Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Tevhid Ve Şirk Konuları (https://www.forum.medineweb.net/652-tevhid-ve-sirk-konulari)
-   -   Kim bu Allah dostları? (https://www.forum.medineweb.net/tevhid-ve-sirk-konulari/30119-kim-bu-allah-dostlari.html)

umut628 29 Ağustos 2014 23:21

Kim bu Allah dostları?
 
Alın size deforme edilmiş kavramlar manzumesine bir örnek daha. Evliya (çoğul) -veli (Tekil) veya
Allah [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]diye nitelenen çarpıtılmış ve çürümeye yüz tutmuş kavramlar zinciri.

Sokağa baktığımız zaman; bu kavramları üzerinde taşıdığı iddia edilen insanlar şöyle özelliklere sahiptirler:

Havada uçan, karada kaçan, şimşek gibi çakan arı gibi sokan, uyumayan, yemeyen-içmeyen, ölmeyen, misk-i amber (eski dilde deodorant, pörsümüş dilde parfüm) kokan, Ankara’dan İstanbul’a terlik, ayakkabı, çakmak, kalem v.b. bilumum elle tutulur her cismi fırlatabilen, fırlattığı zaman da 12’den isabet ettirebilen, kendilerine has giyim tarzları olan (işlemesiz olanlar tercih sebebidir) tiplemelerdir.

Ayrıca; kaşına gözüne bakılması yassak olan, yanlarında fısıltıyla konuşulabilen, gece rüyalarımızda, gündüz hayallerimizde fink atan, kendisiyle günün belli bir bölümünde şahsa münhasır bluetooth (yeni dilde rabıta) bağlantı kurulabilen olağan değil duble olağanüstü şahsiyetlere verilen sıfatlardır.

Bir kere şahsım adına bu özelliklere sahip bir dostumun olmasını istemezdim. Bana ağır gelir. Yanımda taşıyamam. Bir başkasıyla tanıştırmaya kalksam kekelerim. Nasıl tanıtacağız ki! Bu kadar özelliğinin olduğunu söylesem karşımdaki melül melül yüzüme bakar.

“Abicim dost mu tanıtıyorsun bilgisayar programı mı tanıtıyorsun, yoksa Harbi Poter filmini fazla mı seyrettin anlamadım gitti” dercesine alnının kırıştığını görebiliriz.

Bir de; evvel zaman içinde kalbur üstü yaşamış birilerine [private]izafe edilir bu sıfatlar. Kulaktan kulağa yayılmış hikayeleri veya ardında bıraktıkları eserleri vardır bunların. Öyle bir hale büründürülmüştür ki, Hani mimari bir projede 1 milimetrelik bir hata yaparsınız da, o proje bina olduğu vakit 10 metre yarık olarak karşınıza çıkar. Geçmişe atıf yaparak kahramanlaştırmak da böyle bir şeydir.

Kahramanımız ne kadar yiyen-içen, uyuyan-uyanan, evlenen-boşanan, kanlı canlı elle tutulur, çimdiklediğin zaman “höst” diyebilen biri olsa dahi, günümüze gelene kadar çoktan “efsane” olmuştur. En başta saydığımız özellikteki elbiseler çoktan üzerine giydirilmiştir.

Peki biz bilebilir miyiz, kimin ALLAH dostu kimin Allahdüşmanı olduğunu? ALLAH bildirmediği müddetçe biz bilemeyiz. İsmen sadece İbrahim’i (Selam olsun) bilebiliriz. Hangi arkadaşınız kiminle arkadaş bunu bilebilir misiniz? Kimin kiminle ahbap-çavuş ilişkisini bile bilemezken, Allahkimi dost edinmiş bunu nerden bileceğiz? Allahkendi dostunu bizden daha iyi bilir. Allah’a dost olmak için gerekli sıfatları taşımak başkadır, bir de Allah’a bazı şahısları dost izafe etmek bambaşkadır.

Şu Allah dostu, bu Allah dostu. Allah’tan haber mi aldınız? Allahmı bildirdi size dostunun veya dostlarının kim olduğunu? Bu ne cüret anlamak mümkün değil. Haa, dostluk kriterlerini yerine getirmeye çalışan bir insan görürsünüz. Adam Allah’ın emir ve buyruklarına göre, İbrahim gibi yaşamaya gayret ediyordur. Tabiri caizse temiz insandır. O’na bile Allah dostu diyemezsiniz. Çünkü kalplerde olanı yalnızca Allahbilir.

