![]() |
Kur’an’ın Üslup Özellikleri Kur’an’ın Üslup Özellikleri Kur’an üslup bakımından öyle üstün bir özelliğe ve güzelliğe sahiptir ki, beşeri eserlerde bu tarz bir güzelliğe rastlamak asla mümkün değildir:
özetler muhsin demirci tefsir usulü kitabından alıntıdır |
Cevap: Kur’an’ın Üslup Özellikleri B. MÜBHEMÂTU’L-KUR’ÂN Mübhem kelimesi sözlükte algılanması ve anlaşılması zor olan şey, kendisiyle ne kastedldiği açık ve belirli olmayan söz manasına gelir. Terim olarak: ‘insan, melek ve cin gibi varklıkların yahutta bir topluluk veya kabilenin, Kur’an’da açıkça değil, ism-i işâretler, ism-i mevsuller, zamirler, cins isimleri, belirsiz zaman zarfları ve belirsiz mekân isimleriyle zikredilemesi’dir. Mübhemât ilminin tedvini VI. hicrî asırda olması bakımından diğer Kur’an ilimleri içerisinde en son sırayı aldığı söylenebilir. Mübhemâtın Kur’ân’da Yer Almasının Sebepleri
Mübhemâtın belirlenmesinde ilk akla gelen kaynağın Kur’an olduğundan şüphe yoktur. Ancak gerek sahâbî ve gerekse tâbıûn müfessirlerlinden isrâiliyata meyledenler, Tevrât’ı da bu alanda kaynak olarak kullanmışlardır. Bir diğer kaynakta tarihtir. Çünkü mübhematla ilgili husuların büyük bir bölümü tarihte geçen olaylar ve o olayların geçtiği mekânlar ve kahramanlardır. Sahabe nakilleri mübhematın belrilenmesinde bir kaynak niteliği taşımaktadır. Tabiûn nakilleride göz önünde bulundurmak gerekir. Ancak hemen belirtmemiz gerekir ki, Tevrat, Tarih ve bu iki kaynağa dayalı olan tâbiûn nakillerini kesin doğrular olarak kabul etmeyip, onlara karşı her zaman temkinli yaklaşmak gerek. Kısaca; Mübhematla ilgili nakledilen rivayetlerin doğruluğu, alıntıların yapıldığı kaynaklara ve söz konusu rivayetinlerin sıhhatine bağlıdır. Bu yüzden mübhemat konusunda müşâhede ve semâya dayalı sahâbe nakilleri dışındaki kaynaklardan yaılan rivâyetler karşısında çok titiz davranılmalıdır. |
Cevap: Kur’an’ın Üslup Özellikleri C. GARİBU’L-KUR’ÂN Tanımı ve Önemi Garîb kelimse sözlükte, yurdundan uzak kalan; müphem ve kapalı olan anlamlarına gelmektedir. Garib lafız ise ‘az kullanılması sebebiyle manası sözlüklere başvurulmadan bilinemeyen kelimeler’ demektir. Kur’an’da, ilk önceleri kullanılırken daha sonra unutulan veya az kullanılan lafızlar olduğu gibi ekseriyetin kabul ettiği görüşe göre, diğer Arap lehçelerinden gelen ve yabancı dillerden alınıp Arapçalaştırılan kelimeler de mevcuttur. Mesela dağ manasına gelen الطورSüryanicedir. Bu tür kelimeler Kur’an’ın ilk muhatabı olan Arapların tamamı tarafından bilinmiyorudu. O yüzden oldukça erken sayılacak dönemlerde bu tür kelimeleri konu edinen bir ilim dalı ortaya çıkmaya başlamış oldu. Tarihi Seyri Hz. Peygamber (sav) tebliğ görevi dolayısıyla zaman zaman sahâbîlerin anlayamadıkları âyetleri tefsir ederdi. Ancak onun Kur’an’a dair beyanları kelime bilgisinden ziyade ayetlerdeki hükümlei açıklamaya yönelikti. Bundan dolayı olmalıdır ki sahâbîlerden bir kısım, bazı kelimelerin manalarını bilmediklerini itiraf etmişlerdir. Ashab içerisinde Kur’an tefsiri cihetiyle en önde yer alan İbn Abbâs bile bazı kelimelerin manalarını bilmediklerini açıklamıştır. Ayrıca denildiğine göre o, Kur’an’ın garipleriyle ilgili lafızlara mana verirken eski Arap şiirinden çok yararlanmış. Bu da gösteriyor ki garîbu’l-Kur’ân ile ilgili ilk faaliyetler sahâbe döneminde başlamıştır. Ancak bu dönemde İslâmî ilimler tedvin edilmediği için söz konusu ilim dalıyla ilgili bilgiler henüz şifâhî yolla naklediliyordu. Hicrî II. yüzyıla gelindiğinde tefsir ve diğer ilimlerle beraber garîbu’l-Kur’ân konusundaki bilgiler de yavaş yavas yazıya geçirilmeye başlandı. |
