![]() |
El-Bâsıt/El-Hâfıd/ Er-Râfî Esma'larını Tanıyalım Bismillah 22. Esma dan devam ediyoruz kardeşlerim. Mevlam bereketli eylesin inşallah 22. El-Bâsıt 23. El-Hâfıd 24. Er-Râfî |
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
El Basıt Allah Teâlâ, kulunu darlıktan çıkaran, sıkıntıdan kurtarandır. İlâhî imtihanın gerçekleşmesi için bazan sıkar, bazan genişletir. Bazan darlık, sıkıntı verir. Bazan bolluk, rahatlık, huzur verir. Bu ismi, “Kâbız” ismiyle beraber değerlendirmelidir. Kaynak: Prof. Dr. Mehmet Bulut, Delilleriyle İslam Akaidi, Erkam Yayınları |
Bakara-245 Ra’d-26 İsrâ-30 3 ayetin mealini yazınız. Burada Allah'ın hangi isimlerini görüyorsunuz? |
Alıntı:
مَنْ ذَا الَّذ۪ي يُقْرِضُ اللّٰهَ قَرْضاً حَسَناً فَيُضَاعِفَهُ لَهُٓ اَضْعَافاً كَـث۪يرَةًۜ وَاللّٰهُ يَقْبِضُ وَيَبْصُۣطُۖ وَاِلَيْهِ تُرْجَعُونَ ﴿٢٤٥ Kim Allah’a güzel bir borç verirse Allah da bunu kat kat fazlasıyla öder. Daraltan da genişleten de Allah’tır ve O’na döndürüleceksiniz. Kabid Basît Rad 26 اَللّٰهُ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَٓاءُ وَيَقْدِرُۜ وَفَرِحُوا بِالْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۜ وَمَا الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا فِي الْاٰخِرَةِ اِلَّا مَتَاعٌ۟ 26﴿ Allah dilediği kimselerin rızkını bollaştırır ve daraltır. Onlar dünya hayatıyla sevinip mutlu oluyorlar, oysa âhiretin yanında dünya hayatı, geçici bir faydadan başka bir şey değildir. Rezzak-Basît- Kadir İsrâ 30 اِنَّ رَبَّكَ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَٓاءُ وَيَقْدِرُۜ اِنَّهُ كَانَ بِعِبَادِه۪ خَب۪يراً بَص۪يراً۟ Rabbin rızkı dilediğine bol bol verir de kısar da. Şüphesiz ki O, kullarından haberdardır, onları görmektedir. Basît-Rezzak-Kadir- Habir- Basir |
Bakara 245 Kim Allah' a güzel bir borç verirse Allah' da bunu kat kat fazlasıyla öder. Daraltan da genişleten de Allah' dır ve O' na döndürüleceksiniz El Kabıd ( daraltan) El Basıt. ( genislik veren) Rad 26 Allah dilediğinin rızkını genişletir ve daraltır ve onlar dünya yaşayışıyla sevinip övünürler. Halbuki dünya yaşayışı ahirete nispetle değersiz müddeti az ve geçici bir şeyden ibarettir. El Basıt El Kabıd El Kadir İsra 30 Rabbin rızkı dilediğine bol bol verir de kısar da . Şüphesiz O kullarından haberdardır, onları görmektedir El Basıt El Kabıd ( fiili gecmektedir) El Kadir El Habir El Basır |
Mevlam sizleri sevsin ve yolundan ayırmasın. Evlerimize ve rızıklarımıza bereket versin. Bizleri feraha kavuştursun. |
1) İçinin sıkıldığı, karmaşık problemlerle kuşatıldığı, dünyanın kendisine dar geldiği anlarda, aczini ve fakrını daha iyi anlar. Bu Allah'ın El .............ismi tecellisidir Ruhunun ferah ve sürurla dolu olduğu zamanlarda ise, bunu bir ilâhî ikram ve ihsan olarak değerlendirip şükür vazifesini eda etmeye çalışır. Allah'ın esmasından El .... Önemine sığınır. Burada ki boşluğu dolduralım. 2)Ebû Hüreyre (r.a.)den rivayet edilen bir hadis-i şerifte Allah Teâlâ'nın doksandokuz ismi olduğu zikredilmiş, bunlardan birinin de "el .......... " olduğu belirtilmiştir. (Tirmizî, Daavat, 82). |