Takva’nın kimde olduğunu sadece O bilir.

Nasıl ki her insan kimin kendi dostu olduğunu, kimin düşmanı olduğunu ancak kendisi biliyorsa, Allah da kendi dostlarını bizden iyi bilendir.

Aslında birilerine Allah dostu yakıştırması, ucuz yoldan torpille işe yerleşme girişimi gibidir. Güya bu Allah dostları, kendilerine bağlı insanların her işini görebiliyor. Bu dünyada tevbeleri kabul ediyor, onları kirden pastan arındırıyor, cennette malikâne vaat ediyor, sırat köprüsünde eteğinin altından güruhunu da geçiriyor, kabirde münker ile nekire bunların yerine hesap veriyor.

Bu kadar işi halleden adama tabi ki bu sıfatı çok görmeyecekler. Ne de olsa işin ucunda torpil var.

Hani Mistik dinlerin birinde bir kıssa vardır.

Sofunun biri varmış. Gençliğinden beri şeyhinin hizmetindeymiş. Bu sofiye ne sorsalar edebinden cevap veremez ve hep “Ben bilmem Şeyhim bilir” dermiş.

“Adın ne?”

“Ben bilmem Şeyhim bilir”

“Nerelisin?”

“Ben bilmem Şeyhim bilir”

Artık herkes bunun vereceği cevaba alıştığı için kimse ona soru sormuyormuş. Tabi her ölümlü gibi bu sofu da ölmüş. Şeyh hazretleri çok üzgün tabi. Öldüğünün akşamı camideyken bir ara Şeyh durmuş ve uzaklara doğru dalmış. Sonra da gülümsemiş.
Sormuşlar şeyhe, hele gurban niye güldün?

Demiş ki: Hani bugün ölen sofu vardı ya, kabirde münker ve nekir melekleri yanına geldi. Sorular sorup durdu sofuya. O da “ben bilmem şeyhim bilir” dedi.

Ben de gidip onun yerine soruları cevapladım.
Gördünüz değil mi, ne dostlar(!) var şu dünyada.
Allah düşmanımın başına vermesin böyle fonksiyonel dostları.

Peki, kimdir bu Allah dostları, veliler veya evliyalar.
Bir kere beşer olmalı ve beşer özelliklerini taşımalıdır. Acıktığını hissedebilen, tuvalete gidebilen, hasta olan, doktor yüzü gören, üşütüp sesi kısılan, nane-limon kaynatabilen, gülüp ağlayan biri olmalıdır. Kısaca önce insan olmalıdır. Ayağı yere basmalıdır.

Bugüne kadar ismen bildiğim tek Allah dostu vardır O da İbrahim’dir (Selam olsun).
Nisa/125) İyilik yaparak kendisini Allah’a teslim eden ve İbrahim’in dinine dosdoğru olarak tâbi olan kimseden, din bakımından daha iyi kim olabilir? Allah, İbrahim’i dost (Halil) edinmişti.

Hem de yakın dost. Samimi dost. (Put kıran dost. Put icad eden değil.) Demek ki İbrahim’i örnek alan herkes Allah dostu olmaya adaydır. Allah dostu olmanın yolu ayette belirtildiği gibi şudur. “İbrahim’in dinine dosdoğru tabi olmak”tır. Bu dine dosdoğru tabi olan herkes, ister çoban Ali amca, ister Ayşe teyze, Mehmet, Kevin, Hans, her kim olursa olsun, Allah dostu olabilir. Olağanüstü özelliklerinin olup olmaması hiç önemli değildir. Olması da mümkün değildir zaten.

Allah’a yalan isnat etmek, Allah’a dost isnat etmek, Allah’a kendisinin bildirmediği bir takım şeyler isnat etmek kötü bir hastalıktır. Her hastalığın bir devası olduğu gibi, bunların da devası elbette Kur’an’dır. Kur’an’a uzak olan bu dostlara (!)yakın, bu dostlara yakın olan da Allah’a uzak olur.

