Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM GENEL.::. > Edebiyat > Makale ve Köşe Yazıları

Konu Kimliği: Konu Sahibi KARAKÖSE,Açılış Tarihi:  03 Ocak 2012 (10:45), Konuya Son Cevap : 04 Ocak 2012 (13:20). Konuya 6 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 03 Ocak 2012, 10:45   Mesaj No:1
Medineweb Sadık Üyesi
KARAKÖSE - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:KARAKÖSE isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5710
Üyelik T.: 18 Aralık 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:44
Mesaj: 326
Konular: 48
Beğenildi:13
Beğendi:0
Takdirleri:53
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Müslümanlarda Sahabe Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL

Müslümanlarda Sahabe Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL

.


Sahabe kavramı, peygamber efendimizi gören yada peygamber efendimiz tarafından görülen Müslüman grubunu tanımlamada kullanılır. Sahabe topluluğu peygamber sohbetinde bulunduğu, İslam’ı ilk benimseyen, İslami sorumlulukları ilk sırtlayan topluluk olduğu için kendinden sonra gelen Müslümanlara öğretmen olma şerefine nail olmuştur.
Sahabeleri diğer Müslüman topluluklardan farklı kılan özellik, onların peygamberden ders almış olmalarıdır. Peygamberden ders alan bir mümin açıktır ki diğer müminlere oranla İslami öğretiyi çok daha güzel kavramış olacaktır. Diğer Müslümanlarla sahabeler arasında İslami emir ve yasaklar, sorumluluklar bakımından fark yoktur. Allah sahabeden sonra gelen Müslümanlara neyi emrettiyse, sahabeye de aynı şeyi emretmiştir. Sahabeye neyi yasakladıysa diğer Müslümanlara da aynı şeyi yasaklamıştır. Hal böyleyken ve sahabelerde diğer tüm insanlar gibi birer âdemoğlu iken, sahabe dönemini takip eden dönemlerde sahabelere öğretmenlik görevinden öte değerler yüklenmiştir. Böylece zaman ilerlerken, Kuran’ın yanında ilke belirleyici olarak sahabe de söz sahibi yapılmıştır. Bu cümlelerime içten içe öfkelendiğinizin farkımdayım, ancak aşağıda açıklayacağım olayları düşündüğünüzde sahabenin kişisel değerlendirmelerini İslam’ın bir parçası olarak görmenin İslami bir hayat yaşamaya ne derece engel olduğunu fark edeceksinizdir.

En büyük hata, sahabe arasında sürekli bir dayanışma olduğu ve tüm sahabelerin gökteki yıldızlar kadar parlak ve berrak bir dini hayata sahip olduğu düşüncesidir. Sahabe toplumunda da âlim, entelektüel, yönetici kişiliğine sahip, yol gösterici şahıslar olduğu gibi, hayatını iki deve otlatmaya adamış, yaşamın detayları hakkında pek bir bilgiye sahip olmayan ve hayatını ezbere değerlere göre yaşayan şahıslarda vardı. Sahabe toplumunda dünyevi isteklerden uzaklaşmış, zahit kişiler olduğu gibi, dünya çıkarı için hilelere başvuran, cinayetler işleyenlerde vardı. Sahabe toplumunda siyasi tercihini kurana göre belirleyenler olduğu gibi, siyasette cahiliye dönemi politikalarını izleyenlerde vardı. Evet, siz kabulde etseniz, inkârda etseniz sahabe toplumunda, diğer toplumlarda olduğu gibi yaşam için gereklilerde vardı, zararlılarda.

Peygamber efendimizin hayatta olduğu dönem de, sahabe arasında herhangi bir sürtüşme olmadı, çıkan sorunlara peygamber efendimizin direkt müdahale edişi sorunların büyümeden çözülmesini sağladı. Hz. Muhammed sahabeler için bir baba, bir öğretmen, bir yargıç ve bir idareci oldu. Sevdi, öğretti, yargıladı ve yönetti. Sahabelere nasıl düşüneceklerinin ve nasıl yaşayacaklarının ilmini yükledi. Ancak Hz. Muhammed’den sonra sahabelerden bazıları peygamberin düşünüş şekli ile düşünemediler, çünkü sahabeler vahiy alan birer peygamber değil birer insandılar. İsabet edebilecekleri gibi hata da yapabilirlerdi. Sonuç olarak peygamber efendimizden sonra sahabeler birbirleri ile savaştılar ve 30 yıl sonra İslami yönetim yok oldu. Sahabe arasındaki çatışma kişisel yorumların bir sonucuydu. Siyasi tercih yaparken değişik noktalara saplananlar Müslümanları büyük bir felaketin içine sürüklediler.

Bu gün sahabeyi kutsamak için, sahabe arasındaki çatışmanın rahmet olduğunu söyleyenlerden tutun, bir gereklilik olduğunu söyleyenlere kadar birçok garip söylem ile karşılaşabilirsiniz. Müslümanların birbirlerini öldürmesi nasıl bir gereklilik ve nasıl bir rahmettir anlamak biraz zor. Sahabe topluluğu bir bütün olarak olumlu yada olumsuz olarak değerlendirilemez. Sahabenin büyük bir kısmı Müslümanlar için öğretmendir ama hiç biri Peygamber gibi hüküm koyma hakkına sahip değildir. Küçük bir kesimi ise İslam ve Müslümanların geleceği açısından zararlı olmuştur. Demek istediğim şudur ki, sahabenin yaptığı her şey içtihat farkı yaklaşımı ile çözüme kavuşturulamaz. Sahabe birer insandı ve insan olması hasebiyle sonu ölümlere varan hatalar yapabiliyor, nefislerine uyabiliyorlardı.
Sahabeler arasındaki siyasi sürtüşmeler birçok Müslüman’ın ölümüne sebep oldu. Siyasi tercihleri kutsamak için yığınla hadis uyduruldu. Bu gün hadis kitaplarını inceleyecek olursanız İlk bakışta bile akıllara zarar cümlelerle karşılaşırsınız. Hadis kitaplarını detayına incelerseniz allak bulak olursunuz. Kısacası sahabe dönemi tarih kitaplarında anlatıldığı şekilde olaylara sahne olmuştur ama sebepleri kitaplarda anlatıldığı gibi içtihat farkı falan değildir, siyasidir.


