inanmamak küfür olamaz!... merhaba sevgili arka-taşlarım! küfür;hakikatin üstünü örtmektir! burada delaletleri açısından 3 bilgi kategorisini çok kısaca açmak gerektiği kanısındayım! bu kategorilerimin meramı anlatabilme noktasında hayati öneme sahip olduğunun tekrar tekrar altını çizmek isterim! 1.HAKİKAT; önermenin doğruluğuna dair delaletinin %100 olması yani doğruluğu noktasında en ufak bir şüpheye mahal vermeyen önermedir! mesela ; birşey ya siyahtır ya siyah olmayandır! hakimin tarafsız olması! 2.ZAN ; önermenin doğruluğuna dair delaletinin %1 ile %99 arası olmasıdır! mesela;3 temel inancımız 1.Kuran-ı Kerim'in ALLAHIN sözü olması, 2.Muhammed (as)'ın ALLAHın elçisi olması, 3.Ahiretin varlığı 3.BATIL ; önermenin doğruluğuna dair delaletinin %0 olması yani yanlışlığı noktasında en ufak bir şüpheye mahal vermeyen önermedir! mesela; hakimin taraflı olması dolayısıyla inanmanın kendisi hakikat olmadığından,inanmamanın kendiside küfür olamaz! bu 3 temel inancı hakikat kabul eden varsa lütfen bunları bana %100 ispat etsin doğru olduğu noktasında!... konumuza bu minvalden devam edersek umuyorum ki HAKİKAT denizinin kıyılarında gezinebiliriz... |
Geçen konumuzda sitede oluşan sorundan ötürü devam edemedik İnşaAllah şimdi devam edeceğiz .... |
irfan; var olana razı olmaktır!.. vardır bundada bir hayr inşALLAH sevgili yitik sevda... |
sizlerden ricam cevap yazarken bahsettiğim 3 temel inancın-ahiret,kuran,peygamberlik- hakikat olup olmaması noktasında yoğunlaşmaya vuırgu yapmanızdır!.. yoksa bundan farklı konulara saparak esas konuştuğumuzu buharlaştırmayalım lütfen... not: önceki "atesitler kafir değildir!" konu başlığında ALLAHın varlığı/yokluğu üzerinde yoğunlaşmıştı ki bu esasa girmemize engel olmuştu! ki ALLAHIN var olduğu mutlak manada ispat edilmiş olsa bile ALLAHI ALLAH yapan en temel vasıf kendine yönelik yapılacak tüm yanlışlıkları/günahları AFFEDEBİLMESİDİR! ama sadece kendine yönelik kusuruları/yanlışları/günahları! yoksa insan/kul hakkını değil!... hiçbir durum yoktur ki ALLAHIN merhameti gazabının gerisinde kalabilsin!.. merhametlilerin merhametlisi ALLAHA emanetsiniz... |
Hakikat: Bir şeyin aslı, esası, mahiyeti gerçek doğru ile görülen duyulan aklederek neyin ne olduğunun ve ne ifade ettiğinin apaçık bilinmesidir. ----"Hiç, göklerin ve yerin yaratıcısı olan Allah(ın varlığından, birliğinden) şüphe edilebilir mi?" dediler----(İbrahim-10) Her şeyde Allah’ın varlığına, birliğine sıfatlarına apaçık deliller var olduğu halde, onun varlığından şüphe edilir ise onun aklının varlığından şüphe etmek gerekir. (Hem de) O'nun, sizin rabbiniz Allah olduğunu, mutlak ve nihai hakikat olduğunu bildiğiniz halde! Çünkü hakikat (terk edildik)ten sonra, geriye sapıklıktan başka ne kalır?