Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Tıbbı Nebevi ve Alternatif Tıp (https://www.forum.medineweb.net/824-tibbi-nebevi-ve-alternatif-tip)
-   -   Psikiyatrik Hastalıklar (https://www.forum.medineweb.net/tibbi-nebevi-ve-alternatif-tip/8757-psikiyatrik-hastaliklar.html)

antivirüs 19 Aralık 2008 23:52

Psikiyatrik Hastalıklar
 
Şizofreni
Şizofreni nedir ?
Şizofreni, insanın düşünce, duygu ve davranışlarında, kendisinin ve çevresindekilerin yaşantısını önemli ölçüde etkileyen bir takım değişikliklere yol açan bir rahatsızlıktır.

[SIZE=2]Sebebi nedir ?
Sebebi kesin olarak bilinmemekle birlikte kalıtımının, biyokimyasal, ruhsal, toplumsal, çevresel etmenlerin şizofreninin ortaya çıkışında rolü olduğu bilinmektedir. Kalıtımın rolü olmakla birlikte "şizofrenisi olan birinin çocuğu da kesinlikle şizofreni olacak" demek yanlıştır. Babada ya da annede şizofreni varsa çocukta olma oranı yaklaşık %10 dur, uzak akrabalarda şizofreni varsa bu ihtimal yirmide bire 'e kadar düşer.

Daha çok ne zaman ortaya çıkar ?
Şizofreni 15-35 yaşları arasında ortaya çıkar. 40 yaştan sonra nadiren rastlanır. Toplumda ortalama 100 kişiden birinde görülür.


Şizofreniyi nasıl fark ederiz ?
Şizofreni kendisini insanın dış görünümünde, konuşmasında, duygularını ifade etmesinde, düşünce ve davranışlarında yaptığı değişikliklerle belli eder.

Dış görünümünde ne gibi değişiklikler olur ?
Giyim kuşama özen, kendine bakım azalabilir, bazen yüz ifadesi donuklaşır, bazı kimselerde bariz bir farklılık olmayabilir.

Duygular değişir mi ?
Mimik ve jestlerde azalma, çevrede olup bitenlere karşı ilgisizlik görülebilir. Ancak bu; duyguların olmadığı anlamına gelmez, yalnızca duyguların dışa vurumun da sorun vardır.


Konuşma nasıldır ?
Bazen konuşmada bir dağınıklık görülmez, rahatlıkla diyalog kurulabilir. Bazılarında ise dağınık ve muğlaktır. Yer yer kopmalar görülebilir, belirli bir mantık örgüsünü izlemez, anlam bütünlüğü kurulmayabilir.

[SIZE=2]Davranışlarda ne gibi değişiklikler olur ?
Yalnız yaşamaya, toplumsal yaşantıdan çekilmeye doğru bir eğilim olabileceği gibi, yakınlarına bağımlılıkta artma da olabilir. Dışarıdan bir bakışta anlamsız ve amaçsız gibi görünen davranışlar bulunabilir. Devamlı bir noktaya bakma, kıpırdamadan, konuşmadan uzun süre durma, işbirliğine girmeme görülebilir.

Özellikle rahatsızlığın alevlendiği dönemlerde, günlük alışkanlıklarını yerine getirmeme (banyo, tıraş, v.s.) gözlenebilir.

Kimi zaman kendisine ya da başkalarına yönelik saldırgan davranışlar olabilirse de, can güvenliğine yönelik saldırganlık oranı normal kabul edilenlerden fazla değildir.

Şizofrenide düşünce nasıldır ?
Bazıları takip edildiklerini, öldürüleceklerini, insanların kendileriyle uğraştıklarını düşünerek dışarı çıkmaktan korkabilir, eve kapanabilirler, zehirleneceklerini düşünerek yemek yemeği, ilaç içmeyi reddedebilirler.


Bir kısmı düşüncelerinin çalındığını, okunduğunu, kendileriyle ilgili (televizyon-gazeteden) yayın yapıldığını, yüzlerinin veya vücutlarının değiştiğini ve onların kendilerine ait olmadığını ifade edebilirler. Bazıları olağanüstü yetenekleri olduğunu söyleyebilirler.
Emreden, hakaret eden, davranışlar, hakkında yorum yaparak yönlendiren hayali sesler duyduklarını iddia edebilirler. Bu seslere yanıt vererek kendi kendileriyle konuşabilirler. Uyanıkken gözlerinin önüne çeşitli görüntüler geldiğini ifade edebilirler. Bu belirtiler sıklıkla rahatsızlığın alevlenme dönemlerinde görülür.