Aşağıdaki sorular üzerine düşünmenizi tavsiye ederim.

— Eğer sahabelerin çatışması rahmet olarak kabul ediliyorsa, diğer Müslümanlarında çatışması da rahmettir ve bugünkü Şii, Sünni çatışması da rahmet kabul edilmelidir. Neden sahabe çatışması rahmet de günümüz Müslümanlarının çatışması facia oluyor?

— Sahabe kuranın bir parçasımıdır? Yoksa Müslüman toplumun bir parçasımıdır? Eğer kuranın bir parçasıysalar kuranda farklı sesler yoktur ama sahabe arasında farklı sesler vardır. Eğer Müslüman toplumun bir parçasıysalar her insan gibi hata yapma olasılıkları vardır, o halde yaptıkları hatalar neden içtihat örtüsü ile kutsanıyor?

— Sahabenin çatışması, diğer bir deyişle içtihat farklılığı hangi sorunu çözdü. Dinde İçtihat farkı öldürmeyi gerektiriryormu? İçtihat farkı bu kadar büyük acılara sebep olduysa nasıl rahmet olabiliyor?

— Hilafet tartışmalarında, muhacirden bazı sahabelerin halifeliğin kureyşin hakkı olduğunu ortaya atmaları İslami düşünce ile uyuşuyormu? Uyuşuyorsa peygamberin kavmiyetçiliği kaldırışını nasıl açıklayacağız?

— Neden Hz.Ebubekir’e biatte bazı sahabeler direndiler. Mesela Sad bin Ubade neden Hz. Ebubekire biat etmedi. Halifeliğin Ensarın hakkı olduğu düşüncesi Sad bin Ubade yi ” Ben kureyşe biat etmem” demeye kadar nasıl götürdü. Bu bir kabile asabiyetimidir yoksa ictihatmıdır?

— Sahabelerin fazilet sıralaması ilk dörde dört büyük halifenin yerleştirilerek yapılması siyasi bir değerlendirme olabilirmi? Neden Bilal, Ammar gibi en fazla çile çekenler en faziletli olamıyor da yönetimde bulunanlar, yönetime geliş sırasına göre faziletli bulunuyor?

— Cemel savaşında Bedir savaşı ashabı ile Uhut savaşı ashabı savaştı. İçtihat farkındanmı? Bu nasıl bir içtihat farkıdır ki her şeyi ölüme sebep oluyor ama hala rahmet oluşunu devam ettirebiliyor?

— Had cezasına çarptırılan sahabe varmıdır? Mesela Peygamberin şairi Hasan bin Sabit ifk hadisesinde had cezasına çarptırıldımı? Hz. Aişeye iftirada bulunmak nasıl bir durum olabilir sizce?

— Kuran bir Mukaddes kitapmıdır? Yoksa kılıçlara geçirilip savaş hilesine malzeme yapılacak bir nesnemidir? Sahabe Allahın kitabı ile hile yapmanın çirkin bir şey olduğunu bilmiyormu? Keza hakem olayında yapılan hileyi peygamber düşüncesi onaylıyor mu? Onaylamıyorsa bu hilelere başvuranlara nasıl siyasi deha denebiliyor?

— Muaviye ile Hz. Ali arasındaki savaş, halifelik tartışmalarında Ensarı devre dışı bırakan kureyşin kendi içinde çarpışması olabilirmi? Muaviye’nin derdi neydi?

— Sağlığında Hz. Osman’ı tasvip etmeyen Hz.Aişe, Hz. Talha ve Hz. Zübeyir Hz.Osman’ın katilleri konusunda halkı neden kışkırtmaya başladılar. Hz. Ali’nin hilafetini kabul mü etmiyorlardı? Yoksa ona güvenmiyor, onun Hz. Osman’ın katillerini serbest bırakacağına mı inanıyorlardı? Peki, Hz.Aişe yıllar önceki gerdanlık meselesinden dolayı Hz. Ali’ye kin duyuyormuydu? Ya Talha ve Zübeyir kendilerine valilik verilmediği için Hz. Ali’ye kızgınmıydılar? Yoksa mesele ictihat farkımıydı? Cemel savaşında 10.000 kişi yaşamını yitirdi. İçtihat farkından mı öldü bu insanlar?

— Hz. Osman’ın sağlığında yerden yere vurulan danışmanı Mervan bin Hakemi, Hz. Ali’nin hilafetinde Hz. Aişe, Hz. Talha ve Hz. Zübeyir ile aynı saflarda görüyoruz. Mervan ile işbirliği yapmayı gerektirecek kadar önemli olan şey neydi acaba? Hz. Osman’ın katillerimi? Peki, Hz. Osman’ın sağlığında kötülenen ama Hz. Osman’ın ölümü ile anlaşma yapılacak kadar önemsenen Mervan, Cemel savaşında neden Talha’yı öldürdü? Kendi safındaki adamı öldürecek kadar güvenilmez olan Mervan ile Talha, Zübeyir ve Aişe neden işbirliği yaptılar? Hem de Hz. Ali’ye karşı.

