Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Tevhid Ve Şirk Konuları (https://www.forum.medineweb.net/652-tevhid-ve-sirk-konulari)
-   -   ihlas (kitabut tevhid) (https://www.forum.medineweb.net/tevhid-ve-sirk-konulari/21854-ihlas-kitabut-tevhid.html)

MusabBinumeyr 05 Mayıs 2012 21:46

ihlas (kitabut tevhid)
 
(Utban b. Malik b. Amr b. Aclan el-Ensari. Salim b. Avf oğullarındandır. Tanınmış bir sahabidir. Muaviye döneminde vefat etmiştir)


Utban b. Malik'ten (r.a.) Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:


"Allah (c.c.) kendisinin rızasını isteyerek 'La ilahe illallah' diyen kimseye Cehennemi haram kıldı." (Buhari, Rikak: 6, İstitabe: 9, Müslim, İman: 47, Tirmizi, İman: 17, Ahmed: 4/44)


Kurratü'l-Uyun'da denilir ki:


"Sadece konu başlığına uygun olan "Kim La İlahe İllallah derse" sözünü alarak hadisi kısa geçmiştir. Bu kelimenin delalet ettiği gerçek mana ihlası içermekte ve şirki reddetmektedir. Bilindiği gibi sıdk ve ihlas birbirinden ayrılamazlar. Biri olmazsa diğeri de olmaz. Eğer kişi ihlaslı değilse, müşriktir. Sadık (dürüst) değilse, münafıktır. İhlaslı olan biri, kimsenin Allah'tan (c.c.) başka ilahlığa layık olmadığını içtenlikle söyler. İşte bu tevhid, İslam'ın temelidir. Bunu İbrahim Halil (a.s.) ve oğlu İsmail (a.s.) en güzel şekilde şöyle dile getirmişlerdir:


"Rabbimiz! İkimizi de sana teslim olan müslümanlardan eyle ve zürriyetimizden de sana teslim olan müslüman bir ümmet yetiştirir!.." (Bakara: 2/128)


"'Ben bir muvahhit olarak yüzümü, gökleri ve yeri yaratan Allah'a yönelttim. Ben asla müşriklerden değilim' demişti." (En'am: 6/79)


Ayette geçen:


"hanif" kelimesi; şirki terkeden, müşrik kimselerle bağlarını koparan, onlara düşmanlık gösteren, gizli ve açık her durumda amellerini Allah (c.c.) adına ihlasla yapan"demektir.


Nitekim Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:


"Kim muhsin olarak kendisini Allah'a teslim ederse, en sağlam kulpa yapışmış olur..." (Lokman: 31/22)


Ayette geçen "Yüzünü muhsin olarak Allah'a teslim ederse." sözünden kasıt, içinde şirk barındırmayan, nifaka yer vermeyen tam bir ihlastır. İşte bu ve benzeri ayetlerin anlamlarının bu şekilde olduğunda ümmet arasında görüş birliği vardır. Bu, "La ilahe illallah" sözüyle söylenmek istenen manadır. Bunun içindir ki, Allah (c.c):


"En sağlam kulpa yapışmıştır." buyurmuştur.


Bu müjde, bu kelimeyi söyledikleri halde Allah (c.c.)'tan başkasını çağırıp dua eden ve Allah'tan (c.c.) başkalarından medet bekleyen, hiçbir yarar ve zarar vermeyen kimseler için ağlayanları içermez. Ne acıdır ki bugün toplumun çoğu böyledir. Çünkü bu kimseler her ne kadar bu kelimeyi söylemekte iseler de, bununla çelişen işleri buna karıştırmışlardır. Bu kelime, bunun ne anlama geldiğini, neleri ad ve neleri kabul ettiğini bilerek söyleyen kimseden başkasına asla fayda vermez. Bunun manasını gereğince bilmeyen kimse, bu kelimeyi ne kadar söylese de kendisine hiçbir yarar sağlamaz.


Rasululllah'ın (s.a.v.) hadislerinde bunu "Şüpheye yer bırakmaksızın" sözüyle kaydetmesi, bu kelimenin bilerek ve yakin anlamında söylenmesi gerektiğini gösterir. Hadisteki "Kalbinden samimiyetle ve doğrulukla" ifadesi de bunu destekler. Nitekim söyleyen kimse, söylediğinde dürüst değilse, yine hiçbir fayda görmez. Zira münafıklar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. Müşrikler de böyledir. Çünkü bunlar da ihlasla çelişen şirki işlemektedirler. Halbuki, "La ilahe illallah" sözünün fayda verebilmesi için, Allah (c.c.) için ihlaslı olmak, Allah'ın (c.c.) eşi ve ortağı olmadığına gönülden şahitlik etmek gerekir. Böyle olmayınca: "La ilahe illallah" sözü nasıl yarar sağlasın ki?


İbrahim (a.s.) babasına ve kavmine demişti ki:


"Beni yaratan hariç, sizin Allah'tan başka ibadet ettiklerinizden uzağım. Çünkü beni doğru yola iletecek olan O'dur. Bu sözü ardından gelecek olanlara bir miras olarak bıraktı..." (Zuhruf: 43/26-28)


İbrahim (a.s.) bu sözleri asıl manasında kullanarak; şirkten uzaklaşıp, ortağı bulunmayan ve tek olan Allah'a (c.c.) katıksız olarak kulluk etmeyi kastetmiştir. Kim bunu, ihlaslı olarak söylemezse yalan söylemiş, ihlası reddederek şirki kabul etmiş olur.


İşte bu anlattıklarımız üçüncü asırdan sonra ümmetin çoğunluğunun içinde bulunduğu durumu yansıtır. Bu durumun sebebi de, söyledikleri kelimelerin anlamlarını bilememek, hevaya uyarak rasullerin gönderiliş amacı olan tevhide ve şeriata uymayı bir kenara itmek ve hakkı kabul etmemektir.


(Fethü'l-Mecid 'ala Şerhi Kitabi't-Tevhid)


SAAT: 21:57

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306