Şizofreni nasıl tedavi edilir ?
Hekim danışmanlığında, uzun süre düzenli olarak ilaç tedavisi sürdürülmelidir.



İlaç hemen etki eder mi ?
İlaçların düzenli kullanımda beklenen etkiyi sağlaması için 2-3 haftalık bir süreye ihtiyaç vardır.

İlaçla tedavide amaç nedir ?
İlaçla tedavi, rahatsızlığı tamamen iyileştirmemekle birlikte, belirtileri yatıştırmakta, kişinin çevreyle ilişkilerini düzeltmekte, sık hastane yatışlarının önüne geçmektedir.
İlaçlar her gün düzenli olarak ağızdan alınabileceği gibi 2-4 haftada bir kalçadan yapılan iğnelerle de benzer etki sağlanabilir.

Şizofreninin gidişatı nasıldır ?
Şizofreninin 2/3 'sinde rahatsızlık, kısa süreli alevlenmelerle düzelme dönemleri arasındaki tekrarlar halinde görülmektedir. Yani, bugün için alevlenme dönemlerindeki kısa süreli yatışlar dışında, artık çoğunlukla ayaktan tedavi uygulaması geçerlik kazanmıştır.

Tedavi görenlerin 1/5'inde zaman içinde belirtilerin tamamen kaybolduğu saptansa da, bu düzelme, rahatsızlık öncesi işlevsizlik düzeyine dönmeyi çoğu zaman sağlamamaktadır.

Ailenin tavrı nasıl olmalıdır ?
Açık ve net bir ilişki kurmak gereklidir. Genelde şizofrenisi olan insanlarda en iyi geçinenlerin, onlara en doğal davrananlar olduğu bilinmektedir.

Çok fazla istekte bulunmadan , düşüncelerini değiştirmek için onları sürekli ikna etmeye çalışmadan, topluca yapılan misafir ağılama, yemek yeme gibi faaliyetlere sürekli olarak katılmaya zorlamadan, yalnız kalma isteklerine saygı duyarak davranmak gerekir. Olumsuz aile tutumuna maruz bırakılan hastaların ilaçlarını düzenli kullansalar bile sık sık rahatsızlandıkları görülmektedir.

antivirüs 19 Aralık 2008 23:53

Cvp: Psikiyatrik Hastalıklar
 
Depresyon
Affektif bozukluklar ve bu grubun depresif tipte olanları toplum için sık ve yaygın olarak görülen ruhsal bozuklukları oluştururlar. Yaklaşık toplumun %20 sini etkileyen depresyon tüm toplumlar için ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak kabul edilmektedir. Hayat boyu risk erkekler için %3-12, kadınlar için %20-26 'dır. Ortalama başlangıç yaşı 20-30 yaşlar arasındadır. Ancak çocuk ve ergenlerde artıyor gibi görünmektedir. Akut atak geçirenlerin yaklaşık %12-20 kadarında depresyon süregenleşme eğilimindedir. Tekrarlayan depresyonlar kadınlarda daha sıktır.

Depresif belirtiler üzüntü, mutsuzluk, isteksizlik gibi gündelik mizaç ve duygulanım dalgalanmalarından, gerçeği değerlendirme yeteneğinin bozulduğu psikotik tablolara kadar geniş bir yelpaze içinde yer alırlar. Klinik depresyon ise, tedaviyi gerektirecek düzeyde şiddetli, kişinin günlük uyumunu ve ilişkilerini bozacak yoğunlukta depresyon belirtileri ile karakterize bir ruhsal hastalıktır.

Depresyon için karakteristik belirtileri yaşamış üç temel alanında görmek mümkündür.

1) Ruhsal-davranışsal belirtiler: Keder, çaresizlik, ümitsizlik, cesaretsizlik, değersizlik gibi duygular ile belirli çökkün mizaç (disforik mood) temel belirtidir. İlgi ve zevklerde azalma oldukça tipik bir yakınmadır. Davranış alanında ajitasyon, kendine yönelik yıkıcı eylemler, intihar girişimleri ve intihar en sık görülen davranış değişmeleridir.

