Konu Başlıkları: "Haluk GE-TE-A'nın İtirafları"
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05 Nisan 2011, 03:08   Mesaj No:20

kamer34

Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:53
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: "Haluk GE-TE-A'nın İtirafları"

Rububiyyet Tevhidi
Yüce Allah'ın rab olması, yaratması, yetiştirmesi ve imkan vermesi bakımından tekliğidir.

Rasulullah (s.a.v) dönemindeki müşrikler tevhidin bu türünü kabul ediyorlar, bunu inkara kalkışmıyorlardı.

Fakat tevhidin bu çeşidini kabul etmeleri, onların İslam'a girmeleri için yeterli değildi. İşte bu yüzden Rasulullah (s.a.v), döneminin müşrikleriyle savaşmış, onların canlarını ve mallarını helal kabul etmiştir.

Müşriklerin mal ve can güvenlikleri söz konusu olmadığından mü'minler, bu durumdaki müşriklerin malı ve canı konusunda bu ölçüler çerçevesinde hareket edebilirler.Bu islam devletinin hukukudur.Tevhidin bu türü, Allah'ı fiillerinde birlemektir. Bunun delili yüce Allah'ın şu ayetleridir:

"De ki: "Size gökten ve yerden rızık veren kimdir? Ya da kulak ve gözlere sahip bulunan kimdir? Ölüden diriyi çıkaran ve diriden ölüyü çıkaran, her türlü işi düzene koyan kimdir? "Allah'tır" diyecekler. "Öyle ise (ona karşı gelmekten) sakınmaz mısınız?" de." (Yunus: 10/31)

"(Ey Muhammedi) De ki:
"Eğer biliyorsanız söyleyin bakalım yeryüzü ve onda bulunanlar kimindir? "Allah'ındır" diyecekler.
"Öyleyse hiç düşünmez misiniz?" de.
"Yedi kat göklerin Rabbi ve yüce Arş'ın Rabbi kimdir?" diye sor.
"Allah'tır", diyecekler. "Şu halde siz Allah'tan korkmaz mısınız?" de.
"Eğer biliyorsanız söyleyin, her şeyin mülkiyet ve yönetimi elinde olan, her şeyi koruyup kollayan, fakat kendisi korunmayan (buna muhtaç olmayan) kimdir?" diye sor. "Bunların hepsi Allah'ındır", diye cevap verecekler. "Öyleyse nasıl aldanıyorsunuz?" de.(Müminun: 23/84-89)

Kur'an'ı Kerim'de, bu konuya ilişkin ayetler sayılamayacak kadar çoktur. Bunların tümünü hatırlatmaya bile gerek yoktur.
İşte bu ayeteler mekke müşriklerinin Allahı "Rab" olarak kabul ettiklerinin bir kanıtıdır.Peki onlar neden müşrik olarak kabul edildiler ona bakalım.
Uluhiyyet Tevhidi

Bu Tevhid, kulların yaptıkları fiillerde yüce Allah'ı tek olarak tanıma, bilme ve inanmaları anlamındaki tevhiddir.

Allah'ı ibadete layık yegane ilah olarak tanırken, başkasını asla ona ortak koşmamaktır. Yani sadece ve sadece Allah'a dua edip, yalnızca O'na yalvarmak, yalnızca O'nun için adak adamak, O'nun adına kurban kesmek, O'ndan umutvar olup beklemek, O'ndan korkmak, hep O'na tevekkülle dayanıp güvenmek, rağbette, korkuda ve yönelmede yalnız Allah'ı tanımak kanun koyma yetkisi ona vermek vb. amellerdir.

İbadetinın aslı Yaptığını sırf Allah için, ihlas, samimiyet ve içtenlikle yapmak, başkalarını aradan çıkarmaktır. Yalnızca Rasulullah'a tabi olup (ona tabi olmak Allaha tabi olmak demektir) rasullahın getirdiği din üzere hüküm verenlere tabi olmak başka da kimselere tabi olmayı reddetmektir.Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

"Şüphesiz mescidler yalnız Allah'ındır. O halde Allah ile birlikte hiçbir kimseye dua (ibadet) etmeyin." (Cin: 72/18)

"Senden önce hiçbir rasül göndermedik ki ona "Benden başka ibadete layık ilah yoktur; şu halde yalnız bana kulluk edin" diye vahyetmiş olmayalım." (Enbiya: 21/25)

"Keza, hak yalnız Allah'tır. O'nun dışında tapmakta olduklarıysa batıldır. Doğrusu Allah, yücedir, büyüktür." (Hac: 22/62

"Rasul size neyi verdiyse onu alın, neyi de yasak ettiyse ondan da sakının."(Haşr: 59/7)

"De ki: 'Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah muhakkak ki Gafur'dur, Rahim'dir." (Al-i İmran: 3/31)

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

"(Yahudiler) Allah'ı bırakıp bilginlerini (hahamlarını; hırıstiyanlar da) rahiplerini ve Meryemoğlu Mesihi (İsa'yı) rabler edindiler. Oysa tek ilahtan başkasına ibadet etmemekle emrolunmuşlardı. O'ndan başka ibadete layık ilah yoktur. O, bunların ortak koştukları şeylerden münezzehtir."(Tevbe: 9/31)

Kişi her ne kadar bilginlerine ibadet etmese de, Allah'a isyan olabilecek şeylerde onlara itaat etmek suretiyle, bir bakıma onlara ibadet etmiş oluyorlar. Adiyy b. Hatem bunu, bilginlerine ibadet etme olarak anlayıp, şöyle demişti:

"Biz onlara (bilginlere) ibadet etmiyoruz ki."

İşte bu noktada Rasulullah (s.a.v) konuya açıklık getirerek, burada söz konusu ibadetin, Allah'ın emrine zıt olan konularda, bu kimselere itaat edilmesi olduğunu bildirmiştir

Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurdu:

"Elbette öyle. Ancak bunlar Allah'ın helal kıldığını haram ve haram kıldığını da helal kılıyorlar, onlar da bunlara tabi oluyorlardı. İşte bu, onların onlara ibadetidir."

Bütün bu delillerden sonra din Allah ile kul arasında bir mevzudur denilebilirmi? Yani Allah bizim yeryüzündeki işlerimize karışmaz o göklerin rabbidir. Yukarıdaki ayetlerin bakıyoruz mekke putperestlerin düşüncelerinin aynısı.

Din (Allah) bizim sokaktaki halimize karışamaz istersek başı açıkta gezereiz istersek zil takıp oynarız mantığı kuranın red (tekfri) ettiği bir mantıktır.

Bizim din işlerimiz ayrı devlet işlerimiz ayrı yada demokrasi ner neyse anlayışını kim anlayışını Kur'an-ın hangi ayetlerinden çıkarıyor sormak lazım.

Allah hem "ilah" hemde "Rab'dır" mekke müşrikleri gibi biz Allah-ı "Rab" olarak ediyoruz fakat dediğimizde "ilah" sıfatını inkar etmiş oluruz.

__________________
Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli.
Alıntı ile Cevapla