Konu Başlıkları: "Haluk GE-TE-A'nın İtirafları"
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 04 Nisan 2011, 22:44   Mesaj No:19

kamer34

Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:53
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: "Haluk GE-TE-A'nın İtirafları"

"Bismillahirrahmanirrahim"
“İbrâhim de bunu kendi oğullarına vasiyet etti. Ya’kub da, ‘oğullarım! Allah sizin için o dini (İslâm’ı) seçti. O halde sadece müslümanlar olarak ölünüz’ (dedi).” Bakara/132

Din; Anlam ve Mahiyeti

Geleneksel islam anlayışlarında din sadece yahudilik,hıristiyanlık ve islam olarak beyinlerde daha çok yer almıştır.Her ne kadar budizm , Pentakostalist,dini,jainizm, hinduizm ve daha bir çok din varsada bu dinler fazlaca bilinmediğinden konumuzun dışındadır.

DİN:
“”Yalın manasıyla millet vera ve vasiyet :Birşeye zorlamak :Aziz veya zelil olmak :İtaat etmek: Asil olmak: iyi ya da kötü bir şeyi alışkanlık haline getirmek anlamına gelmektedir.
Kaynak:(el-firuzabadi, el-kamusu’l muhit,beyrut 1407-1987 sayfa 1546ebu’l-hasen ibn side,el muhasas beyrut sayfa 155-156,ebul beka el-külliyat,ebu’l –Ala ,el – mevdudi kurana göre 4 bölüm
konu din bahsi)

Arapça bir kelime olarak “dal” "ye" “nün” harflerinden meydana gelen din kelimesi dilimizede aynı kelime olarak geçmiştir.

Üstünlük, egemenlik, itaat, zorlamak, itaatkar olarak kendini bir güce teslim etmek, borçlanmak, boyun eğmek, hakkını almak, ödünç almak, boyun eğdirmek, egemenlik, idare etmek anlamlarına gelir.Birinin emrine girmek, onun emrine amade olmak, onun hâkimiyet ve otoritesi altında boyun eğmeyi kabul etmek, şeriat, kanun, yol, millet, âdet, taklit, hesaba çekmek, ceza veya mükâfat vermek de din kelimesinin anlamlarındandır.

İsim olarak ‘din’ kelimesi şu mânâları kapsamaktadır:
İyi ya da kötü karşılık; âdet ve alışkanlık; itaat, zillet, bağlılık, üstünlük sağlamak, galip gelmek; hâkimiyet, mülk ve hüküm; bir şeye zorlamak; itaat etmek, ya da tersi olarak isyan etmek; bir şeyi alışkanlık haline getirmek; şeriat ve millet, yani tevhid inancı

Aynı kökten gelen ve yüce Allah’ın sıfatı olan “ed-Deyyan”(yapılan işlerin karşılığını veren, kahreden ,yani istediğine zorlayan,egemen ,hikmetle yöneten ,hesaba çeken ,hiç bir ameli karşılıksız bırakmayıp hayrada ,şerrede karşılık veren demektir.)
"Din"
kelimesi kuran ve sünnette bir çok manada kullanılmıştır.Özetle din insanın tüm beyin olgusunun algıladığı ,algıladıklarını bir inanç haline getirdiği ve insan bedeninde bu inancı bir yaşam biçimi haline
getirmesidir.


Örneğin:İnsanın ideolojisi, sevinci ,vuslatı, hüznü ,dostları ,düşmanları ,ibadetleri,kullukları , örfleri, gelenekleri, yasaları, kanunları kısacası hayatının “A” dan ,”Z”’ye her alanını kapsayan bir inanç sistemidir.Mesela insanın günlük yaşadığı yaşantısı ve inançları diyerek özetleyebiliriz.

Şimdi bazı çevreler din kelimesinden sadece inanç sistemi olarak ele almaktalar ,bu çok yanlış bir anlayıştır.Halbuki, bizim anayasalarımız ve babayasalarımız dinkapsamı içerisine girerler.
İnsan ancak ve ancak tevhidi bir iman esasına dayalı bir inanç sistemi doğrultusunda bir yaşam tarzı kendisine şiar edinmedikçe ve bu şiarı dil ile ikrar,kalp ile tasdik,amel ile gerçekleştirmedikçe islam diniüzerine sayılmaz.