Cevap: Kur’an’ın Üslup Özellikleri D. VÜCÛH ve NEZÂİR Tanımı Vücûh, vech kelimesinin çoğuludur ve sözlükte zât, yüz, bir şeyin ön tarafı, mezhep, yol gibi manalara gelmektedir. Kavram olarak ‘bir kelimenin Kur’an’da farklı anlamlarda kullanılması’ demektir. Mesela, ez-Zerkeşî kitabında ‘el-hüda’ kafzubub Kur’an’da türevleriyle birlikte tam 17 ayrı manada kullanıldığı ifade etmektir: Beyân, Din, İmân, Dâvetçi, Peygamber ve kitap vs. Söz konusu edilen bu farklı manalar arasında mutlak surette bir anlam ilişkisi mevcuttur. Bundan dolayı vücûh, el-elfâzu’l-müşterek/müşterek lafızlar diye de adlandırılmıştır. Nezâir de, nazîrekelimesinin çoğuludur. Sözlükte şekil, tabiat, fiil ve sözlerdeki benzerlikler manasına gelir. Terim olarak: ‘Kur’an’daki farklı kelimelerin aynı anlamı ifade etmesine’ denilmektedir. Bundan dolayı el-elfâzu’l-mütevatıe/anlam beraberliği olan lafızlar da denilmiştir. Mesela cehennem, nâr, sakar, hutame ve cahîm gibi farklı kelimeler anlam itibariyle azâba delâlet etmektedirler. Yani vücûh da teaddüd/anlam çokluğu, nezâir de ise, teşabüh ve ittifak vardır. Vücuh manalar da, nezâir de lafızlarda söz konusudur. Vücûh ve Nezâir İlminin Önemi Vücûh ve nezâir ilmine konu olan lafızlara, muhtevâlarında bulunan manalar açısından tam bir netlik kazandırılamazsa, o durumda söz konusu lafızların yer aldığı nasların delâletlerini tam ve doğru bir şekilde anlamak mümkün olmaz. Herhangi bir kimse vücûh kavramının çerçevesi içerisine giren bir kelimeye her geçtiği yerde aynı manayı vermiş olsa, hatalı neticelerin doğmasına yol açabilir. Aynı şey nezâir içinde geçerli. İşte bu sebepledir ki İslâm bilginleri daha ilk dönemler (II. hicrî asırda) vücûh ve nezâir konusunda müstakil eserler kaleme almışlardır. |
Cevap: Kur’an’ın Üslup Özellikleri E. AKSÂMU’L-KUR’ÂN Anlamı ve Mahiyeti Aksam, kasem kelimesinin çoğuludur. Sözlükte kuvvet, sağ taraf, sağ el, ant ve yemin manalarına gelir. Terim manası ise: ‘bir kimsenin bir işi yapıp yapmaması veya bir olayın doğru olup olmaması konusundaki sözünü Allah’ın adını veya sıfatını zikrederek kuvvetlendirmesidir.’ Mezheplerin ittifakına göre Allah’tan başka hiçbir varlık üzerine yemin etmek câiz değildir. Yapılan yeminler bozulduğu takdirde, Mâide 89’da geçen cezalardan birini hak etmiş olur. Kur’an’daki yeminlere gelince: Kur’an’da söz konusu olan yeminler Allah’a ait olmakla birlikte birkaç âyette de Hz. Peygamber’e yemin etmesi emredilmiştir. Allah Teâlâ bazen kendi yüce ismine, bazen de Kur’ân’a, meleklere, kıyamet gününe, peygamberlere ve kâinattaki önemli varlıklara (şemş, kamer, necm, leyl vs.) yemin etmiştir. Allah’ın Kur’an’da yapmış olduğu yeminleri gruplandırabiliriz:
Kasemlerin Kur’an’da Yer Almasının Sebepleri Kaynaklar bize bu hususta üç sebepten söz etmektedirler:
Kur’an’daki yeminlerle ilgili olarak önemli bir nokta da, kasem fiilinin başına (لا) nefiy harfinin gelmesidir. Bu konuda müfessirlerin ileri sürdükleri farklı açıklamaları mevcuttur:
|
Cevap: Kur’an’ın Üslup Özellikleri ArO* Hocam bu bilgiler gerçekten çok değerli , isterdim ki 1. sınıf bahar döneminde sınava girmeden önce yararlanabilseydik. İnşallah bizden sonra ki ilahiyatçılar yararlanacaktır. :):) |
Cevap: Kur’an’ın Üslup Özellikleri Alıntı:
bunlar dhbt 2 konuları nurşan abla..dhbt için çalış 1.sınıf geçti artık :):) |
Cevap: Kur’an’ın Üslup Özellikleri Alıntı:
Doğru hocam bilgi hiç eskimiyor. Bir gün muhakkak karşımıza çıkıyor. Tekrar ArO* |
SAAT: 12:09 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.