Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM GENEL.::. > Edebiyat > Makale ve Köşe Yazıları

Konu Kimliği: Konu Sahibi HALUK GÜMÜŞTABAK,Açılış Tarihi:  12 Şubat 2010 (20:58), Konuya Son Cevap : 13 Şubat 2010 (11:10). Konuya 2 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 12 Şubat 2010, 20:58   Mesaj No:1
Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:HALUK GÜMÜŞTABAK isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 10862
Üyelik T.: 01 Ekim 2009
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Yaş:66
Mesaj: 489
Konular: 86
Beğenildi:3
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Nur suresi 54. Ayet ve yaptığımız yanlışlar....

NUR SURESİ 54. AYET VE YAPTIĞIMIZ YANLIŞLAR....

Günümüzde bazı ayetleri öne sürerek peygambere itaat edin ve o ne verdiyse alın sözlerinden, Rabbin elçisine de kur’an dışından hükümler koyma yetkisi vermiştir anlamı çıkarılmaktadır. Bu sözler ile Rabbim bunumu anlatıyor acaba? Allah elçisine itaat edilmesini ister ve edilmediğinde kendisine itaat etmemekle aynı tutar. Bakın birkaç örnek.

Ali İmran 132: Allah’a ve resule itaat edin ki, merhamet görebilesiniz.

Enfal 20: Ey iman edenler! Allah'a ve resulüne itaat edin. İşitip durduğunuz halde ondan yüzünüzü çevirmeyin.

Maide 92: Allah'a itaat edin, resule itaat edin, sakının. Eğer yüz çevirirseniz şunu bilin: Bizim resulümüze düşen sadece apaçık bir tebliğdir.

Haşr 7:…….. Resul size ne verdiyse onu alın; sizi neden yasakladıysa ona son verin ve Allah'tan korkun. Hiç kuşkusuz, Allah'ın azabı çok şiddetlidir.

Bizler eğer Rabbin ayetlerinin ne söylediğini gerçekten anlamaya çalışıyor da, birilerinin sözlerine delil arayışında değilsek, çok net anlarız Rabbin ne söylediğini. Peki, burada Allahın resulüne uyun, itaat edin ve o ne verdiyse onu alın, neyi yasakladıysa ona son verin derken nelerden bahsediyor olabilir?

Hemen aklıma Allahın elçisine hitap eden, bazı ayetler geldi. Bakın burada elçisine neler söylüyordu?

Maide Suresi 67. Ey resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun……

Enam Suresi 50. Onlara şunu söyle: "Ben size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum. Gaybı da bilmem ben! Size ben bir meleğim de demiyorum. Yalnız bana vah yedilene uyarım ben!" Sor onlara: "Körle gören bir olur mu? Hâlâ düşünmüyor musunuz?"

Nisa Suresi 105. Kuşku yok ki, biz bu Kitap'ı sana, insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği ile hükmedesin diye hak olarak indirdik. Sakın hainlere yardakçı olma



Hakka Suresi 44; Eğer bazı lafları bizim sözlerimiz diye ortaya sürseydi, 45 Yemin olsun, ondan sağ elini koparırdık. 46 Sonra ondan can damarını mutlaka keserdik.

Yukarıdaki ayetleri okuyan bir insan, Allahın resulünün bizlere kur’anı tebliğ etmek görevi olduğunu ve bizleri kur’an ile uyarıp kur’anın hükümleri ile bizleri yönettiğini, uyardığını çok net anlar. Bakın sizlere bir ayet daha, bu kadar açık ve net, peygamberimize itaat etmekle onun bizlere kur’an ile hükmedip , kur’anın yapın dediğini yapmak, yasakladığın dan uzaklaşmak görevinin olduğu çok açık anlaşılıyor.

