Siz Kaç Yaşındasınız ?/Muhsin Arslan
İnsan yaşını devirdiği yıllar ile ölçmekle hata eder. Devirdiğiniz yıllar derimizi buruşturur; ki bu normaldir.
İdealsiz, sorumsuz yıllar ise ruhu buruşturur. "Her yaşın bir güzelliği, özelliği vardır." Ama ruhu yaşlı olanların her yaşta hiçbir cazibesi yoktur. Gençte olsa, olgunda olsa, yaşlıda olsa...
Bazen seksen yaşında bir gence rastlıyoruz, bazen yirmi beş yaşında bir ihtiyara! Seksen yaşına gelmiş gençler, kaliteli, onurlu bir yaşam sergilediklerinden özgüvenleri tamdır. Derileri buruşmuş olsa da yumuşacıktırlar.
Buna karşın, yirmi beş yaşlarında görünen yaşlı ruhlular aksi, sert, hırçın, kırıcı ve inciticidirler.
Yaşadığı hayatın hakkını verenler, hakkından taviz vermeyenler, başkasının hakkına girmeden hakkını verenler, seksen yaşında da olsa "gençtir".
Hak hukuk tanımayan, çevresinin başına bela olan, parazitlik görevini üstlenenler yirmi yaşında da olsa "yaşlıdırlar".
Mutsuz, hırçın, kişiliksiz, idealsiz, başıboş insanlar etrafına mikrop saçar. Nerede huzur varsa bozarlar, nerede tebessüm varsa yok ederler, nerede mutluluk varsa diş bilerler. "Benim yoksa onun da olmasın"cıdırlar.
Mutlu, huzurlu kişilikli olanlar etraflarına güven verirler, moral verirler, olumsuzlukları düzeltmek için direnirler. "Benim var, onun da olsun"cudurlar.
Kendinize inandığınız, güvendiğiniz ölçüde; yüreğinizde taşıdığınız ideallerin kalitesi kadar gençsiniz.
Güvensizliğe, sorumsuzluğa, idealsizliğe kapılıp, "Bana ne, aman boş ver"ci olduğunuz kadar yaşlısınız.
"Yılların eskittiği vücuttan değil, idealsizliklerin eskittiği ruhsuzluktan korkunuz."
Endişeler, güvensizlikler, idealsizlikler, sorumsuzluklar, korkular ruhu esir aldı mı; sahibini ölmeden önce canlı cenaze yığını haline getirir.
Gerçek yaşınızı takvim yaprakları değil, ruhunuzun duyguları tespit eder. Birçok kişi bu yanılgıdadır. Gençlik ya da yaşlılık nüfustaki doğum tarihimiz değildir.
Bu yanılgıya düşen birçok hanım, bu sendromdan kurtulmak için yaşını hep gizlemeye çalışır. Bu yanılgıyı kabullenen toplum, "Kadının yaşı sorulmaz" oyuncağıyla avunur. Aynı yanılgıya giren birçok erkek de yaşını hep küçültmeye çalışır, genç görünmeye çabalar. Evet, "görünmeye çalışır." Halbuki hissedilen yaş en geçerli ölçüttür.
İnsanı yaşatan ümittir, emeldir; öldüren ise ümitsizliktir, korkudur. Ümitle beraber girişken, çalışkan olmak evladır. Yoksa tek başına "ümit sadece sefilliktir."
Ömrün her çağı güzeldir. Yaşama sanatına vakıf olanlar, hayatın her anını mutluluğa çevirme şansına sahiptirler. Hayat gerçekten güzel, hayatı Yaratan en güzeldir.
Yeter ki biz çirkinleştirmeyelim, çirkinleşmeyelim, çirkinliklere imza atmayalım...
Peki, siz kaç yaşındasınız?
Muhsin Arslan [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]