Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Tefsir Çalışmaları (https://www.forum.medineweb.net/199-tefsir-calismalari)
-   -   Kevser süresinin tefsiri (https://www.forum.medineweb.net/tefsir-calismalari/2681-kevser-suresinin-tefsiri.html)

Emekdar Üye 09 Nisan 2008 00:40

Kevser süresinin tefsiri
 
KEVSER SURESİ

Rahman ve Rahim ALLAH´ın Adı ile

Kevser Suresi üç âyettir ve Mekke´de nazil olmuştur.[1]

Rahman ve Rahim olan ALLAHın adıyla.

1 Ey Muhammed, şüphesiz biz sana "Kevser"! verdik.

Âyette zikredilen "Kevser" kelimesinin ne demek olduğu hususunda müfessirler çeşitli görüşler zikretmişlerdir.

Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Abbas, Hz. Aişe, Enes b. Malik, Mücahid ve Ebuî Âliye "Kevser"den maksadın, ALLAH tealanın, cennette Resulullaha verdiği bir ırmak olduğunu söylemişlerdir. Taberi de bu hususta, Enes b. Malik, Abdullah b. Ömer ve Üsame´den rivayet edilen hadislere dayanarak, doğru olanin bu görüş olduğunu söylemiştir.

Enes diyor ki:

"Resulullah (s.a.v.) Miraç için göğe çıkaraldığmda dedi ki: "Ben bir nehirin başına vardım. Onun iki kehan da içi delik incilerden meydana gelen kubbelerdi. Dedim ki: "Ey Cebrail bu nedir?" Cebrail, "Bu, ALLAHın sana verdiği kevserdir." dedi.[2] Enes diğer bir rivayette de şöyle diyor:

"Resulullah buyurdu ki: "Ben cennette yürürken önüme bir nehir çıktı. Onun iki kenarı da inci kubbelerinden ibaretti. Meleğe dedim ki: "Bu nedir?" Melek: "İşte bu, ALLAHın sana verdiği kevserdir." dedi. Sonra melek elini nehirin toprağına uzatıp ondan misk çıkardı. Sonra ben, Sidretül Müntehaya yükseltildim. Orada büyük bir nur gördüm."[3]

Diğer bir rivayette de Enes şöyle diyor;

"Resulullah (s.a.v.)den "Kevser nedir?" diye soruldu. Rçsujuliah: O bir nehirdir. ALLAH onu bana cennette verdi. O, sütten daha beyaz, tatlan üatı^ı*ıui,´ı dır. Orada kuşlar vardır ki onların boyunları, develerin boy"gibidirÖmer: "Ey ALLAHın Resulü, o kuşlar hoştur." dedi. Resulullah: "W umer, onun yemek daha hoştur." buyurdu.[4]

Başka bir rivayette Enes diyor ki:

"Resulullahtan Kevser soruldu. O da buyurdu ki: "O, Aılatı azze ve cel" le´nin bana, cennette verdiği bir nehirdir. Toprağı misktir. Suyu sütten daha beyaz ve baldan daha tatlıdır. Ondan kuşlar su içmeye gelir. Onl^nn boyunları deve boyunları gibidir." Ebubekir: "Ey ALLAHın Resulü, bunlar ho$ şeylerdir." dedi. Resulullah: "Onlan yemek daha hoştur." buyurdu.[5]

Abdullah b. Ömer, Resulullahm şöyle buyurduğunu rivi>yet etmiştir:

"Kevser, cennette bir nehirdir İki kenan altından, yatağı ise inci ve yakuttandır. Toprağı miskten daha güzel kokulu, suyu baldan daha tatlı ve kardan aha beyazdır."[6]

Ebu Ubeyde diyor ki:

"Ben Aişe´den, ALLAH tealanın: "Ey Muhammet], şüphesiz biz sana Kevseri verdik." kelamını sordum. O dedi ki: "O, peygamberinize verilen bir nehirdir. Onun iki kenarında içi delik inciler vardır. Kaplan, gökteki yıldızların sayısı gibidir."[7]

Üsame b. Zeyd diyor ki: "Bir gün Resulullah, Hamza b. Abdülmuttalib´in yanına vardı. Onu bulamadı ve hanımından sordu. Hanımı Neccar oğullanndandı. Hanımı dedi ki: "Babam sana feda olsun. Sana gelmek üzere şimdi çıktı. Sanınm ki Neccar oğullarının sokaklarında sana rastlamadı. Ey Allanın Resulü, içeri buyurmaz mısın?" Resulullah içeri girdi. Kadın ona "Hays" yemeği ikram etti.[8] Resulullah ondan yedi. Kadın: "Ey Ali ahin Resulü, sana afiyet olsun. Sen geldin, eğer sen gelmeseydin ben sana gelip seni tebrik etmek istiyordum. Ebu Umare bana dedi ki: "Sana, cennette Kevser denen bir nehir verilmiş." Resulullah: "Evet, onun toprağı yakut, mercan, zeberced ve incidir." buyurdu.