Nur 54: De ki: Allah'a itaat edin; Peygamber'e de itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz şunu bilin ki, Peygamber'in sorumluluğu kendisine yüklenen (tebliğ görevini yapmak), sizin sorumluluğunuz da size yüklenen (görevleri yerine getirmeniz)dir. Eğer ona itaat ederseniz, doğru yolu bulmuş olursunuz. Peygamber'e düşen, sadece açık-seçik duyurmaktır.

Bakın ayette ne diyor? Peygamberinize itaat edin çünkü ona düşen görev yani sorumluluk, kendisine yüklenen kur’anı tebliğdir diyor. Bizlerin sorumluluğu ise kur’anın yüklediği görevleri yerine getirmektir diye çok açık belirtiyor. Ayetin sonundaki cümle aslında birazcık düşünene her şeyi anlatıyor. Peygamber'e düşen, sadece açık-seçik duyurmaktır. Bu sözler Rabbin sözleri, birazcık düşünen aklını kullanan anlayacaktır.

Son olarak bazı ayetleri daha sizlere hatırlatmak istiyorum. Bizler şefaat konusunu o kadar yanlış yönlere çekmiş ve kendimizi aldatır olmuşuz ki, kur’an ayetlerini bile görmezden geliyoruz. Bizler Rabbin şefaat tümden bana aittir dediği ayeti görmezden gelip, diğer ayetler üzerinde anlamlar çıkartarak, kendimizce dinde çelişki yaratmışız. Rabbim bakın yalnız kimden yardım isteneceğini söylüyor?

Fatiha suresi 5.ayet: Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.

Allah kuranda bizleri nasıl uyarıyor ayetinde.

Nisa 31: Eğer yasaklandığınız günahların büyüklerinden uzak kalırsanız, diğer kötülüklerinizi örteriz ve sizi nimet ve bereket dolu bir varış yerine ulaştırırız.

Ayet çok açık büyük günahlardan sakınanların diğer günahlarını affederim diyor Rabbim. Peki, bizler bu apaçık ayetleri görmemize rağmen hala içimize sokulan yanlış ve hurafe bilgileri, peygamberimizin hadisi diye anlatanlara bakın nasıl kanıyor ve birde bunları savunuyoruz.

(Peygamberimiz “Benim şefaatim ümmetimden büyük günah işleyenleredir” buyurmuşlardır.)

Değerli dostlar, aslında bu düşünce ve inanç, içinde bulunduğumuz karmaşanın çok açık bir örneğidir. Allah bile büyük günahlardan sakının affetmem diyor, ama bizler bunun bir kolayını da bulup büyük günahları da affetmenin yolunu bulmuşuz. Rabbim affetsin. Bakın sizlere hesap günü cehennem halkından olacağı kesinleşmiş bir insan için ne diyor Rabbim. Çok önemli ve üzerinde düşünülmesi gereken bir ayet.

Tevbe 113: Akraba bile olsalar, cehennem halkı oldukları açıkça belli olduktan sonra müşrikler için af dilemek ne peygambere yakışır ne de iman edenlere.

Bakın işte Rabbim her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdim ki anlayasınız diyorsa, gerçekten vermiştir. En yakınlarımızdan bile olsa cehenneme gideceği kesinleşmiş bir insan için, bırakın şefaat etme, bağışlama yetkisinin olduğunu, onun bağışlanması için Allaha affı için dua bile edilmesini doğru karşılamıyor. Dikkat edin özellikle peygamberlere yakışmaz derken, aynı olayı yani dua, af dileme kapısını iman eden her kez için açık olduğunu, ancak cehennem ehli olduğu kesinleşmiş olanlar için, bunu hiç kimse yapamaz diyor. Aslında bu ayet her şeyi çok net anlatıyor, anlayana anlamak isteyene.

