır ve vardır

Burada vasıtaların olması, hikmet açısından kudret ve izzeti ilahiyece lüzumlu olmakla beraber, Cenab-ı hakkın birliği ve celali de, bu vasıtaları müessiriyetten azletmektedir Sadece ve sadece vesile olarak kalmasını, hikmet icap ettirmektedir

Demek ki vasıtalar, Allah’ın hakim ismi iktizasınca yaratılışın bir esasıdır

İşte bu manadaki vasıtalar; mahiyeti icabı dinimizde de vardır ve gereklidir

Mesela: Hidayetin vasıtası, peygamberlerdir

Allah’ın peygamberlerine emirlerinin vasıtaları, meleklerdir

Kelam-ı ezelinin vasıtaları, kitaplar ve suhuflardır

Tecelliyatın ve tezahüratın vasıtaları, mucizeler ve sanatlardır

Affın ve mükafatın vasıtası, ikramlar ve cennettir

Kahrın ve cezanın vasıtası, hadler ve cehennemdir

Ubudiyetin ve kulluğun vasıtası, ibadetlerdir

Allah’a yaklaşmanın vasıtası ise, marifet ve takvadır

O halde; vasıtanın olmadığı hiçbir yer, durum ve zaman yoktur

Vasıtasız olan şeylerin idraki, anlaşılması ve münasebetleri bilinmez

Buraya kadar anlattıklarımızda önemli olan nokta şudur: Bu vasıtaların; sadece vesileden ileri geçmemesi, şeffaf ve nezih olması, hakikatleri perdelememesi ve örtmemesi, özellikle de, kul ile Allah arasındaki münasebete kuvvet vermesi ve kesmemesidir

Hakikatler ile, muhatapları arasındaki, hikmet icabı olan vasıtalar; kesif olup irtibatı keser ise, o zaman hikmet ortadan kalkar ve mahsurlar meydana gelir O vasıta, vasıta olma özelliğini kaybeder

Mesela; bir matematik kitabı ile, talebelerin arasına öğretmenlerin girmesi, talebe ile kitabı kaynaştırır Muhabbeti artırır İlme de kuvvet verir Öğretmenler bu anlamda vasıta olarak bir yekun teşkil etmektedirler

Sanatkarlar; sanatlarla çıraklar arasında, maharetin intikalinde vasıtadırlar Aksi halde sanatların ve maharetlerin nesli kesilir ve güdük kalır

Aynen öyle de; maneviyat büyükleri de Allah ile kul arasında, kulun rabbi ile münasebetini teminde ve muhafazasında şeffaf vasıtadırlar Bunların aradan çekilmesi kul ile Allah münasebetini bozar ve irtibatı keser

Ancak, vasıta olmak da kolay bir şey değildir Bu işe ehil olmak ve erbabı olmak meselenin önemli noktasıdır

Yani matematik kitabı ile öğrenci arasına vasıta olarak, öğretmen girmelidir Ancak bu, müzik öğretmeni olursa, o işten hayır gelmez

Hasta ile hastalık arasına hikmet icabı şeffaf vasıta olan doktor girmelidir Ancak, doktor yerine mühendis girer ise, ölüm meleğine hizmetten başka bir şeye yaramaz

Nasıl ki göz ile eşya arasına, gözlükler giriyor Kulak ile seslerin arasına duyma cihazları giriyor Ve bunlar vasıta olarak, gözleri ve kulakları avam olanların, daha iyi görmesini ve işitmesini temin ediyor ise;

Aynen öylede, aklı ve kalbi avam olanların, hakikatlerle aralarına vasıflı ve ehil insanların girmeleri onların marifetlerini ve faziletlerini artırır ve inkişaf ettirir Manevi hayatlar nizam ve intizam altına girer Çünkü avam-ı nas çıplak hakikatleri göremezler ve idrak edemezler Ancak vasıtalarla hakikatleri algılayabilirler

Kur-an’ı kerimdeki teşbihler, temsiller ve alışıla gelmiş misaller ve örnekler; insanlar ile, zorlanacakları hakikatler arasında bir çeşit numaralı gözlük ve dürbün gibi kutsi ve şeffaf vasıtalardır

Buna binaen vasıtayı inkar; hikmeti, yardımı, faydayı, nizamı, iyiliği ve maslahatı inkar ve yalanlama demektir Fıtrata ve hakikate zıt bir davranıştır

Fakat her şeyin istisnası ve su-i istimali olduğu gibi; vasıtalar da zamanla deforme olmuş, yanlış kullanılmış ve çirkin örnekleri maalesef zamanımıza kadar gelmiştir Bunların düzeltilmesi ve nizama sokulması veya tadil edilmesi icab ederken vasıtalık müessesesini toptan ve kotken yıpratmak ve inkar etmek vicdana sığmaz

Islahı mümkün iken, ifnasını tercih etmek azim bir hata olur

Demek ki vasıtalık; şeffaf cam gibi, hakikatle irtibatı sağlayan, münasebetleri nizam ve intizam altına alan bir tensib-i ilahidir

Her yerde olduğu gibi, dinimizde de vasıta vardır ve olacaktır Ancak ruhbanlık tarzında kesif olan; ilgiyi, alakayı ve hürmeti sadece kendine hasredip, hakikatler ve Cenab-ı hakla münasebeti kıracak ve kesecek tarzda olan vasıtalar, bir nevi gizli şirkdir Bu anlamda vasıta, fıtratta ve yaratılışta olmadığı gibi, dinimizde de yoktur ve olamaz

İşte vasıtalara yukarıdaki değerlendirmeler açısından bakmak, bizleri hem fikir hem de muamelat açısından ifrat ve tefritten korur, bütün duygu ve düşüncelerimizi sırat-ı müstakim olan orta yola çeker, hayata istikamet, huzur ve saadet verir

Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet


SAAT: 10:27

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306