Öyleyse, hakikati nasıl gözden kaçırabilirsiniz?" (Yunus-32) Hakikati inkara şartlanmış olanlar her zaman hakikati terk etmek veya verilen misalleri göz ardı ederek sapıklığa düşmektedirler. Ayeti kerimede Rabbimizin kim olduğu mutlak ve nihai HAKİKAT olduğunu bildiğiniz halde ayeti Hakikati hiçbir aklın reddedemeyeceğini açıkça izah etmektedir. İnanmadıklarını iddia edenler dahi dara düştüklerinde Fıtratın tanıdığı ve hiçbir zaman reddedemediği Rabbe yalvarır ve Eman diler bu Hakikat bütün insanlarda mevcuttur. Ayeti kerimeleri incelediğimizde özellikle HAKİKATİN anlayanlara delilleri ile apaçık anlatıldığı, Ölüden diri, diriden ölü çıkaran, sabahı ışıklandıran, geceyi sükunet olarak yaratan, güneşi ayı hesap üzere yaratan, karada ve denizde karanlıklarda yolumuzu bulmamız için yıldızları yaratan, doğa dengesini mizan üzere yeşerten Yegane güç sahibi Allah’tır bunu hiçbir Akıl sahibi inkar edemez %1 şüphe dahi duyamaz çünkü bu apaçık deliller Rabbimizdendir. En Muhteşem sanat eseri olan İnsanın sütünü dahi Akıl ile ele aldığımızda bu muhteşem nimetin ne denli bir evreden geçtiğini idrak etmek dahi Allah’ın varlığına apaçık delildir. Kan, dışkı içerisinden berrak bembeyaz sütü elde etmek Yüce bir sanatkarın varlığının ve hiçbir şekilde şüpheye mahal bırakmayacak bir yaratanın varlığına apaçık delildir. Bütün İnsanlar bir araya gelse Allah’ın eşsiz sanatının eseri olan sütü yaratamaz. Allah Resulü Hz Muhammed (s.a.a) İmam Ali’ye: "Rabbini ne ile tanıdın?" diye sorduğunda, İmam şöyle cevap verdi: "Kastların feshedilip, himmetlerin bozulmasından; ben bir şeye niyet ettiğimde benimle niyet ettiğim şey arasında engel oluşturulduğunu ve bir şeye karar aldığımda kaza ve kaderin benim kararıma ters düştüğünü gördüm ve bundan idare edenin benden başkası olduğunu anladım." (Şeyh Saduk'un et Tevhid adlı eseri s. 288) İnsan lisanı hal ile düşündüğünde, nefse ruha sezgiye Yaradan kimdir sorusunu sorduğumuzda kendi acizliğini hiç çekinmeden lisanı hal ile dile getiren yaradılan Hakikatler kendilerinin fiili olmadığını idrak eder ve kendilerini yaratanın Allah olduğunu açıkça söyler sorun bakalım bu duyu organlarını yaradan kimdir? sorusuna vereceği cevap Allah’tır. Bir başka Rivayette Alemin Hadis (Yaradılışı)’na delil. "Ey Resullullah (s.a.a)'in oğlu! Alemin hadis (yaratılmış) olduğuna delil nedir?" diye sordu. "Sen yoktun sonra var oldun. Biliyorsun ki, sen, kendini var etmemişsin. Senin gibi olan birisi de seni var etmemiştir." Akıl sahibi hiçbir varlık değişiklik ve dönüşümden kurtulamayan bir varlığın ebedi olabileceğini kabul etmez. Aynen alemlerin kendiliğinden var olduğu kendi kendine meydana gelebileceğini hiçbir akıl sahibi tasavvur edemez. Her şeyin Yaratıcısı Allah’tır ezel ve ebed sahibi sonsuz ilim sahibi bizleri yoktan var eden ve öldürüp diriltecek güç sahibi Kadiri Mutlak olan Allah’tır. Örneğin : Şu cümleler/kelimeler kendiliğinden nasıl var olmuyor ise, bunu yazan ben isem, alemin de kendiliğinden oluşması mümkün değildir. Onu Yaratanın sonsuz kudret sahibi olduğu apaçıktır. Kur’ani Kerim’de İnkar edenlere Gökleri ve Yerleri Kim Yarattı diye sorulduğunda verecekleri cevap şu ayeti kerimede izah edilir. (Çoğu insan) gibi, şayet onlara, "Gökleri