Bizlere düşen hiçbir etki altında kalmadan Rabbin indirdiği kitabı çok iyi anlayarak okumak, araştırmak iyice anlamaya çalışmak olmalıdır. Bu konuda kur’ana uyan her bilgiden ve kaynaktan yararlanmalıyız, yeter ki bu bilgiler Rabbin kelamına ters düşmesin, onun vermediği bir hükmü koymaya kalkmasın. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]


Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi HALUK GÜMÜŞTABAK 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
İbretlik bir kıssadan hisse. Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler kamer34 6 2417 21 Nisan 2011 20:45
Kendi ellerimizle cehennemin kapısını açmayalım. Makale ve Köşe Yazıları HakikaT 10 4668 12 Nisan 2011 11:36
Allah Kur'an ayetlerini elçisine, RÜYASINDA vah... Makale ve Köşe Yazıları yakuti 7 2482 20 Mart 2011 18:44
Bakara 85. ayetten almamız gereken önemli dersler. Makale ve Köşe Yazıları kamer34 6 2398 16 Mart 2011 11:48
Kader konusunu kur'an ışığında nasıl anlamalıyız? Makale ve Köşe Yazıları talibetün 5 1989 11 Mart 2011 20:19

Alt 13 Şubat 2010, 01:22   Mesaj No:2
Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:47
Mesaj: 5.078
Konular: 295
Beğenildi:124
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Standart RE: NUR SURESİ 54. AYET VE YAPTIĞIMIZ YANLIŞLAR....

Günümüzde bazı ayetleri öne sürerek peygambere itaat edin ve o ne verdiyse alın sözlerinden, Rabbin elçisine de kur’an dışından hükümler koyma yetkisi vermiştir anlamı çıkarılmaktadır. Bu sözler ile Rabbim bunumu anlatıyor acaba? Allah elçisine itaat edilmesini ister ve edilmediğinde kendisine itaat etmemekle aynı tutar. Bakın birkaç örnek.

“Onlar ki yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı gördükleri, okuma yazması olmayan peygambere tabi olurlar, o peygamber onlara iyiliği emreder, onları kötülükten nehyeder, tertemiz ve iyi olan şeyleri helal, kötü ve zararlı şeyleri haram eder, onların sırtlarındaki ağır yükü kaldırır, onların zincirlerini kırar; o peygambere inanıp ona saygı gösteren, yardım eden, onunla birlikte gönderilen ışığa uyanlar yok mu, murada erenler işte onlardır” buyurdu.
(Araf 157)

Bizler bütün İlahi hükümleri en ince ayrıntısına kadar Kur'an'dan öğrenebileceğimizi sanıyorsak, büyük bir yanılgı içerisindeyiz. Çünkü nice hükümler vardır ki İslam ümmeti onlar üzerinde ittifak halindedirler.Özellikle teferruat hususunda bir çoğu Kuranda zikredilmemiştir.Bu hükümlerin kaynağı Sünnet'tir.Bunun böyle olduğunu ispatlayan bir çok ayet vardır.

Örneğin yenmesi haram olan bazı nesnelerin haramlığını Kur'ani vahiyle açıklamış, birçoğunun haramlığını Resulullah belirlemiştir.

Kur'an'da geçmeyen, katır, merkep, aslan, kaplan, fil, kurt, maymun ve köpek gibi hayvanlarla, kartal, atmaca, şahin ve doğan gibi yırtıcı kuşların etlerinin haramlığı da Allah resulünün haram kılması ile hükme bağlanmıştır. Hiç şüphesiz, Hz. Peygamber'in bu yetkisini Yüce Allah'tan tamamen bağımsız olarak değerlendirmemek gerekir. Elbette O, bu nevi hükümleri Yüce Allah'ın kendisine verdiği yetki ve O'nun kontrolü altında vermektedir. Zaten genelde, Hz. Peygamber, bu hükümleri verirken daima Kur'an'daki umumi bir prensibe dayanmıştır


