![]() |
Sünnet olmadan kuran anlaşılır mı ? [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] SÜNNET OLMADAN KURAN ANLAŞILIR MI, ANLAŞILMAZ MI ? GÖRÜŞLERİNİZİN HANGİ YÖNDE OLDUĞUNU AÇIKLAR MISINIZ ? |
Kur'an=sünnet KUR'AN=SÜNNET Bir bütün olarak ele alınmalıdır. Videoda anlatılan bir çok şey farklı çünkü Kuran diyenler kuranın anlaşılmasını engelleyen kişiler değildir bunu belirteyim. Eiğer temel kaynak Kuran olarak alınıyor ise sorun yoktur. Yok eğer Tek kaynak olarak ele alınır Sünnet=Hadis dikkate alınmaz ise o zaman sorun vardır. Günümüzde bu oluşumu yakından takip etmekteyim Kurani çalışmalara yönelmelerini takdir ediyorum kendileri ile uyuşmayan fikirlerim var olsa dahi bu oluşumun gayretleri güzel. Bu videoda anlatılan bir çok konu geleneksel din anlayışını ürünü kabul edemem çünkü Emevi şeytanından günümüze değin Kuran ile insanlar arasına en büyük mesafeyi gelenekçiler koymuştur. Yıllarca Kuran'ı herkes anlayamaz anlayışları ile insanları hurafe ve bidatlerden oluşmuş bir Emevi ürünü olan din anlayışını sundular.Kurana abdestsiz dokunulamaz okunamaz gibi görüşler sayesinde Kuran adına olmayan bir hükmü din olarak vermedilermi? Hesaba çekileceğimiz yegane kaynak Kuran ve Allah resulüne uyup uymadığımızdır Allah bizleri bunlardan hesaba çekeceğine göre Neden illa mezhep vb dayatmalar dinin iman esasları gibi gösterilmeye çalışılıyor bunu sorgulamak lazım. Bu tür ihtilaflı konularda çok yazmak istemiyorum ama konunun gidişatına göre katılımda bulunurum. Tekrar yeniliyerek Hz Aişe annemizden bize nakledilen şu örnek yeterlidir: Sünnet nedir diye soranlara cevabı siz hiç kuran okumazmısınız onun sünneti Kurandır dediğini hatırlayalım,Kuran=Sünnet bir bütündür bağımsız olarak ele alınamaz Akıl-Kuran-Sünnet temel kaynaklarımdır üçü arasında bir uyuşmazlık görülürse dinden değildir kendi heva ve hevesimizin ürünüdür diyorum: |
Çok güzel bir açıklama ile görüşünüzü ortaya koydunuz. Yitiksevda kardeşimiz. Allah razı olsun Videoda Şu ifade oldukça dikkatimi çekti. Sünneti iletenler aynı zamanda kuranı da iletmiştir diye. Sünneti inkar ettiniz mi, kuranı da inkar etmek zorunda kalırsınız denmiş. Sünnet ve hadisler nakilden ibarettir. Bunlar eğer iletilenlerle çatışmıyorsa ve daha önemlisi kuran ile çatışmıyorsa elbette baş tacı edilir. Şayet sünnet veya hadisler iletilerle ( Nakillerle ) çatışıyorsa o zaman burada bir sorun var demektir. Kuran nakille günümüze kadar muhafaza altına alınmıştır ama. Hadislerin nakille yüzde yüz muhafaza altına alındığını söyleyebilir miyiz ? Günümüze kadar yüzde yüz doğru nakillerle geldiğini kim iddia edebilir ki ? Keşke diyorum sünnet ve hadislerde tıpkı kuran gibi günümüze kadar eksiksiz ve hatasız BİR KİTAP HALİNDE gelebilseydi. SÜNNET FİİLİ UYGULAMA OLDUĞU İÇİN ( Yani göz kulağa , görüntüye hitap ettiği için ) nakille günümüze kadar dosdoğru gelmiştir. Nakilde bir çatışma veya Nakille Aksini söyleyen olmadığı müddetçe sünnet elbette kuranın açıklayacısıdır. |
Abdulhamit abi dediklerinize aynen katılıyorum usulümüz bu olmalı. |
