Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Soru Cevap Arşivi (https://www.forum.medineweb.net/650-soru-cevap-arsivi)
-   -   Şefaatı inkâr eden hatta şirk sayan kimselere nasıl cevap vermeliyiz? (https://www.forum.medineweb.net/soru-cevap-arsivi/12770-sefaati-inkar-eden-hatta-sirk-sayan-kimselere-nasil-cevap-vermeliyiz.html)

_bülbül_ 11 Nisan 2009 08:09

Şefaatı inkâr eden hatta şirk sayan kimselere nasıl cevap vermeliyiz?
 
Şefaatı inkâr eden hatta şirk sayan kimselere nasıl cevap vermeliyiz?


Hazret-i Muhammed Aleyhisselâtü Vesselâma “Makam-ı Mahmud” verilmesi, umum ümmete şefaat-ı kübrasına işarettir”
Şualar


Resulûllah Efendimiz(asm) mahşer meydanında Makam-ı Mahmud denilen ulvî bir makamda Allah’ın kendisine ilham ettiği ve o güne kadar duyulmamış hamd cümleleriyle O’nu tâzim edecek ve kendisine en ileri derecede bir şefaat izni, verilecektir

Şefaat konusunda bazı kimseler ifrata giderken bazıları tefrite düşüyorlar
Bazılarını görürsünüz Allah’ın sevgili kullarının türbelerine o kadar aşırı ve ölçüsüz rağbet gösterirler ki, sanki ne kadar günah işlerlerse işlesinler orada medfun zât, onları affetmeye güç yetirirmiş gibi
Bazılarını da görürsünüz, birincilerin aksine, evliyayı inkâr ederler, kabristanları yerle bir etmeği en büyük İslâmî hizmet sayarlar Kabir ziyaretine karşı çıkar, kabre karşı dua etmeyi şirk sayarlar

Bunların ikisi de aşırı ve ikisi de İslâm’ın ruhundan uzak davranışlardır
Konuyla yakın ilgisi dolayısıyla şirk meselesi üzerinde biraz durmak isteriz

Şirk, Allah’a ortak koşma cinayeti Bununla daha çok, tevhid inancından sapma ve birden fazla ilâha inanma kasdedilir Zaten şirkin en dehşetli derecesi ve aftan mahrumiyete götüren şekli de budur
Bir de şirk-i hafî var, yâni gizli şirk Bunda Allah’ın zâtı birlenmekle beraber, sebeplere, vasıtalara o kadar fazla önem verilir ki, bunlar kişinin kalp âleminde sanki Cenâb-ı Hakk’a ortakmışçasına bir değer kazanırlar Şefaatla ilgili tartışmalar, daha çok, şirkin bu ikinci şekli üzerinde cereyan eder

Burada gözden kaçan ve çok iyi değerlendirilmesi gereken bir hakikat var:
Allah, birçok icraatlarını sebepler dairesinde yürütüyor Bu, O’nun kudsî hikmetinin bir gereği Sebepleri yaratan da O, belli vazifelerde çalıştıran da O halde, sebep ne inkâr edilecek, ne de ona olduğundan fazla önem verilecektir Bunların biri ifrat, diğeri ise tefrittir Ve ikisi de sırat-ı müstakimden uzaktır

“Bahçemdeki falan ağaç, bu sene şu kadar meyve verdi”, diyen adam, ağacı da meyveyi de Allah’ın yarattığını bilir Kendisine sorduğumuzda bunu böylece ifade eder Ama meyveyi ağacın eliyle aldığı için konuşmasında, mecaz olarak, bu ifadeyi kullanmıştır Şimdi, bu adama: “Sen şirke düştün” diyen adam ifrattadır

İnsanlara rahmet eden, onları rızıklandıran Allah’dır; ama ağacı bu rahmetine vesile etmiş, sebep kılmıştır Aynı şekilde, güneşi de zemin yüzünün aydınlanmasına sebep etmiştir Maddî rızıklara ve ışıklara böyle sebepler yaratan Allah’ın, manevî ihsanlarına da bazı makbul kullarını sebep kılması aynı şekilde değerlendirilmelidir

Bir kul, beşeriyet itibariyle birtakım günahlar işlemiş olabilir Mahşer meydanına çıkıldığında bu günahlarının bağışlanması için, kendilerine bu noktada izin verilmiş seçkin kulların Allah’dan mağfiret dilemeleri niçin şirk olsun!?

“Her hayır Allah’ın elindedir” hakikatınca hiç kimsenin ve hiçbir şeyin elinde O’nun vermediği bir hayır olamaz Eğer Rabbimiz bizlere herhangi bir hayrı başkasının eliyle veriyorsa, biz o hayırda yine O’nun rahmetini görür, şükrümüzü O’na yaparız Bu bizim tevhid inancımızın gereğidir

Affa mazhar olmak da bir hayır Bu da ancak Allah’dan beklenir Bir bir velinin kabrine, her hayır onların elindeymişçesine, ölçüsüz bir muhabbetle bağlanmak elbette İslâm’ın ruhuna zıt ve bunu tasvip etmek de mümkün değil Fakat bir kul, günahlarını ancak Allah’ın affedebileceğinin şuuru içinde: “Yârabbi beni bu zâtın hürmetine bağışla” diye duada bulunursa ve bu niyetle o mümtaz ve mübarek zâtların kabirlerini ziyaret ederse, bunu şirk saymak da en büyük bir insafsızlık olur

