Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM GENEL.::. > Edebiyat > Makale ve Köşe Yazıları

Konu Kimliği: Konu Sahibi AŞK'ÜL İSLAM,Açılış Tarihi:  12 Temmuz 2008 (22:19), Konuya Son Cevap : 24 Ekim 2010 (11:05). Konuya 1 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 12 Temmuz 2008, 22:19   Mesaj No:1
Medineweb Sadık Üyesi
AŞK'ÜL İSLAM - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:AŞK'ÜL İSLAM isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 38
Üyelik T.: 30Haziran 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:43
Mesaj: 984
Konular: 245
Beğenildi:29
Beğendi:0
Takdirleri:146
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Hz. Ömer,İranda olan askerlerini gördüğü halde, yanındaki katilini neden göremedi?

Hz. Ömer,İranda olan askerlerini gördüğü halde, yanındaki katilini neden göremedi?

Hz. Ömer'in halifelik yıllarıydı. Takvimler hicretin yirmi üçüncü yılını göstermekteydi. Halife her Cuma olduğu gibi, o Cuma da Medine'de Mescid-i Nebevi minberinde hutbedeydi. Orada konuşurken, bir ara sözleri arasında şöyle dedi:

“Yâ sâriyetu el-cebele, el-cebele !” (1)
“…….?!”
“…….?!”

Mescittekiler soran gözlerle birbirlerine baktılar. Sâriye, İran'da devam eden fetihlerde görevli bir komutandı. Hz. Ömer Sâriye b. Zenim'i, Dâr-ı İbkird ve Fesa bölgesine komutan olarak tayin etmişti. Bu iki yer İran topraklarındaki iki bölgenin adıydı. Şimdi o, Medine'den Sâriye'ye sesleniyor ve ona hemen dağa çekilmesini söylüyordu. Oysa Sâriye ile arasında çok büyük bir uzaklık vardı. Hz. Ömer hutbede niye böyle demişti? Bu farkında olmadan ağzından kaçan bir söz müydü, yoksa Sâriye'nin durumunu görüp ona bir ikaz da mı bulunmuştu?

Aradan birkaç hafta geçince Medine'ye bir elçi geldi. Elçiyi, komutanı Sâriye Medine'ye göndermişti ve elçinin yanında bir fetihname bulunmaktaydı. Elçi o Cuma günü savaşta olanları anlatınca durum açıklığa kavuştu: Hz. Ömer'in minberden emir verdiği gün, Sâriye'nin askerleri Sasani Devleti güçleriyle çarpışıyordu. Cuma vaktinde savaş sırasında Sâriye, Hz. Ömer'in şu sözlerini ve emrini duymuştu

“Ya Sâriyetu, el-cebele, el-cebele!”

Duydukları üzerine şaşırmıştı ama yine de, emredileni yerine getirmek için askerin sırtını yakındaki dağa vermiş ve sonunda zaferi kazanmıştı.

Burada birkaç nokta dikkati çeker:

1- Öncelikle, Allah'ın ona keşfetmesiyle Hz. Ömer hutbe sırasında Sâriye'nin harp sahasını ve sıkıntılı halini görmüştü. Ona emir vermiş ve emri Sâriye'ye işittirilmişti. Sâriye'nin elçisi emri duyup dinlemekle muzaffer olduklarını söylüyordu.

Olay neleri gösterir? Bu durum, kerâmetkârane kumanda etmekdir ve Hz. Ömer'in keskin nazarlı ve yüksek bir veli olduğunu gösterir. Bir başka açıdan, bu keramette bir tayy-ı mekân (mekânı dürmek, aradan kaldırmak ve geçmek) söz konusudur.

İşte bu olayla ilgili olarak akla gelen soru şudur:

“Aynı Hz. Ömer Medine'de yaşayan ve onu öldürecek olan katili Firûz'u neden göremedi ve tehlikeyi anlayamadı? O keskin velayet bakışı burada neden kâr etmedi?”

Benzer bir soru Hz. Yakub'a şöyle sorulmuş:

“ Mısır'dan Kenan'a gönderilen, sana doğru gelen Yusuf'un gömleğinin kokusunu uzaktan duydun. Yusuf'u kardeşleri kuyuya attığında o yanı başındaki kuyudaydı. Niçin onu kuyuda göremedin ve yakında kukusunu duymadın?”

Hz. Yakup şöyle cevap vermiş:

“Bizim halimiz şimşeklere benzer. Bazen yüksekten her tarafı görür gibi oluruz, bazen de ayağımızın üstünü göremeyiz.” (2)

Hz. Yakup ne güzel cevap vermiş. Karanlık gecede şimşek çakınca bir an her yer aydınlanır ve görünmeyen şeyler görünür. Ama karanlık geri dönünce insan en yakındaki şeyleri de göremez.

Rasulullah da tayy-ı mekânla, Kudüs'teki, Mescid-i Aksayı, Mekke'de önünde gibi görüp müşriklere tarif etmişti. (3) Hz. Ömer de keramet olarak benzer bir durum yaşıyordu. O da tayy-ı mekânla Sâriye ordusunun durumunu görmüş ve ona sırtını dağa vermesini emretmişti.

