Tekil Mesaj gösterimi
Alt 15 Şubat 2011, 01:37   Mesaj No:18

kamer34

Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:53
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: Sinsi Plan; "Yalnız Kur'an"

Alıntı:
eşrefoğlu Üyemizden Alıntı Mesajı göster
Gerçektende nereden ve nasıl peydahlandığını bilemediğimiz böyle bir grupcuk var...Kitabımız Kur'an-ı kerimden sonra, dinimizde en önemli ikinci kaynak, Peygamber efendimizin (s.a.v.) sünnetleridir...Sünnetler olmadan Kur'an'a ve O'nun hakikatına ulaşmak mümkün değildir.Zaten sünnete uymak Kur'an'ın emridir (Âl-i iMRAN/31)

Diğer yandan Peygamber efendinmiz (s.a.v.) İslamın iman ve ahlakını, yaşamakla yetinmemiş içinde doğup büyüdüğü cemiyeti, insanlığa örnek olabilecek biçimde yoğurmayıda başarabilmiştir..Böylece doğan üçyüzbünlük sahabi kadrosu sadece İslamın öncüleri olarak kalmamış, ''Yüce Allah'ın kendilerinden'' ''Kendilerininde Yüce Allah'dan razı'' olduğu (Tevbe/100) bir seçkinler ordusu haline gelmiştir..Şimdi kalkıpta bu insanları basit ve sıradan insanlar gibi görmek, onları yok saymak, eğer cehaletten değilse mutlaka bir ard niyetin göstergesidir..

Kur'an bize, Peygamber efendimizi (s.a.v) örnek gösterdiği gibi, Peygamber efendimizde (s.av.) ashab-ı Kiram'ı bizlere örnek göstermiştir..Daha sonra, silsile halinde O'na ve Onlalara uyan alimler, veliler ve Ahlak kahramanları gelir...Bu güzel insanları kendilerine ''Model'' olarak alamayan insanlar ömür boyu karamsar, huzursuz ve saldırgan olmaya mahkumdurlar..........
""Bismillahirrahmanirrahim""

Eşrefoğlu arkadaşım sünnet ikinici kaynaktır yada dinde başka kaynaklarda vardır başlığını açtığımız zaman işte asıl sorun burda başlamakatdır.Halbuki kurani kerimde çok muhkem ayetlerden Allah'ın Rasulunün nübüvet esnasında doğumundan vefatına kadar kontrol altında olduğunu biliyoruz. O halde peygamberimizin din adına söylediği ve yaptıkları müslümanlar için nasıl ikinci kaynak olabilir.Ben dikkatleri hep bu yöne çekmeye çalışmaktayım.

O hevasından konuşmayacağına göre onun hayatı ve ahlakı Yüce Allah'ımız tarafından övülmeye layık görüldüğüne göre nasıl ikinci kaynak olabilirki.O kuranın yaşanmış tefsir edilmiş halidir.Kuranın yaşanmış tefsirr edilmiş halini,Allah makbul gördüğüne göre bu birinci kaynaktır demek daha doğru olur kanısındayım.

Çünki Hz.Ayşe annemiz onun hayatı kurandır diye buyurmuştur.Muhsin hocanın başlık yaptığı sinsi plan hakikaten takdire şayandır.Kuran ehli olduğunu söyleyenler ister bilerek ister bilmeyerek peygamberi devre dışı bırakmanın çabasına hizmet etmektedirler.

Bakın dikkatlerinizi bir yere çekmek istiyorum.Peygamber Muhammed Mustafa (sav) mi devre dışı bırakma ptt görevlisi olarak algılanmasını sağlamak çabası,onun yaşadığı henüz vahiyyin kesilmediği dönemde de yahudilerin ortaya attıkları,müslümanların kafalarını bulandırmak için çoook sinsi bir plandır.Bugün bu plan dahada geliştirilerek devam etmektedir.

Yahudiler biz Musaya (a.s) ma inanır Muhammede (a.s) inanmayız dediler,şimid şu ayete bir bakalım.

"" Allah'ı ve peygamberlerini inkar edenler, Allah ile peygamberleri arasında ayırım yaparak; `Buna inanır, fakat şuna inanmayız' diyenler böylece, iman ile küfür arası bir yol tutturmak isteyenler var ya, onlar gerçek anlamı ile kafirdirler. Biz kafirler için onur kırıcı bir azap hazırladık.""
Nisa/150-

Bu ayete dikatle baktığımızda birincisi Allah'ın ile peygamberlerin arasını ayırmak,ikincisi Allahın peygamberlerinin arasını ayırmak.

Muhsin hocam bu ayeti tam olarak meal edermisiniz ben inşallah yanlış anlamıyorumdur.Yani bu ayette Allah ve Rasulunun arasını ayırmamak gerektiğine inanıyorum.İşte yahudilerin bu sinsi planı karşsınında Allah bizi 1400 sene önce uyarmıştır.

Ehl-i kuran grubunun islama ilaveler yapmayın,din adına yeni şeyler çıkarmayın fikrine katıldığımıda belirtmek istiyorum.