— Bazı sahabeler neden bazı sahabelere arka çıkmadılar. Mesela Muhammed bin Ebubekir, Muhammed bin Huzeyfe, İbni Mesut gibi sahabeler Hz. Osman’ın kanını neden helal görüyorlardı? Abdurrahman bin Avf neden Hz. Osman’ın kendi cenaze namazını kıldırmasını istemedi? Ammar bin Yasir, Hz. Ali’nin Hz. Osman’ı öldürmek için Medine ye gelenleri durdurma teklifini neden kabul etmedi?

— Hz. Osman’ın cenaze namazında neden sadece 7 kişi vardı? Medine de 7 kişimi yaşıyordu? Neden Hz. Osman’ın cenaze namazını kılmaya icabet edilmedi? İçtihat farkından mı acaba?

— Hz. Ali, Hz. Osman’ın evini muhasara edenleri neden ordusunda tutu? Neden idam etmedi? Hatta bunlar arasında olan Muhammed bin Ebubekir ve Malik Ester’e valilik verdi?

— Haricilerin kendi gibi düşünmeyenleri, hatta çocukları öldürmeleri bir içtihat hatasımıdır? Hariciler Hz. Ali kâfirdir diyorlardı. Sizce Hz. Ali kâfir olabilirmi? Kendileri dışında hiç kimsenin kabul edemeyeceği bir düşünceyi sahabe olan hariciler nasıl bir içtihatla kabul etmişlerdi? Bugün Haricilerin içtihadına tabii olan birinin Hz. Ali ye kâfir demesi doğru olurmu?

— Muaviye neden Hz. Ali’yi Hz. Osman’ın katlini organize etmekle suçladı? Siyasi çıkar düşündüğünden mi? Gerçekten Hz. Ali yi katil olarak bildiğinden mi yoksa içtihat farkından mı?

— Sıffın savaşındaki hileler neyin nesiydi? Amr bin As’ın hilelerine kuranı alet etmesi içtihat farkındanmı? Sıffın savaşında 70.000 kişi öldü, savaşın komutanı Muaviye sevap kazanan bir hatalımıdır? 70.000 kişi içtihat farkından mı öldü yoksa Ebusüfyan’ın oğlu başa geçsin diyemi?

— Muaviye neden Cuma hutbelerinde Hz. Aliye lanet okuttu? İçtihat farkı lanet okumayı gerektirirmi?

— Sahabenin döktüğü tüm kanın ve bazı sahabelerin bazılarını siyasi yönetim uğruna öldürmesinin tek sebebi içtihat farkımı? Mesela Malik Ester’in öldürülmesi içtihat farkımı?

— Bazı sahabelerin bazı sahabeleri öldürmesi neden çirkin bir şekilde yapılmıştır. Mesela Muhammed bin Ebubekir’in öldürülme şekli bir içtihat farkındanmıdır?

— Peygamber yöneticiliğin sorumluluklarını ve zorluklarını anlatmışken, yönetici olma yolunda zulme bile başvuran sahabeleri aklamak için içtihat farkı yaklaşımı yeterlimidir? Yoksa her şey başa geçmek içindi demek daha mı doğrudur?

— Sahabe söz konusu olduğunda yapılan işe değil de, işi yapana bakılır. Neden mahiyet değil de işi yapan üzerinden değerlendirme yapılmaktadır?


Demek istediğim şudur ki, İlk gününden itibaren büyük bir gayret ile İslam bayrağını taşıyan peygamber dostlarına saygısızlık edilmesini elbette ki hoş göremeyiz, ancak hata yapabilen insanların yorumlarını da, Allahın kararlarıymış gibi değerlendiremeyiz. Eğer tüm sahabeleri hatasız, nefsi isteklerden uzak görürsek Müslümanlar arasındaki çatışmaları da hoş görmemiz gerekir.

Şimdi bazı sahabelerin tavırlarını kutsayarak yaşamımıza bir değerler silsilesi ekleyeyim bakalım neler çıkacak.

Hz. Aişe’nin Hz. Ali’ye karşı savaşa iştirak etmesi ifk hadisesinde Hz. Ali’nin takındığı tavırdan dolayıdır. Hz. Aişe’nin bu hareketi kutsanırsa, bir şahsa kişisel bir durumdan dolayı sinirlenildiğinde ona savaş açılabilir dememiz gerekecektir.

Hz. Osman’ın sahabe toplumu tarafından şehit edilmesinin ana sebebi, liyakatlerine bakılmaksızın kendi aile yakınlarına devletin yönetim kademesinde öncelik tanıması ve bazı konularda iltimas geçmesinden dolayıdır. Hz. Osman üzerinden anlatılan aile asabiyetine dayalı olumsuzluklar sadece onun şahsına has bir durum değildir. Sahabe arasındaki sataşmalar incelendiğinde Hz. Osman’ın bir grubun karakterini yansıttığını görürüz. Hz. Osman döneminde Halifenin kâfir olduğuna inanan sahabe olduğu gibi, halifeye karşı çıkmanın küfür olduğuna inananlarda vardı. Hz. Osman sahabenin önde gelenlerindendir. Yol gösterici ve üstün bir ilme sahiptir, ancak yönetim konusunda başarılı değildir. Çünkü yönetime dair davranışları örnek alınacak olursa, yöneticinin kendi aile yakınlarına iltimas geçmesini doğru bulmamız gerekecektir.

Hz. Talha ve Hz. Zübeyir Medine’de Hz. Ali’ye biat etikleri halde, Mekke’ye gittiklerinde biatlerini bozup Hz. Aliye karşı savaş hazırlığına giriştiler. Sebep Hz. Ali’den bekledikleri valiliklerin kendilerine verilmeyişiydi. Talha ve Zübeyir’in bu davranışları örnek alınacak olursa, kendisine yönetimde yer verilmeyenler yöneticiye(adil bir kişi olsa bile) savaş açma hakkına sahiptirler dememiz gerekecektir.