Bu tip masallardan etkilenmeyerek, yüzünü dosdoğru dine, hanif olan İbrahim’in dinine dönene, Allah’ın berisinden dost/post arayışına girmeyene gün aydın olsun.

alıntı

umut628 29 Ağustos 2014 23:34

Cevap: Kim bu allah dostları?
 
Wordden kopyaldığım bu yazıda (Allah yazısının A harfi büyük olmasına rağmen burada küçük harf a görükmekte sebebini anlayamadım.bu konuda beni mazur görün.Düzeltme için girdiğimde büyük görünüyor.

Duzcevi 25 Aralık 2014 11:54

Cevap: Kim bu Allah dostları?
 
[QUOTE=umut628;352029]Aslında birilerine Allah dostu yakıştırması, ucuz yoldan torpille işe yerleşme girişimi gibidir. ..........

Güzel bir tespit...

muallime 25 Aralık 2014 17:07

Cevap: Kim bu Allah dostları?
 
........

''Bilesiniz ki, Allah’ın dostlarına korku yoktur; onlar üzülmeyecekler de. (Yunus 62.ayet)

''Onlar öyle kimselerdir ki, görüldükleri zaman Allah'ı hatırlatırlar" Hadisi Şerif

''Bizden öncekiler Allah dostlarını ve salihleri bulabilmek için yeryüzünde şarki ve garbı dolaşırlardı.Allah dostları ve salihler ,din hayatını ve kalpleri iyileştiren ve ahlaki yönden sıhhate kavuşturan tabiblerdir,doktorlardır.''A..Geylani


Müslümanların çoğunluğuna göre -Ehli Sünnet vel Cemaat-Allahın velileri vardır,Haktır.

Lakin vasıfları( -Allah dostları kimlerdir ?-)Sizin yukarda alıntı yaptığınız yazıdaki gibi değildir?Yazıda tarif edilen kişi olsa olsa Şarlatandır.Onlara uyan da cahillerden başkası değildir.
O yüzden ,Kuranda bahsedilen Allah dostu kimdir?Bunu araştırın ,bu kadar ilimden bihaber olmayın.Heva ve hevesinize uymayın.Şeytanın tuzaklarına düşmeyin.Alimleri inkar yoluna gitmeyin .Yukardaki yazıya bakarak Allah dostlarını ve velilerini inkar ederek kendinizi tehlikeye atmayınız.


Allah Dostlarının vasıfları

*Kuran ve Sünnetten ayrılmaz,
*Farzlarla birlikte nafile ibadetlerle Rasullullahın ahlakıyla ahlaklanmış olmalıdır.
*Kendinden önceki şeyhin terbiyesinde ,nefis terbiyesi ve kalp tasfiyesi yapmış olması gerekir.
*Ehl-i Sünnet vel-Cemaattir
*Haram ve bidatlerden kaçar.
*Sohbet ehlidir.
*Müridlerinden para,mal talep etmez.
*Kendini övmez,mütevazidir.
*Malayani ile vakit geçirmezler.
*İnsanları Şeriat,takva,zikir,istikamet,ihlaslı olmaya irşad eder.
*Allahu Tealanın yasakladıklarından da müridlerini men eder.Allahın yasakladığı işlere razı olmaz.

* Mürşid, ehli keşifden ise, kalblerin kemalatını ve adabını, nefsani hastalıkları ve afetlerini bilmesi gerekir. Şayet ehli keşif değilse müride arız olan hallerden veya görünüşünden bunu bilmelidir. (Esad Erbilli-k.s-)


Allah Dostlarına Hürmet konusunda kendileri ne yazmışlar bakalım


''Bir Veli kula velayet makamını kullar değil,Allah Teala verir.Allahu Teala bir kulunu sevdim mi diğer kullarına da sevdirir.Allahın bu sevgisi ona sevgi ve saygıyı gerektirir.

''İman edip yararlı işler yapanlar ise, muhakkak Rahman, onlar için bir sevgi verecek, gönüllere sevdirecektir.'' (Meryem Suresi /96)

Herkes kalbindeki iman ve takva kadar Allahın sevdiklerini sever,onun dinine hizmet eder,emanetlerini korur.

Bununla birlikte Allah dostları da Allahın bir kuludur.Ölçüsüz yüceltmek tehlikelidir.Rasulullah Efendimizin şu uyarısı tehlikelerin önünü kesmektedir.