Kuran kuran diye inleyenlerin neden kuranın içerisindeki peygamberi göremdiklerinide bir türlü anlamıyorum.Eğer Allah Rasulune bu kuranı tefsir edip insan hayatına nasıl yansıyacağının bir zaruret olduğuna kara vemesydi,cenabbi Allah kurani bir kerede melekleri ile gönderip bu kitabı okuyun ona göre hesaba çekileceksiniz derdi,peygamberlere de ihtiyaç kalmazdı,oysaki Allah kuran da siz ahirette mazaret sahibi olmayasınız,bu kitabı biz analamdık o yüzden yaşayamdık,bu kitaptaki hükümler bir insanın yaşayabileceği şeyler değil demeyesiniz diye,

sizin gibi insan olan size örneklik teşkil edecek Allah'ın ayetlerini tefsir edip bizatihi uygulamalı size gösterecek elçiler seçtik,kim onlara itaat emezse bana isyan etmiş olur,kim onlara karşı gelir,onların size söylemiş olduğu şekilde tam bir teslimiyetle iman etmezseniz bu iman bizim tarafımızdan kabul görmeyecektir diye buyurmuştur.

Onun için gibi Nebi (sav) in kurani tefisr edişi ve yaşayışını devre dışı bırakanlar yukardaki ayetin kapsamına gireceklerine bütün kalbimle inanıyorum.

Gelgelelim kuran da ki peygamberi daha iyi anlamadaki yardımcı açıklıyıcı kitaplara.

Allah bazılarınızı bazılarıza üstün kıldım buyurur.Bütün insanların,doğayı,hayatı,olayları yorumları,anlama ve anlatma kabiliyetleri farklıdır farklıdır.İşte bu sebeple anlama ve anlatma kabileyetleri üst seviyelerde gelişmiş olan insanlar,Allah'ın kitabına daha vakıf olmuş din kardeşlerimize alim diyoruz.

Bu alim kardeşlerimiz hayatlarının büyük bir bölümünü,Allah'ın kitabı üzere ilim yaparak geçirdiklerinden dolayı bizden daha fazla bilgi sahibi olmaları,amlama ve anlatma melekelerinin daha çok gelişmiş olması kadar tabi doşal bir şey olamaz.

Burada dikkat edilmesi gereken husus şudur,her müslüman tevhid noktasında dinin özünü gerektiren bilgilere,yeterli seviyede olacaktır ki, alimlerimizin insan olması hasebiyle tevhidi noktlarda hata yaptıklarında onları düzeltebilsinler.

""Hz.Ömer birgün vaaz ederken:ey cemaat ben halifeniz olarak bir gün yanlış yaparsam sizler ne yapacaksınız.Cemaatin içerisinde bir müslüman:siz yanlış yaparsanız ben sizi kılıcımla düzeltirim dedi.Hz.Ömer:Allah'ıma şükürler olsun ki Ömer bin Hattab yanlış yapığında onu düzeltecek müslümanlar vardır dedi.""

İşte bu anlayış bütün alimlerimiz de vardı,fakat alimlerimize sonradan tabi olduklarını ileri sürenler,bırak onların yanlışlarını düzeltme düşüncesi,adeta onları dinin önüne koymaktadırlar.

Halbuki onlar bizim için dini daha iyi anlama yada,melekeleri az gelişmiş insanların dini doğru anlamaları noktasında büyük bir Allah'ın lütfudurlar.Bu sebeple alimlerimizin kitaplarını fikirlerini Allah'ın kitabı gibi görmemek onların birer insan olduklarını her zaman hatırlamak,hata yaptıkları zaman kılıcımızla onları düzeltmeyi düşünmemiz gerekmektedir.

Bizim bu düşüncemizi eğer onlar şuan yaşamış olsalardı bu onları çok mutlu edeceğine inanmaktayım.

Muhsin hocam alimler noktasında bazı konularda alimlerimize karşı olan taasubumuz bu ehl-i kuran gibi guruhlara maalesef çok prim vermektedir.Bunun farkındamıyız değilmiyiz bilemiyoruz.Onlarla konuştuğmuzda hep önümüze sürdükleri şeyler,din adına,dinden olamayn,dine sonradan sokulan bidat ve hurafeleri önümüze sürdürdüklerine tanık olmaktayız.

Bazı insanların kurana çok aykırı sözlerini adeta suratımıza bir tokat gibi vurmaları beni adeta çıldırtıyor.

Yoksa bir peygamberin tanımını bile yapmaktan aciz,bu insan grubunun o kadar çelişki, iğrenç,fikirlerine yaşantılarına tanık oldum ki anlatmakla bitiremem.Namazı dahi anlamamış baş örtüsü kuranda güya onlara göre yok, haremlik selamlık gibi dinimizin ince hasas denglerini göremeyecek kadar,zavallı basit düşüncelerin isanları asla dinde kardeşim olamazlar gitsinler kimin kardeşleri oluyorlarsa olsunlar..

Muhsin hocam tasavuf terimine yüklemiş olduğunuz mana elbetteki kuranda karşılığı olan manalardır buna hiç bir itirazım yok. Ben bu terimleri türetenlerin senin kadar masumane anlamlar yüklediklerine maalesef inamıyorum.Birde konu din olunca neden Allah'ın bizim için beğendiği teremilerin yerine başka terimler kullanıyoruz onuda bir türlü hazm edemiyorum.

Hocam siz arapçayı bilen bir insansınız,kurandaki terimleri arap putperestleri kendi kafalarına göre anlamlar yüklemiş,günlük hayatlarında kullanıyorlardı şunu iyi biliyorsunuz ki Allah bu terimleri almış ıslah etmiş ve inanılmaz anlamlar yüklemişitir öyle değilmi hocam.

O halde hangi insan,hangi alim haşa Allah kadar bilgedir?

Allah'ın bu kadar güzel anlam yüklediği terimleri kim meydana getirebilir ki.Allah bu ayetlere benzer bir ayet yazsınlar da görelim bakalım diye buyurmuyormu?işte o ayetler o terimlerle kuranda ifadesini bulmuştur.
Yanlışmıyım hocam?

Selamun Aleykum




Alıntı ile Cevapla