ve yeri yaratan kimdir?" diye sorsan, hiç tereddüt etmeden "Allah'tır!" derler. De ki: "(O halde bilin ki) bütün övgüler yalnız Allah'a mahsustur!" Fakat onların çoğu (bunun ne demek olduğunu) bilmez. (Lokman-25) Hiçbir şey rastlantı eseri olamaz, her şeyin yaratıcısı Allah’tır bütün alemler buna şahadet etmektedir. İnsan kendini dahi düşünse beni yaradan kimdir sorusunu Akli olarak sorduğunda bu muhteşem sanat eserinin kendiliğinden var olmadığı bunu yaratanın Allah olduğunu hiç şüphesi idrak eder. Allah’ı ispat etmek gibi bir acziyet Akıl sahiplerine göre iş değildir. Çünkü S-L-M Teslimiyet Müslüman’ın şiarıdır Allah sorgulanamaz. Eğere bu hakikatler yeterli gelmiyor ise benim bu andan itibaren diyeceğim tek şey yine Allah’ın kelamı ile cevap verip susmaktır. Siz ey iman etmiş olanlar! Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun ve (her zaman) hakkı ve doğruyu konuşun; (Ahzab-70) |
sevgili yitik sevda; sorumun içinde ALLAHIN varlığı/yokluğu meselesine özellikle girmedim! 3 temel inanca vurgu yaptım: kuran-peygamberlik-ahiret haydi bunu teke düşürüp tekrar sorayım: Kuran-ı Kerim'in ALLAHIN kitabı olduğunu MUTLAK -%100- olarak ispat edebilir misiniz? |
Kuran-ı Kerim'in ALLAHIN kitabı olduğunu MUTLAK -%100- olarak ispat edebilir misiniz? Bu hususta hiç bir şüpheye mahal bırakmayacak şekilde ispatlarım şimdi müsaid değilim ama akşam 3 sorunuzada Felsefi açıdan cevap verecem çünkü sizin sorunuz felsefi sorular anlıyorum ... |
Kur'anın Allah'ın Kelamı olduğu şüphesiz ve % 100 Mutlaktır. Her işin bir sanatkarı/ustası olduğu gibi Kur'anın Allah'ın kelamı olduğunu öğrenmek için Ayetlerden ziyade sanat ustalarından başlayalım: Belağat ve Edebiyat :20 yıl boyunca farklı mekan ve zamanlarda nazil olan ayetlerin bir biri ile uyumu ve ahengi beşer sözü olamayacağının birinci ispatıdır. Kulağa hoş gelmesi :Hepimiz farklı müzikleri dinler ve anlamaya çalışırız ama belli bir süreden sonra dinlemiş olduğumuz müzikler kan kaybetmeye ve dinlenmemeye başlar ve yeni arayışlar içerisine gireriz. Lakin Allah'ın kelamını dinledikçe insanın dinleyesesi okudukça okuması gelir eğer zerre miktarı şüphe olan bir söz olsa idi insan fıtratı gereği bıkkınlık oluşurdu .Kulak bir şeyi çok fazla duyunca artık duymak istemez ama Kuran ayetlerini duydukça duymak ister Kalplerin ondan aldığı lezzet beşer sözü olsa idi kesinlikle redderdi Bu hoş sada ve tilavet Kuran ayetlerinin Allah'ın kelamı olduğunu % 100 mutlak kılar. Kur'an düşmanlarının dahi tasdik ettiği Allah'ın kelamıdır. Emsalsiz kelam karşısında Kur'an düşmanları dahi onun bu yüceliğine eşşizliğine hayran olduklarını gizleyememiş ve Allah'ın kelamı olduğuna şahadet etmişlerdir. Kur'an'da geçen bazı kelimeler arasında sayısal uygunluğu ''tevaffuk'' birbirine benzer veya zıt kelimeler aynı adette zikredilmiştir.Bunu bir beşerin yapması ve düşünmesi imkansızdır bu ''Tevaffuk'' Kur'an ayetlerinin % 100 Mutlak olarak Allah'ın kelamı olduğunun ispatıdır Buyrun Sayısal değerler...