“Ey İnsanlar! Sözünüzü dikkatli söyleyin sakın şeytan sizi basit ve boş şeylere sevketmesin. Ben, Abdullah’ın oğlu Muhammedim ve Allah’ın Rasûlüyüm. Vallahi, sizin beni, Allah’ın yücelttiğinden daha yükseğe çıkarmanızı sevmem.” (Ahmed b. hanbel Müsned)

Bu uyarı, ümmetin önünde bulunan bütün imam ve mürşidlerin,cemaat ve müridlerin temel anlayışı olmalıdır.

İbadet edilmeye yüceltilmeye ,övülmeye ve sevilmeye sadece cenabı Hak layıktır.

Herhangi bir mürid,önündeki mürşidi övme ve yüceltme adına esasen anlamadığı, bizatihitecrübe ve müşahede etmediği hâl ve makamları, yetki ve tasarrufları ona ait göstermekle uğraşmamalıdır.Buna gerek yoktur.

* Bir şeyhin, Allahu Teâlâ gibi herşeyi bildiğini söylemek küfürdür.

*Onun bütün alemi elinde tuttuğunu iddia etmek haramdır. Mürşidi adına asılsız keşif ve kerametler anlatarak onu insanların nazarında yücelteceğini sanmak, koyu bir cehalettir.

* İlmi, edebi, takvayı, taatı, hizmet ve cihadı hafife alıp, gördüğü rüyalarla şeyhini tanıtmaya, tasavvufu anlatmaya çalışmak yanlıştır, bu nurlu yola ihânettir.

*Görünen hallerden ve yaşanan fiillerden birşey anlamayıp rüyalarda hikmetler aramak, ferâset değil gaflettir. Asıl hürmet ve edep sadece mürşidin huzurunda değil, onun bulunmadığı yerlerde de muhafaza edilmelidir.

Aşağıdaki hadîs-i şerîf buna ne güzel bir delildir.

Rasûlullah efendimiz sallallâhu aleyhi vesellem abdest aldığında,ashâb-ı kirâm Rasûlullah’ın abdest suyunu kapıp, yüzlerine ve vücutlarına sürüyorlardı. Rasûlullah sallallâhu aleyhi vesellem : “Niçinböyle yapıyorsunuz?” diye sordu. Dediler ki: “Bereketlenmek ve sevap kazanmak için!” Bunun üzerine efendimiz: “Kim Allah ve Rasûlü’nün kendisini sevmesini istiyorsa konuştuğunda doğru söylesin, emânete ihânet etmesin ve komşusuna eziyet etmesin.”buyurdu.
(Hadis Heysemî, Kurtubî )

Demek ki müridin mürşidine olan saygı ve sevgisi, sırf şekilde kalan hareketlerle değil; kalbteki samimiyet, haldeki istikâmet, ve insanlara Allah için hizmetle isbat edilebilir.

Allah dostlarını, yâni kamil mürşidleri seven ve her fırsatta sevdiğini söyleyen müridler, evliyaullaha ve bu yola yani tasavvufa halel getirecek hal, söz ve davranışlardan, ifrat ve tefritten kaçınmalıdırlar. Aksi takdirde bu kimseler haksız itham eden kadar haksız itham ettirmeye sebebiyet vermekten mes’ul olurlar. ''
************

Vesselam

muallime 25 Aralık 2014 17:10

Cevap: Kim bu Allah dostları?
 
Ayrıca yukardaki gibi yazıları buraya kopypaste yapıyorsunuz medineweb.sitesinin Sahabe düşmanı alim düşmanı site olarak bilinmesine sebep oluyorsunuz.

hakaşığı 25 Aralık 2014 17:36

Cevap: Kim bu Allah dostları?
 
Alıntı:

umut628 Üyemizden Alıntı (Mesaj 352029)
Alın size deforme edilmiş kavramlar manzumesine bir örnek daha. Evliya (çoğul) -veli (Tekil) veya
Allah [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]diye nitelenen çarpıtılmış ve çürümeye yüz tutmuş kavramlar zinciri.