Kişi islam din sistemini gerçekleştirirken elbetteki,bazı aksaklıklar yaşacaktır.Fakat bu aksaklıklar itikadi bir sapmaya yol açmamlıdır.Aksi takdirde kişinin islam dini üzere olduğunun iddiası boş bir iddadan öteye geçmez.
Terim olarak din
:Akıl baliğ insanların kendi irade ve arzularıyla iyiye güzelliğe yönlendirir.islam dini akıl üstü bir dindir fakat akla aykırı değildir.islam dini insanın ahirete dair düşüncelerini dünya hayatını düzenleyen ilahi bri sistemdir.İslam dini Hz.Ademden Hz.Muhammede kadar olan tüm peygamber silsilesi içerisnde gelmiştir.Bu peygamberlerin her ne kadar şeriatlerinde farklılıklar olmuşsada inanç noktasında temel aynıdır.

“İbrâhim de bunu kendi oğullarına vasiyet etti. Ya’kub da, ‘oğullarım! Allah sizin için o dini (İslâm’ı) seçti. O halde sadece müslümanlar olarak ölünüz’ (dedi).”
Bakara/132

İslam terimlerini güncel bir şekilde değerlendiremediğimiz müdetce ancak tozlu kitapların içerisinde yazılı kalmaktan öteye geçmez,yada sadece tarihte yaşanmış birer hikaye olarak anlaşılmaktan kurtulamaz.
Beşeri sistemlerin ortaya koyduğu yasalar birer dindir,fakat hak din değillerdir.Her inanç ve yaşayış biçimi bir dindir.

Her inanç ve sistemin bir dünya görüşü ve ahiret görüşü vardır.

“De ki: 'Allah’a dininizi siz mi öğreteceksiniz?' Oysa Allah, göklerde ve yerde olanlarıbilir. Allah her şeyi bilendir.”
(49/Hucurât, 16).

Bu ayette bu istismarcı politik düşüncelere kendi Allah dininin sahibi olduğunu hatırlatıyor hemde Allah'ın razı olacağı dinin ancak Allah'ın koyduğu din olduğunu hatırlatmaktadır.


“De ki: ‘Ben, Allah’a dini hâlis kılarak, ibâdet etmekle emrolundum. Bana Allah’a teslim olan müslümanların ilki olmam emredildi.”
(39/Zümer, 11-12)
Ayette din ve ibadet birlikte zikir edilmiş inanç ve eylem aynı anda olduğunda islam dini üzere olduğu beyan edilmiştir.

“Göklerde ve yerde ne varsa O’nundur, din de (itaat ve kulluk da) sürekli olarak O’nundur. Böyleyken Allah’tan başkasından mı ittika ediyorsunuz (korkup çekiniyorsunuz)?”

(16/Nahl, 52; ayrıca bkz. 3/Âl-i İmrân, 83; 40/Mü’min, 64, 65; 39/Zümer, 2-3; 98/Beyyine, 5 vd.).

Bu ayetlere dikkatle baktığımızda din yüksek bir makama bir otoriteye boyun eğmek olarak tanımlanmıştır,bu yüksek makama ve otoriteye itaat etme ve kul olma emir edilmiştir.Yani dini sadace Allah'a has kılmak otoriteyi kanun koyma yetkisini ibadetleri kullukları din gününün sahibi tekelinde olma gerçeğine iman etmektir.Otoriteyi beşere tanımak dini has kılmak anlamı ile tabana tabana zıtlık arz eder.Kulluğu itaati beşere tanıma anlamına gelir.

“Zina eden erkek ve zina eden kadının her birisine yüzer değnek vurun. Eğer Allah’a ve âhiret gününe iman ediyorsanız, onlara Allah’ın dinini (hükmünü, şeriatini uygulama) konusunda sizi bir acıma tutmasın…”
(24/Nûr, 2; ayrıca bkz. 12/Yûsuf, 76; 40/Mü’min, 26; 42/Şûrâ, 13, 21 .)