Bu örneklemeler karşısında vicdani olarak düşünecek olursak ''Ümmi'' Okuma yazma bilmeyen bir beşerin sözünün olması mümkünmüdür? Bu tevaffuklar asırlar sonrasında alimlerin incelemesi sonuçu ortaya çıkmıştır. Eğer beşer sözü olsa idi o asırda bunu ispatlaması lazım gelirdi. Bu kadar hakikate rağmen Kur'an hakkında % 0.1 dahi şüphe içinde olan ve onun % 100 Mutlak olduğuna dair şüphe içinde olan kimse var ise Onun halini gözünü kapayarak güneşin var olmadığını iddia ederek kendine gece yapan insanın haline benzetirim Ama eğer halen mutmain olmadı iseniz size istediğiniz kadar Kat' i deliller sunabilirim... |
başlık evlere şenlik. düşünceli000 |
Alıntı:
nesnel olan konularda karşı tarafın hangi din ve ideolojiden olduğunun önemi yoktur! çünkü hakikat nesneldir/objektifitir! kişiden kişiye,zamandan zamana,mekandan mekana,dinden dine değişmeyendir HAKİKAT! bu yüzden bana vereceğiniz cevap benim dini kimliğimle alakası olamaz! ama yinede cevap vereyim: ben ALLAHA,ahirete,Muhammed a.s'a ve Kuran-Kerime KALBEN iman ediyorum! |
Alıntı:
zikrettiğin deliller üzerinde sadece "matematiksel" olanına cevap verme gereğini duydum! diğerleri son derece duygusal deliller olduğu aşikardır! duygusal olan özneldir/subjektiftir! matematiksel deliline gelince sana öyle bir kitap yazabilirim ki sıraladığın tüm sayısal özellikleri içinde bulundurulabilirim! mesela dünya 115,ahiret 115 kere geçmesi gibi! bu aklen MÜMKÜNDÜR! o halde bu Kuran-ı Kerim'in ALLAHIN kitabı olduğunun MUTLAK delili değildir! sadece olma ihtimalini güçlendirici delillerdir ve benimde zevkle okuduğum delillerdir!... |
abi sormuşlarmıydı sana akıl hakikatmidir diye? konular uçunca anımsayamadım.. |
Elçi ve o'nunla birlikte olan müminler, Rabbi tarafından o'na indirilene inanırlar: Hepsi, Allah'a, meleklerine, vahiylerine ve elçilerine inanırlar; O'nun elçilerinden hiç biri arasında ayrım yapmazlar ve: "İşittik ve itaat ettik. Bize mağfiret et ey Rabbimiz, zira bütün yolculukların varış yeri Sensin!" derler. (Bakara-285) Aralarında (ilahi kitap) hüküm versin diye Allah'a ve O'nun Elçisi'ne çağırıldıkları zaman müminlerin söyleyeceği tek söz: "İşittik ve itaat ettik!" sözü olmalıdır; kurtuluşa, esenliğe ulaşan kimseler de işte böyleleridir: (Nur-51) Değerli Kardeşim İman olmadan itaatte olmaz Bizler bu hususta hiç bir şüphe içerisinde değiliz Ve İlahi kelam olduğuna % 100 inanıyoruz Kur'an kendi dili ile bunu açıklar İndirilişi yirmi üç sene gibi uzun bir müddet sürmesine rağmen kendisinde hiçbir çelişki bulundurmamaktadır. Onlar bu Kuranı hiç anlamaya çalışmazlar mı? Eğer o, Allahtan başka birinden gelmiş olsaydı onda mutlaka birçok (tutarsızlık ve) çelişkiler bulurlardı! (Nisa-82) Bana Kur'anda 1 tek çelişki sunabilirmisiniz ? ki (kalben) diri olanları uyarabilsin ve (Allah'ın) sözü hakikati inkara şartlanmış olanlara karşı tanıklık yapabilsin diye. (Yasin-70) Kur'an'ın özelliklerinden biri olan Meydan okuması. Kur'an felsefecilere,dahilere,alimlere,arap olanlara/olmayanlara,beyaz/siyah Mümin/Kafir vb tüm beşere meydan okumakta ve bütün hepsinin bir araya gelmesi ihtimalinde dahi bir benzerini oluşturamayacakları hakikati İlahi ve Mutlak olduğunun ispatıdır. "(Habibim!) De ki: "Bütün insanlar ve görünmeyen varlıklar bu Kuran'ın bir benzerini ortaya koymak için bir araya gelselerdi ve, birbirlerine (bu konuda) destek olmak için ellerinden gelen her şeyi yapsalardı, yine de onun benzerini ortaya koyamazlardı!" " (İsra-88) 1- Kur'an'ın mükemmel nazmının Arap dilinde bilinen nazımlardan hiçbirine benzememesi. 