2) Bilişsel alanda dikkati yoğunlaştırmada güçlük, entelektüel işlevlerde yetersizlik, geçmişte yaptıklarını değersiz ve anlamsız görme, kendini suçlama ve gelecek için karamsarlık ortaya çıkabilir. Giderek kendini günahkar görme, 'komada' hatta 'ölü' olduğu biçiminde hezeyanlar gelişebilir. Depresyonda görülen psikotik düşünce bozuklukları çökkün mizaçla uyumludur.

3) Fiziksel (somatik) düzeydeki belirtiler ise uyku ve iştah değişimleri, cinsel istek ve güçte azalma, genel enerji azlığı, halsizlik, yorgunluk biçiminde düşkünlük gibi belirtilerdir. Anksiyete ve tedirginliğe bağlı baş ve sırt ağrıları, kabızlık, kan basıncında ve nabızda değişiklikler sık görülen somatik bulgulardır.

Depresyonların büyük bir bölümü uygun farmakoterapi ve psikoterapi ile ayaktan tedavi edilebilirler. Ancak küçük bir grup hastanın yatılarak tedavisi gerekir. Hastaya yatışı gerektiren durumlar şunlardır.

1) Mizaçtaki çökkünlüğün çok şiddetli olduğu ağır depresyonlar
2) İleri inceleme veya tedavi gerektiren başka bir tıbbi hastalığa ikincil olarak gelişmiş depresyonlar 3) Israrlı, inatçı, intihar eğilimi, düşünceleri yada tasarıları ve riski
4) Uzun süreli kendini ihmal, temel ihtiyaçlarına ve sağlığına kayıtsızlık
5) Yoğun ızdırap duygularının hasta ve yakınları için çok rahatsız edici olması
6) Depresif duygulanımı kalkındırmak amacıyla alkol yada ilaç suiistimali gibi durumların depresif tabloya eklenmesi

antivirüs 19 Aralık 2008 23:56

Cvp: Psikiyatrik Hastalıklar
 
Panik Atağı ve Panik Bozukluğu
Birden ortaya çıkan, giderek yoğunlaşan,kişiyi yoğun endişe ve korku içine sokan, zaman zaman tekrarlayan nöbetlere panik atağı denir.
PANİK ATAĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?
.Çarpıntı, kalp atışlarını hissetme ya da kalp hızında artış
.Terleme
.Titreme ya da sarsılma
.Nefes darlığı ya da boğuluyor gibi olma duyumları
.Soluğun kesilmesi
.Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkıntı hissi
.Bulantı ya da karın ağrısı
.Baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecekmiş ya da bayılacakmış gibi olma
.Kendisini ya da çevresini değişmiş, sanki dışarıdan kendisini gözlüyormuş gibi hissetme
.Kontrolünü kaybedeceği ya da çıldıracağı korkusu
.Ölüm korkusu
.Uyuşma ya da karıncalanma hissi
.Üşüme ürperme ya da ateş basmaları

Bu yakınmalardan en az dördü birden başlar, 10 dk içinde en yüksek düzeyine ulaşır ve bu sırada yoğun bir korku ve rahatsızlık duyulur.
PANİK ATAĞININ ÇEŞİTLERİ NELERDİR?
Panik atağı tetikleyici bir durum olup olmadığına göre üçe ayrılır.
1.Beklenmedik panik atakları; birden kendiliğinden ortaya çıkar.
2.Duruma bağlı panik atakları;hemen her zaman bir tetikleyici ya da böyle bir beklenti,ile ortaya çıkar.(örn:yılan görmek,kapalı yerde kalmak)
3.Durumsal yatkınlık gösterilen panik atakları; daha çok bir tetikleyici ile ortaya çıksa da her zaman duruma bağlı tetikleyici buna eşlik etmez.Örneğin ataklar araba sürerken ortaya çıkmaktadır ancak kişinin araba sürdüğü ancak panik atağı olmadığı zamanlar da vardır.