Bazı insanlar islam dinini tarif ederken,yada ayetleri tefsir ederken,çok yuvarlak kelimeler kullanarak anlaşılması zor yorumlar yapmaktalar,aynı haluk arkadaşımız gibi,oysaki bu ayetleri nekadar sadde bir üslüp ile ve güncelleyerek anlatabilirsek o kadar faydalı olacağı kanısındayım.Şimdi bu ayete baktığmızda islam şeriatinin (dininin) bir ceza uygulamasını görmekteyiz.Zina eden erkek ve zina eden kadına her birine ayrı ayrı yüzer değnek vurun diyor,bu uygulama esnasında siz 99-101 değnek vuralım derseniz yeni bir din icat etmiş olması bakımından,kafirliğinizi tescillemiş olursunuz.

Şöyle bir soru akla gelebilir peki Allah'ın dini bu kadar katı bir dinmidir,evet helal ve haram koyma konusunda,ceza hukuku belirleme konusunda,insanların manevi düşünceleri konusunda son derece katıdır,ne başka bir makam nede başka bir otorite kabul etmez.

'Allah hüküm koyar, onun hükmüne hiçbir değiştirici yoktur.'' (Ra'd/41)

''O, hükmüne hiç kimseyi ortak etmez.'' (Kehf/26 turkce

Yukarıdaki ayette Allah'ın dininin zina edenler için koymuş olduğu ceza bu,peki bugün muhatıbımız olan resmi ideolojiler zina eden erkeğe ve kadına nasıl bir ceza uygulamaktadır ona bakmak gerekir,eğer bu resmi din Allah'ın bu ayetine göre hüküm veriyorsa bu din islam dini demektir,yok eğer bu ayete göre değilde,insanların heva ve heveslerinde uydurdukları başka bir ceza uyguluyorlarsa o halde onların dini batıldır.

Kim batıl olan bir dine göre zina eden erkeğe zina eden kadına ceza verir ise bu Allah'ın hükümlerini uygularken sizi bir acıma tutmasın kapsamına girer.Yani siz kendinizi ya Allah'tan daha cezalandırcı,yada Allah'tan daha merhametli görme durumuna koymuş olursunuz,bunun da adı şirktir.

Her iki durumda insanı islam dininden çıkarır,tabi eğer islam dini üzerine ise.Kur’an’da ‘din’ en çok bu anlamda kullanılmaktadır ki, bu mana içerisinde hem Allah’ın hakimiyeti, otoritesi, hükmünün üstünlüğü, hem bu üstünlüğe kulların boyun eğip itaat etmeleri, hem de Allah’tan gelen hüküm, kanun ve şeriat konuları yer almaktadır.

Din terimi araplarda çok dağınık bir anlamda kullanılırda,fakat vahiy kuranı bu terimi ıslah ederek mükkemmel manalar yüklemiştir,din insanın dünya hayat görüşünü yansıttıığı gibi aynı zaman ahiret görüşünüde tanımlamıştır.
12/Yûsuf sûresi 76. ayetinde geçen kralın (melikin ) dini, kralın uyguladığı veya uyduğu hüküm, yargı demektir. (Ayrıca bkz. 24/Nûr, 2)

Burası çok önemli.Allah melikin dini ifadesini kullanırken ayetin içerikliğine baktığmızda bir vaka ile karşılaşmaktayız.Bir hırsızlık vakası ve bu vakaya verilen bir cezayi hükmü Allah melikin dininde diye ifade etmektedir.O halde biz günümüzde hırsızlık,zina,miras evlilik,boşanma,kısacası helal haram ve ceza hukuku her ne varsa bir dindir.

Eğer bu din Alah'ın hükümleri ile icra ediliyorsa bu islamdır,yok beşeri cezalar uygulanıyorsa bu din batıldır.Ne bir peygamber,nede hiç bir müslüman zina eden birine bu ayetin dışında hüküm veremez.Fakat günümüz de verenler var o halde bu hükümleri verenlere Allah ne buyuryor bakalım

“Onlar Allah’ın dininden başka din mi arıyorlar. Oysa göklerde ve yerde her ne varsa, istese de istemese de, O’na teslim olmuştur ve O’na döndürülmektedir.”
Al-i İmran/83 “Hiç şüphesiz Allah katında din, ancak İslâm’dır…”

Al-i İmra/19

İşte batıl dinlerin sonu bu,fani yasaları ve bu yasalarla insanlara helal haram ve ceza uygulayanların dini ahirette kabul görmeyecektir.Allah bu fani yasaların savunucuları ile savaşmamızı ve taki onlar Allah'ın helal dediklerine helal,haram dediklerine haram deyinceye kadar devaam edecektir.

