01 Ocak 2008, 20:28
			
			  |  
			 
			Mesaj No:5  |  
       Durumu:     Medine No :  16627   Üyelik T.:
11 Şubat 2012   Arkadaşları:2 Cinsiyet:   Yaş:49    Mesaj :
4.078 Konular:
315  Beğenildi:52 Beğendi:0  Takdirleri:149  Takdir Et: 
	   Konu Bu  
				Üyemize Aittir!     |       Cvp: Vefa         Kusurları Örten İksir: Vefa   Fasıldan Fasıla'da "Vefa öyle bir şeydir ki bin kusur bile olsa örter." diyorsunuz. Bu sözü izah eder misiniz?    
Her şeyden evvel bu ifade, mücerret vefa ile alâkalı söylenmiş bir söz. İkinci olarak, vefanın da sadakat ve emniyet gibi kendine göre belli kriterleri vardır ve onlarla vefa vefa olur. Eğer vefa, Allah'a verilen söze bağlı kalma; insanlara verilen ahde riayet etme; dostluğun hakkını verme; Hak'tan halka kadar iyilik gördüğü herkese samimiyet ve sadakat içinde bulunma ise, –ki öyledir– insan, Allah ve Resûlullah'a müteveccih, rıza mülâhazasına kilitli, iman ve Kur'ân'a hizmet aşkıyla başı sürekli Hak kapısının eşiğinde olmalı; her nefes alışverişinde: "Henüz derinleşemedim.. gönlümce olamadım.. hâlâ sofa da dolaşıyorum ve salona giremedim.. harem dairesi ise bana fersah fersah uzak..." demeli ve konumunun hakkını verememiş olma hissiyle inlemelidir.    
Evet, Hak'la halvet çok önemlidir. Halvet-i sahîha bir vuslat ve bir şeb-i arûstur. İşte böyle bir duyguyla meşbû bulunma Cenâb-ı Hakk'a karşı bir vefa ifadesidir; sadece O'nu duyma, O'nu bilme, O'nun tecellîleri ile mest u mahmur yaşama ve başka şeyleri duymama veya O'ndan ötürü görme vefası... Sa'di; "Ağyâra gözünü kapamadıktan sonra O'na mahrem olamazsın." der ki, ne kadar yerindedir. Gerçek vefalı olma ancak, harem odasına girme, O'ndan "bî hurûf u lafz u savt" ses alma, O'nu dinleme, âlemin duyamayacağı hususî bir buudda O'nunla konuşma ve bunu devam ettirme, devam ettirme yollarını araştırmayla mümkün olur.        |  
  |   |        |