Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Tevhid Ve Şirk Konuları (https://www.forum.medineweb.net/652-tevhid-ve-sirk-konulari)
-   -   Tevhid ve İstikamet (https://www.forum.medineweb.net/tevhid-ve-sirk-konulari/24346-tevhid-ve-istikamet.html)

enderhafızım 27 Ocak 2013 21:52

Tevhid ve İstikamet
 
TEVHİD ve İSTİKÂMET

Mustafa Ağırman


Geçen pazar günü yazdığımız yazıda “istikâmet” üzerinde durmuş, konu ile ilgili ayet ve hadisleri okuyucularımızın dikkatine sunmuştuk. Yazının sonunda , merhum Seyyid Kutub’un konu ile ilgili bir âyet-i kerimeyi tefsir ederken yazdıkları ile bağlamıştık. Bugünkü yazımızda da bu konuyu devam ettireceğiz.

İstanbul’un işgali günlerinde Anglikan kilisesinin “ İslâmiyet, fikre ve hayata ne getirmiştir?” sorusuna , o zamanlar “Dârü’l –hikmeti’l İslâmiyye âzâsı olan Bedîüzaman Saîd Nursî hazretleri “İslâm, fikre tevhîd; hayata istikâmet getirmiştir” diye cevap vermiştir.Bu cevap, çok doğru ve çok güzel bir cevaptır.

Hz. Peygamber efendimizin yaşadığı dönemde Arap yarımadasının Hicaz bölgesinde üç önemli şehir vardı: Mekke, Medine ve Tâif. Mekke’de Kureyş kabilesi , Medine’de Evs ve Hazreç kabileleri Tâif’te de Sakîf kabilesi otururdu. Medine’de ayrıca Yahudi kabileleri de vardı. Medine’ye yapılan Hicretten sonra Evs ve Hazreç kabilesine mensup olanların tamamı İslâm’ı kabul edip Müslüman olmuşlardı. Bunların içinde çok az sayıda münafık vardı. Mekke’de oturan Kureyş kabilesi de Mekke fethinden sonra Müslüman oldular.Hz. Peygamber, Mekke fethinden sonra Tâif’i kuşatmış fakat alamamıştı

İşin uzayacağını gören Hz. Peygamber, kuşatmayı kaldırmış ve Medineye dönmüştü. Kuşatmayı kaldırmadan önce Hz. Peygamber bir rüya gördü. Süt ile dolu büyük bir bardağı önüne koymuşlar, Rasulullah henüz içmeden bir horoz, kanadıyla bardağı devirmiş ve süt dökülmüştü. Hz. Peygamber, bu rüyayı Hz. Ebûbekir’e anlattı. O da ,bu sene Tâif şehrinin fethinin mümkün olmayacağı şeklinde tabir etti. Hz. Peygamber , “ben de öyle tabir ediyorum” diyerek bu kuşatmayı kaldırdı. Ashâb-ı kirâmdan bazıları , Hz. Peygamber’in Tâif’te oturan Sakif’lilere lanet okumasını istediler. Hz. Peygamber , bunu kabul etmedi; onların hidâyete ermesi için şu şekilde dua etti: “Allah’ım , Sakîf’e hidâyet ver , onları hidâyete ermiş olarak bizim huzurumuza getir.” Hz Peygamber’in bu duâsı kabul oldu. Aradan bir yıl geçmeden Sakîfliler kendi arzu ve istekleriyle Medine’ye gelerek Hz. Peygamber’in huzurunda İslâm dinini kabul ettiklerini beyân etti ve Müslüman oldular. Sakîf kabilesinin temsilcileri ile birlikte Medine’ye gelenlerden birisi de Süfyân b. Abdullah idi.

Süfyân b. Abdullah, bu görüşme esnasında Hz.Peygamber’den bir istirhamda bulunmuştu: “ Ey Allah’ın elçisi, bana İslâm’ı öylesine tanıt ki, onu bir daha senden başkasına sormaya ihtiyaç hissetmeyeyim.” Hz. Peygamber de, Süfyân’ın şahsında bütün ümmete şu ölmez, pörsümez ve solmaz ölçüyü veriyordu: “Allah’a inandım de, sonra da istikâmet üzere ol.”
Hz. Peygamber’in bu nefis ve veciz cevabı ile Kur’an-ı Kerim’deki âyetler arasındaki uyum pek açıktır. Bu âyetleri bir daha hatırlayalım.

“Rabbimiz Allah’tır diyenler, sonra da dosdoğru yaşayanlara melekler gelerek: Korkmayın , üzülmeyin, size vaad edilen cennetle sevinin. Biz dünya hayatında da âhirette de canınızın çektiği ve dilediğiniz her şey sizindir” derler. (Fussilet, 41/30-32)

“Rabbimiz Allah’tır diyenler, sonra da dosdoğru olanlar için ne korku vardır ne de hüzün. Onlar cennetliktir. İşlediklerinin karşılığı olarak cennette temelli kalacaklardır.” ( Ahkâf,46/13-14.)

Tek Allah’a inanan ve doğruluğu (istikâmeti) hayat prensibi edinenler için korku ve hüzün söz konusu değildir. Böylesi insanlar cennetliktir. İman ve istikâmet, ebedî mutluluktur. Buna tevhid ve istikâmet de diyebiliriz. İstikâmet yani dosdoğru olmak her şeyden önce hâlis bir tevhid inancına dayanmalıdır. Temelinde tevhid bulunmayan istikâmetten söz edilemez. Hayata istikâmet veren Allah’ın birliği inancıdır. Zira, gerek âyetlerde gerekse hadislerde “rabbim Allah” dedikten sonra “dosdoğru olmaktan” tan söz edilmektedir. Ancak hemen ifade edelim ki, “tevhid inancına sahip olan herkes, istikâmet üzere bir hayata sahiptir” de denilemez. Çünkü istikâmet, tevhidin zaruri neticesi değil; aksine tevhid, istikâmetin vazgeçilmez ön şartıdır.

Biz bu yazımızda, okuyucularımıza, bu asırdaki Müslümanların hem tevhid inancına sahip olmaları lazım geldiğini hem de dürüst olmalarını tavsiye ediyoruz.herkesin ve her şeyin bize düşman olduğu bu zamanda bir de biz dürüst olmaz ve dik duruş sahibi olamazsak inancımızın ve davamızın en büyük düşmanı bizleriz demektir. Lütfen , doğru ve dürüst olalım; İstikâmet sahibi olalım. İnancımız bunu gerektirmektedir. Yamuk, boş, eğri, kimliksiz ve kişiliksiz insanlardan çok çektik. Boş çuval gibi ayakta duramayan Müslümanların sürüden ne farkı var? Biz, sürü istemiyoruz. Kimlikli, kişilikli,şahsiyetli,onurlu insanların meydana getirdiği cemaat istiyoruz. İslâm ümmeti dediğimiz zaman akla kalabalık değil, cemaat gelir.

İstikâmet sahibi olan insanın kalbi,kafası, dili ve bütün organları mü’mindir; bütün vücudu iman etmiştir. Kalb, beden ülkesindeki tüm organların reisidir. Tek Allah’a iman edip dürüstlüğü benimseyen bir kalb, diğer organları etkiler. Dil, kalbin tercümanıdır. Onun doğruluğu ve eğriliği de diğer organların tavırlarına tesir eder. O halde, özümüzle ve sözümüzle dosdoğru olmamız gerekmektedir.


SAAT: 19:01

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306