Mürid Mürşit ilişkisine dair...
 

Bismillahirrahmanirrahim

Esselatu vesselamu aleyke ya Taha

Evet sevgili dostlar bundan evvelki sayılarımızda ayrı ayrı işlemeye çalıştığımız Mürid ve Mürşid konularını birbiri içindeki ilişkileri ile anlatmaya çalışacağız inşaallah.

Mürşid ve Mürid ayrı ayrı tanımlansada aslında bir bütündür. Bu bütünüde Müridin Mürşidine ve Mürşidinde Müridine olan bağı görevleri ve ikisi arasındaki ilişki boyutudur. Şimdi manaları ve özellikleri ile ayrı işlediğimiz bu iki konuyu bir işlemeye çalışacağız...

Mürşid arayışı bir çok insanda mevcut olan bir haldir çünki Mürşid öğretici ve yol göstericidir. Bundan dolayı insanların devamlı suretle arayışında olduğu bir konudur. Mürşid nasıl olmalıdır peki ve insanlar nasıl özellikler aramalıdır bu insanlarda ? Bu soruya duyduğum en güzel cevap haydarı kerrar hocamızın cevabı idi “Mürşidin gerçekten emin güvenilir ve Mürşid olduğunu anlamak için ondan keramet beklemek, seni ilk kez görmesine rağmen bir kaç esrarengiz bilgi öne çıkarmasını beklemek, yerine onun hal ve hareketleri ile Şeriatı ve Sünneti yaşayıp yaşamadığına bak onları ihya eden ve önde tutan kişidir Mürşid” cevabı gerçekten olması gereken cevaptır. Nitekim insanların özellikle Tarikatlarda böyle bir anlayış sergilediklerini sık sık duymuşuzdur. Mürşidi tanımak isteyen veya bir Mürşide Mürid olmak isteyen kişinin arayacağı özellikler asla harikulade haller değil Mürşid olan kişinin yaşantısı olmalıdır. Zaten gerçek Mürşidlerde Kurana ve Sünnete sarılmış hatta edebi bile terk etmeyen insanlardır.

Demekki Mürşidin Müride olan ilişkisi Kuran ve Sünnete uyması ve Müridi Hakk yol üzere batıldan, hurafeden uzak tutması ön planda Şeriatın olduğu bir yol üzere hareket etmesini sağlamaktır. Aksi takdirde geçmiş yada zamanımızda olduğu gibi Kuran ve Sünnetten uzak kendisini Mürşid gibi gösteren ama alakası olmayan insanları Mürşid edinirde hem Dünyasını hemde Ahiretini yakanlardan oluruz Allah muhafaza.

Evet Müridin de bir Mürşid arayışı kendisine Dinini ve güzel ahlakı öğretmesi temennisi ile olacaktır. Kuran ve Sünnete riayet eden gerçek bir Mürşide bende olan Mürid artık bir yola girmiş ve Öğreticisini bulmuştur. Bu ilişki Öğretmen Öğrenci ilişkisi gibi bir ilişki olup Mürşid Mürid ilişkisinde Rab tecellisi meydana gelmiştir. İşte burda Rabb tecellisi Müridin Mürşidinden emanı ile zuhur eder ki misal bir sıkıntısını Mürşidine dile getiren şahıs Mürşid fayda sağlasın yada sağlamasın direk Rabb tecellisi devreye girer ve şahsın sıkıntısı giderilmiş olur. Çünki fayda veren Allah Azze ve Celdir. Bir çok konuda hataya düşen insanlar Tarikatta Mürşid konusunda da bazı hatalara düşmekteler. Mürşidi araçtan öğreticiden öte görmeye başlamak bu hataların ortaya çıkmasında en büyük sebeptir. Evet Mürşid Veli ve Alim şahsiyetler Allahın c.c. yardımına mazhar olmuştur ama asla yeri ve konumu unutulmamalı amacın dışına çıkılmamalıdır. Mürid Mürşidinin yerini bilmeli ve bu şekilde hareket etmelidirki fayda görebilsin. Aksi taktirde zarar görmeye başlar ve bu içinden çıkılamaz bir hal alır.