Sokağa baktığımız zaman; bu kavramları üzerinde taşıdığı iddia edilen insanlar şöyle özelliklere sahiptirler:

Havada uçan, karada kaçan, şimşek gibi çakan arı gibi sokan, uyumayan, yemeyen-içmeyen, ölmeyen, misk-i amber (eski dilde deodorant, pörsümüş dilde parfüm) kokan, Ankara’dan İstanbul’a terlik, ayakkabı, çakmak, kalem v.b. bilumum elle tutulur her cismi fırlatabilen, fırlattığı zaman da 12’den isabet ettirebilen, kendilerine has giyim tarzları olan (işlemesiz olanlar tercih sebebidir) tiplemelerdir.

Ayrıca; kaşına gözüne bakılması yassak olan, yanlarında fısıltıyla konuşulabilen, gece rüyalarımızda, gündüz hayallerimizde fink atan, kendisiyle günün belli bir bölümünde şahsa münhasır bluetooth (yeni dilde rabıta) bağlantı kurulabilen olağan değil duble olağanüstü şahsiyetlere verilen sıfatlardır.

Bir kere şahsım adına bu özelliklere sahip bir dostumun olmasını istemezdim. Bana ağır gelir. Yanımda taşıyamam. Bir başkasıyla tanıştırmaya kalksam kekelerim. Nasıl tanıtacağız ki! Bu kadar özelliğinin olduğunu söylesem karşımdaki melül melül yüzüme bakar.

“Abicim dost mu tanıtıyorsun bilgisayar programı mı tanıtıyorsun, yoksa Harbi Poter filmini fazla mı seyrettin anlamadım gitti” dercesine alnının kırıştığını görebiliriz.

Bir de; evvel zaman içinde kalbur üstü yaşamış birilerine [private]izafe edilir bu sıfatlar. Kulaktan kulağa yayılmış hikayeleri veya ardında bıraktıkları eserleri vardır bunların. Öyle bir hale büründürülmüştür ki, Hani mimari bir projede 1 milimetrelik bir hata yaparsınız da, o proje bina olduğu vakit 10 metre yarık olarak karşınıza çıkar. Geçmişe atıf yaparak kahramanlaştırmak da böyle bir şeydir.

Kahramanımız ne kadar yiyen-içen, uyuyan-uyanan, evlenen-boşanan, kanlı canlı elle tutulur, çimdiklediğin zaman “höst” diyebilen biri olsa dahi, günümüze gelene kadar çoktan “efsane” olmuştur. En başta saydığımız özellikteki elbiseler çoktan üzerine giydirilmiştir.

Peki biz bilebilir miyiz, kimin ALLAH dostu kimin Allahdüşmanı olduğunu? ALLAH bildirmediği müddetçe biz bilemeyiz. İsmen sadece İbrahim’i (Selam olsun) bilebiliriz. Hangi arkadaşınız kiminle arkadaş bunu bilebilir misiniz? Kimin kiminle ahbap-çavuş ilişkisini bile bilemezken, Allahkimi dost edinmiş bunu nerden bileceğiz? Allahkendi dostunu bizden daha iyi bilir. Allah’a dost olmak için gerekli sıfatları taşımak başkadır, bir de Allah’a bazı şahısları dost izafe etmek bambaşkadır.

Şu Allah dostu, bu Allah dostu. Allah’tan haber mi aldınız? Allahmı bildirdi size dostunun veya dostlarının kim olduğunu? Bu ne cüret anlamak mümkün değil. Haa, dostluk kriterlerini yerine getirmeye çalışan bir insan görürsünüz. Adam Allah’ın emir ve buyruklarına göre, İbrahim gibi yaşamaya gayret ediyordur. Tabiri caizse temiz insandır. O’na bile Allah dostu diyemezsiniz. Çünkü kalplerde olanı yalnızca Allahbilir.

Takva’nın kimde olduğunu sadece O bilir.

Nasıl ki her insan kimin kendi dostu olduğunu, kimin düşmanı olduğunu ancak kendisi biliyorsa, Allah da kendi dostlarını bizden iyi bilendir.

Aslında birilerine Allah dostu yakıştırması, ucuz yoldan torpille işe yerleşme girişimi gibidir. Güya bu Allah dostları, kendilerine bağlı insanların her işini görebiliyor. Bu dünyada tevbeleri kabul ediyor, onları kirden pastan arındırıyor, cennette malikâne vaat ediyor, sırat köprüsünde eteğinin altından güruhunu da geçiriyor, kabirde münker ile nekire bunların yerine hesap veriyor.