sünnet olmasın kuran yeter mantığı islamda tefrika çıkarmak amacıyla öne sürüldüğü bariz olan bir oluşumdur. islam eliyle yapamadıklarını desiselerle islama rağmen islam eliyle ona izafen yapmaya çalışıyorlar. neden çünküüü heva ve heveslerine uyacak bir kılıf bulmaları gerekirde ondan..... |
Alıntı:
Sorumuzu yenileyecek olursak Sünnet olmadan kuran anlaşılır mı ? Evet anlaşılır. Ama bu anlaşılma pek o kadar da kolay bir anlaşılma olmayacaktır. NEDEN ? ÇÜNKÜ Allah peygamberimize Kuran ile birlikte kendisine Hikmeti de verdiğini söylemektedir. Yani kuranı anlayabilme , Kurandaki açılımları ve açıklamaları görme gücünü yetenek ve kabiliyetiyle vermiştir. En üst seviyede hikmet sahibi muhakkak ki kendisidir ki ( Zaten ondan başkası olamaz ) Çünkü kuran onun şahsında tüm insanlığa inmiştir. İşte O en büyük hikmet sahibidir ki, kurandaki açıklamaları görecek ve kuranla içice yaşayarak KURANDAKİ UYGULAMALARLA müminlere bir örnek olacaktır. Ve Allah da din konusunda tüm muminlere çağrı yaparak peygamberi örnek alın diyecektir. Peygamberlere Allah’ın kitapta yaptığı açıklamalarını bulma gücü verilmiştir. Peygamberimizin hadisleri ve uygulamaları Kur’an-ı Kerim’deki hikmetlerdir. Bu metoda uyan insanlar da hikmete ulaşabilir. Kuranı anlayabilir ve açıklamaları da görebilir. Yüce Allah Kur’an’ın yine Kur’an tarafından açıklandığını bildirmiştir. İşte Kur’an’ı açıklama metodu budur. Bu metot ayetlerde ayrıntılı olarak anlatılmış . Hud 1: Elif, Lâm, Râ. Bu öyle bir kitaptır ki, âyetleri muhkem kılınmış, sonra hakîm olan ve her şeyin iç yüzünü bilen Allah tarafından açıklanmıştır. Allah teala, açıklamayı bizzat kendisi yapacağını bildirmiştir. Allah, ayetleri açıklamayı kimseye bırakmamıştır. Bakara 231: Size indirdiği kitap ve hikmetle size öğüt veriyor. ( kitap ve hikmet birbirinden ayrı şeyler değildir. Bunlardan kitap; Kur’an-ı Kerim’dir. Hikmet de; Kur’an’daki bilgilerdir. ) Kur’an’ı yine Kur’an açıklar peygamberimiz de hikmet sahibi olarak bu açıklamaları bize anlatır ve örnek olur. Peygamberimizin bize kuranı açıklaması Allahın açıklamasının bir yansımasıdır: Çünkü Allah açıklamayı kendisinin yapacağını çeşitli ayetlerde açıkça bildirmiştir. Peygamberimizin örnekliği bize sünnet olarak geliyor. Ama o sünnetlerin hepsi Kur’an’daki geçen hükümlerdir. |
hicbir soz allahin sozunden daha dogru olamaz, cok dogru. kuran da efendimizin sozlerini nitelerken, o heva ve hevesinden asla konusmaz, vahiyle konusur diyerek, vahyi rasule referans etmistir. rasulun sozu vahyin kendisi degildir elbette, bir kere cikisi ve kaynagi itibariyle beseri bir sozdur fakat sozun referansinin vahiy oldugunu kuran bildirmektedir. bu durumda, muslumanlara dusen, hadislerden kuran ile celisen ve celismeyenlerini ayirtederek sunnete icabet etmektir. malumunuz mevzu hadisler de vardir. mevzu hadisleri tasnif disi biraktigimizda, sahih hadislerin peygamberin kisisel gorusu olmayip, vahiy suzgecinden gecirilerek soylenmis sozler oldugunu anliyoruZ, cunku bunu kuran boyle bildiriyor. |