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
El-Hâfid El-Hâfid: Alçaltan, yukarıdan aşağıya indiren, hor ve hakir kılan manalarına gelir. Cenab-ı Mevla, bu ism-i şerifiyle zalimleri, asileri ve firavunları alçaltır. Onları hem dünyada hem de ahirette zelil ve hakir eder. Bu ism-i şerif ile zalimler zelil kılındığı gibi, bazen Müminler ve masumlar da alçaltılarak sabır ile imtihan edilir. Demek bu isim, bazen kulun zulmünden dolayı ve bazen de sabırla imtihan edilmesinden dolayı kişide tecelli eder. Şimdi, bu ism-i şerifin âlemdeki tecellilerini görelim: Zalim devlet reislerinin ve yöneticilerin devrilmesi bu ism-i şerifin tecellisi ile olur. Firavunlar, Nemrutlar, Ebu Cehiller ve onların her asırdaki timsalleri, Hâfid isminin tecellisiyle alçaltılmış ve saltanatlarını kaybederek hor ve hakir olmuşlardır. Demek, saltanatını kaybeden her zalim sultan, bu ism-i şerifin tecellisiyle yerle bir olmuştur. |
El-Hâfid El-Hâfid: Alçaltan, yukarıdan aşağıya indiren, hor ve hakir kılan manalarına gelir. Cenab-ı Mevla, bu ism-i şerifiyle zalimleri, asileri ve firavunları alçaltır. Onları hem dünyada hem de ahirette zelil ve hakir eder. Bu ism-i şerif ile zalimler zelil kılındığı gibi, bazen Müminler ve masumlar da alçaltılarak sabır ile imtihan edilir. Demek bu isim, bazen kulun zulmünden dolayı ve bazen de sabırla imtihan edilmesinden dolayı kişide tecelli eder. Şimdi, bu ism-i şerifin âlemdeki tecellilerini görelim: Zalim devlet reislerinin ve yöneticilerin devrilmesi bu ism-i şerifin tecellisi ile olur. Firavunlar, Nemrutlar, Ebu Cehiller ve onların her asırdaki timsalleri, Hâfid isminin tecellisiyle alçaltılmış ve saltanatlarını kaybederek hor ve hakir olmuşlardır. Demek, saltanatını kaybeden her zalim sultan, bu ism-i şerifin tecellisiyle yerle bir olmuştur. Bu isim, şahıslarda olduğu gibi devletlerde de tecelli etmiş, Roma, Bizans ve Pers imparatorlukları gibi birçok imparatorluk ve devlet, bu ismin tecellisiyle yıkılarak tarihin sayfalarına gömülmüşlerdir. El- Hâfid ismi şuralarda da tecelli eder: Bir yöneticinin makam ve mevkisini kaybetmesi, başarılı bir öğrencinin başarısını kaybetmesi, zengin bir kimsenin malını ve varlığını kaybederek fakir olması, sağlıklı bir insanın sağlığını kaybetmesi, güçlü ve kuvvetli bir insanın kuvvetini kaybetmesi gibi bütün alçalmalar ve yukarıdan aşağıya inmelerde Hâfid ismi tecelli eder. Şu da bilinmelidir ki, alçalmak sadece işlenen günahlar ve kusurlar sebebiyle değildir. Bazen Cenab-ı Hak, kulunu sabır ile imtihan etmek için verdiği nimetleri ondan alır ve onu alçaltarak El-Hâfid ismine mazhar eder. Bu isim maddi olarak böyle tecelli ettiği gibi, manevi olarak da şöyle tecelli edebilir: Bir Müslüman’ın dinden dönerek kâfir olması, namaz kılan birisinin namazını bırakması, bir hafızın hafızlığını unutması ve kulun işlemiş olduğu günahlar sebebiyle manevi mertebelerden aşağıya, ahsen-i takvimden esfel-i safiline düşmesi gibi… Hâfid isminin bu manevi tecellilerinden Rabbimiz bizleri muhafaza etsin! |