2- Kur'an'ın insanları hayrette bırakan üslubu Arap üsluplarından hiçbir üsluba benzememesi. 3- Kur'an'ın hiçbir kimsenin benzerini getirmesi mümkün olmayan akıcı, harikulade bir üsluba sahip olması. 4- Kur'an'ın zarif ve mükemmel olarak koymuş olduğu şer'i kanunların, beşerin koymuş olduğu kanunları değersiz kılması. 5- Kur'an'ın ancak vahiy ile bilinecek gaiblerden haber vermesi. 6- Kur'an'ın kesin olarak sahih olduğu bilinen tabii ilimlerle çatışmaması. 7- Kur'an'ın haber verdiği vaad (müjde) ve va'id (tehdid)'den her birinin tamamiyle gerçekleşmiş olması. 8- Kur'an'ın içine aldığı ilimler ve marifetlerin şer'i ilimler ile tabii ilimler olması. 9- Kur'an'ın, beşerin bütün ihtiyacına her zaman tamamiyle cevap verecek durumda olması. 10- Kur'an'ın gerek kendisine uyanların, gerekse düşmanların kalplerinde büyük tesir yapmasıdır. Kur'anın bu muhteşemliği karşısında zerre miktarı şüphe olamaz Bizler ancak ve ancak ''İşittik ve İtaat Ettik'' diyenlerden oluruz..... |
Alıntı:
en son yazdığın 10 delil duygusal/hissiyata dayalı/öznel delillerdir! dolayısyla ZANNA -%1 ile %99- taalluk eder! ancak arada verdiğin çelişki olmadığına dair delilin önemli! fakat bu delil herne kadar nesnel bir delil olmuş olsada buda bir kitabın ALLAHTAN olduğuna dair tek başına bir delil olamaz! çünkü tek başına bir delil olmuş olsaydı içinde çelişki bulunmayan her kitabı ALLAHIN kitabı olarak kabul etmek zorunda kalırdık! |
Kur'an'ın hiç bir ayetinde çeliki ve tutarsızlık yoktur .1 değil Yüzlerce ayet ile sabittir ve bu güne kadar hiç bir beşeri gücün bir benzerini ortaya koyamayışı Mutlak ve İlahi olduğunun apaçık delilidir... |
Alıntı:
akıl hakikati bulabilecek yegane araçtır! tersini iddia eden varsa buyursun etsin ancak tek bir şartla: hiçbir akli delil kullanmadan delillerini serdetsin!... ki bu aklen muhaldir!... |
O zaman bana aklı nesnel olarak gösterebilirmisin ? |
Alıntı:
benzerinden kastın nedir? alıntılamış olduğun matematiksel değerlere en önem veren, kişisel olarakda çok değer verdiğim Edip Yüksel Abi bu meydan okumayı en iyi açıklayan biri olarak buradaki kasdın matematiksel meydan okuma olduğunu ve bunuda 19 mucizesi ile mümkün olduğunu söylemektedir! ancak bu verdiğim cevaptada belirttiğim gibi nesnel bir delil olamaz çünkü bu matematiksel kodlamaya göre bir kitap yazmak AKLEN mümkündür!... |
Alıntı:
bana aklın hakikati bulabilecek yegane araç olduğunu ispat edin ki bende tam tersini ispat edeyim... |
benzerinden kastın nedir? Belağatı yeterli gelirmi ? Bu belağata sahip başka ikinci bir kaynak ismi verebilirmisiniz ? |
Alıntı:
sana bu soruyu sordurtan bana bu cevapları verdirten bağ kuran mantık işletşim sistemi ile çalışan kendi yasasını kendisi koyan kendi yanlışı yine kendisi bulan parçanın ait olduğu bütünden küçük olduğunu en ufak bir yanlış olma ihtimali olmaksızın bildiren AKIL elbette nesneldir!... |
Akıl nesneldir O zaman şu sonuca varabiliriz Akıl-Kalb Vahiy birbirinden bağımsız değildir. |
Alıntı:
bu soruyu sana sordurtan saik nedir? yani şunu söylemeye çalışıyorum: her ne iddia ederseniz edin aklı kapsayan bişey söyleyemezsiniz! hatta akıl vahiyde dahil herşeyi kapsar! ve bu yönüyle vahiyden üstündür! delilim : kuranda akla çok açık bir şekilde aykırı bir ayet olmuş olsaydı -sözgelimi 3 yaşına basmış erkek çocuklarına tecavüz edin- bu kitabın ALLAHIN gönderdiğine kim inanırdı?! |
İnanılması gerekene İnanmamak Küfür olur. Allah’a inanmamak insanı Ateist yapar. Ama İnanılması gereken şeye inanmamak ise KÜFÜR olur. Allah Resulüne, Vahye inanmak kalb ile tasdik, dil ile ikrar ve eylemsel olarak yaşamaya İMAN denir. Kuran’ın İlahi kaynaklı olduğunu Peygamberimize vermiş olduğu şu müjdenin/vaadin gerçekleşmesinden anlıyoruz. Ve sana şanlı bir zaferle yardım eder. (Fetih-3) Hakikat olarak: Bilimin hakikat olduğu hususunda hiçbir kimsenin itirazı olamaz. Sen daha önceden herkesin kabul edebileceği bir şey sun demiştim Bilim/İlim Hakikattir inkarı imkansızdır. Hakikati hatadan ayırt etme Mantık iledir. Mesela: Yapay kavramlar, hayal gücü tarafından üretildiklerinden, muteber olmadıklarını kesin olarak biliyoruz. Dışarıdan zihnimize giren dışarıda gerçek ölçütleri olduğuna itimat edemeyiz. Dışarıda olsalarda zihinde bulunan şekillerin dışarıdakine uygun olduğu kesin değildir. Mesela: Zihnimizin Güneş algısı hakikat değildir. Astronomi kanunlarına göre Güneş dünyadan ve aydan kat be kat büyüktür Buna karşın zihnimizde gördüğümüz Güneş tasavvuru bir el kadar bile değildir. Akıl vasıtası ile açıkça kavranmakta olan fıtri kavramlar kesinlikle doğrudur. Zihnin onlarda yanılgısı söz konusu değildir. Örneğin şekil hareket ve boyut yalnızca maddi olan şeylerden bilinçlilik cahillik yakın ve şüphe yalnızca akli olan konulardan varlık zaman ve birlik müşahede yoluyla kendisinin var olduğuna hükmediyor. Herkes Müşahede ile kendisinin var olduğuna hükmediyor. Yine bir üçgenin üç açısı olduğunu, Kürenin birden fazla yüzeye sahip olmadığını ya da bir şeye eşit olan iki şeyin bir birine eşit olduğunu algılıyor. |
Alıntı:
bilimin hakikat olmaycağını düşünüyorum! delilim : birgün belkide su 100 değil 90 derecede kaynayacak olması AKLEN ihtimal içidir! veya her nefisin ölümlü olacağı ilkesi: belki yarın ölüme çare bulunacak olması AKLEN mümkindir! |
Asla mümkün olamaz Ölüme çare bunu düşünmek bile abestir...Yaşlanmayı durdurabilecek hiç bir güç ve bilim eseri olamaz ... |
Alıntı:
belagat delili görecelidir/subjektiftir! dolayısıyla nesnel olmadığından hakikate taaluk etmez! |
Alıntı:
aklen mümkün olamayacağına dair nesnel delilin nedir? |
bilimin hakikat olmayacağı iddian aklen değildir kalbendir somut bir delilin yok çünkü! |
Günümüze kadar Ölenler nesnel olarak Ölümlerini erteleyebilmişlermi ? Yada İnsanın bebeklikten yaşlanmaya kadar olan sürecini değiştirebilen varmı ? |