Mürşid kavramı belirli evrelerde yaşanılan olaylardan hallerden dolayı yer yer anlaşılamamış ve farklı algılanmıştır. Bir çok insan özellikle Tarikat ta Mürşide olan muhabbetten veya olayın arka planını düşünemediklerinden veya yaşanılan olayları anlayamadıklarından dolayı kendilerince bir takım özellikler katmışlardır. Mürşidine kendi derslerini tamamlatan derslerini eksik yaptığı zaman “amann Mürşidim tamamlar “ kanısına kapılan, Mürşidi Şeriattan bahsedrken kendisi hala Tarikatın albenili hikayelerinde esir kalan, yaşanılan bir çok Manevi hallerin etkisinde sürüklenen Müridler amacı unutup araca takılı kalmşlardır. Oysa Mürşidin görevi bellidir insanları Allaha c.c. ulaştırmak bunuda Kuran ve Sünnet ışığında yapmaktır. Bu nedenle Müridin Mürşidden beklentiside bundan öte olmamalıdır. Mürşidini Rabıta ederken o beş on dakkaya sığdırmayıp kapalı gözlerin arkasında Mürşid beklemekten ziyade Rabıtanın bir düşünceden hayal etmeden ibaret değil aksine Mürşidinin hayatını gününe yayıp Onun ahlakını hayatına nakşedip tam bir Rabıta haline bürünmesi ve bu şekilde ittiba etmesidir. Yoksa Mürşid hergün kendisini düşündürme egosunda değildir. Bu eğtimin bir parçasıdır ilerde Müridi Tefekkür Murakebe Müşahede gibi amellere götürecek ön çalışmadır. İşte bu örnekte olduğu gibi kardeşlerim Mürid Mürşidinin izinde gitmeli ama Mürşidini haşa İlahlaştırmamalıdır.

Müridin Mürşide en büyük edebi Onun bildirdiklerini almak hal ve hareketlerini hayatına yansıtmak ve O varmışcasına hayatını idame ettirmektir. Bu şekilde hareket eden bir Mürid Mürşidin yanında yokkende aynı edebi muhafaza etmeyi bilir. Mürşidini incitmemenin yolu da burdan geçer. Zira bugün hakiki Mürşidlerin tebliğsi de bu yöndedir. Her zaman Şeriatı Sünneti ve Edebi ön planda tutar ve insanları buna sevk ederler.Buda demek olurki Mürid odurki Mürşidin verdiğini alıp ona göre hareket edendir.

Tasavvufta bu zaman kadar verilen eserler anlatılan olaylar manevi haller etkileyici olduklarından Mürşidleri biraz farklı görmeye yöneltmiştir insanları, oysa bu sadece yaşanılan yada başka bir tabirle bir kısım insana Allah c.c tarafından hediye edilen güzelliklerdir. Yoksa aslolan değildir. Bu durumdan dolayı olsa gerek Mürşidi tam olarak bir yere oturtamayan bir çok Mürid ile karşılaşmaktayız Mürşidi her zaman harikulade haller sergileyen her zaman bir keramet gösterecekmiş gibi onu bekleyen Mürşidin Üzerindeki elbiseye yediği yemeğe kadar bir çok olayda esrarengizlikler bekleyen insanlar dır bunlar. Oysa Mürşidlerin en büyük kerameti mucizesi harikulade halleri yine haydarı kerrar hocamın deyişi ile “ Şeriattan Sünnetten hatta bırakın bunları Edepten dai asla taviz vermemeleridir.” İşte Müridin arayacağı özellik bundan gayrı olmamalıdır.

Tasavvufta da Müridin Mürşidine karşı zahiren bir çok edebi vardır. Mürşid ziyaretinde ki edebi Mürşidin bulunduğu ortamdaki edebi ve bağlı olduğu Mürşidinin yolunu muhafaza edebi bunlardan bazılarıdır. Bu konuda Şah Haznenin Müridlerine hep gıpta etmiştirim onları tarif ederken “asla başlarını yerden kaldırmazlardı” derler. Mürşide bağlılık bu olsa gerekki leke getirmemek için Onun hali ile hallenmeye çalışıp edebi muhafaza etmektir.

Evet acizane bir kaç satır karaladık dediğimiz gibi kardeşlerim edebi ilmi yazılar yeterince mevcut istiyoruz ki halk dili ile sizlere bir kaç satır yazalım inşaallah affınıza sığınırız üslubumuzda hata etti isek...

Allah c.c. bizleri Kuran ve Sünnetten ayrılamayan ve devamlı olarak bunu tebliğ eden Allahı c.c. kula kuluda Allaha c.c. sevdiren, masivadan uzaklaştırıp hakka yönelten ve işleri insanları Dünyadan çözüp Allaha c.c. bağlamak olan Mürşidler ile karşılaştırsın ve Onların kapısında ecelimiz gelene kadar ayırmasın...amin ya Mucib

Bir dahaki sayıya kadar vesselam veddua velmahabbe

alıntı...