PANİK BOZUKLUK
Yineleyen, beklenmedik panik atakları ve en az bir ay süre ile başka bir panik atağı geçireceğine ilişkin sürekli bir kaygı duyma;
Panik ataklarının sonunda kalp krizi geçireceği,çıldıracağı,felç geçireceği gibi düşüncelerle sürekli meşgul olma;
Ataklara ve sonuçlarına bağlı olarak davranış değişiklikleri gösterme(işe gitmeme,otobüse binmeme, yanında ilaç taşıma vb.)gibi belirtilerin görüldüğü ruhsal hastalıktır.

PANİK BOZUKLUĞU NASIL OLUŞUR?
Bir neden yokken ortaya çıkan çarpıntı,terleme,titreme,göğüs ağrısı gibi belirtiler nedeniyle kişi büyük bir korku yaşar. Kalp krizi geçirdiğini, felç geçirdiğini düşünerek ölüm korkusuna kapılır. Bazen de sersemlik, bayılma hissi kendisini ve çevresini bir tuhaf hissetme gibi nedenlerle çıldıracağı, denetimini yitirip kendisi ya da çevresine zarar vereceği kaygısına kapılır.

Hasta çevredekiler tarafından hemen en yakın acil servise götürülür, orada yapılan tetkikler sonucunda bir şey bulunamaz ve bir şeyi olmadığı söylenir. Hasta bir süre tatmin olur ancak ataklar tekrarlamaya başlar ve her atakta aynı şeyler yaşanır. Her yapılan tetkik kişinin hastalığı ile ilgili kaygısını geçici olarak yatıştırsa bile zamanla bedensel kaygıların daha da yoğunlaşmasına neden olur. Kişi kendisinde kötü bir şey olduğuna, ancak doktorların bunu bulamadığına daha ayrıntılı tetkik yapılsa durumun anlaşılacağına inanmaya başlar ve doktor doktor dolaşır. Bu arada bulunan önemsiz fizik muayene ve laboratuar bulguları kişinin o konuya saplanmasına yol açar. Bazen de yanlış tanı konularak gereksiz tedaviler uygulanır.

Bazen de hekimler hastayı rahatlatmak düşüncesi ile sinirlerin gerilmiş, kansız kalmışsın, çok yorulmuşsun gibi açıklamalar ile anlamsız reçeteler düzenler, çeşitli sakinleştirici ilaçları gelişi güzel verirler. Bütün bunlar hastanın kafasının daha da karışmasına yol açar.

Ataklar sürdükçe kişi, ataklar arasında gergin,huzursuz ve endişeli bir biçimde her an yeni bir panik atağının geleceğini beklemeye başlar, buna beklenti anksiyetesi denir. Ataklar sıklaştıkça korkular pekişir.Evde yalnızken ya da sokakta kalp krizi geçireceğinden, hastaneye yetişemeyeceğinden, kontrolünü kaybedip çevresine zarar vereceğinden, herkese rezil olacağından korkmaya başlar ve bunlardan yoğun bir üzüntü duyar.

Bir süre sonra bu kaygılara karşı kişi kendince önlemler almaya başlar. Atağa yol açtığını düşündüğü yemekleri yemez, içecekleri içmez, yalnız kalmamaya sokağa yalnız çıkmamaya çalışır, otobüse,vapura binmez, yanında ilaç,su taşır hastaneye yakın yerlerde bulunmaya çalışır.
AGORAFOBİ NEDİR?
Agorafobinin anlamı açık alan korkusudur, ancak panik bozukluğunda farklı bir anlam kazanmıştır.
Hastaların çoğu atakların ortaya çıktığı yer ve durumlardan kaçmaya başlar. Panik atağı geçireceğini düşündükleri yerlere gitmemeye o tür yerlerde kalmamaya agorafobi adı verilir.