Bu kadar işi halleden adama tabi ki bu sıfatı çok görmeyecekler. Ne de olsa işin ucunda torpil var.

Hani Mistik dinlerin birinde bir kıssa vardır.

Sofunun biri varmış. Gençliğinden beri şeyhinin hizmetindeymiş. Bu sofiye ne sorsalar edebinden cevap veremez ve hep “Ben bilmem Şeyhim bilir” dermiş.

“Adın ne?”

“Ben bilmem Şeyhim bilir”

“Nerelisin?”

“Ben bilmem Şeyhim bilir”

Artık herkes bunun vereceği cevaba alıştığı için kimse ona soru sormuyormuş. Tabi her ölümlü gibi bu sofu da ölmüş. Şeyh hazretleri çok üzgün tabi. Öldüğünün akşamı camideyken bir ara Şeyh durmuş ve uzaklara doğru dalmış. Sonra da gülümsemiş.
Sormuşlar şeyhe, hele gurban niye güldün?

Demiş ki: Hani bugün ölen sofu vardı ya, kabirde münker ve nekir melekleri yanına geldi. Sorular sorup durdu sofuya. O da “ben bilmem şeyhim bilir” dedi.

Ben de gidip onun yerine soruları cevapladım.
Gördünüz değil mi, ne dostlar(!) var şu dünyada.
Allah düşmanımın başına vermesin böyle fonksiyonel dostları.

Peki, kimdir bu Allah dostları, veliler veya evliyalar.
Bir kere beşer olmalı ve beşer özelliklerini taşımalıdır. Acıktığını hissedebilen, tuvalete gidebilen, hasta olan, doktor yüzü gören, üşütüp sesi kısılan, nane-limon kaynatabilen, gülüp ağlayan biri olmalıdır. Kısaca önce insan olmalıdır. Ayağı yere basmalıdır.

Bugüne kadar ismen bildiğim tek Allah dostu vardır O da İbrahim’dir (Selam olsun).
Nisa/125) İyilik yaparak kendisini Allah’a teslim eden ve İbrahim’in dinine dosdoğru olarak tâbi olan kimseden, din bakımından daha iyi kim olabilir? Allah, İbrahim’i dost (Halil) edinmişti.

Hem de yakın dost. Samimi dost. (Put kıran dost. Put icad eden değil.) Demek ki İbrahim’i örnek alan herkes Allah dostu olmaya adaydır. Allah dostu olmanın yolu ayette belirtildiği gibi şudur. “İbrahim’in dinine dosdoğru tabi olmak”tır. Bu dine dosdoğru tabi olan herkes, ister çoban Ali amca, ister Ayşe teyze, Mehmet, Kevin, Hans, her kim olursa olsun, Allah dostu olabilir. Olağanüstü özelliklerinin olup olmaması hiç önemli değildir. Olması da mümkün değildir zaten.

Allah’a yalan isnat etmek, Allah’a dost isnat etmek, Allah’a kendisinin bildirmediği bir takım şeyler isnat etmek kötü bir hastalıktır. Her hastalığın bir devası olduğu gibi, bunların da devası elbette Kur’an’dır. Kur’an’a uzak olan bu dostlara (!)yakın, bu dostlara yakın olan da Allah’a uzak olur.

Bu tip masallardan etkilenmeyerek, yüzünü dosdoğru dine, hanif olan İbrahim’in dinine dönene, Allah’ın berisinden dost/post arayışına girmeyene gün aydın olsun.

alıntı

sanırım abdulbaki efendiden bahsediyosunuz.Allah dostu oarsını muhakkak Allah bilir.fakat normal bi insanda o kadar medrese acıp Allah yolunda o kadar ogrenci yetistiremez kabul edin.iki bir suru sohbet evleri.fakirlere yardım.bir cok insanı yanlıştan cevirmek.Allah adının anıldıgı evler inşa etmek.sanırım bunlar keramet olarak yeter.ahir zamanda.ne kaybedersin ki bu yolda olsan kendini bildikten sonra.boyle kişiler bu hizmetlerin olmasını istemeyen insanlar sizde onları destekliyosunuz farkında olmadan..gecmişe bir bakın kimin bi yol gostericisi yok buyuk zatlardan..

f.kurt06 25 Aralık 2014 19:52

Cevap: Kim bu Allah dostları?
 