peygamberin yaşamında yaptığı her türlü eylemi kuranın açıklayacısı olarak algılayamayız. Zaman zaman hatalı eylemleri olmuştur ki, düzeltmesi için Allahın ikazına maruz kalmıştır. O kendi heva hevesinden konuşamaz ayetini, doğru anlamalıyız. Din konusunda söylediği sözleri o söylememiştir. Elçilik görevi ile ona iletilen sözler Allah sözüdür. Nefsi heva heves ile söylenmiş sözler değildir. Eğer o öyle yapmış olsaydı, yani bizim namımıza ( Allah adına ) kendiliğinden birtakım sözler söylemiş olsaydı onun şah damarını koparırdık diyor ayet. "O kendi hevasına göre konuşmaz, söyledikleri, vahyedilenden başka bir şey değildir."(NECM-3,4 ) NECM-4: O(nun konuşması kendisine ) vahyedilenden başkası değildir. NECM-5: Onu, mühtiş kuvvetleri olan biri (Vahiy meleği olan cebril )öğretti HAKKA-44- Eğer Muhammed, bize karşı ona bazı sözler katmış olsaydı. 45- Biz onu kuvvetle yakalardık, 46- Sonra onun şah damarını koparırdık. 47- Hiçbiriniz de onu koruyamazdınız |
aziz kardesim efendimizin dinle ilgili olmayan, orfi, toplumsal veya tamemen gundelik yasama iliskin sozlerini de hadis diye almiyoruz zaten, bir soz hadis ise, o soz dinle ilgili soylenmistir. boyle bir durumda, bahsettigin konunun tartisilmasi bile fuzuli kaliyor. mesela hurma ile iftari acmak, kaylule uykusu uyumak vs bunlar sunnet degildir. bunlar o iklim sartinin veya o cografyanin zorunlu kildigi seylerdir. eger sunneti tartisiyorsak, efendimizin, vahyi ve vahyin insanliga mesaj olarak iletmek istedigi alanlarla ilgili bir "insan" olarak o mesaji pratige dokme, somutlastirma eyleminden bahsetmis oluyoruz. konu vahiyle irtibatlandirilinca, sunnetin vahyin bir teyidi oldugunu kabullenmek zorundayiz. sunnet madem vahiyden ustun degil, o halde sirf vahyi esas aliriz diyorsa birileri, o zaman allah neden sunnet yolu ile vahyi insanliga akratan bir resul yolladi. tartisma senin bu bakisla degerlendirildiginde buraya gider. |
Alıntı:
|
efendimizin, fiili uygulamasi anlaminda karsiligi olmayan bir hadisinin olmasi da sozkonusu degil zaten. suyun geliri varsa gideri de olmali, o zaman akmasinin anlami kalmaz, birikir, tasar, etrafini yikar vs. |
Değerli kardeşim kawakeb31 Söylediklerimi önceki yazdıklarımla bir bütün olarak değerlendirseniz ne demek istediğim ortaya çıkacaktır İnşallah |
de ki: Allah'a itaat ettim ve rasulune de itaat ettim. bu ayet sunnetin vahiyden ayrilamaz kadar bir butun oldugunu gosterir. burda asil sorun, sunnetin ne oldugunun netlestirilmesidir. yoksa sizin sorunuzla su sorunun aslinda hic farki yok: okullarda ogretmen olmasa, ogrencilere kitaplar verilse sadece, sinifta kendi kendilerina calisip ogrenemezler mi? olayi bu kadar basit kiyaslara kadar indirmeyelim yani. |
Alıntı:
Kur’an’ı yine Kur’an açıklar peygamberimiz de hikmet sahibi olarak bu açıklamaları bize anlatır ve örnek olur. ARADAKİ İNCE ÇİZGİYE BAKALIM |
beyim vahiy ilahi kelamdir, sunnet bu ilahi kelamin insanca aciklamasidir, pratigidir |
Alıntı:
|
ee, madem bunu aciklamaya calistin da aziz dost, sunnetsiz bir vahiy nasil mumkun olur ki |
Alıntı:
sen ne diyorsun bu soruya aziz dost |