Bu isim dünyada tecelli ettiği gibi ahirette de tecelli edecek, kâfirler ve zalimler cehenneme sokularak orada hor ve hakir kılınacaktır. İşte bu, El-Hâfid isminin belki de en büyük tecellisidir! Peygamber Efendimiz (sav), El- Hâfid isminin bir tecellisine şu hadis-i şerifleri ile şöyle dikkat çekmiştir: Hz. Enes (ra) şöyle dedi: Resulullah (sav)’in devesi Adbâ, yarışta birinciliği başkasına vermez ve yarışı başkasına kolay kolay bırakmazdı. Bir gün devesine binmiş olarak bir bedevi geldi ve yarışta onu geçti. Bu durum Müslümanlara pek ağır geldi. Onların bu halini fark eden Peygamber (sav) şöyle buyurdu: “Dünyada yükselen bir şeyi alçaltmak, Allah’ın değişmez bir kanunudur.” İşte bu hadis-i şerif, her çıkışın bir inişi olduğunu beyan etmekle, El-Hâfid ismini ders vermektedir. Bu ismin tecellisi karşısında kula düşen vazifeler ise şunlardır: 1- Eğer kendisi El-Hâfid ismine mazhar olarak alçaltılmış ise, evvela kendisine bakarak buna sebep olan günah ve kusurlarına hemen terk etmeli ve Cenab-ı Hakk’a iltica ederek O’nun kulluğuna dört elle sarılmalıdır. 2- Bilmelidir ki: Bu dünya bir imtihan dünyasıdır. Dünyada başa gelen birçok sıkıntı ve belalar vardır ki, Allah-u Teâlâ -kulunun sabretmesi şartıyla- o sıkıntı ve belalarla kulunu günahlardan temizler ve manevi makamları kazanmasına o belaları bir sebep kılar. Bu sebeple kul, bu ismin tecellisine rıza içinde sabır göstermelidir. 3- El-Hâfid isminin tecellisiyle helak olan kavimlere, zelil olan sultanlara, makam, mevki, şan ve şöhretlerini kaybeden insanlara ibret nazarıyla bakmalı ve onların halinden bir ders alarak, onların mahvolmasına sebep olan amellerden, yılandan kaçar gibi kaçmalıdır. |
Alıntı:
|
1) Allah'ın samimi kulları karşılaştıkları her türlü zorlukta, sıkıntıda ve hastalıkta yalnızca Allah'a sığınırlar ve O'nu vekil edinirler. Bunun karşılığında da Allah inkar edenlerin işlerini zorlaştırırken, müminlerin işlerini kolaylaştırır. Burada hangi isimleri görürüz? 2) El Hafid ile Er Rafi arasındaki fark nedir? |
Alıntı:
Hafid olan Allah, onları inançsız ve ahlaksız kılmakla alçaltmıştır. Bu alçaltmanın ahiretteki neticesi Cehennemde zillet içinde azap çekmektir. Rafi , sevdiği kullarını yükselten Müminleri kendisine yaklaştırarak yücelten Rafi olan Allah da iman , ibadet ve ahlak yolunu tutanları salih bir kul yapmakla yükseltmistir. Bu yükseltmenin ahiretteki neticesi Cennettevebedi saadet verendir. |
Alıntı:
|
Hadis te geçen El Basıt ismi dir kardeşlerim :) |