antivirüs 19 Aralık 2008 23:57

Cvp: Psikiyatrik Hastalıklar
 
Bedensel Hastalığı Bağlı Ortaya Çıkan Ruhsal Hastalıklar
Ruh ile beden bir arada varolmaktadır. Birisinde ortaya çıkan bir rahatsızlık, öbüründe de sorunlara yol açmaktadır. Bedensel bir hastalık, kişide ruhsal olarak üzüntü, keder, sıkıntı gibi olumsuz duygulara neden olur. Psikiyatride, bu duruma genel olarak "uyum bozukluğu" ismi verilir ve oldukça yaygın olarak görülür. Kanser olduğunu öğrenen bir insanın kapıldığı derin üzüntüyü, uyku ve iştahındaki bozulmayı, içine kapanmasını hastalığa karşı gelişen bir uyum bozukluğuna örnek verebiliriz.
Bedensel hastalıkların, ruhsal durumu diğer etkileme şekli ise, tamamen organiktir. Ruh ile beden, işlevsel bir bağla bağlı, beraber çalışan iki oluşumdur. Herhangi birinde oluşan bir hastalık, diğerinde de denge bozulmasına ve hatta hastalığa yol açar. Hastalığın vücutta yol açtığı fiziksel değişiklikler, bu iki sistemi birbirine bağlayan, beyini parçaları olan korteks ve otonom sinir sistemi dediğimiz, vücudumuzun idarecileri yoluyla ruhsal bozulmalara da yol açar. Örneğin, bir şeker hastasının, kan şekeri normal değerlerin üzerine çıktığında, kişide kökeni organik olan bir sıkıntı hissi ortaya çıkar, şeker düzeyi normalin 3-4 katının üstüne çıktığında ise kişinin bilinci bulanmaya, normal olmayan bir uykululuk hali ortaya çıkmaya başlar. Bu tip etkilenme ise, psikiyatride organik nedene bağlı ruhsal hastalık olarak adlandırılır. Bu tip ruhsal hastalıklarda ruhsal durumun düzeltilmesi kadar, organik hastalığında düzeltilmesi gereklidir. En sık ruhsal hastalığa yol açan tıbbi hastalıklar, nörolojik hastalıklar(felç,sara gibi), hormonal hastalıklar(goitre gibi), zehirlenmeler, alkol ve uyuşturucu madde kullanımına bağlı hastalıklardır.
Toplumdaki hasta insanlar üzerine yapılan çalışmalarda, ortalama olarak, kanser hastalarının dörtte birinde, AİDS hastalarının üçte birinde, şeker hastalarının dörtte birinde kalp damar hastalarının beşte birinde depresyon tespit edilmiştir. Bu depresyon tablosu, esas bedensel hastalığın iyileşmesini geciktirmekte, tedavi süresinde ortaya çıkacak olumsuz olayları arttırmaktadır. Kalp kriziyle hastanede yatan hastalardan depresyonu olarda ölüm oranı daha yüksektir. Şeker hastalarında, ruhsal problemler, kan şekerinin alınan ilaçlara rağmen düzenlenememesine yol açmaktadır. Bedensel hastalığa bağlı ruhsal hastalığı ortaya çıkan hastaların tedavilerinin psikiyatri ile ortak sürdürülmesi gerekmektedir. Böylece hastaneye yatış süreleri kısalmakta, tedavi başarı oranları yükselmektedir.
Bedensel hastalıklara bağlı ortaya çıkan en yaygın psikiyatrik hastalık, depresyon olmakla birlikte, farklı belirtiler de görülebilir. Ağır karaciğer hastalığı olan hastalarda görülen düşünce bozuklukları, varsanılar, karaciğer biraz düzeldiğinde ortadan kaybolur. Beyninde sıvı toplanması olan bir insanda ortaya çıkan bunama durumu, fazla sıvının akışı sağlandığında, iyileşebilir. Bu kişilerin, ağır hastalık dönemlerinde gösterdikleri davranış ve düşünce bozukluklarının kontrolü için psikiyatrik tedavi gerekmektedir.
Bedensel hastalıklara bağlı ruhsal hastalıklar, psikiyatri ile diğer tıbbi branşların yakın işbirliği gerektiren ve psikiyatrinin akıl hastaları veya delileri değil, insanların ruh hastalıklarını tedavi eden, insanın bütünlüğü için çok önemli bir tıp branşı olduğunu gösteren bir alandır. Kalp krizi geçirip veya mide ameliyatı olup hastaneye yatan herhangi bir kişinin, tedavi sürecinde psikiyatrinin de bulunması, gayet sıradan, hatta gerekli bir durumdur