Ölümün engellenemeyeceğinin nesnel ispatı beyin hücrelerinin yenilenemediği hakikatidir... Örneğin :Bir litre sıcak suyla bir litre soğuk suyu karıştırırsanız iki litre ılık su elde edersiniz, ama bu suyu tekrar sıcak ve soğuk olarak ayrıştıramazsınız. Sıcak ve soğuk suyun karıştırılarak ılık suya dönüştürülmesi geri dönüşsüz bir işlevdir. Ölüm halide şahadet alemi için geri dönüşsüz bir işlevdir... Sizden Ricam şu çalışmayı okumanız ve Akıl hakkında görüşünüz... [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Alıntı:
sen neden 1400 yıldan bu yana milyarlarca insanın inandığı teredüt etmediği,aklen,kalben,ruhen bağlandığı,bunun için canlarını verdiği kuranı kerim gerçeğini aklen 100 de yüz doğruluğunun ispatını kabul etmiyorsunuz da; halen ölüme yaşlanmaya karşı tıbbın kesinlikle aciz kaldığı bir hengamede, yarın ölüme çare bulunacak diye aklen mümkün diyorsun ki ? burda aklen diye çok güvendiğiniz akılda çelişki yokmu?? bakın ; 1-kuranı kerim hem mana,hem mecaz matematiksel,hem çelişkisiz hemde irab olarak bütün dünyaya meydan okuyor.benzerimi boş verin bi süre yapın bakalım der ! isterseniz bütün alimlerinizi teknolojinizde yardıma getirin diye meydan okur.BUNA CESARET EDEN OLMAMIŞTIR ,DENEYEN DE GÜLÜNÇ DURUMA DÜŞMÜŞTÜR. 2-kuran 1400 yıl önce merecel bahreyni yeltekiyan beynehume berzehun la yebğiyan (iki deniz var suyu birbirine karışmaz,yan yana akar) mucizesiyle,asırlar sonra kaptan kusto cebelik tarık boğazında bulmuştur.ve iman etmiştir.BU TEK BAŞINA 100 DE 100 DELİL OLMAZMI ? 3-kuran bir kaç yıl sonra rumlar mağlup olacak diyerek,o esnada rumlar dünyanın en güçlü imp iken,yenilmeleri bile gülünç iken,o ayetten 9 yıl sonra yenilmesi DELİL DEĞİLMİDİR? delil o kadar çok ki...100 de 200 aklen ispatlanması meydanda..istersen delilleri yazmaya devam ederim.. not : müslümanım,alaha kurana hz muhamede iman ediyorum demeniz çok sevindirici ve mutlu oldum.lakin inandıklarınıza bu tür şüphelerle yaklaşmanız imanınızın sorunlu olduğunu gösterir,kuran sizin bu imanınızı red eder.imanda kuşku acaba olmaz. |
Karanlık bir ahıra bir fil getirip koymuşlardı.Fili merak eden bir çok kişi oraya toplandı.Karanlıkta fili görmek mümkün olmadığı için,her biri elini dokundurarak fili tanımaya çalışıyordu. Meraklılardan birinin eline filin hortumu geçti.Dedi ki:'Fil bir oluğa benziyor.' Başka birinin eli filin kulağına dokundu.Fil ona yelpazeye benzer zannı verdi. Birisi elini filin ayağına sürdü de,'Filin şeklini direk gibi gördüm'dedi. Bir diğeri elini hayvanın sırtına değdirdi ve şöyle dedi:'Bu fil taht gibidir' Böylece,zanları yüzünden sözleri birbirine uzak düştü.Oysa ellerinde bir mum bulunsaydı hepsi aynı şeyi göreceklerdi.!! İşte bakış Hakiki manada olmayınca bu şekil bir anlayış ortaya çıkar.Olaylara bakışımız Kur'an gözü ile olmaz ise bizde bu şekil bocalar ve işin özünü anlayamayız... |
Bazı alimlerin Allah'ı ispat etmeye çalışmalarına şaşıyorum. Allah'ın varlığı sabittir, sen kulluğunu ispat etmeye çalış !!MEVLANA... |
Alıntı:
evet000evet000evet000 |
Alıntı:
|
SAAT: 10:24 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.