Kur'an'da yenmesi haram olan sadece bazı şeylerin açıklamasına gelince, bunun sebebi şudur ki cahiliyet zamanında Müşrikler arasında bir çok diğer hurafe inanışlar gibi, nedensiz yere Allah'ın helal kıldığı bir takım nimetleri, yiyecekleri kendilerine haram kılmışlardı. Diğer taraftan gıda sıkıntısı çektiklerinde ise Allah'ın haram kıldığı bazı şeylerden yararlanmayı helal sayıyorlardı; murdar eti, domuz eti, kan ve putlar adına kesilmiş kurbanlar veya Allah'ın adı anılmadan kesilmiş hayvanlar gibi... Hatta bununla da kalmayıp bu yanlış ve hurafe uygulamalarını Allah'a isnad etmeğe ve bunun ilahi kitaplarda yazılı olduğunu iddia etmeğe kalkışıyorlardı.

Allahu Teala bu hurafe düşünce ne uygulamayı ortadan kaldırmak ve özellikle Müslümanların onlardan etkilenmemelerini sağlamak için, muhtelif münasebetlerde dört kez bu konuda ayet indirmiştir ki bunlardan iki tanesi (En'am, 145 ve Nahl, 115) Mekke'de hicret öncesi nazil olmuştur; iki tanesi ise (Bakara, 173 ve Maide, 3) Medine'de hicret sonrası nazil olmuştur. İşte bu durumu dikkate aldığımızda ayetlerin gerçek manası ortaya çıkmaktadır.

Ayeti kerimelerde Allah’u Teala şöyle buyurmaktadır:

De ki: “Bana vahyolunanda, ölü, akıtılmış kan, domuz eti –ki pistir- ve yoldan çıkararak Allah’dan başkası adına kesilen hayvandan gayrisini yemenin haram olduğuna dair bir emir bulamıyorum; fakat darda kalan başkasının payına el uzatmamak ve zaruret miktarını aşmamak üzere bunlardan da yiyebilir.” Şüphesiz ki Rabb’in , Gafur’dur, Rahim’dir.(Enam 145)

Allah size sadece, leşi, kanı, domuz etini ve Allah'dan başkası adına boğazlanmış hayvanları yasakladı. Kim çaresiz kalır da başkasının payına el uzatmaksızın ve zorunluluk sınırını aşmaksızın bu yasak etlerden yerse, hiç kuşkusuz Allah affedicidir, merhametlidir.
(Nahl 115)

Allah size sadece leşi, kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesilen hayvanın etini kesinlikle haram kıldı. Fakat darda kalana, başkasının payına el uzatmamak ve zaruret miktarını aşmamak üzere bu etlerden yemek günah değildir. Hiç şüphesiz, Allah bağışlayıcı ve merhametlidir.
(Bakara 173)

Ölü, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına boğazlananlar, -boğulmuş, bir yerine vurularak öldürülmüş, düşüp yuvarlanmış, başka bir hayvan tarafından süsülmüş, yırtıcı hayvan tarafından yenmiş olanları canları çıkmadan önce kesmemişseniz-, dikili taşlar üzerine boğazlananlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı; bunlar fasıklıktır. Bugün, kafirler dininizden çıkmanızdan ümitlerini kesmişlerdir, onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslamiyet’i beğendim. Açlıktan darda kalan, günaha kaymaksızın yiyebilir. Doğrusu Allah, Gafur’dur, Rahim’dir.
(Maide 3)

Bu ayetleri yan yana getirildiğimizde ve nüzul sebepleri dikkate alındığında şu hakikat gün yüzüne çıkıyor:


Bu vermiş olduğum 4 ayeti kerimede asıl amaç ,Bütün Haramların açıklanması değildir.Müşriklerin Helal yiyecekler yerine yaygın bir tarzda yararlandıkları bazı Haramların açıklanmasıdır.