Fakat bazı çevreler bu fani yasalarla hüküm vermenin caizliğine inanmakla yetinmeyip hadlerini dahada aşarak müslümanlarında bu fani yasalarla,yani Allah'ın dininin dışında ki helal haramlarla hüküm edenlere itaati ayetlerin kapsamına alarak,aksinin Allah katında sorumlu tutalacağını idda etmektedirler.Peki bu batıl dinler Allah'ın helal dediklerine haram,haram dediklerine helal demiyorlarmı? bugün bunun aksini idda edebilen varmı,o halde Allah'ın ayetlerine kulak verelim.

Kendilerine Kitap verilenlerden Allah’a ve âhiret gününe inanmayan, Allah ve Rasûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak dîni (kendine) din edinmeyen kimselerle, küçülerek elleriyle cizye verinceye kadar savaşın.”
(9/Tevbe, 29)

Şimdi bu ayet bize değil ehl-i kitaba hitap etmiştir demekten başka çaremiz kalmamıştır.Başka türlü bu ayeti tevil etmemiz adeta imkansızdır,şu ifadelere bakarmısınız,Allah ve Rasulü'nün haram kıldığını haram saymayan kim? Bu Allah ve Rasulü'nün haram saydığnı haram saymayan kim? Eğer biz değilsek o halde ayetin devamındaki cümlesine bakalım,müthiş bir ifade,kendi elleriyle cizye (vergi) verinceye kadar onlarla savaşın.
Haluk bey bakın bu ayetleri iyi okuyun onlar cizye verinceye kadar onlarla savaşın.Kuran nasıl İslam devletinin hukukunu belirlemektedir.

O (Allah), müşrikler hoşlanmasalar da (kendi) dinini bütün dinlere üstün kılmak için Rasûlünü hidâyet ve Hak Din ile gönderendir.”
Tevbe/33

"Sen yüzünü hanîf/Allah’ı birleyen olarak dine, yani, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmış ise o fıtrata çevir..." Rum/30


Peygamber Hz.Muhammed (sav) şöyle buyurmuştur
“Akıllı kişi, nefsine boyun eğdiren (dâne) ve onu (Allah’a) ibâdet ettirendir.” (Tirmizî, Kıyâme 25; İbn Mâce, Zühd 31).

Bu hadiste geçen “dane” kelimesi, boyun eğdirip itaat ettirmek anlamına gelir. Aynı zamanda “hesaba çeken” manasına geldiği de söylenmiştir.

“Kureyş’ten, söyledikleri takdirde bütün Arapların kendilerine boyun eğecekleri (dâne) bir tek söz söylemelerini istiyorum.” (Tirmizî, Tefsir sûre 38, bâb 1; Ahmed bin Hanbel, 1/237)


Nebinin buyurduğu bu ravyette de din (dane) kelimesi aynı anlamda kullanılmıştır.
"Peygamberler, anaları ayrı, babaları bir kardeştirler; dinleri birdir." (Buhârî, Enbiyâ, 113)

"Kitab ve Sünnet'ten başka uyulması gerekli üçüncü bir yol yoktur. Sözlerin en güzeli Allah'ın kelâmı ve yolların en güzeli, Muhammed'in yolu, sîrettir. Dikkat! (Sonradan) dinde ihdas edilmek istenen şeylerden sakının. Çünkü şer işlerden birisi de, ihdas edilen şeylerdir. (Dinde) icat edilen her şey bid'attir. Bid'atler dalâlettir."
(İbn Mâce, Mukaddime, 46)

Peygamberimiz (sav) ne güzel buyurmuş yolların en güzeli Muhammed'in yoludur,üzerinde bulunulan yol dindir en güzel din Muhammed'in (sav)dinidir.Fakat bazı çevreler peygamberi devre dışı bırakmak çabası içerisndeler.Kendi kendilerine bir uydurma din ortaya çıkarmışlar onada gereği gibi iman etmemişler,kendi dinlerinin yalancısı olmuşlar.
Allah ve Rasulü'nün arasını ayırarak güya yeni bir yol (din) tayin etmek suretiyle kendilerini islama nispet etmek hiçte doğru bir yaklaşım değildir.Peygamberin yolunu yol kabul etmeyip,sözde demokrasi laiklik onların dinlerine tabi olup takkiye adı altında Allah'ın helal saydıklarını haram,haram saydıklarını da helal sayan,resmi bir ideolojiye her hususta tam bir teslimiyet ve kulluk sunanlar,Allah'ın peygamberini yalanlamışlardır.

