Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Tasavvuf-Tarikat (https://www.forum.medineweb.net/647-tasavvuf-tarikat)
-   -   Evvela şunu bileceğiz. Tarikat günül işidir. Herkesin inanması şart değildir (https://www.forum.medineweb.net/tasavvuf-tarikat/3543-evvela-sunu-bilecegiz-tarikat-gunul-isidir-herkesin-inanmasi-sart-degildir.html)

sakin 24 Mayıs 2008 18:01

Evvela şunu bileceğiz. Tarikat günül işidir. Herkesin inanması şart değildir
 
Efendiyi Dinliyorum

Efendiyi dinliyoruz ama anlamıyoruz. Kimi dinlediğimizi iyi bilelim. Senin genç delikanlı oğlun diploma aldı ama ateist (dinsiz) oldu. Buna razı oluyor musunuz? Yok. İşte o sohbetini dinlediğimiz Efendi Hazretleri, bütün ümmeti Muhammed’e, senin kendi oğluna merhametinden daha merhametlidir. Efendi Hazretleri’nden çeşitli âyetlerin nüktelerini (inceliklerini) dinliyorsunuz. Bunları dinlerken “Ben bu ilimleri iyi öğreneyim de başkalarına söylerim” diye öğreniyorsan, bu ilmin faydası sana azdır. Allah için okuyanlar ve Allah için o ilimle amel edenler müstesnadır. Muhlis olan kimse nefsinin esaretinden azat olmuştur. Bütün Peygamberler muhlis idiler. Ümmetleri de o noktaya doğru tâbi olmakla muhlis olurlar. Sırf Allah rızası için çalıştığımız her şey muhlis olur. Gaye o noktaya doğru gayret sarf edecek adımlar atmaktır.
Vaazcı odur ki, cemaatini sınıf sınıf kabul eder. Cemaatin içerisinde 40 seneden beri dinleyenler var. Ben ise 35 seneden beri Efendiyi dinliyorum. O halde konuşacağımız zaman bazen acemi, bazen de nükteli konuşacağız. Konuştuklarımızın bazıları kapalı olur, o 40 senelikler içindir.
Bazılarını da acemice geçeceğiz, o da yeniler içindir. Sizin gönlünüzde ne ihtiyaç varsa ona göre konuşulur. Eğer sen 50 senelik müride isen, senin gönlünde daha çok feyiz var, diğerlerinin irşadına vesile olur. Bazen bir köye düğün sohbetine gidersiniz, çok kalabalıklar vardır fakat hiç konuşamazsınız. Çünkü o sohbeti dinleyenler, ya katı kalplidirler veya kalbten inkâr ediyorlar. Bazen de az bir cemaate gidersiniz, daha güzel konuşursunuz. Çünkü orada dinleyenler de ihlâslı kimselerdir...
Evvela şunu bileceğiz. Tarikat zevkî bir iş. Herkesin inanması şart değildir. Çünkü tarikat farz, vacip değildir, kabul etmezse kâfir olmaz. Yalnız bir insan tasavvufu kabul etse ne olur, kabul etmese ne olur? Şöyle bir misal veriyim daha iyi anlaşılması için: Seneler önce fırınlarda yumuşak ekmek çıkmadan evvel, mısır ekmeği yeniliyordu. Bu mısır ekmeği yumuşak olsun diye soya (ballı) fasulye katıldı. Bu ekmeğe soya fasulyesi katılmayınca çok sert olurdu. Hatta bazı arkadaşlar diyorlar ki, annem bize o ekmeği testere ile kesip verirdi. Bu ekmeğin kabuklarını yemek çok zordur. Onu yerken insanın boğazı incinir. Bu ekmeğin kabuklarını saatlerce ağzında evirip çevireceksin ki yumuşasın. Bir bu ekmeği yemeği düşünün bir de; yumuşak ekmek üzerine yağ, reçel, bal sürülmüş onu yiyiyorsun. Bu iki ekmeği yemek aynı mı? Yok. İşte tarikat sahibi olmayana, şeriatın emir ve yasakları, yani farzı, vacibi, sünneti, müstehabı, edepleri sanki o kuru ekmeğin kabuğunu yercesine zor geliyor. Ama tarikat adamına ise; o farzı, vacibi, sünneti, müstehabı, edepleri yapmak haramlardan, mekruhlardan kaçmak, o yumuşak ekmeğin üzerine yağ sürülmüş ekmeği yemek gibi gelir.