Bunu ilmi bir ıstılahla açıklamak istersek, bu ayetlerdeki Hasr (sınırlamadan) maksat, hakiki bir sınırlama değil, izafi ve nisbi bir sınırlamadır. Yani Müşriklerin içerisinde yaygın olan ve helal sayılan haramlara yönelik bir açıklamadır.
Alıntı ile Cevapla
Alt 13 Şubat 2010, 11:10   Mesaj No:3
Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:HALUK GÜMÜŞTABAK isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 10862
Üyelik T.: 01 Ekim 2009
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Yaş:66
Mesaj: 489
Konular: 86
Beğenildi:3
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Re: Nur suresi 54. Ayet ve yaptığımız yanlışlar....

Değerli arkadaşım hüküm koyan ve çözüm getiren yanlız Rabbim benim diyor. Bunun dışında elbette birçok konuda peygamberimiz örnek alınmış ve ibadetlerimizde bizler için örnek teşkil etmiştir. Bu konularda bile mezhepler de ayrı, ayrı düşünce ve uygulamalar olduğunu düşündüğünüzde, dinde hüküm verme, helal ve haram koyma yetkiside vardır diye inandığımızda, büyük bir kapıyı aralamış ama sonunu göremez hale gelmiş oluruz. Günümüz de de bu durumdayız zaten. Dikkat edin her mezhebin neredeyse helal ve haramları, ibadet konusunda kendince doğruları çok değişik. Sizce Rabbim böyle bir durumun oluşmasına izin verirmiydi?
Düşüncenize saygılıyım ama aşağıdaki linkte bu konunun anlaşılması için eklediğim yazı da kutsak kitaplarda geçen ve çok açık izah edilen konuların acaba neden kur'anda bahsedilmediğini düşünmenizi rica edeceğim. Allah ayetlerimi açık ve detaylı indirdim diyor. Sizde bu konu ile ilgili ayetleri yazmışsınız. Yazının sonunda ayetler ile ilgili şöyle yorum yapmışsınız
bu ayetlerdeki Hasr (sınırlamadan) maksat, hakiki bir sınırlama değil, izafi ve nisbi bir sınırlamadır. Yani Müşriklerin içerisinde yaygın olan ve helal sayılan haramlara yönelik bir açıklamadır
Değerli arkadaşım Rabbim indirdiği ayetleri yanlız o günün insanlarına değil tüm aleme Dünya durdukça istifade edilsin diye gönderdiğini söylüyor, çünkü sizi bu kitap tan hesaba çekeceğim diyor. Allah ayetlerini açık ve detaylı gönderdim dediğini birçok kez tekrarlıyor. Hatta herşeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdim diyor.
Bunlar benim kur'andan anladıklarımdır. Rabbim sizleri bu kitaptan imtihan edeceğim diyorsa üstü kapalı, göreceli anlamları içeren hiç bir ayet indirip bizleri zor durumda bırakmaz. Allah elçisine sana indirdiğimle onlara hükmet diyorsa, bu emir bence çok açık ve net bir emirdir. Tekrar söylüyorum düşüncelerinize saygılıyım, yazdıklarım benim kur'andan anladıklarımdır. Selametle kalın arkadaşım. SAYGILARIMLA Halukgta
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Ders Ayet-i: İbrahim Sr. syf: 260 Ayet:31-34 Kutsiyye syf: 28 sakin Kur'ân-ı Kerim Genel 1 26 Aralık 2009 19:32
HADİD SURESİ 22. AYET NE ANLATIYOR? HALUK GÜMÜŞTABAK Makale ve Köşe Yazıları 7 29 Kasım 2009 19:48
NEBE SURESİ 8. AYET VE ....... HALUK GÜMÜŞTABAK Makale ve Köşe Yazıları 0 13 Ekim 2009 12:35
KADİR SURESİ Yitiksevda Kur'ân-ı Kerim Genel 0 16 Eylül 2009 00:32
YUSUF SURESİ Huzurİslam Hadis-i Şerif 0 03 Aralık 2008 16:25

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.