Hz. Peygamber bir açıklamasında tayy-ı mekân konusunda şöyle diyordu:

“Şüphesiz Allah, arzı (yeryüzünü) benim için dürüp devşirdi; ben de, doğularına batılarına bakıp gördüm. Muhakkak ümmetimin hâkimiyeti (yönetimi) yeryüzünden, bana dürülüp toplanan yerlere kadar ulaşacaktır.” (4)

2- Ayet-i Kerime şöyle der:

“Siz ancak Allah'ın dilemesi ile dileyebilirsiniz.” (İnsan Sûresi, 30)

Demek her şeyde ilahi meşiet//dileme asıldır. Her ne kadar insanlar iradelerinde hür, yaptıklarında özgür iseler de, her şeyde kader hâkimdir. O dilemeyince insan dileyemez, kader konuşunca irade susar. Bu ve benzer ayetlerde geçtiği gibi Allah'ın meşîet ve iradesi olmadan hidayet mümkün olmadığı gibi, menfaatleri elde etmek ve zararlardan sakınmak da mümkün değildir. Bütün bunlar kulun iradesi ile birlikte Allah'ın dilemesi ile olur. Çünkü o, kimin hidayete layık ve müstahak olduğunu bilir. İlim ve hikmeti ile ona hidayet yollarını açar ve onun sebeplerini hazırlar. Kulun başına gelen her şeyde durum böyledir. Hiçbir hadise onun dilemesi dışında değildir.

3- “Gaybı Allah’tan başkası bilemez” mealindeki ayetler (Bkz. Haşr, 23; Enam, 59; Neml, 65) ayetler şunu açıklamaktadır: Veliler, Allah tarafından bildirilmezse gaybî şeyleri bilemezler. Keramet sahibi sahabe ve velilerin hasımlarının hallerini bilmemeleri, birbirleriyle mübareze etmeleri ve aşere-i mübeşşerenin aralarında çıkan savaşlar da bunu göstermektedir. Fakat iki veli, birbirlerini inkâr etmekle makamlarından da düşmezler. Şu halde, Hz. Ömer'le ilgili iki duruma bu noktalardan bakmak ve değerlendirmek gerekir.

Dipnot:
1- “Ey Sâriye, dağa, dağa çekil!” Taberî, Tarihü’l-Ümem ve’l-Mülûk, 2:380; Ebû Nuaym, ed-Delâil, 3:210,211; Beyhakî, Delâilü’n-Nübüvve: 6:370; Süyûtî, Târihü’l-Hulefâ, s.128; İbni Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, 7:131.
2- Sâdi-i Şirâzî, Gülistan
3- Buharî, Menâkıbu’l-Ensâr: 41; Tefsîru Sûre: 17; Müslim, İmân: 276, 278, Tefsîru Sûre: 17; Müsned, 1:309, 3:377; Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:191.
4- Müslim, Fiten: 19, 20; Ebû Dâvud, Fiten: 1; Tirmizî, Fiten: 14; İbni Mâce, Fiten: 9; Müsned, 4:123, 278, 284.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi AŞK'ÜL İSLAM 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
İnsana Tapmanın Kuranı Kerimdeki Karşılığı Kur'ân-ı Kerim Genel Medineweb 1 2729 01 Ocak 2013 15:58
Muhammed ve İnançlılar / Röportaj Anket'ler-Röportaj'lar EyMeN&TaLhA 1 2638 02 Kasım 2010 00:14
Ebuzerr / (Ali Şeriati) Ashab-Kiram(r.a) Mihrinaz 5 4617 16 Temmuz 2010 00:33
BAKMAK YETMEZ.... Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler Mihrinaz 4 2111 24 Nisan 2010 14:15
İN'SANLARDAN... Serbest Kürsü Beytül Ahzan 3 2066 02 Mart 2010 21:27

Alt 24 Ekim 2010, 11:05   Mesaj No:2
Medineweb Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:Vuslat Zamanı isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 12805
Üyelik T.: 19 Ekim 2010
Arkadaşları:3
Cinsiyet:
Yaş:44
Mesaj: 86
Konular: 4
Beğenildi:1
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart

Siz ancak Allah'ın dilemesi ile dileyebilirsiniz.” (İnsan Sûresi, 30)


Çok manidar bir ayet...
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Nefs Mertebeleri ve Dervişin Gördüğü Rüyalarla Bulunduğu Konum ali70 Tasavvuf-Tarikat 0 02 Kasım 2014 16:53
Allahü Tealanın cennet hurilerini layık gördüğü genç MusabBinumeyr Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler 0 19 Nisan 2013 21:17
Erkeğin gördüğü yerde kadının namaz kılması... MERVE DEMİR Namaz-Abdest-Teyemmüm 1 10 Nisan 2009 09:06
İnsan vücudu En Dayanıksız Madde Olan Etten Oluştuğu Halde Nasıl MERVE DEMİR Soru Cevap Arşivi 0 07 Nisan 2009 21:33
Efendimiz miraçta cenneti cehennemi gördüğü zaman içinde insanlar var mıydı? Belgin Soru Cevap Arşivi 0 07 Nisan 2009 09:08

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.