Muaviye halifenin emri altındaki bir vali idi. Muaviye’nin yetkilerini aşarak Hz. Ali den Hz. Osman’ın katillerini istemesi bir bahaneydi. Muaviye’nin asıl amacı siyasi olan bir olayı din örtüsüne bürümek ve bu olaydan çıkar elde etmekti. Sıffın savaşında 70.000 Müslüman Muaviye’nin yöneticilik aşkı yüzünden öldü. Muaviye yönetimi ele geçirdikten sonra Hz. Ali’ye lanet okuma geleneğini çıkardı, hatta lanet okumayı reddeden Hicr bin Adiy ve arkadaşlarını, kadı Şureyhin Hicr’in kanı haramdır hükmüne rağmen kılıçtan geçirdi. Muaviye’nin oluşturduğu Emmevi saltanatının padişahları zulümde sınır tanımadılar. Muaviye cahiliye kabileciliğine dayalı bir yönetim geliştirdi. Muaviye’nin hareketi örnek alınacak olursa yöneticilik uğruna yönetimde bulunana (adil bir kişi olsa bile) karşı çıkılabilir, savaş açılabilir ve her türlü hileye başvurulabilir. Savaş kazanıldıktan ve yönetim ele geçirildikten sonra eski yöneticiye lanet okunabilir ve eski yöneticiye sempati besleyenler kılıçtan geçirilebilir, kısacası diktatörlük yapılabilir dememiz gerekecektir.


Amr bin As, Muaviye’nin dünyevi teklifleri uğruna türlü hilelere başvurarak sıffın savaşında binlerce insanın kanının dökülmesine ve yönetimin Emmevi ailesine geçmesine sebep oldu. Amr bin As’ın hareketi örnek alınacak olursa dünyevi çıkarlar uğruna her türlü hile ve yalan mubahtır dememiz gerekir.

Mervan bin hakem Hz. Osman’ın danışmanıydı ama yalanları ve hileleri ile Hz. Osman’ı ölüme gönderdi. Müslümanları birbirine düşürdü. Cemel savaşında da Hz. Talha’yı öldürdü. Mervan örnek alınırsa her türlü hile, yalan ve cinayeti mubah görmemiz gerekir.

Hariciler kör sofulukta o kadar ileri gitmişlerdi ki, kendileri gibi düşünmeyen, inanmayan herkesi kâfir ilan etmişlerdi. Hatta onların inancına göre Hz. Ali bile kâfirdi. Hariciler sahabeydiler ama ilimsiz, köylü insanlardı. Tüm sahabeler gökteki yıldızlardır demek hariciliğin başka bir versiyonu olmak demektir. Hariciler o kadar tehlikeli olmuşlardı ki Hz. Ali 4000 kişinin ölümüne sebep olacak savaşa girişmişti. Hariciler öldürmeyi genel kaide olarak görmüşlerdi. Küçük çocukları bile öldürmekten çekinmiyorlardı. Hariciler örnek olarak alınırsa, kendisi gibi inanmayana kafir deyip öldürenleri mazur görmemiz gerekecektir.

Yukarıda sözü edilen sahabe dönemi olayları sahabenin hata yapamayacağı düşüncesi altında değerlendirilmiştir. Bu sebeple hatalı sonuçlara varılmıştır. Yapılan hatalı değerlendirme bir model olarak da kabul edilince hatanın devamlılığına katkı sunulur. Sahabelerin farklı düşüncelere sahip olmuş olması normal bir durumdur. Ancak binlerce Müslüman’ın ölümüne sebep olan çatışmaları kutsamak, bu çatışmalarda hayır görmek akıl alır şey değildir. Sahabe hatalarını kutsamak Müslümanlarda olayları kişilere göre değerlendirme karakterini geliştirmiştir. Bu karakter daha sonraki dönemlerde de, yöneticilerin yanlışlarına karşı mürci inanç olarak kendini göstermiştir.

Şu bir gerçektir ki, sahabeler arasında entelektüel, üstün ilim sahibi, adaletten taviz vermeyen, yüce kişiliklere sahip öğretmenler olduğu gibi, yöneticilik aşkıyla yanan kişilerde vardı. Cahiliye kabilecilik karakterini tam olarak üstünden atamamış kişiler olduğu gibi sofulukta aşırıya kaçmış, küçük çocukları öldürmeyi gerekli gören harici düşüncelere saplananlarda vardı.

Sahabe dönemi kutsanmaktan ziyade üzerinde düşünülmesi, incelenmesi, analiz edilmesi ve ders alınması gereken bir dönemdir.

KARAKÖSE
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi KARAKÖSE 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Müslümanlarda Din İşleri Müdürlüğü... Makale ve Köşe Yazıları KARAKÖSE 0 1820 16 Mart 2012 15:51
Müslümanlarda Sahabe Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL Makale ve Köşe Yazıları Yitiksevda 6 3105 03 Ocak 2012 10:45
Müslümanlarda Hadis Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL Makale ve Köşe Yazıları Medine-web 22 7749 05 Ağustos 2011 09:04
Müslümanlarda Kuran Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL Makale ve Köşe Yazıları Medine-web 23 8868 20 Temmuz 2011 09:29
Müslümanlarda İman Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL Makale ve Köşe Yazıları Yitiksevda 4 1846 02 Mayıs 2011 09:36

Alt 03 Ocak 2012, 14:20   Mesaj No:2
Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:53
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: Müslümanlarda Sahabe Paradoksu

Dün gece bu konuyla alakalı bir yazı yazdım fakat meramımı bu kadar güzel dile getirememiştim. Makaleniz hem akıcı hemde çok faydalı olmuştur. Bundan dolayı Medineweb ailesi adına size teşekkür ediyorum sayın yazarımız.