Allah cc. Kullarinin düşmanı olan şeytan izni ilahi ile cennetten dünyaya ve dünyada da istediği yerleri izni ilahi cercevesinde gezebiliyorsa girebiliyorsa ve kullarına son nefeste imanlarini çalmak için yanlarına kadar gelebiliyorsa Allahın cc. Kuranda dostum tabir ettiği öyle kulları da vardır ki izni ilahi ile gezebilirler düşmanını gezdiren dostunu gezdirmez mi düşmanına izin veren dostuna vermezmi

bilinmez 25 Aralık 2014 20:22

Cevap: Kim bu Allah dostları?
 
Tasavvuf dini bu kavramı o kadar çok batıllaştırmışkı,sayın muallimenin verdiği şu özelliklerde bu batıllaşmaya delildir.



Allah Dostlarının vasıfları

*Kuran ve Sünnetten ayrılmaz,
*Farzlarla birlikte nafile ibadetlerle Rasullullahın ahlakıyla ahlaklanmış olmalıdır.
*Kendinden önceki şeyhin terbiyesinde ,nefis terbiyesi ve kalp tasfiyesi yapmış olması gerekir.
*Ehl-i Sünnet vel-Cemaatti[BUNDA KASIT NEDİR AÇMAK LAZIM]r

*Haram ve bidatlerden kaçar.
*Sohbet ehlidir.[BUNDA KASIT NEDİR]
*Müridlerinden para,mal talep etmez.
*Kendini övmez,mütevazidir.[ÖVENLEREDE SES ÇIKARMAZ MI]
*Malayani ile vakit geçirmezler.
*İnsanları Şeriat,takva,zikir,istikamet,ihlaslı olmaya irşad eder.[ZİKRDEN KASIT KAFA SALLAMAK MI,zikirmatik mi kullanmak]
*Allahu Tealanın yasakladıklarından da müridlerini men eder.Allahın yasakladığı işlere razı olmaz.

* Mürşid, ehli keşifden ise, kalblerin kemalatını ve adabını, nefsani hastalıkları ve afetlerini bilmesi gerekir. Şayet ehli keşif değilse müride arız olan hallerden veya görünüşünden bunu bilmelidir. (Esad Erbilli-k.s-)


AYRICA KEŞF UYDURUK Bİ BATIL İLİM YOLUDUR,BUNUNLA İLGİLENENLER BIRAKIN NEFİS TERBİYESİ,ALLAH IN KENDİLERİNDE ETE KEMİĞE BÜRÜNDÜKLERİNİ SÖYLEYİP DURMUŞLARDIR....

hakaşığı 25 Aralık 2014 20:28

Cevap: Kim bu Allah dostları?
 
tasavvufa girmeden ve tasavvuftan once ki halimi dusunuyorum da arda daglar kadar fark var.yasamayan bilmez içinde olmayan anlamaz.seytanın hilelrinden bizleri alıkoyacak şeyler var tarikatlarda.sohbet zikir rabıta.sohbet ile arkadas çevren bile duzeliyo aslında kotulukleri uzaklaştırır insan bir tarikat yolunda.şirk çok farklı bir mesele.bu tarikatta olan herkes zaten ilkin allahtan ister.seyhden istedigimiz allaha yaklaştıracak amelleri yapmaya yonlendirmeleri bizi.rabıta yapmakta insanın dunyevi baglarını koreltir.soruyorum sizlere bunların neresi kotu.

bilinmez 25 Aralık 2014 20:33

Cevap: Kim bu Allah dostları?
 
Bütün müslümanlar Allah dostudur,geri kalanlarda şeytan ve şeytanın dostlarının dostlarıdır.Yani Allah dostluğu sınırlı ve heleki peygamber soyundan gelmişiz yalanıyla,peygambere yakın akraba sıfatı taktırılan ve gelenekçi halkıda bunlara itaate çağıran ve bu itaatin farz,vacip olduğunu söyleyenlerin tekelinde değildir.


SAAT: 21:03

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306