İbrahim Aleyhisselâm'ın eliyle yapılan Kâbe’yi tavaf etmeyi şirk saymayanların, âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimizin kabrinin ziyaret edilmesine karşı çıkmaları da anlaşılacak bir mantık değil
Bir takım kimseler, şefaatı inkâr ederlerken karşımıza bazı âyet-i kerimelerle çıkıyorlar İşin tuhaf tarafı bu adamlar, âyetle yola çıkarken: “Acaba bu hususda tefsir âlimleri ne buyurmuşlar” diye lütfen merak bile etmiyorlar Halbuki, Kur’an’ı anlamak bir ilim meselesidir Onu tefsir etmek, Kur’an’ın edebî inceliklerini kavrayacak kadar mükemmel bir Arapça bilgisi yanında, âyetlerin nüzul sebeplerini, nâzil oldukları şartları, makamları, ilgili oldukları tarihî hâdiseleri ve daha nice şeyleri bilmeye bağlı Mesele, sadece basit bir lügat meselesi değil
Biz, bunun şuurunda olarak, tefsir âlimlerimizin eserlerinden aldığımız dersleri nakletmekle yetineceğiz
Arap müşriklerinde yaygın olan bir kanaata göre, kişinin doğrudan doğruya Rabbinden af dilemesi doğru olamazdı Bu işe putların aracı olmaları gerekirdi Yâni onlar, putları Allah katında şefaatçı kabul ediyorlardı İşte şefaatı reddeden âyetlerden bir kısmı bu bâtıl inancı yıkmak içindir Bir misal:

“Yoksa onlar Allah’dan başka şefaatçılar mı edindiler De ki, onlar hiçbir şeye güç yetiremez, akıl erdiremez olsalar da mı (onları şefaatçı edineceksiniz)!(Zümer Sûresi, 43)

İslâm’ın, şu âyet-i kerimelerde kat’i ifadesini bulan temel bir hükmü vardır: Kişi ancak kendi ameliyle iyi veya kötü bir âkıbete uğrar

Her nefsin kazandığı (hayır) kendine, yapacağı (şer) de kendinedir” (Bakara Sûresi, 286)


“Hiçbir günahkar başkasının günahını yüklenmez” (Fâtır Sûresi, 18)

İşte şefaatla ilgili bazı âyet-i kerimeler mü’mine başkasının yardımına bel bağlamadan, bu dünyada elinden geldiğince hayırlı ameller işlemesini öğüt verme makamındadır
Bu konudaki bazı âyetler de kıyametin dehşetini anlatır ve mahşer meydanının, Resulûllah Efendimize (asm) şefaat müsaadesi verilmeden önceki hâlini tasvir eder
Bu âyet-i kerimelerden iki misal:

“Öyle bir günden korunun ki, o günde hiç kimse hiç kimseye hiçbir fayda sağlayamaz Ondan ne bir şefaatçi kabul edilir, ne de bir fidye alınır Onlara yardım da edilmez” (Bakara Sûresi, 48)


“O gün kişi kardeşinden, anasından, babasından, eşinden ve oğullarından kaçar O gün herkesin kendine yetecek bir derdi vardır” (Abese Sûresi, 34-37)

Bu âyet-i kerimeler yanında bir çok âyetler de şefaatın hak olduğunu açıkça beyan buyururlar Bu âyet-i kerimelerin verdiği derse göre, şefaat vardır, ama bu ancak Allah’n izni ile ve O’nun razı olduğu kullara yapılabilir
Kulun günahını ancak Allah affedebilir Ama bu affı, dilediği seçkin kullarının hatırı için yapmakla onların şerefini bütün mahşer ehline ilân eder Bu mânâya en büyük mazhar Resulûllah Efendimizdir (asm) Allah’ın O en sevgili kulu, mahşer meydanında Makam-ı Mahmud denilen ulvî bir makamda Allah’ın kendisine ilham ettiği ve o güne kadar duyulmamış hamd cümleleriyle O’nu tâzim edecek ve sonunda kendisine şefaat izni verilecektir O da (asm) ancak Rabbinin razı olduğu kimselere şefaat edebilecektir
Bu mânâyı ders veren âyet-i kerimelerden bir kısmı:

“O’nun huzurunda kendisine izin verdiğinden başkasının şefaatı fayda vermez” (Sebe’ Sûresi, 23)


“Göklerde nice melek vardır ki, Allah, dilediği ve razı olduğu kimseler için izin vermedikçe onların şefaatı hiçbir işe yaramaz” (Necm Sûresi, 26)


“O gün, Ruh (Cebrail) ve melekler saf hâlinde duracaklardır Rahman’ın izin verdiklerinden başkaları konuşmazlar Konuşan da doğruyu söyler” (Nebe Sûresi, 38)


“O’nun izni olmadan huzurunda şefaat edecek kimdir!” (Bakara Sûresi, 255)

Bu âyet-i kerimeler şefaatın hak olduğunu açıkça ifade ettiği halde, artık bu rahmanî müesseseye kim, hangi salâhiyetle ve neye dayanarak karşı çıkabilir!


SAAT: 07:21

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320