Kur'an da insana gerekli bilgiler insan beyninin anlayabileceği bir düzeye indirilmiş olmasına rağmen biz insanlar hep bu yüce kelamın yanında illaki farklı birşeyler ilave etmekten geri durmayız.

Kimisi tasavvuf adı altında, kimisi sahabeler adı altında, kimisi mezhepler adı altında, kimiside yahudilik ve hıristiyanlıktan etkilenerek hurafeler etkisi altında illaki dine birşeyler katma niyetindeler.

Bu sebepten dolayı özünü kuran ve sünnetten almayan tüm ideolojilere karşı dimdik ayakta durmamız gerekmektedir.

Şuurlu müslümanlar hangi ortamda olursa olsunlar bu bozuk ideolojilere savaş açmak zorundadır. Neyse elinize sağlık sayın yazarımız yalnız şu satırlarınıza katılmam mümkün değildir.

Hz. Aişe'nin Hz. Ali'ye karşı savaşa iştirak etmesi ifk hadisesinde Hz. Ali'nin takındığı tavırdan dolayıdır. Hz. Aişe’nin bu hareketi kutsanırsa, bir şahsa kişisel bir durumdan dolayı sinirlenildiğinde ona savaş açılabilir dememiz gerekecektir.

Hz. Aişe'nin ilk etapta imam Ali'ye karşı durmasının birçok sebepleri vardır. Ben şahsen bu duruşun sebebini sadece ifk olayına dayandırmanın adil olmayacağı kanısındayım. Konu dağılmasın diye fazla uzatmak da istemiyorum.

Allah'ın selamı tüm müminlerin üzerine olsun
__________________
Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli.
Alıntı ile Cevapla
Alt 03 Ocak 2012, 15:21   Mesaj No:3
Meal Gurubu Üyesi
Medineweb Emekdarı
bilinmez - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:bilinmez isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13966
Üyelik T.: 27Haziran 2011
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 2.154
Konular: 309
Beğenildi:178
Beğendi:15
Takdirleri:560
Takdir Et:
Standart Cevap: Müslümanlarda Sahabe Paradoksu

Hadis kaynaklarında şöyle bir rivayet geçmektedir tam olarak nerde geçtiğini hatırlamadığım için,kaynağını veremiyecem ,yalnız rivayeti nakledip üzerinde konuya binaen bi kaç açıklamada bulunacam inşaallah..

Peygamber yarabbi onlar benim ümmetimdendi,deyişine rabbimiz hayır sen bilmiyorsun onlar senden sonra neler yaptılar...

Peygamberin vefatından önce yazarında dediği gibi hiç bir ihtilaf yoktu veya olsada Rasulullah olaya el atınca Rasule itaat zorunlu olduğu için ve Allah a itaat olduğu için kimseden ses çıkmıyordu veya çıkamıyordu tabiki geneli için bunu söylemek insafsızca olur.Yalnız kuranda rabbimiz her kuluna şu beyanındaki yolu takip etmesini aksine bi tavır almamasını öneriyor.Onlar sizden önce yaşayan bi topluluktu ve gelip geçtiler ,onların hesabı size,sizinde onlara yapılmayacak.Yani bizler ashabın ne avukatı,nede yargıcı,hakimi olmamalıyız.Kendi hesabımızla ilgilenmeliyiz aksi durumlar sadece dayatmacılık olur.Bize gayb olan bi ashab ve tarih var ve bu tür durumdanda sorumlu değiliz,bizim sorumluluk alanımız Kurandaki islam ve kurandaki örnek peygamberlerin tavırlarıdır.Müslüman olarak kendini tanımlayan için ashabı değil,peygamberi örnek alırsa doğru bi örnekle yola çıkmış olur aksi durumlar tefrika olur.

Yalnız rasulullahın yaşadığı dönemdeki ashabı gibi yek vucut olmak için Dinin kaynağı olan kurana yönelmek ve kuranın yönlendirdiği girintilerde yol almak ve bu eşsiz kaynaktan beslenmeliyiz.işte o zaman bizlerde iman ile küfür muharabelerinden geçecek,ebucehil,ebuleheblerle karşılaşacak, islam ile cahiliye arasındaki mücadelenin içine girecek ve bi cephede yer alacak,bir taraftanda Allahın yardımı gelecek ve bütün insan tipleriyle karşılaçaz.Bu durumda bizden öncekilerin çektiğini çekecek ve bu sıkıntılarla tecrübe sahibi olacaz.

Şu an yazarımızda,bizde bu tür bi tavır almadan,böyle bi sıkıntıya düşmeden geçmişi yargılıyor ve anlamaya çalışıyoruz,benim kanaatim bu din böyle anlaşılmaz,bir cephede taraf olacan ki bu hak ve batıl mücadelesine adım atıp içine girecen ki o zaman HERTÜRLÜ İNSAN TİPLERİNİ KURANIN aydınlığıylada görecez.Böyle oturduğumuz yerden ashabın arasındaki tefrikalarıda anlaya bileceğimizi sanmıyorum...
__________________
önce yazdığım katılım yaptığım beğeni yaptığım paylaşımların arasında azda olsa kuran ve sünnete uygun olmayan düşünceler olabilir.Bunların bana sorulmadan dikkate alınmasından mesul değilim... ...
Alıntı ile Cevapla
Alt 03 Ocak 2012, 20:33   Mesaj No:4
Medineweb Site Yöneticisi
Medine-web - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medine-web isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 1
Üyelik T.: 14Haziran 2007
Arkadaşları:7
Cinsiyet:Erkek
Yaş:49
Mesaj: 2.988
Konular: 339
Beğenildi:1171
Beğendi:346
Takdirleri:7784
Takdir Et:
Standart Cevap: Müslümanlarda Sahabe Paradoksu

metin bey,
bu güzel ve faydalı makalen,yeni bir çalışma olmayıp asırlarca sürekli kısır döngü ile önümüze servis edilmiştir.sorularına veya özetle açıklık getirilmesi gereken başlıkları şöyle sayabiliriz;

