Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Tasavvuf-Tarikat (https://www.forum.medineweb.net/647-tasavvuf-tarikat)
-   -   Keşf Nedir? (https://www.forum.medineweb.net/tasavvuf-tarikat/24502-kesf-nedir.html)

FECR 08 Şubat 2013 17:49

Keşf Nedir?
 
Keşf Nedir?

Sözlükte örten şeyi kaldırmak anlamındaki keşf[1] kelimesini bir bilgi kaynağı türü şeklinde kavramlaştıran mutasavvıflar acaba onun içeriğini nasıl belirlemektedir? Sahih olmayan hadislerin sahih muamelesi görmesi açısından keşfin yeri nedir? Keşfe Kur’an’ın dışında Allah’tan bilgi alma imkânı olarak bakılabilir mi? İnsanın içine gelen duygu ve düşünceler, doğruluğu kesin bilgi olarak kabul edilebilir mi? Keşfin gaybi bilgileri de içerdiği iddiası doğru mudur?

Tasavvufi pencereden bakıldığında keşf denilen şey, perdenin açılmasıyla gizli olanın ortaya çıkmasıdır. Gaybi hakikatlere yaşayarak ve temaşa suretiyle vâkıf ve muttali olmaktır. Mükaşefe beden ve his perdesinin kalkması, ruh aleminin seyredilmesidir. Maddi duyular aleminin tesir ve kiri, kalbin gayb alemini görmesine bir perdedir. Riyazet, mücahede ve tasfiye (arındırma) bu perdeyi ortadan kaldırınca gayb alemi görülmeye başlar ki buna keşf denir. Keşf ve mükaşefe, sufinin akıl ve duygu organlarıyla elde edemediği gayb ve uluhiyyet alemine dair gizli bilgiler sağlar. Mükaşefe ilminin gayesi marifet elde etmek, insan, varlık ve Allah gibi konularda akıl, nazar ve istidlal yolunun dışında kalbi bilgi sağlamaktır. Gazzali, kalbi bilgilere mükaşefe ilmi (tahakkuk) adını vermektedir.[2]

İsmail Hakkı Bursevi’ye (ö. 1725) göre keşif ile sahih olan bir şey nakil yolu ile gelenden daha sahihtir. Tasavvuf ehlinde “Kalbim rabbimden bana nakletti.”[3] sözü de meşhurdur. Ancak bu söze keskin itirazlar vardır. Çünkü ona nakledenin şeytan mı Allah mı olduğu belli değildir. Doğru ise Allah’tan yanlış ise kişinin kendinden ve şeytandandır.[4] Sufilerin, “Siz dininizi ölülerden alıyorsunuz, biz ise hiç ölmeyen (Allah)den alıyoruz.” sözleri de meşhurdur. Bu bağlamda Zahid Kotku (ö. 1980) da şöyle demektedir: “Nice günler beni bir halet ihata etti ki, gözümden eşya kalktı. Diğer alemlerde her ne varsa cümlesini gördüm. Her şeyi ki haber verseydim, vakıaya mutabık bulunurdu.[5]

Yukarıda keşfe yüklenen tasavvufi anlamlar dikkate alındığında keşfin sened ve rivayet sisteminde getirilen ölçüleri göz ardı ettiği söylenebilir. Bu durumda da muhaddislerce sahih kabul edilmeyen pek çok hadis Peygamber (s)’den teyit alındığı iddiasıyla sahih gibi görülmekte ve o doğrultuda iman ve amel edilmektedir. Ayrıca keşif yoluyla Hz. Peygamber (s)’den bilgi alındığı iddiası güçlülük derecesine göre hadisleri derleyip kimini sahih kimini uydurma kabul etme gayretlerini de anlamsız hale getirmektedir. Halbuki hadis ilmi hadisleri “test edilebilir” alanda tutmakta ve vahiy doğrultusunda hakikat arayışları için ciddi bir imkân sunmaktadır. Keşf yolu ile hadislerin doğruluğunu tespit ise ilmi açıdan mümkün görünmemektedir.

İnsanın içine fücur ya da takva içerikli duygu ve düşünceler gelebilir (Şems, 91-8). Fücur içerikli olanlar insanı sapkınlığa, takva içerikli olanlarıysa hidayete götürür. Bunları ayırt etme imkânı Kur’an ve sahih hadislerdir. İçimize doğan düşünceler gaybi bilgi içermekten uzaktır. Bir kimsenin, keşf adı altında gaybi bilgilere muttali olduğu izlenimi vermesi, onun insanlar üzerinde bir güç ve egemenlik alanı tesis etmesine imkân vermekte ve onun din anlayışı ile pratikleri sorgulanamaz bir alana taşınmaktadır. Allah’ın dilediği peygambere ve dilediği oranda açtığı gayb alanı, diğer insanlara kapalıdır. Bu bağlamda, keşf adı altında “gayb bilgisine ulaşma” iddiaları vahyin onayından geçmez.Çünkü Kur'an’da, “Gaybın anahtarları yalnızca O’nun (Allah’ın) katındadır.” (Enam, 6: 59). “Allah sizi gayb üzerine muttali kılacak değildir. Ama Allah, elçilerinden dilediğini seçer.” (Al-İmran, 3: 179) denilmektedir.

31 Ocak 2013 (Memleket Gazetesi)

MURAT KAYACAN


[1] Ferâhîdî, el-Halil b. Ahmed (h. 170), Kitabu’l-Ayn, 8 c., Daru Mektebeti Hilal, yy., ts., V, 297; Ezherî, Ebu Mansur Muhammed b. Ahmed (370/980), Tehzîbu’l-Luğa, 8 c., Daru İhyai Turasi’l-Arabi, Beyrut, 2001, X, 18.

[2] Yılmaz, Hasan Kâmil, Ana Hatlarıyla Tasavvuf ve Tarikatlar, 12. bs., Ensar Neşr., İst., 2010, s. 222.

[3] Sarmış, İbrahim, Tasavvuf ve İslâm, 4. bs., Ekin Yay., İst., 2005., s. 464.

[4] İbn Kayyım el-Cezviyye, Şemsuddin (h. 751), Tefsiru’l-Kur’ani’l-Kerim, Daru ve Mektebetu Hilal, Beyrut, h. 1410, I, 43.

[5] Sarmış, a.g.e., s. 464.

YaŞuHa 09 Kasım 2013 19:02

Cevap: Keşf Nedir?
 
Elinise saglık Allah razı olsun


SAAT: 07:05

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320