Hâfidatun râfiah(râfiatun). Alçaltanda yükselten de O'dur. Hafid ve Rafi isminin tecellileri olan alçalma da yükselme de öncelikle dünyada gerçekleşiyor; Dünya ahiretin tarlası olduğundan, yükseklik ahirette daha çok inkişaf ediyor; alçaklık ise çok daha aşağı dereceleri netice veriyor. Kulun, Râfi’ ismine mazhar olması, öncelikle iman, takva, salih amel ve güzel ahlâk yoluyla gerçekleşir. Bir de insanın başkalarını yükseltmeye çalışması, onları imana ve İslâm’a davet etmesi bu ismin tecelli etmesidir. Batıl inanç ve düşünceleri çürütmek, İslam düşmanlarıyla mücadele edilmesi, ile hafıd ismi tecelli eder. |
Alıntı:
Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet etmiştir: “Allah’ın 99 ismi vardır. Yüzden bir eksik. Bu isimleri bir kimse ezberlerse (hıfz) Cennete girer. O tektir, teki sever.” (Buhârî, De’avât, 68, VII, 169) Bu ve varyantı olan rivayetlere ulaşabiliyorum. |
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Râfi’: “Sevdiği kullarını yükselten.” “Mü’minleri kendisine yaklaştırarak yücelten.” “(O), alçaltan ve yüceltendir.” (Vâkıa Sûresi, 56/3) |
Sözlükte “yukarı kaldırmak, yükseltmek, yüceltmek” anlamındaki ref‘ (rifâ‘) kökünden türeyen râfi‘ kelimesi “yükselten, değerini arttıran, izzetli ve şerefli kılan” demektir (Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât, “rfʿa” md.). Kur’ân-ı Kerîm’de ref‘ kavramı yirmi bir âyette Allah’a nisbet edilmiştir. Allah’ın Îsâ’yı kendisine ref‘ edeceğini bildiren âyette râfi‘ (Âl-i İmrân 3/55), “sıfatları yüce” (veya “dereceleri yükselten”) meâliyle başlayan âyette ise (el-Mü’min 40/15) refî‘ ismi yer almıştır. Kıyametin kimini alçaltıcı, kimini yükseltici olduğunu beyan eden Vâkıa sûresindeki âyette (56/3) asıl fâilin kıyamet değil Allah olduğu kabul edilmektedir. Nitekim muhtelif âyetlerde kıyamet gününde Cenâb-ı Hakk’ın kâfirleri zelil, müminleri aziz ve şerefli kılacağı bildirilmiştir (meselâ bk. el-Mü’minûn 23/105-110; ez-Zuhruf 43/68-73; M. F. Abdülbâkī, el-Muʿcem, “rfʿa” md.). Râfi‘ hem İbn Mâce hem Tirmizî’nin rivayet ettiği esmâ-i hüsnâ listesinde yer almaktadır (“Duʿâʾ”, 10; “Daʿavât”, 82). Ref‘ kavramı, Kütüb-i Sitte’den başka İmam Mâlik ve Ahmed b. Hanbel tarafından nakledilen hadislerde de fiil sîgalarıyla Allah’a izâfe edilmiştir (Wensinck, el-Muʿcem, “rfʿa” md.). Bu tür hadislerin muhtevasında ref‘in mânevî açıdan yükseltmeyi ifade ettiği görülmektedir. Abdullah b. Abbas’tan rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber teheccüd namazının iki secdesi arasında şu meâldeki duayı okurdu: “Rabbim! Günahlarımı bağışla, bana merhamet et, eksikliğimi giderip halimi iyileştir, beni mânen yücelt, rızıklandır; doğru yoldan ayırma!” (Müsned, I, 371; İbn Mâce, “İḳāme”, 23; İbnü’l-Esîr, en-Nihâye, “cbr” md.). Âlimler hâfıd-râfi‘ isimlerini karşıt mânalar taşıyan kābız-bâsıt, muiz-müzil gibi, birlikte kullanmayı ve denge ifade eden mânayı yansıtmayı gerekli görürler. Kur’ân-ı Kerîm’de Allah’a nisbet