1-sahabenin bizim gibi insan olduğu,sorumluluk ve beşeri bakımından biz ile eşit olduğu,hata yada hasenat bakımından bizimle eşit olduğu,şu anki müslümanlar gibi kuranı ve Resulu prensip edinen veya heva hevesini kullanlar olduğu noktasında sahabe ile hiç bir farkımız yoktur.bizden tek farkları,öğreticilik-ilk islam meşaleleri-fedakarları-mücahitleri-alimleri- bakımından bizden daha kaliteli oldukları kaçınılmazdır.bu kutsamak değil,küçüklerin büyüklere saygı olarak algılamak lazım.abartanlar vardır ve bu onların sorunu.kuranın yücelttiği(ashabı bedr,ashabı hudeybiye vs) sahabeler olduğu gibi,tenkit ettiği azarladığı hatta tazir cezasını verdiği(ifk iftiracıları,savaştan kaçanlar vs) sahabelerde mevcut.

2-hz ömer ile muaviyeyı veya haz ebubekr ile amr bin as'ı aynı kefeye koyup,ikisine insan demek doğru,sahabe demek hakkaniyet olamaz.sahabeden kastımız Resulullahı görenler ise,vahşi de sahabedir ona ölene görmek yasaklandığı halde! yok islam büyükleri ise kastımız,sapla samanı karışıtırmamak gerek.ömer ömerdir vahşi vahşidir.eğer sahabe Resulullahı görenler olarak tarif ederseniz,abdullah bin ubey sahabe olması lazım!

3-sahabe dediğniz yada bazı çevrelerce benimsendiği gibi,kuranın yada sünnetin bir parçası olamaz..doğrusu kuran ve sünneti en iyi anlıyanlar-beyan edenler topluluğu denilebilir.kuran ve sünnetin bir parçası iddiası şirktir.

4-şahsi inancım akidem,"sahabenin kendi aralarındaki savaşta ayrılıkta rahmet vardır" konusunda hep çekimserim.bunu kabul etmem için aklımın iflası lazım.ehli sünnetin bu mantığı bana,"eşler arasındaki sorunlarda,hakemlerin ;yalana başvurma,onları birbirlerine ısıtma-sevdirme" politikasını hatırlatıyor.yani islami birliğin sağlanması için seçilmiş "suya sabuna dokunmayan tatlı su müslümanlığı" yada "tarih tarihte kalsın biz sorumlu değiliz,susalım" mantığı ile ileri atılmış bir iyimser düşünce...

5-başımın tacı yapabileceğim ashabı kiram olduğu gibi,ilimden irfandan uzak,icraatleri ile bizleri şok eden deve çobanı mervan ve benzerleri de mevcuttur.ilmin piri beşiği ibn abbas ile zülmün zirvesi muaviye.....

islam tarihinde 2.halife sonrasını okuduğumda,ehli sünnete zorunlu uyuyorum,çünkü işin içinden çıkamıyorum.
metin makalene yürekten katılmakla birlikte çekimserim.
bazı sorunlarına cevap vermekte güçlük çekiyorum,peşinen saçmalamak istemem
__________________

Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır.
Alıntı ile Cevapla
Alt 03 Ocak 2012, 23:51   Mesaj No:5
Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:47
Mesaj: 5.078
Konular: 295
Beğenildi:124
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Standart Cevap: Müslümanlarda Sahabe Paradoksu

Sahabe Kavramına girmeden önce İmam Ali’den (a.s) bir hutbe ile giriş yapayım:

Ey İnsanlar ! Biz inatçı,nankör ve çetin bir zaman kaldık.Bu çağda iyi insan kötü sayılıyor,zalim kişi ise zulmünü alabildiğine arttırmakta.Bildiklerimizden faydalanmıyoruz,bilmediklerimizi ise soramıyoruz.Bir musibet başımıza gelmedikçe ondan korkmuyoruz…

Sünni geleneğin anlayışına göre Sahabe Allah resulü Muhammed’i (s.a.a) gören ve sohbetine katılan kişilerdir..Bu tesbitin hiçbir haklı yönü yoktur olamazda bazıların yapmış olduğu katliam zulüm fısk vb fahşaları örtmek adına kendi saray mollalarının elleri ile belirlenmiş sahabe tanımıdır…

Ama gerçekte ise Allah resulü sahabelerim olarak hitap ettikleri. Allah resulünün Peygamberliği süresince onunla canla malla çoluk çocuk tüm varlığı ile mücadele veren Allah’ın dininin hakimiyeti için mücadele eden kişilerdir…

Kur’andaki İslam gerçek manada 30 yıllık bir süreç içerisinde tüm berraklığı ile yaşanmıştır.Halife Ebubekir,Halife Ömer dönemlerinde siyasi karışıklıklar olmasına rağmen çok fazla tahribat yaşanmasına Halifeler izin vermemiştir Allah resulünün dizinin dibinde yetişenler onları denetlemekte ve onlarda bu denetleyicilerin söylemlerine değer vermekte idiler. Geneli Allah resulünün terbiyesi ve eğitimi ile yetişen insanlar idi…

Halife Osman dönemi kendisinin ılımlı bakışı kendisinin Ölümüne sebep olmuştur.Akrabalık yakınlık anlayışı ile vali atadığı kişilerin hilekar düzenbazlıkları gözlerini bürüyen mal ve makam sevgisi tapıcılığı hem kendini hemde hilafetini bitirmiş ve tarihte siyasi duruşu eleştirilir bir zat halini almıştır…Şahsına dil uzatılmasına karşı olmama rağmen Siyasetini benimsememekte İslam ümmetinin başına bela olan birçok kişi ve olayın başlangıç dönemini başlatmıştır…Allah kendisinden razı olsun duamdır…

