Tekil Mesaj gösterimi
Alt 17 Aralık 2010, 18:20   Mesaj No:4

BEDİİ HAMİT

Medineweb Paylaşımcı Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:BEDİİ HAMİT isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 12750
Üyelik T.: 19 Eylül 2010
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:HATAY
Yaş:67
Mesaj: 395
Konular: 20
Beğenildi:4
Beğendi:0
Takdirleri:60
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart

Ayetin İkinci bir yorumuda şöyledir.

Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ
Konu : Hastalık Ve Musibetlerin Faziletleri
Ravi : Ebu Hüreyre ve Ebu Said
Hadis : Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Mü`min kişiye bir ağrı, bir yorgunluk, bir hastalık, bir üzüntü hatta ufak tasa isabet edecek olsa, Allah onun sebebiyle mü`minin günahından bir kısmını mağrifet buyurur."
HadisNo : 4692


Fasil : FEZAİL BÖLÜMÜ
Konu : Hastalık Ve Musibetlerin Faziletleri
Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah bir kuluna hayır murad etti mi onun cezasını tacil edip dünyada verir; bir kulu hakkında da kötülük murad ettimi onun günahlarını tutar, kıyamet günü cezasını verir."
HadisNo : 4695

Müslümanların başına gelen her türlü sıkıntı ve musibetlerin, hatalarının keffareti olacağı Hz. Peygamberin şu sözüyle ifade edilmiştir:

"Mümine isabet eden her hastalık, yorgunluk, üzüntü ve keder mutlaka günahlarına kefaret olur."


Hadisler kuranla uyumluluk gösterir. Ancak

Bela ve musibetler insanların günahlarına kefaret olabilir , olmayabilir de.

Her insanın Günahına kefaret olmayabilir. Demek istediğim, eğer musibete sabredilmez, Allaha isyan edilirse günahlara kefaret olmaz.

Eğer bu musibetler muminlere günahlar karşılığı olarak veriliyorsa sabırla, Allaha hamd ile acı çektiği için günahlarına keffaret olmaktadır. Artık ahirette bu günahtan sorumlu olmayacağı umulur.. .

Ama dikkat ! Bu bela ve musibetlere sabır göstermenize bağlıdır. Eğer sabretmez, isyanda bulunursanız ahirette size katlanarak gelir.

Bir de şu var Musibetlerin büyükleri peygamberlere ve yakın kullara verilmiştir. Bir hz eyyübü anın ve bir de peygamberimizin çektiği sıkıntıları anın.


Önceki iletimde de dediğim gibi musibetler hem bir imtihan amaçlı veya hem de yaptıklarımıza karşılık ( Ellerimizin kazandığı günahlara karşılık gelir) . Zaten verdiğimiz ayetlerde bunun apaçık böyle olduğu görülüyor

BAKARA 153- Ey müminler, sabırla ve namazla Allah'tan yardım isteyin. Hiç şüphesiz Allah, sabredenler ile beraberdir.

BAKARA 155- Muhakkak ki, sizi biraz korku, biraz açlık, biraz mal, cari ve ürün eksiltmesi ile deneriz. Sabredenleri müjdele

BAKARA 156- Ki onların başlarına bir musibet geldiğinde; "Biz Allah için varız ve yine O'na döneceğiz" derler

Zümer 10:Ancak sabredenlere mükafaatları hesabsız ödenecektir''

Öyle ki, Allah Kullarını musibetlerle sıkıntı ile umut ve sabırla , kendine bağlılık derecesi ile denemektedir. Evet, kendine bağlılığın ( Sadakatin ) ne derece( ne dereceye varacağının ) , denemesidir bu . Ve bu çokta çetin bir İmtihan denemesidir ki tahammül ettikleri sabrın sonunda cennet gibi büyük bir mükaffat hazırlamış.

Rabbimiz'in rızasını aramaktansa, nefsinin ve menfaatlerinin peşinde koşanların durumunu, Yüce ALLAH Kuran'da şöyle haber vermiştir:

O KİM Kİ, HEM DÜNYASINI VE HEM DE AHİRETİNİ KAYBETMİŞTİR.

Hacc 11:
İnsanlar arasında öylesi de var ki, sınırlı ve somut bir amaç uğruna Allah'a kulluk eder. Eğer işleri iyi giderse hoşnut olur. Fakat eğer sınav amaçlı bir sıkıntı ile karşılaşırsa yüzgeri eder, sırt çevirir. Böylesi hem dünyayı hem de ahireti kaybeder ki, işte apaçık hüsran budur.