edilen ref‘ kavramı tabiatın kozmik düzeni çerçevesinde göklerin yükseltildiği, güneş sisteminin hassas dengelerle korunduğu, Tûr dağının İsrâiloğulları’nın fevkinde kaldırıldığı şeklindeki maddî muhtevanın yanı sıra insanların ruhî nitelik ve yetenekleriyle mânevî derecelerinin farklı kılındığı biçiminde soyut içerik de taşımaktadır. Bununla birlikte esmâ-i hüsnâ müellifleri râfi‘ ismini daha çok soyut alanla irtibatlandırarak “dostlarının taat ve amellerini kabul edip kendisine yaklaştıran, dünyada da onları aziz kılan” şeklinde tefsir etmişlerdir (Hattâbî, s. 58; Gazzâlî, s. 94). Hâfıd-râfi‘ isimlerinin açıklanması sırasında bazı âlimler “dilediğini alçaltan, dilediğini yücelten” türünden ifadeler kullanırken (Abdülkāhir el-Bağdâdî, vr. 105a) bazıları tenzihe uygun olarak “yüceltilmeye hak kazanan” veya “alçaltılmaya müstahak olan” ifadesini tercih etmişlerdir ki isabetli olan da budur. Zira nazariyede ilâhî iradenin önünde hiçbir engel bulunmamakla birlikte Allah, fiilî alanda hükmünü kendisinin vazettiği adl ve hikmet ilkeleri çerçevesinde yürüttüğünden kimseye asla zulmetmez, sadece bilinmeyen sebeplerden dolayı lutufla muamele eder. Mü’min sûresinde (40/15) Allah’a nisbet edilen “refîu’d-derecât” terkibindeki refî‘ kelimesi râfi‘ mânasına alındığı takdirde “dereceleri yükselten”, mürtefi‘ mânasına alındığında “dereceleri yani kendisinin kadr ve mertebesi veya sıfatları yüce olan” diye yorumlanır (Kādî Abdülcebbâr, V, 215; Fahreddin er-Râzî, Mefâtîḥu’l-ġayb, XXVII, 44). Râfi‘ ismi Allah’ın fiilî isim ve sıfatları grubu içinde yer alır. Refî‘ “sıfatları yüce” anlamında kabul edildiği takdirde zâtî olur. Râfi‘ hâfıd ismiyle karşıt muhteva taşıdığında muiz, muğnî mukaddim, bâsıt ve nâfi‘ isimleriyle anlam yakınlığı içinde bulunur. BİBLİYOGRAFYA Lisânü’l-ʿArab, “rfʿa” md.; Müsned, I, 371; Zeccâc, Tefsîru esmâʾillâhi’l-ḥüsnâ (nşr. Ahmed Yûsuf ed-Dekkāk), Beyrut 1395/1975, s. 41; Hattâbî, Şeʾnü’d-duʿâʾ (nşr. Ahmed Yûsuf ed-Dekkāk), Dımaşk 1404/1984, s. 58; Kādî Abdülcebbâr, el-Muġnî, V, 215; Abdülkāhir el-Bağdâdî, el-Esmâʾ ve’ṣ-ṣıfât, Kayseri Râşid Efendi Ktp., nr. 497, vr. 105a; Kuşeyrî, et-Taḥbîr fi’t-teẕkîr (nşr. İbrâhim Besyûnî), Kahire 1968, s. 46-47; Gazzâlî, el-Maḳṣadü’l-esnâ (Fazluh), s. 94, 176; Fahreddin er-Râzî, Mefâtîḥu’l-ġayb, Beyrut 1411/1990, XXVII, 44; a.mlf., Levâmiʿu’l-beyyinât (nşr. Tâhâ Abdürraûf Sa‘d), Beyrut 1404/1984, s. 244. |
Bu dünya bir imtihan dünyasıdır. İmtihan ise bazen sabırla ve bazen de şükürle olmaktadır. Onun yükselmesi de şükürle bir imtihandır. Burada Allah'ın hangi ismini görüyoruz? 2) Müslüman olarak ölenler cennete girerek orada yükseleceklerdir. Bu hangi ismin lütfudur? |
Alıntı:
|
Şuan gençlerle Allah'ın isimlerinden ders yapıyoruz. (El Basıt) [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
SAAT: 14:47 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.