Allah adı ile aldatan zihniyetlerin yüz yıllardan beri hakikatleri perdelemek insanların ağzını kilitlemek için başvurdukları yöntemlerin başında ‘’Benim Sahabelerim Gökteki yıldızlardır hangisine uyarsanız hidayete erersiniz’’ Uydurma rivayeti ve benzeri yüzlerce uydurma ile dokunulmazlık zırhı sağlamışlardır…

Murtaza el askerinin de söylediği: Selefe saygı adı altında sergilenen zihniyet Saltanatların ve her çağdaki yapay ilahların dayatmasıdır.Bu dayatma bazı kişileri sadece övmeyi,bazı kişilere de sadece sövmeyi değişmez kurala dönüştürmüştür… (Askeri, Ahadisu Aişe 21)

Bu söyleme göre ya sövgü yada övgü başka bir yol yok.Kişilerin layık oldukları karaktere göre ya sövgü yada övgü zalim ise zalim alim ise olduğunu dile getirip müstahak oldukları eleştiriyi yapmak yok.Saltanatlar tarafından değişmez kurallara uygun tabuculuk var.

Muhammed Bin Ebubekir'in Muaviyenin askerleri tarafından Muaviyenin emri ile şehid edilmesi İmam Alinin elinin ilminin terbiyesinin altında yetişmiş Sıddık iltifatına mazhar olmuş Halife Ebubekirin evladı Muaviyenin saltanat dinciliği uğruna şehid edilmesi zulüm değilmidir... Emevi Saltanatının Şehid ettikleri Sahabeleri zikredecek olursak en başta Ebu Zerr, Ammar B Yasir, Hasan, Hüseyin,Zeyd b Ali,Yahya B Zeyd, Hucr B Adi,Muhammed B Ebubekir, Ubeydullah b Adi, Abdurrahman B Adi, Kümeyl B Ziyad, Enes B Malik, Said B El Müeseyyeb,Said B Cübeyr,Abdullah B Hanzala gibi bir çok islam tarihinin Mümtaz Şahsiyetlerini Akıl almaz işkence ve Zulümler ile Şehid etmeleri kendi saltanatlarını korumak amaçlı idi.

İmam Ali (a.s) 80 yıl boyunca hutbelerden lanet okutan Muaviyeyi,Nabiğanın oğlu Amr Bin As’ı, kutsallaştırdıkça kutsallaştıranlar bu yapmış olduğu ahlaksızlığı zulmü selefe saygı adı altında uygun hareket olarak görebilmektedirler.Sorgulama yasak konuşursanız selefe saygısızlık etmiş olursunuz …Muaviye gibi kişilikler kendileri sövüp sayınca bu sövdükleri zulmettikleri Evladı resul bile olsa selefe saygı anlayışına aykırı olmadığı ve zalimlik yapmış olsalar bile sahabe olduğu onlara dil uzatılamayacağı belirtilmekte…

Ama bizler eleştiri yapmaya kalktığımızda İmam Aliye ve Evladlarını hunharca katleden zihniyetin çıbanbaş olan Muaviyeye laf söyleyince yok efendim siz Sahabeyi kirama saygısızlık ettiniz onların yaptığı onlara bizimkiler bize geçmişi neden açıyorsunuz bize ne faydası var gibi söylemler ile önümüzü kesmeye kalkmaları Saltanat dinciliğinin koruma zırhının İman esası olarak İslamdan mış gibi sunumlarının ne denli etkili olduğu gün yüzüne çıkmaktadır..

Bugün halen iman esası olarak inanılan birçok hurafe ve bidat anlayışın kökeni fitne dönemine dayanmaktadır.Mehdi,Şefaat,Kaderci anlayış,Tekfirci anlayış,Mürcie,İnzivacı,sessiz yığınların topluluğu Ehli Sünnet vb inançların yanlışları saltanat dincilerinin aktarımlarından gelmektedir.

Allah resulünün vefatı ile ortaya çıkan durum,çok hızlı ve vahim sonuçlar ortaya çıkarmıştır.Vefatından sonraki dönem sağlıklı ve anlaşma üzere atladılamadığı için bugün var olan düşünce sistemleri meydana gelmiştir.

İslam orduların büyük fetihleri ile elde edilen toprak mal ve makamlar toplumların kontrolunun elden çıkmasına sebep olmuştur.Bu servet olayından daha vahim olanı‘’İslama yeni girenler’’in teslim oldukları inanç sistemini öğrenmeleri gereken asıl öğretmenleri Sahabelerin birçoğunun fetihler sırasında Şehid olmaları bunların eski inanç ve kültürlerini İslam’a girdikten sonra kapalıda olsa sürdürmeleri ve bu inançlarındaki yanlış bilgileri dindenmiş gibi sunmaları…

İkinci büyük sorun ise Makam,Mal ve Zenginlik: Savaş ganimetlerinin insanlara sağladığı rahat ortam ekonomilerinin savaşlara bağlı bir sisteme dönüşmesine sebep olmuştur.Müslümanlar Allah’ın dinini yaymak yerine zenginlik için savaşır hale geldiler.’’Ata’’ ve ‘’Haraç’’ sistemleri SÜPERZENGİNLERİN ortaya çıkmasına vesile olmuştur..Bu yüzden Halife ÖMER vefatından önce bu sistemi kaldırıp herkese eşit dağılım yapmayı istemiş sede bunu gerçekleştirmeden vefat etmiştir…