Müslümanların büyük bir kısmı, maruz kaldığı her felaket karşısında bu şaşkınlığı yaşıyor. Suçumuz neydi ki bu musibet bize reva görüldü, diye düşünüyor. Bazen kâfirlerin refah içinde rahat yaşamaları ile kendilerinin düçar olduğu sıkıntıları karşılaştırıp, kalbine şüphe tohumları ekebiliyor. Feryadla, isyan edebiliyor iman ve akidesini kırıp dökebiliyor. Böylece “çifte musibet”e müstehak oluyor

HALBUKİ BAKIN ALLAH BİZE AYETİYLE NE DİYOR

ENBİYA-35. .....Sizi bir imtihan olarak hayır ile de şer ile de deniyoruz. Ancak bize döndürüleceksiniz

ZÜMER-49. İnsana bir zarar dokunduğunda bize yalvarır. Sonra ona tarafımızdan bir nimet verdiğimizde, “Bu, bana ancak bilgim sayesinde verilmiştir” der. Hayır, o bir imtihandır. Fakat onların çoğu bilmezler .


GÖNDERİLEN MUSİBETLER DUAYA, RAHMETE VESİLE OLMAKTADIR

Andolsun, Biz onlara belki ( ALLAH yoluna ) dönerler diye o büyük (uhrevi) azaptan önce, yakın (dünyevi) azaptan da taddıracağız. (Secde Suresi, 21)

Biz hangi memlekete bir peygamber gönderdiysek onun halkı yalvarıp-yakarsınlar diye, mutlaka onları dayanılmaz bir zorluk (yoksulluk) ve sıkıntıyla yakalayıvermişiz. (Araf Suresi, 94)

Ayetlerde de görüldüğü gibi ALLAH yolunda olmayan bazı kişilerin ve onların oluşturdukları toplulukların başına gelen felaketler, zorluklar ve sıkıntıların hikmetlerinden biri o kişilerin ALLAH’a yönelmeleri, kötü amellerden vazgeçmeleri ve tevbe etmeleridir. Her şeyi çok büyük bir hikmet, hayır ve güzellikle yaratan Rabbimiz bu zorlukları da bir hayırla yaratmıştır. Araf Suresi’nde bu durum hakkında şu şekilde buyurulmaktadır:

Görmüyorlar mı ki, gerçekten onlar her yıl, bir veya iki defa belaya çarptırılıyorlar da sonra tevbe etmiyorlar ve öğüt alıp (ders çıkarıp) düşünmüyorlar.(Tevbe-126 )

Andolsun ki, biz Firavunoğulları'nı, ola ki akılları başlarına gelir diye, yıllarca süren kuraklığa ve ürün kıtlığına uğrattık." (A'raf suresi: 130)

Andolsun, senden önceki ümmetlere peygamberler gönderdik de onları dayanılmaz zorluk (yoksulluk) ve sıkıntılarla çeviriverdik. Umulur ki yalvarırlar diye. (Enam Suresi, 42)

"Bunun üzerine ola ki, bize DUA eder yalvarırlar diye kendilerini sıkıntılara ve belâlara çarptırdık" . diyor rabbimiz

ENAM-43- Bari sıkıntılarımız başlarına gelince bize yalvarsalardı ya! Fakat kalbleri katılaştı ve şeytan yaptıkları her şeyi olara cazip gösterdi.

Şaşılacak şey değil midir, ALLAH aşkına ? ALLAH onlara bir fırsat veriyor. Dua fırsatı onları af ve rahmetine alma fırsatı. Ama ne garip ki, insanoğlu bu fırsatı tepiyor. Kibirle Büyükleniyor ve bırakın Kendi yaratanına secde etmeyi dua etmeye dahi yanaşmıyor. O halde kalb kalb olmaktan çıkmış. Taşlaşmış bir kalb, duyarsız bir kalbin sahibi olmuşlardır. Çünkü şeytan onlara olacaklarıyla herşeyi süslemiş, cazib göstermişti.

Şer ile insanların sabrı imtihan ile ölçülür, şer 2 türlüdür. birincisi, sabredilmediğinde küfre sapanları mahvetmeğe yöneliktir ikincisi ise müminlerin sabrını ölçerek onlarının derecelerini yükseltmek içindir

BAKARA-155- Muhakkak ki, sizi biraz korku, biraz açlık, biraz mal, cari ve ürün eksiltmesi ile deneriz. Sabredenleri müjdele.

İşte bu ve buna benzer müsibetlerle deneneceksiniz ve sabrınızla imtihan olunacaksınız. Nasıl sabrettiğiniz denenecektir. Namaz ve dua ile mi sabredeceksiniz yoksa ALLAHa asi kulllar mı olacaksınız ?

SORU: KAFİRLERE VERİLEN NİMETLER HAYIR AMAÇLI MIDIR ?

devamı var









__________________
EN BÜYÜK ALLAH BAŞKA BÜYÜK YOK. NE MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE
Alıntı ile Cevapla