evet aynen onu diyorum, vahyin tumunun sunnette mutlaka karsiligi var. sunnetle desteklenmemis bir vahiy yoktur. |
Alıntı:
Alıntı:
|
siz cevaba fewkalade yanlis demekle, efendimzin kuran ahlaki ile ahlaklanmis olmasinda eksiklik var demis oluyorsunuz ama |
Alıntı:
EVET CEVABINIZ YANLIŞ VE BUNA DİKKAT ÇEKMEK İSTEDİM. BİLGİLENMEK İSTEMEZ MİSİNİZ. Devamla yazacağım ayrıntısı ile inşallah |
Soruyu bir tekrarlayalım Her vahyin illaki sünnetle mi olması gerekiyor ? Her vahyin illaki sünnetle mi açıklanması gerekiyor ? Sünnet her vahyin açıklayacısı mıdır ? Vahyin tümünün sünnete mutlaka karşılığı var mıdır ? Sünnetle veya hadisle desteklenmemiş pek sayıda vahiy var mıdır ? Yok mudur ? Dikkat ki, kuranı Kerimde 6000 den fazla ayet vardır. Bunların herbiri vahiydir ? Peygamber efendimiz Kuranda bulunann 6000 den fazla olan ayetlerin hepsini tek tek açıklamışmıdır. Sünnetle hayatına tatbik etmiş midir ? Her vahyin mutlaka sünnete karşılığı olması gerekiyorsa bu 6666 ayetin hepsini tefsir etmesi ve davranışları ile de ( sünnetleri ile) açıklaması gerekmez mi ? Peygamber efendimiz kuranı baştan sona tefsir edip tek tek hadis ve sünnetleri ile açıklamış ise O zaman Kuranda açıklanacak, tefsir edilecek başka hiç birşey kalmamış demektir. Değil mi ? Vereceğimiz cevap evet ise kuranın tefsiri bitmiştir dememiz gerekiyor ki, İslam alimleri daha neyin peşinde neyi tefsir etmeye çalışıyorlar hala. Yoksa havanda boş yere su mu dövüyorlar ? Devamı var |
Alıntı:
ANCAK Vahyin tümünün sünnete mutlaka karşılığı vardır diyemeyiz. NEDEN diyemeyiz ? Çünkü Sünnetle veya hadisle desteklenmemiş pek sayıda vahiy vardır Dikkat ki, kuranı Kerimde 6000 den fazla ayet vardır. Bunların herbiri vahiydir ? Peygamberimizin hayatına tatbik ettiği kuran, kendisinin ve bizim sorumlu olacağımız kuran vahiylerinin bir kısmına dayanmaktadır. Yani tüm vahye değil. Zühruf Suresi 44: Gerçek şu: Bu Kuran sana ve toplumuna elbette ki bir hatırlatıcı/bir düşündürücü/bir şeref/bir öğüttür.Bu kitaptan sorumlu tutulacaksınız? Ancak hem peygamberimizin ve hem de bizim sorumlu olacağımız Allahın vahyine YANİ Allahın biz kullarına emrettiği, emir ve yasaklarından Takva sahibi olabileceğimiz bir imtihandan bizi sorumlu tutacağı kısmından ki, işte bu vahiyleri Allah resulu hayatına biz muminlere örnek olacak şekilde tatbik etmiştir. Bilhassa Kuranda mücmel olan ayetleri tek tek açıklamış ve davranışları ( sünnetleri ) ile de hayatına geçirmiştir. İşte böyle olunca Ey iman edenler! Allah’a ve Rasûlü’ne itaat edin ve O’ndan yüz çevirmeyin.” (Enfal, 8/20) Allah’a itaat edin; Rasûl’e itaat edin.” (Nisâ, 4/59; Nûr, 24/54...) “De ki: ‘Allah’ı seviyorsanız, bana uyun ki, Allah da sizi sevsin”(Al-i İmrân,3/31). “Allah’ı ve ahiret gününü uman ve Allah’ı çok zikredip, Allah’la irtibatını kavî tutan ehl-i imân için, doğrusu Rasûlullah misal alınacak insandır; O’nda, misâl edinme adına çok güzel şeyler vardır. ” (Ahzâb, 33/21) AYETLERİ BİR EMİRDİR. ÖRNEK RESULLAH ALINACAK VE ONA İTAAT EDİLECEKTİR Ancak Kuranda geri kalan vahiylerin hepsinin sünnette bir karşılığı yoktur. Çünkü sorumlu olmayacağımız vahiyden Allah bizi sorumlu tutmaz. Devamı olacak |
