Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Tefsir Çalışmaları (https://www.forum.medineweb.net/199-tefsir-calismalari)
-   -   Kur’an’ın nazmındaki cezalet harikadır (https://www.forum.medineweb.net/tefsir-calismalari/21366-kurve8217anve8217in-nazmindaki-cezalet-harikadir.html)

MusabBinumeyr 05 Mart 2012 19:41

Kur’an’ın nazmındaki cezalet harikadır
 
Kur’an’ın nazmında bir cezalet, yani ayetlerin tertip ve düzeninde bir güzellik vardır ki, beşer sözünde bu güzellik bulunmaz. Bu güzelliğin binlerce numunesi Kur’an’da mevcuttur. Bizler iki misalle Kur’an’ın nazmındaki güzelliği göstereceğiz:

وَلَئِن مَّسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِّنْ عَذَابِ رَبِّكَ (Enbiya: 46)

Allah-u Teala bu ayette, azabın dehşetini göstermek için, en azının şiddetli tesirini göstermek ister. Yani “bırakın azabın dokunmasını, azabın bir esintisi bile dokunsa onlara yeter.” Demek ki ayet, azabın bir parçasını ifade ediyor ve büyüğünü düşündürmekle tehdit ediyor.
İşte Kur’an’ın nazmındaki güzelliğe bakın ki, ayetin bütün kelimeleri o azlığa bakıp, manaya kuvvet verecek şekildedir;
-Lein lafzı; Arapça da teşkik yani şüphe edatıdır. Şüphe ise azlığı ifade eder.
-Mess lafzı; “azıcık dokunmak” manasındadır ki, yine azlığı ifade eder.-Nefhatün lafzı; Bu kelimenin manası “bir esinti, bir kokucuk” olup azlığı ifade ettiği gibi, sîgası da “bire” delalet eder. Demek bu lafız hem mana hem sîga cihetiyle azlığa işaret eder.
-Min lafzı; Arapça da “teb’iz” edatıdır. “bir parça” demektir. Demek bu edat da azlığı ifade eder.
-Rabbike lafzı; Allah bu ayette kendisini “Rab” ismiyle beyan buyurmuş. Bu isim, kahhar (kahreden), cebbar ( istediğini mutlak yapan azamet sahibi), mûntakim (intikam alan) isimlerine bedel, yine şefkati ve merhameti hissettirmekle, azlığa işaret ediyor. Allah, diğer isimlerinden birini burada zikir edebilecek iken ayetin umum manası “az bir azaptan” bahsettiği için” azlığı ifade edecek rab ismiyle beyan buyurmuştur.
-Ayet bu bütünlük ile şu manayı ifade eder “ bu kadar az bir azap böyle tesirli ise, azabın kendisi ne kadar dehşetli olur kıyas edin,”
İşte gördüğünüz gibi ayette geçen her kelime manaya kuvvet verecek şekilde gelmiştir. Adeta her bir kelime kendi lisanıyla umum manaya kuvvet verir ve onu takviye eder. Beşer sözünde ise böyle ince nükteler olmaz.
Şimdi öyle bir cümle kuracaksınız ki, kısa olsun, üç kelimeden oluşsun ve bu üç kelimede yedi farklı hüküm olsun. Ve kelimenin her bir hecesi bu manalara kuvvet versin.
Böyle bir cümle kurmak, beşerin kuvvetinin üstündedir. Beşerin en dâhi edipleri bile bunu yapamamıştır. Nerede kaldı ki bunu ümmî olan, okuma yazma bilmeyen bir zat yapabilsin?
Şimdi ikinci misalimiz:

وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنفِقُونَ(Bakara: 3)

Sadakanın ve zekâtın kabulü için bazı şartlar vardır ki, bu ayet, bu kısa ifadesiyle bütün bu şartları beyan eder:
1- Sadakayı vermekte israf etmemek ve sadakaya muhtaç olacak şekilde sadaka vermemek: Bu manayı ayetin başındaki “mimmâ” lafzındaki “min” ifade eder. “min” teb’iz edatı olduğundan azlığı ifade ederek, bütün malın sadaka olarak verilmemesi ve sadakaya muhtaç olunmamasını beyan eder.
2- Başkasından alıp, başkasına vermek değil, kendi malından vermektir: Bu şartı da “mimmâ” lafzının takdimi yani ayetin başında gelmesi ifade ediyor. Yani “size rızık olandan veriniz, başkasının rızkından değil”
3- Sadakayı verirken başa kakmamak ve minnet beklememektir: Bu şarta “razeknâ” (biz rızık verdik) lafzı işaret eder. yani “ben size rızkı veriyorum. Rızkın sahibi benim. Sizler benim malımdan, benim kuluma vermektesiniz. Bundan dolayı başa kakmaya ve minnet beklemeye hakkınız yoktur”
4- Fakirlik korkusuyla sadaka terk edilmemelidir: Bu manayı “razeknâ” da ki “nâ” işaret eder. Rızkın “nâ” ya isnadı fakirlikten korkulmamasına işaret eder. Yani “biz verdik, bizim ise hazinelerimiz bitmez ve vermekle tükenmez”
5- Sadaka öyle adama verilmeli ki, nafakasını ve geçimini temin etsin, yoksa zevke, eğlenceye ve haram şeylere sarf edenlere sadaka olmaz: Şu şarta “yunfikûn” lafzındaki “nafaka” ifadesi işaret eder. Zira nafaka: geçim için lüzumlu olan şey manasındadır
6- Sadaka sadece mala münhasır değildir, ilimle, fiille, söz ile nasihat ile de olur: Bu manaya “mimmâ” lafzındaki “mâ” ile, rızkın mutlak bırakılması yani rızık türünün belirtilmemesi işaret eder. Zira türünün belirtilmemesi, bütün rızıkları içine alır.
7- Sadaka Allah namına verilmelidir: Bu şartı da “razeknâ” ifade ediyor. Yani “mal benimdir, benim namımla vermelisiniz.”
İşte sadakayı ifade eden şu kısacık cümlede, sadakanın 7 şartına birden işaret edilmiş.
Ayetteki kelimeler bu şartları beyan edecek şekilde seçilmiş. Hâlbuki beşer böyle ince nükteleri kelamında düşünemez. Kur’an’ın nazmında ki güzelliği beyan edebileceğimiz yüzlerce ayet var. Bizler bu bahsi bu iki misalle kapatarak Kur’an’ın manasındaki belagatın ne kadar harika olduğu bahsine geçiyoruz.


SAAT: 16:05

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320