antivirüs 20 Aralık 2008 00:00

Cvp: Psikiyatrik Hastalıklar
 
Organik Beyin Hastalıkları

Psikiyatrinin ilgi alanına giren bütün rahatsızlıkların ruhsal nedenlerden köken alması zorunlu değildir. Hatta çoğu zaman böyle de değildir. Genel olarak psikiyatrik rahatsızlıkların ortaya çıkmasına neden olan faktörlerden söz ettiğimizde, organik (yani, biyolojik, genetik, fizyolojik, vs.) ile ruhsal nedenlerin bir bileşiminden söz ediyoruz demektir. Tümüyle organik etmenlerin rol oynadığı rahatsızlıklar psikiyatride kendilerini genellikle şu belirtilerle gösterirler:
  • Entelektüel, bilişsel işlevlerde ve bellekte bozulma (sığ düşünceler, entelektüel esnekliğin kaybı, belli bir sözü ya da davranışı yineleyip durma, muhakemenin zayıflaması)
  • Kişilikte değişiklik (kişide o zamana kadar gözlenen kişilik özelliklerinin tamamen tersinin ortaya çıkması ya da eskilerinin abartılı bir hale gelmesi)
  • Konuşmanın fakirleşmesi
  • Belirgin görme varsanıları (yani, olmayan şeyler görme)
  • Duygulanımın önce çökkün, endişeli, oynak; sonra apatik, boş bir hale gelmesi
Organik bir nedene bağlı olduğunu kanıtlayabileceğimiz psikiyatrik bozuklukların iki ana grubunu demans ve deliryum oluşturur.

Demans, halk arasında "bunama" denen ve sinir hücresi kaybına bağlı olarak ortaya çıkan sürekli bir beyin hastalığıdır. Genellikle hafıza bozukluklarının ortaya çıkmasıyla tanınır hale gelirler. Ancak, soyut düşünce kaybı, muhakeme yetersizliği, kişilik değişmeleri ve diğer yüksek beyin işlevlerinde bozukluklar da görülür. Örneğin, konuşma güçlükleri, hareketlerde bir beceriksizlik, tanıyamama ve bilememe, mekanla ilgili güçlükler de mevcuttur. Çalışma hayatında, başka insanlarla ilişkilerde engeller ortaya çıkar.

Bunamanın en sık raslanan nedeni Alzheimer hastalığıdır. Bunu beyin damarlarındaki sorunlara bağlı bunamalar izler. Diğer nedenlerle ortaya çıkan bunamalar daha seyrektir.

Deliryum, halk arasında (hatta az oranda da olsa tıp mesleğinden olanlar arasında bile) pek bilinmeyen ve zihin karışıklığı ile seyreden bir psikiyatrik rahatsızlıktır. Burada da beyin işlevlerine bozukluğa bağlı olarak bunamaya benzer durumlar görülse de, kısa sürede gelişmesi, gün içinde dalgalanması ve kalıcı olmamasıyla ondan ayrılır. Ayrıca, dışardan gelen uyaranlara dikkatini sürdürme ve yeni uyaranlara dikkatini yöneltme yeteneği bozulmuştur, yani, deliryum halindeki kişi bir konuya yoğunlaşamaz. Düşünceleri dağınıktır. Bunlara ek olarak şuur düzeyi azalabilir, algı bozuklukları gözlenebilir, normal uyku-uyanıklık devresi bozulabilir, hareketlerde bir artma ya da tersine, azalma görülebilir, yönelim bozulabilir (yani, kişi zamanı, yeri ve kişileri karıştırabilir), hafıza bozuklukları bulunabilir.

Bu tür durumlarda ilk yapılacak iş rahatsızlığın nedenini bulmak ve tedavi edilebilecek bir durum olup olmadığını saptamaktır. Bu durumlara yol açabilecek etkenlerin bulunup -mümkünse- düzeltilmesinden sonra hastalık da geriler. Ancak ne yazık ki çoğu deliryum durumunda sebep bulunsa bile tedavi için geç kalınmış olabilir.

Bir başka önemli husus, organik bir etmen yokken; unutkanlık, hareketlerde yavaşlama, düşünce içeriğinin fakirleşmesi gibi ortak belirtilerden ötürü bunama hali ile depresyon halinin birbirine karıştırılmasıdır. Hastalar bazen ikisini ayırt etmek için bir takım tetkikler yaptırmalarının gerekip gerekmediğini sorarlar. Aşağıda iki hastalık durumunu birbirinden ayırt etmenize yardımcı olabilecek bazı noktalar belirtilmiştir.

Tuba_ 02 Şubat 2014 00:00

Cevap: Psikiyatrik Hastalıklar
 
Rabbim kimsenin başina vermesin


SAAT: 01:02

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306