Alıntı:
Alıntı:
Alak 15 - 16 ayetler kitabın vahiylerinden sadece iki vahiydir. Bunun sünnetle veya hadisle açıklaması olmuş mudur ? Mucizelerle dolu yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim keşfedilmeye devam ediyor. Kur'an-ı Kerim üzerine bilimsel çalışmalar yapan Yemenli yazar Abdulmecid El-Zidani yeni kitabında Alak Suresi'nin 15 ve 16. ayetlerinde neden 'alın/perçem' kelimesinin geçtiğini Allahu Teala'nın 'alından/perçeminden yakalarız' ayeti kerimesi ile aslında neyi kasdettiğini açıklamaya çalışıyor. Yazar kitabında konuyu aydınlatma gayesiyle Kanadalı bir bilim adamının alnın tam ardında beynin yalan ve hataları emreden kısmının olduğunu ortaya koyan araştırmasına yer veriyor. 'Ve Yarın İman Çağı' isimli kitabında Şeyh Abdulmecid El-Zidani Alak Suresi hakkında şöyle diyor; 'Allahu Teala'nın : 'كلا لئن لم ينته لنسفعا باالناصية * ناصية كاذبة خاطئة' (Hayır, hayır! Eğer vazgeçmezse, derhal onu alnından (perçeminden) o yalancı, günahkar alnından (perçeminden) yakalarız (cehenneme atarız) ayetlerini daima okuyordum. Nasıye, başın ön tarafıdır. Kendime soruyor ve sonra da şöyle dua ediyordum; 'Allah'ım bana bunun manasını aç... Neden yalancı ve günahkar alın/perçem dedin?'. Bunu on sene boyunca düşündüm. Şaşkınlık içindeydim. Tefsir kitaplarına başvurduğumda tefsircilerin tümünün şöyle dediğini görüyordum; 'buradaki kasıt yalancı bir alın değildir. Burada mecazi bir anlam vardır. Hakiki bir anlam yoktur. Alın/perçem başın ön tarafı olduğu için alnın sahibi kasdedilerek yalan sıfatı yüklenmiştir... Şaşkınlığım Kanadalı bir bilimadamının alın hakkında yaptığı bir araştırmayı Kahire'de düzenlediği bir tıbbi konferansta sunmasına kadar sürdü. Bu araştırmasında bilim adamı şöyle diyor; 'Sadece 50 yıldır şunu keşfettik ki yalan ve hatalardan beynin, direk alnın/perçem altında kalan kısmı sorumludur. Bu kısım kararları almanın kaynağıdır. Beynin direk kemiğin altında kalan bu kısmı kesilirse insanın bağımsız iradesi olmaz ve seçemez... Çünkü orası seçim mekanı. Allahu Teala; 'alından yakalarız' diye buyuruyor. Yani onu alır ve günahlarıyla yakarız...İlmin büyük ilerleme kaydetmesinden sonra hayvanlarda alındaki bu kısmın zayıf ve küçük olduğu, hayvanların onu yönetip yönlendirme gücüne sahip olmadığını buldular. Allahu Teala bu noktaya şu ayeti kerimede işaret etmektedir; 'Yeryüzünde bulunan hiçbir canlı yoktur ki, Allah, onun pençeminden tutmuş olmasın'. (Hud Suresi-56). ALINTIDIR ZAMAN İLERLEDİKÇE İLİM VE TEKNİK İLERLEDİKÇE KURAN HER ÇAĞDA KENDİNİ TEFSİR EDİYOR. DİYECEĞİM O Kİ PEYGAMBER EFENDİMİZ TÜM KURANI BAŞTAN SONA TEFSİRİ İLE BİRLİKTE BİLİYORDU VE ONA ÖĞRETİLMİŞTİ DE. ANCAK ZAMANIN MÜFESSİRİ OLARAK GELECEK ZAMANLA İLGİLİ KURANI TEFSİR EDECEK ALİMLERE DE PAY BIRAKMIŞTIR. |
Vahyi metluv ve vahyi gayri metluvu nasıl algılamalıyız? Ayette geçmediği halde fiili uygulama ve kudsi hadisler farzlari belirlemez mi? |
SAAT: 06:29 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.