Müslümanlar batıl dinlere mensup insanların cenaze namazını kılmazlar,kızları ile evlenmezler,kestikleri hayvanların etlerinden yemezler,onlara Allah razı olsun demezler,onlar için Allah'tan mağfiret dilemezler,ki peygamber bile onlar için mağfiret dilemekten men edilmiştir,onlarla dostluk kurmazlar,onlarla özel sırlarını paylaşmazlar,onlarla her zaman Allah'ın kavli gereği sözlü fiili savaş halinde olduklarını unutmazlar,velevki onlar müslümanların anneleri babaları evlatları olsun.

şimdi haluk bu tanımların tamamı kuranda islam dininin hukukunu oluşturur.İslam devleti tüm bu Allah'ın emirleri doğrultusunda yapısını inşa eder. islam dini fuhuşu fuhuşa gidebilcek tüm yolları kökünden kaldırır. İSLAM dinininde devlet yapısı içerisinde ister zımmi ( anlaşmalı) olsun ister müslüman olsun kendi kafasına göre yaşayamaz. İran örneğini vermişsiniz İRAN dveleti anayasası "şi-i" devleti olmasına rağmen Kur'an-ı sizden daha iyi anlamış. Bakın ben islam devletinde yaşayorum

İstersem namaz kıların istersem zekat veririm istersen oruç tutarım diyerek kendi kafanıza göre yaşayamzsınız.çünkü sizin mantığınıza göre din kul ile Allah arasındadır ibadetleri isteyen yapar isteyen yapmaz. Bu düşünce müşrikçe bir düşüncedir.Hz. Ebubekir döneminde bir kabilenin zekat vermediği haberi gelir hz.ebubekir halife derhal orduya haber vererek savaşa hazırlık yapmasını emir eder.Bu durumu savaş sebebi olarak kabul eder.

BENCE siz biraz islam hukunu okuyun peygamber dönemindeki devlet yapısını inceleyin belki o zaman biraz dolu dolu konuşursunuz.matığa bak bayan her yerini açacak sokaklarda ahlaksızca gezecek islam dini buna müsade edecek ne biçim mantık bu.


Mü'min kadınlara de ki;
gözlerini harama bakmaktan sakındırsınlar, mahrem yerlerini korusunlar.
Kendiliğinden görünenleri dışındaki süslerini teşhir etmesinler.

Baş örtülerinin uçlarını yaka altlarına kadar sarkıtsınlar.
Süslerini ve cazibelerini kocalarından, babalarından, kayınbabalarından, öz oğullarından, üvey oğullarından, erkek kardeşlerinden, erkek kardeşlerinin oğullarından,

kız kardeşlerinin oğullarından, müslüman kadınlardan, elleri altındaki kölelerden, cinsel arzuları sönmüş erkek hizmetçilerden, kadınların avret yerlerinin henüz farkında olmayan erkek çocuklarından başka hiç kimseye göstermesinler. Yabancı bakışlardan gizledikleri süsleri ve cazibeleri belli olsun diye ses çıkaracak adımlarla yürümesinler.
Ey mü'minler, hepiniz tövbe ederek Allah'a yöneliniz ki, kurtuluşa eresiniz.

Haluk bey bizim kitabımız bunları emir ediyor sokağa çıkarken öyle kendi kafana göre çıkamazsın kendi kafana göre yaşayamazsın. Bunlar islam dininin hukuku peki laiklik demokrasi dininin bu konularla ilgili görüşü nedir onu DA siz anlatın.

Benim dinimin temelinde şöyle bir kaide vardır."Dinde zorlama yoktur" bakara/256
__________________
Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli.
Alıntı ile Cevapla