Hutbe:Oruç
 

Hutbe - Oruç
Gün boyunca her türlü yeme ve içme gibi zati ihtiyaçların yasak olduğu göz önünde bulundurulursa ilk bakışta bazı meşakkatlerin yaşanacağı söz konusudur. Ancak Allah rızası için ifa edilecek böyle bir ibadet yerine getirilirken aynı zamanda Rahman ve Rahim olan Rabbimiz merhametiyle kullarına hem sabır hem de tahammül gücünü nasip edecektir. Allah’a inanan insanlar için Allah’ın kullarından istediği ibadetleri yerine getirmek kulların zoruna gitmez.

Muhterem Müslümanlar,
Cenab-ı Hakka hamdu senalar olsun ki bir Ramazan ayına ve bu ayda eda edilmesi farz olan Oruç ibadetinin tutulduğu mevsime ulaşmış bulunmaktayız. Önümüzdeki bir kaç gün içerisinde bu mübarek ve faziletlerle dopdolu günleri hep birlikte yaşamaya başlayacağız. Şimdiden bütün islam dünyası ve insanlığa hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyoruz.

Oruç, İslam’ın dört büyük ibadetinden birisidir. Üstün fazilet ve sonsuz bereketleri içinde taşır. Peygamber Efendimiz (as): "Oruç insanı Cehennem ateşinden koruyan bir kalkandır. Tıpkı sizi harpte ölüme karşı muhafaza eden bir kalkan gibi"(Nesâî, Savm, IV, 167)buyurarak oruç ibadetinin bu güzel özelliklerinden birisine işaret buyurmuştur. Bir kudsi hadis-i şerifte ise: “Oruçlu kimse benim rızam için yemesini, içmesini ve cinsi arzularını bırakmıştır. Oruç doğrudan doğruya bana edilen (riya karışmayan) bir ibadettir. Onun sayısız sevabını da, doğrudan doğruya ben veririm. Halbuki başka ibadetlerin hepsi on misliyle ödenmektedir"(Sahih-i Buharî, Hadis no: 897)buyurularak diğer ibadetlerde bulunmuyan güzel sıfatlarından bir kısmı ifade buyurulmuştur.

Aziz kardeşlerim,
Oruç ibadeti, Kameri takvim sisteminin kendisine has özel durumu nedeniyle her sene on gün öncesine gelerek, yılın her ay ve mevsiminde tutulur. Dolayısı ile, bazen eksi 20 derecede oruç tutulurken, bazen de artı 40 derecelerde eda edilir. Bazen tatil dönemine gelirken, bazen da iş dönemine denk gelir. Dolayısı ile yılın her mevsiminde oruç tutmak nasip olur. Bu seneden itibaren içinde yaşadığımız coğrafyada uzunca bir süre oruç ayları yaz dönemine denk gelecektir. Hem uzun günlerde hem de iş ve okul mesailerinin ara vermediği günlerde oruçlar tutulacaktır. Gün boyunca her türlü yeme ve içme gibi zati ihtiyaçların yasak olduğu göz önünde bulundurulursa ilk bakışta bazı meşakkatlerin yaşanacağı söz konusudur. Ancak Allah rızası için ifa edilecek böyle bir ibadet yerine getirilirken aynı zamanda Rahman ve Rahim olan Rabbimiz merhametiyle kullarına hem sabır hem de tahammul gücünü nasip edecektir. Allah’a inanan insanlar için Allah’ın kullarından istediği ibadetleri yerine getirmek kulların zoruna gitmez. Allah’ın dinini yaşamak zor değildir. Çünkü Allah (cc) Kur’an’ında “Dinde sizin için bir zorluk kılmamıştır.” (Hac Suresi, '78. O, sizin için kulakları, gözleri ve gönülleri yaratandır. Ne de az şükrediyorsunuz!

وَهُوَ الَّذِي أَنشَأَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْأَبْصَارَ وَالْأَفْئِدَةَ قَلِيلًا مَّا تَشْكُرُونَ
, 'Sure: Mü´minûn Sûresi Ayet: 78');buyurarak, dininin insan fıtratına uygun olduğunu haber verilmiştir.

Değerli kardeşlerim,

Bu sene oruç ibadetimiz, tam da okulların başladığı ve izinden hemen sonra başlayan hızlı mesai dönemine denk düşecektir. Gündüzler uzun, geceler halen epeyce kısa bir mevsim olacaktır. Yatsı namazları epeyce geç, o nisbette de sahurla yatsı arası kısa olacaktır. İşe gidecek işçilerimiz ve okula gidecek öğrencilerimiz, hem iş ve ders hem de istirahat noktasında belki biraz zorlanacaklardır. Ancak yukarda ifade ettiğimiz gibi Rabbimiz Teala Hz.leri sabrını ve ecrini verecektir.

Bunun yanında hocalarımız teravih sohbetlerini uzatmadan ve sünnet çerçevesinde teravih namazlarını pratikçe kıldırarak bu kardeşlerimize yardımcı olacaklardır. Zaten yatsı namazından sonra öyle uzun boylu oturmak sünnete de muahlif olduğu için bu işçi ve öğrenci kardeşlerimiz, süratle istirahata çekilecekler, sahur vaktinde de mümkün mertebe sahur saatinin sonuna doğru yeme ve içme ihtiyaçlarını giderecekler, imsakle birlikte sabah namazlarını kılacak ve iş ve okul saatine kadar tekrar istirahat edebileceklerdir. Bilhassa çalışan kardeşlerimiz, iş şartlarına göre, serinleme ihtiyacı hissettiklerinde de abdest alarak veya başlarına soğuk su dökerek rahatlamaya çalışabileceklerdir. İş ve okul saatlerinin dışında da istirahat edebileceklerdir. Zaman zaman “orucu uykuya tutturuyorsunuz” diyenler çıksa da bunların bir ilmi değerinin olmadığını kardeşlerimiz bilmelidirler. Oruçlu iken uyumanın hiçbir mahsuru yoktur. Yeter ki namaz vakitlerine riayet edilsin. Okul ve iş yerlerinde de kendilerine sataşmak isteyenlere de Peygamber Efendimiz (as)’ın şu mübarek sözü ile mukabelede bulunsunlar: “Ben oruçluyum” (Sahih-i Buharî, Hadis no: 897).


Allah (cc), Ramazan ayımızı feyizli ve bereketli kılsın, oruç ve sair ibadetlerimizi dergahında kabul buyursun.

IGMG İrşad Başkanlığı