Şimdi birçok gençler “Öğlen namazının sünnetlerini kılmasam ne olur? Bu Kur’ân’da var mıdır?” diyorlar. Böyle demelerinin sebebi; Meşayıhın gönlünden bunların kalbine feyiz gelmediğinden ve zikirden meydana gelen yumuşaklık olmadığından onların şer-i şerife karşı kalplerinde katılıklar var. Belki namazı bile terk edecek. Tarikat bu yumuşaklığa sebebtir. Onun için erbabından almak şartı ile kaidelerine riayet ederek tarikat lâzımdır. Bazı yanlış yollar var, onlardan bahsetmiyoruz. Resûlullah’dan sahabeye, sahabeden tabiine, tabiinden tebe-i tabiine öylece bugünümüze kadar elden ele gelen tarikattan bahsediyoruz. Birkaç âyet-i kerîme, hadis-i şerif okuyacağım. Bunlar tarikata işaret eder ama farz ve vacip olmasını ifade etmez:

Sonra onların izleri üzerine Peygamberleri gönderdik. Birde arkalarından Meryem’in oğlu İsa’yı gönderdik ve O’na İncil’i verdik. Ona tâbi olanların kalblerinde bir şefkat ve merhamet vücuda getirdik. Ve bir ruhbaniyet icat ettiler ki, onu onların üzerlerine yazmadık. Ancak Allah’ın rızasını aramak için bu icadı yaptılar. Sonra ona gereği üzere riayet etmediler. Artık onlardan iman edenlere mükâfatlarını verdik ve onlardan birçokları ise fasık kimselerdir”. (Hadid sûresi, 27. âyet-i kerîme.)
Peygamberleri hayatta iken İncil’i kimse değiştirmemişti. Sonradan peygamberleri aralarından çıktığı zaman saptılar. Ve kitaplarını değiştirdiler. Bizim peygamberimiz de ahirete gidince, bizimkiler de sapıttı ama bizde kitap değişikliği yok. Çünkü Allah onu koruyacağına söz verdi. Ancak “Kur’ân bu zamanda olmaz” diyorlar ve ona uymuyorlar.
İsa Aleyhisselâm’a iman edenler, insanlardan uzak olarak dünya işlerinden ayrılıp bir ruhbanlık sınıfı kurdular. Mevlâ buyuruyor, “Ben onlara bunu farz etmemiştim. Ama kendileri bunu yaptılar, bende kabul ettim.” Çünkü dinlerine muhalif değil. Kendi dinlerinden öğrendiklerini yapmak için mağaralara çekildiler. Daha ciddi yapalım diye, lakin birçokları niyetlerini devam ettiremediler, bozuldular. O sözlerine devam edenler mükâfatlarını aldılar. Bazıları da asi oldular, Mevlâ’yı teslis (Üçlediler:1.Baba, 2. Oğul, 3. Mukaddes ruh) ettiler. Bu âyeti ulema, tarikat misali olarak okuyor.
Ey iman edenler! Allah’ı çok zikredin”. (Ahzab sûresi, 41. âyet-i kerîme.) Bu ümmet şer-i şerifin bazı şeylerini vird edindiler. Dediler ki; “Resûlullah bize zikri öğretti biz de bunu kendimize vird edinelim.” Meşayıh da bu zikri tayin etti, tekkelerde buna riayet ettiler. Nakşibendi Hazretleri ve İmam-ı Rabbani Kuddise Sırruhu gibi adamlar yetişti. İsa Aleyhisselâm’ın kavminde olduğu gibi, bu ümmetten de aklını bozanlar oldu. Şeyh ve mürid olmadığı halde, şeyh ve müridlik tasladı. Dünya sevgisini azaltmak gerektiği halde çoğalttılar.

Tarikat, tarikata girmeden kişinin üzerine vacib değildir. Sen gelip de intisab edersen vacib olur. Onun için bizim tarikatta davet yok. Eğer sen bir kimseye zorla tarikat dersi aldırırsan, o da alıp da sonra yapmazsa yarın ahirette diyecek ki, “Ya Rabbi ben bu tarikatı alacak değildim. O beni zorladı da aldım.” Niye zorluyorsun? Ali Haydar Efendi Hazretleri demiş ki, “Bilsemki siz cagırdınız, sizin zorunuzla tarikat almaya geldi, derhal onu kovarım.” Sen ona istihareye yat dersin. O da yatar, istiharesi çıkınca karşılık yapılır, o da çıkınca o zaman alır. Birçokları gelip “Tarikatımızı yapamıyoruz” diye şikâyet ediyorlar. Nasıl tarikatını yapacaksın ki, hep dünyalık olanlarla konuşuyorsun. “Şimdi zikir zamanı değil” diyorlar. Anlamadım, bu zaman zikir zamanı değil de ne zamanıdır? Acaba yemek zamanımıdır? Eğer yemek zamanı ise, üç gün önce Çukurbostan’da 4 ayaklılar o işi bizden iyi yaptılar.

Şehid Hızır Ali Muratoğlu Rha.

_bülbül_ 24 Mayıs 2008 21:13

Cvp: Evvela şunu bileceğiz. Tarikat günül işidir. Herkesin inanması şart değildir
 
Rabbim ifrat ve tefritten muhafaza kılsın Rabbim teala bulunmuş olduğumuız manevi nimetlerin kıymetini bilmeyi nasip kılsın inşallah

Verda_Naz 25 Mayıs 2008 00:15

Cvp: Evvela şunu bileceğiz. Tarikat günül işidir. Herkesin inanması şart değildir
 
tarikatlar yol gösterici
Allah dostlarıyla birlikte olmak onların yüzü suyu hürmetine affedilmek
bir tarikata baglı değilim su anda ben ama sofi olmak isterim acıkcası:)))


SAAT: 00:35

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306