Sahabe neslinin SÜPERZENGİNLERİ arasında Halife Osman hariç çünkü daha öncesinde de Zenginliği ile İslam ordularına büyük katkı sağlamıştır.Talha,Ubeydullah,Amr Bin As.Muaviye,Zübeyir B Avvam’ın geride bıraktıklarına göz attığımızda ‘’Fitne dönemi’’ çıkan olaylarda neden çok etkili olduklarını meselenin Allah’ın dini uğrunda savaşmaktan öte ‘’ZENGİNLİK’’ olduğu mal ve mülk yarışının iktidarların mücadelesine dönüştüğü ap açıktır…Cemel vakası vb…

Dikkatimi çeken hususlardan biride Allah Resulü Muhammed’in (s.a.a) on yıl süren Devlet başkanlığı döneminde ortaya çıkan savaş vb olaylarda ölüm oranı binlerin altında iken Halife Osman’ın yanlış yönetimi sonucu önü alınamayacak derecede çatışmalar meydana gelmiş ve çatışmalarda yüz binlerce insan ölmüştür.Allah resulünün dizinin dibinde yetişen bir neslin bu denli fitneye düşmesi nasıl izah edilebilir?

İmam Ali (a.s) adaletin,mazlumların bel kemiği gözetleyicisi konumunda bulunması zenginleşmelere iktidarlara karşı mücadelesi tam anlamı ile başarıya ulaşmamasının arka planında yine onun tarafında gözükmelerine rağmen dünyevi arzuların cazibesine kapılanların ihaneti vardır…

13 asır önceki olayları aktarmamızdaki amaç yaşanmış olan üzücü olayları gündeme taşımak değildir.Bu olayların hali hazırda Halkın dini olarak sunulan düşünce sistemlerine ne denli etkisi olduğunu mehdici,şefaatçi,kadrci,nakilci ehli sünnet,şia vb oluşumların doğmasındaki sebeptir…

Tarihin derin izlerini anlamadan yormadan bize miras olarak gelen ve dokunulmazlık zırhları ile koruma altına alınan yönetimleri zalimleri sorgulamak onlardan ibret almak ve o hatalara tekrar düşmemek adına gereklidir sorgulanmalıdır.Bu sorgulama esnasından kimin ne dediği nasıl bakacağı çok önem arz etmemektedir Önemli olan Allah’ın ne dediği nasıl bakacağıdır…

İmam Alinin Vecizelerinden bir demet ile konuyu kapayalım:

‘’Allah cahilleri öğrenmedikleri için hesaba çekeceği gibi. Alimleride öğretmedikleri için hesaba çekeçektir.’’


Duymak ve Görmek istemeyene kimse hakkı gösteremez.Görmek istemedikten sonra körlük görmemekten üstündür...
__________________
Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır .

-İmam Ali- (a.s)
Alıntı ile Cevapla
Alt 04 Ocak 2012, 02:30   Mesaj No:6
Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:53
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: Müslümanlarda Sahabe Paradoksu

Muhsin hocam sahabeye bakış açımız arasında fazla bir fark yoktur. Ben 90nlı yılların başında henüz islam dini ile yeni müşerref olurken Seyyid Kutubun yoldaki işaretler kitabını okumuştun niye yalan söyleyeyim çok etkilenmiştim.

Seyyid Kutubun altın nesil olarak tarif ettiği sahabeyi kiram ki onlardan Allah razı olmuş onlarda Allah’dan razı olmuşlardır evet onlara karşı saygım sonzuzdur.
Benim eleştirdiğim konu onları yani sahabeleri dinin önüne koyanlaradır. Tıpkı mezhepler meselesinde olduğu gibi. İslam dininin tüm hükümleri tamamlanmış eksik hiçbir yanı olmamakla birlikte bu din evrenselliğinide hiç bir zaman yitirmemiş ve yitirmeycektirde.

Sahabeye sövmeyi ve onları eleştirmeyi din sanan bazı düşünceler inanın çok büyük bir gaflet içerisindedirler.

Mevlüt abim hz. Osman sizin bahs ettiğiniz zatları vali falan yapmadı onlar hz.Ömer zamanındada bazıları vali bazılarıda devletin üst kademelerinde yer alıyorlardı.
Ha hz. Osmanın yumuşak karnını daha doğrusu iyi niyetli oluşunu bir fırsata çevirenler yokmuydu? Elbette vardı. İşi ehline vermek noktasında seninle hemfikirim hz. Osman o işin ehli değildi ve olayları iyi kontrol edemedi Allah’a ona rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah.
__________________
Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli.
Alıntı ile Cevapla
Alt 04 Ocak 2012, 13:20   Mesaj No:7
Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:47
Mesaj: 5.078
Konular: 295
Beğenildi:124
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Standart Cevap: Müslümanlarda Sahabe Paradoksu

Hayri abim olayları çok fazla açmak istemedim...Olaylara vakıf olmayan kardeşlerimizin yanlışa düşmemesi adına özet tarzında vermeye çalıştım Sahabeler islamın ilk erleri ve baştacıdırlar onların Kuran algısı canlı yaşamlarının tamamı idi Allah bu yolda sebat eden tüm ashaba rahmet etsin razı olsun....
__________________
Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır .

-İmam Ali- (a.s)
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Müslümanlarda Nüfus Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL KARAKÖSE Makale ve Köşe Yazıları 1 29 Aralık 2010 22:02
Müslümanlarda İdeoloji Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL KARAKÖSE Makale ve Köşe Yazıları 3 09 Ekim 2010 22:41
Müslümanlarda Recim paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL KARAKÖSE Makale ve Köşe Yazıları 59 11 Ağustos 2010 11:46
Müslümanlarda Ecdad paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL KARAKÖSE Makale ve Köşe Yazıları 1 01 Ağustos 2010 13:04
Müslümanlarda Pazarlık Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL KARAKÖSE Makale ve Köşe Yazıları 0 03Haziran 2010 22:00

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.