Konu Başlıkları: Tasavvuf nedir?
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 24 Ocak 2008, 23:55   Mesaj No:5

maşuk

Medineweb Paylaşımcı Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:maşuk isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 523
Üyelik T.: 04 Kasım 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:35
Mesaj: 394
Konular: 1
Beğenildi:2
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Mutlaka bir tarikata bağlanmak gerekir mi?Din kitaplarından din öğrenilemez mi ?

Din kitaplarından zühd ve takva öğrenilmez...
Zühd ve takva yaşayarak bir mürşid-i kamile bağlanarak öğrenilir...

Sen kitapları karıştırıp abuk subuk bilgiler öğreneceğine bir Allah dostunun gönlüne gir ki o senin gönül kitabını karıştırsın...

Tarikat-ı aliye’ye intisab etmek ve mürşidin öğretip telkin edeceği zikir il kalbini ihyâ eylemek her mümin için önemli ve lüzumludur.
Binaenaleyh:
“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve sâdıklarla beraber olun.(Tevbe: 119)

Şeklindeki ilâhî emre uyarak Tarikat-ı aliye’ye dahil olmak ve o Tarikat-ı aliye’de mevcut olan ümmetin, büyüklerinin ruhânî yardımlarıyla kuvvet kazanmak gerekir.

Bu emr-i şerif’e uyarak bir Mürşid-i kâmil aramak vâciptir.

“Sâdıkîn”den murad “Mürşidûn” yani mürşidler olduğu “Bahr-ul Hakâyık” tefsirinde beyan buyurulmuştur.

Allah-u Teâlâ ehl-i imânı bu Âyet-i kerime ile mükellef kılmış
Velakin surette ihfa ederler Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde buyurur ki:“Yarattıklarımızdan öyle bir topluluk da vardır ki, onlar Hakk’a iletirler ve Hakk ile hüküm verirler.” (A’râf: 181)

Bir başka ayet-i celilerinde ise Müminler içinde öyle erler vardır ki, Allah’a vermiş oldukları ahde sadâkat gösterirler Onlardan kimi bu uğurda canını fedâ etti, kimi de bu şerefi beklemektedir.” (Ahzab: 23)
“İçinizden insanları hayra çağıran, iyilikleri emredip kötülükten sakındıran bir topluluk bulunsun.İşte onlar gerçek kurtuluşa erenlerdir.” (Âl-i imran: 104)

Bir başka Âyet-i kerime’sinde buyurur ki:
“Biz kimi dilersek onu derece derece yükseltiriz.” (En’am: 83)
İşte bunlar bu derecelere yükselttiği kullardır. Gerçek bahtiyar insan bunlardır.
Bir Âyet-i kerime’de şöyle buyurulmaktadır:
“Bize kendi katından bir veli ver, bize kendi katından bir yardımcı ver.”(Nisâ: 75)
Bazı zevât-ı kiram bu Âyet-i kerime’yi:
“Bize senden sana gitmemizi gösterecek, bize kılavuzluk edecek bir veli ver.”şeklinde mânâlandırmışlardır.

Rasulullah Efendimiz de Bir Hadis-i şerif’te şöyle buyurulmaktadır:
“Her asırda benim ümmetimden sabikûn (önde gelenler) vardır ki bunlara büdelâ ve sıddikûn ıtlak olunur (söylenir).Haklarındaki inayet ve merhamet-i ilâhiye o kadar boldur kisizler de o sayede yer ve içersiniz. Yeryüzü halkı için vukuu tasavvur olunan belâ ve musibetler onlarla kaldırılır.(Nevâdir-ül Usül)
Bir başka Hadis-i şerif’lerinde buyururlar ki:
“Allah-u Teâlâ bu ümmete, her yüzyıl başında dinini yenileyecek bir müceddid gönderir.” (Ebu Dâvud)

“Allah’ın kullarından öylesi vardır ki,şöyle olacak diye yemin etse muhakkak Allah onun yeminini yerine getirir.Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 1186),Buyurmaktadır. işte bütün bunlar belirli bir zamana mahsus olmayıp belli bir devirle de sınırlandırılamayacak ve kıyamete kadar mevcudiyeti sürecek olacak bilgilerdendir.
Şimdi siz bir misal verecek olursak bugüne kadar sağlam kovayla taşıdığınız suları yukarıda astığının bilgilerle adeta--- kovayı delerek taşımaya kalkışmaktasınız.Delik kova ile su taşınmaz ve maksada ulaşılamaz. Bu sebeple sağlam kovalardan şaşmayınız ve müslümanları da şaşırtmayınız Vesselâm.

Bazı mertebeler vardı ki, sadece mürşid-i kamil'ine olan muhabbet ile o mertebeler kat edilebilir. O yüzden bir mürşid-i kamile bağlanmak şart...
önce fena fiş şeyhardından fena fir rasulen, son da fene fillahdin hırsızlarına aldanmamalı) dedik. Tasavvuf âliminin yok gibi olduğunu, yani çok az olduğunu bildirdik. Zaten kıymetli şeyler az, taklitleri çok olur. Bütün yayınlarımızda tasavvuf büyüklerinin, hayatlarını, menkıbelerini anlatıyoruz. Tasavvuf, evliyalık demektir. Tasavvufa hiç kimse karşı çıkamaz. Hakiki tasavvufa karşı çıkmak Müslümanlığa karşı çıkmak demektir. Fakat sahte tasavvufa karşı çıkmak her Müslümana gerekir.

Bu kapıdan kol ve kanat kırılmadan geçilmez;

Eşten,dosttan,sevgiliden ayrılmadan geçilmez.

İçeride bir has oda,yeri samur döşeli

Bu odadan gelsin diye çağrılmadan geçilmez.

Eti zehir,yağı zehir,balı zehir dünyada,
Bütün fani lezzetlere darılmadan geçilmez.

Varlık niçin, yokluk nasıl, yaşamak ne, topyekün?

]Aklı yele salıverip çıldırmadan geçilmez.


Usta kaptan kılavuza varılmadan geçilmez.

Ne okudun,ne öğrendin,ne bildinse berhava

yer çökmeden,gök iki şak yarılmadan geçilmez.

Geçitlerin,kilitlerin yalnız O'nda şifresi;

İşte, işte o eteğe sarılmadan geçilmez!


N.Fazıl KISAKÜREK
‘’ Allah’ım sen her şeyden münezzehsin, ben gerçekten zalimlerden oldum!
Alıntı ile Cevapla