Diğer bir kısım müfessirler kevserin, cennette bir havuz olduğunu söylemişlerdir. Bu görüş, Ata´dan nakledildimşitr. Cennetteki havuz hakkında bir çok hadisi şerif rivayet edilmiştir. Bu havuzun kevser nehirinden kaynaklandığı şu hadisi şeriften anlaşılmaktadır:

Enes diyor ki:

"Bir gün Resulullah aramızda bulunurken uyukladı. Sonra başını gülümseyerek yukarı kaldırdı. Dediki ki:"Ey Allanın Resulü, seni güldüren nedir?" Resulullah: "Şimdi bana bir sure ^indirildi." dedi. ye Besmele çekerek: suresini okudu. Sonra: "Siz Kevserin ne olduğunu biliyor musunuz?" dedi. Dedik ki: "ALLAH ve Resulü, daha iyi bilir." Resulullah: "O, aziz ve celi! olan rabbbimin bana vaadettiği bir henirdir. Onun başında çokça hayırlı şeyler vardır. O, bir havuzdur. Kıyamet gününde ümmetim ondan su içmeye gelecektir. Onun su içme kapları yıldızların sayısı kadardır. Ümmetimden bazı kullar, tutulup o nehirden uzaklaştmlacaklardır. Ben diyeceğim ki: "Ey Rabbim, o benim ümmet imdendir. Rabbim diyecek ki: "Ümmetinin senden sonra neler ic ad ettiklerini bilmiyorsun."[9] Hadisin diğer bir rivayetinde: "O nehirin üzerinde havuz vardır."[10] ifadesi bulunmaktadır. Bu da havuzun, Kevser nehirinin bir bölümü olduğunu ortaya koymaktadır.

Başka bir kısım müfessirier ise "Kevser"den maksadın, "Çok hayırlı şeyler" demek olduğunu zikretmişlerdir. Bu görüş, Abdullah b. Abbas.Said b. Cübeyr, Mücahid ve Katade´den nakledilmiştir. Said b. Cübeyr, Abdullah b. Abbas´ın, Kevser´den maksadın, ALLAH tealanın, Resululİaha verdiği hayırlı şeyler olduğunu rivayet etmesi üzerine Ebu Bişr, Said b. Cübeyr´e: "İnsanlar, Kevser´in, cennette bir nehir olduğunu sanmaktadırlar." demiş Said de "Cennetteki nehir de Allanın, Peygamberine verdiği hayırlı şeylerdendir." demiştir.[11]

İkrime ve Mücahid´in, Kevser´den maksadın, "Çokça hayırlı şeyler "Kur´anı Kerim" ve "Hikmet" olduğunu söyledikleri rivayet edilmektedir.[12]

2 Öyleyse rabbin için namaz kıl, boğazla, (kurban kes)

Müfessirler, ALLAH tealanın bu âyette Resulullaha, kılmasını emrettiği namazın hangi namaz olduğunu ve "boğazla" diye tercüme edilen "Venhar" emrinden neyin kasdedildiği hakkında çeşitli görüşler zikretmişlerdir.

a Buradaki "Namaz kıl" ifadesinden maksat, "Sana farz kılman namazlara devam et." demek, "Venhar" emrinden maksat ise "Sağ elini sol elinin üzerine koyup göğsünün üstünde el bağla." demektir. Bu izah tarzı Hz. Ali ve Ebul Kamus´tan rivayet edilmiştir.

b "Namaz kıl" emrinden maksat "Farz namazlarını kıl" demektir. "Venhar" ifadesinden maksat ise "Namaza başlarken iftitah tekbirinde ellerini göğsüne kaldır." demektir. Bu görüş Ebu Cafer´den nakledilmiştir.

c "Namaz kıl" ifadesinden maksat, "Farz namazlarını kıl" demektir. "Venhar" ifadesinden maksat da "Kurban kes" demektir. Bu görüş, Mücahid, Ata, İbni Abbas, Said b. Cübeyr ve Hakem´den nakledifmektedir. Ata, Hakem, Said b. Cübeyr ve Haccac, buradaki namazın, sabah namazı olduğunu söylemişlerdir.

d "Namaz kıl" ifadesinden maksat, "Kurban bayramında bayram namazını kıl" demek "Venhar" ifadesinden maksat ise "Kurban kes" demektir. Bu görüş, Enes b. Malik, Ebu Cafer, İklime, Rebi´ b. Enes, Ata b. Yesar, Hasanı Ba.sri, Kaîade ve diğer âlimlerden nakledilmiştir

