Konu Başlıkları: Boşlukta Debelenmemek İçin...
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 30 Aralık 2010, 11:45   Mesaj No:1

Zeynel Hadi

Medineweb Acemi Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:Zeynel Hadi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13008
Üyelik T.: 10 Aralık 2010
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:56
Mesaj: 13
Konular: 7
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Boşlukta Debelenmemek İçin...

Boşlukta Debelenmemek İçin...

İnsan hayatının en önemli ve değerli zaman dilimidir vakit. Vakti boşa geçirmemek, gerektiği gibi yerinde kullanmak, hayatı gerçek anlamda hem anlamlandırır hem de yaşamı renklendirir. Hayatı anlamsızlaştıran ve yaşanır olmaktan çıkaran, vaktin boşa harcanması ve yerinde kullanılmamasıdır.
Boş Vakit” kavramı öteden beri bana hep anlamsız gelmiştir. Çünkü insanın “Boş Vakit” diye bir zaman dilimi yoktur. Bu anlamda hakkıyla ve yerinde değerlendirilmeyen her “an”, insan yaşamının en değerli zaman diliminden bir parçayı koparıp almaktadır. “Boş Vakit” kavramını içselleşitirip zamanı bu “boş” kavrama endekslemek değimsel ifadeyle “boşa kürek sallamak” demektir.
İnsanın hiçbir vakti değersiz değildir. Vaktini gerektiği gibi hakkıyla değerlendirmeyenin; beyni, benliği, bilinci ve bedeni boşluktadır. Günümüzün en yaygın hastalıklarından “stres”i yoğun olarak yaşayanlar vakitlerini gereği gibi kullanamayanlarda görülür. Boşlukta olanlar boşlukta debelenirler.
“Gel biraz hoşça vakit geçirelim” deyimini kullananlar çoğunlukla “vakit”in gerçek anlamından habersiz, vakitlerini boşa geçirip hayatlarını boşa harcayanlardır. Yaratılış gereği insan bünyesi “boş vakti” kaldıramaz ve hoş karşılamaz. Değil mi ki sorunlar yoğunlukla boşluktan kaynaklanır ve Ruhi bunalımların en önemli etkenlerinden biri de vakti gereği gibi değerlendirmemektir.
Çağlara damgasını vuranlar, isimlerinden söz ettirenler, ardında kalanlara iyi-kötü önemli eserler bırakanlar vaktin hakkını verenlerdir. Kendilerini örnek aldığımız ve hayatlarını okuduğumuz, eserlerinden yararlandığımız şahsiyetler, yaşamları boyunca her anını dolu dolu geçirenlerdir. Örnek aldığımız önemli kişiliklerin hemen hepsi uyanık kalmayı, uykuya tercih etmişlerdir.
Boş kalmak boşlukta kalmaktır. Boşlukta kalmak, işten, çevreden, insandan, yaşamdan kısaca her şeyden nefret eder hale gelmektir. Yaşamı nefrete dönüştüren “boşluk” ile savaşma, mücadele etme insani erdemliliktir.
İlerlemeyi, gelişmeyi, üretmeyi ve insanlığa faydalı olmayı başaranlar her anını hakkıyla değerlendirenlerdir. Her yönüyle bizden bir adım önde kabul ettiklerimiz zamanlarını iyi değerlendiren ve bu bilinçte olanlardır.
Bir günün her dakikası her saati değerlidir. İnsani sorumluluğumuzun gereği olarak bunu değersiz hale getirme hakkımız yoktur. Saatlerce televizyon karşısında oturup hayatlarını ve başkalarının hayatını mahvedenlerden; başarı, üretkenlik, örneklik gibi insani davranışları bekleme hakkımız yoktur.
“Kitap okuyormusun” sorusuna “boş zamanlarımda kitap okuyorum” demekten daha cahilane bir söz yoktur sanırım. Kitap gibi hayatın vazgeçilmez unsurunu boş vakte hapsetmek ancak cahillerin, bilgisizlerin, yobazların, bağnazların, kitaba saygısı olmayanların işidir. Sadece işten güçten arta kalan zamanı kitap okumaya ayırmakla yetinmek Kitaba saygısızlıktır. Kitap okumayı başlı başına bir sorumluluk ve zorunluluk olarak kabul etmek gerekir. Hayata yön veren, geçmişi bizlere aktaran, geleceği aydınlatan kitabı, boş vakte malzeme yapmak başıboşluktur. Kitap okumayı bilmeyenler öğrenmek için çaba sarfetmeli, bilenler ise en önemli vakitlerini okumaya ayırmalıdır. Müslümanın okumama gibi bir lüksü yoktur. Okuma alışkanlığım yok demek; su içme alışkanlığım, yemek yeme alışkanlığım, yürüme alışkanlığım, konuşma-gülme-uyuma alışkanlığım yok demek kadar saçma ve yersizdi. Kainatı ve içindekileri yaratan Allah İnsan’a “oku” diye emredecek, İnsan buna karşılık saygısızca ve ukalaca “benim okuma alışkanlığım yok” diyecek, bu yaratıcıya meydan okumaktır.
Toplum olarak ne zaman boş vakit kavramını ortadan kaldırırsak o zaman müreffeh bir toplum olabiliriz. Sosyal ve toplumsal problemlerimizi çözmüş, huzur ve güven içerisinde geleceğe daha güzel bakabiliriz.
Alamanya’da uzun süre kalmış bir dostum zamanın iyi değerlendirilmesine örnek teşkil edecek bir anekdotunu şöyle anlatmıştı. Batı ülkelerinde; uçakta, trende, otobüste, parkta, otelde yani dinlenilen, oturulan, yolculuk yapılan her yerde hiç kimse boş boş oturmaz. Herkesin elinde ya gazete ya kitap ya dergi var ve okuyor. Okumuyorsa bulmaca çözüyor onu da yapmıyorsa kulağına kulaklığı takmış müzik dinliyor.
Geçimimizi sağlamak için mutlaka çaba sarfetmemiz gereklidir. Çalışmaz, uğraşmaz ve çaba sarfetmezsek hayata tutunmamız imkansızdır. Hangi işi yaparsak yapalım belirli bir zaman diliminde o işi yaparız. Geçimimize ayırdığımız o zamanın dışında bir o kadar daha zamanımız vardır. İşte bunu yerinde kullanarak verimli hale getirme zorunluluğumuz vardır. Zamanımızı iyi değerlendirdiğimiz ölçüde hayatta başarılı olabiliriz.
Rabbimiz Mü’minlerin vasıfların sıralarken: “Onlar ki, boş ve anlamsız şeylerden yüz çevirirler 23/3)” uyarısı ve “Oku 96/1” emrini ayrı ayrı değil, birlikte ele almanın önemini kavramak her mü’minin görevidir.
Zeynel Hadi
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Zeynel Hadi 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Büyük bir laboratuvarın içinden; hz.adem,... Makale ve Köşe Yazıları Mihrinaz 1 1858 02 Ocak 2012 23:41
Müslümanlar Neden Camiye Gitmiyor? Makale ve Köşe Yazıları bilinmez 9 3388 26 Temmuz 2011 16:22
Zulüm ile abad olunmaz Makale ve Köşe Yazıları Zeynel Hadi 1 2226 24 Şubat 2011 01:12
Boşlukta Debelenmemek İçin... Makale ve Köşe Yazıları Yitiksevda 4 2303 30 Aralık 2010 11:45
Kreş'ten Huzurevi'ne Nasıl Gidilir? Makale ve Köşe Yazıları Yitiksevda 2 2330 20 Aralık 2010 16:16