Emekdar Üye 09 Nisan 2008 00:41

Cvp: Kevser süresinin tefsiri
 
e "Namaz kıl" ifadesinden maksat "Sadece ALLAH için namaz kıl "Venhar" ifadesinden maksat da "Sadece ALLAH için kurban kes" demektir. Bu görüş, Muhammed b. Ka´b el-Kurezi´den nakledilmektedir. O, Kevser suresini izah ederken şöyle demiştir: "Bir kısım insanlar, ALLAHtan başka şeyler için namaz kılıyor ve ondan başka şeyler için kurban kesiyorlardı. ALLAH teala bu sureyi indirerek buyurdu ki: "Madem ki biz sana Kevser´i verdik, o halde ey Muhammed, namazın ve kurbanın ancak benim için olsun." Taberi de bu görüşü tercih etmiş, âyeti kerimenin, Resulullaha verilen nimetlerden sonra zikredildiğini bu itibarla verilen nimetler karşılığında ALLAHa şükrederek sadece onun rızası için namaz kılması ve onun rızası için kurban kesmesi emredilmiştir. Âyeti genel manada alıp namazı belli bir namaza, kurbanı da belli bir kurbana tahsis etmenin uygun olmadığını zikretmiştir.

f "Namaz kıl" ifadesinden maksat, "Hudeybiyede namaz kıl", Kurban kes" ifadesinden maksat da "Hudeybiyede kurban kes." demektir. Bu görüş, Said b. Cübeyr´den nakledilmiştir. Said b. Cübeyr bu âyeti izah ederken şöyle demiştir: "Hudeybiye gününde Cebrail Resulullaha geldi ve "Kurban kes geri dön" dedi. Bunun üzerine Resulullah kalkıp Ramazan ve kurban bayram hutbesini okudu.[13] Sonra iki rekat namaz kıldı, daha sonra da kurbanlarını kesti.

g "Namaz kıl" ifadesinden maksat, "Herhangi bir namazı kıl" demek, "Venhar" ifadesinden maksat da "ALLAHtan iste" demektir. Bu görüş, Dehhak´tan nakledilmiştir.

h "Namaz kıl" ifadesinden maksat, "Herhangi bir namazı kıl" demek "Venhar" ifadesinden maksat da "Göğsünü kıbleye çevir" demektir. Bu görüş, de bir kısım lügat âlimlerinden nakledilmiştir.[14]

3 Şüphesiz ki asıl soyu kesik olan, sana buğuz edendir.

Ey Muhammed, şüphesiz ki en şerli, en aşağı ve soyu kesik olan, sana buğuz eden ve sana düşmanlık edendir.

Âyette sıfatları zikredilen bu kişinin kim olduğu hakkında farklı rivayetler zikredilmiştir.

Abdullah b. Abbas, Said b. Cübeyr ve Katade´den nakledilen bir görüşe göre bu kimse, Âs b. Vail es-Sehmî´dir. Bu kişi, Resulullah hakkında şöyle demiştir: "Ben Muhammed´i sevmiyorum. O, zelil bir kimsedir, soyu kesiktir." İşte âyeti kerime bu hususu beyan etmektedir.

Şemr b. Atiyye´den nakledilen diğer bir görüşe göre bu kimse, Ukbe b. Ebi Muayt´tır. Ukbe, Resulullahın erkek çocuğunun yaşamadığını bu sebeple onun soyunun kesik okluğunu söylemiş, ALLAH teala da bu âyeti indirmiştir.

Abdullah b. Abbas ve İkrime, bu âyette sıfatlan zikredilenin, Kureyşten bir topluluk olduğunu söylemiştir. İkrime diyor ki: "Ka´b b. el-Eşref Mekke´ye geldi. Mekkeliler ona: "Biz mi daha hayırlıyız yoksa kavminden kopmuş olan bu soyulmuş hurma ağacı mı? (Muhammed mi?) Biz, Hacılara ev sahipliği yapan kimseleriz. Develerin kurban edildikleri yer bizim elimizdedir." dediler. Ka´b b. el-Eşref de: "Siz daha hayırlısınız." dedi. Bunun üzerine ALLAH teala, Ka´b hakkında "Kendilerine kitaptan bir pay verilenleri görmüyor musun. Onlar puta ve tağuta inanıyorlar. Ve inkar edenlere: "Bunlar, iman edenlerden daha doğru yoldadır." diyorlar.[15] âyetini indirdi. Resulullahın aleyhinde konuşan Kureyşliler hakkında da "Şüphesiz ki asıl soyu kesik olan sana buğuz edendir." âyetini indirdi. Bu haber, Abdullah b. Abbas´tan da rivayet edilmektedir.

İlerime bu âyetin izahında şunları da söylemiştir: "Resulullaha vahiy gelince Kureyşliler: "Muhammed bizden koparıldı, tek bırakıldı, dediler. Bunun üzerine: "Şüphesiz ki asıl soyu kesik olan, sana buğuz edendir." Yani, Resulullahı soyu kesilmekle itham edenin soyu kesiktir." âyeti nazil oldu.

Taberi, âyeti kerimenin, genel anlamda alınmasının daha uygun olacağını, Resulullaha her buğuz edenin, zelil, hakir ve sonu güdük olduğunu söylemenin daha uygun olacağını zikretmiştir.[16]


SAAT: 15:00

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306