Konu Başlıkları: "Fırkayi-NACİYE"
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21 Nisan 2011, 03:36   Mesaj No:2

kamer34

Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:53
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: "Fırkayi-NACİYE"

“Bismillahirrahmanirrahim”
1- Tevhidin aslını bozan zamanın küfürlerini, alternatif yok diye işlemeleri. İnsanların ikrahda olduklarını söylemeleri.

Günümüzde şöyle anlayışlar mevcuttur,Tağut-i sistemlerin karşısında islam alternatifi olmadığı için bizler ancak böyle yaşamakla islamı hakim kılmaya çalışıyoruz. Yada sizin dediğiniz ancak islam devletinde olur.

Günümüzde böyle bir devletin varlığından söz edilemez. Bu söylenen şeyler bugün yaşanacak alan bulamamaktadır. Halbuki yüce Allah şirk ve küfür hususunda mazeret beyan etmeyiniz buyurmaktadır.

Şayet kendilerine (niçin alay ettiklerini) sorsan, "Biz sadece lafa dalmıştık ve aramızda eğleniyorduk", derler. De ki: "Allah'la, onun âyetleriyle ve peygamberiyle mi eğleniyordunuz?"


Boşuna özür dilemeyin! Çünkü siz, (sözde) iman ettikten sonra küfrünüzü açığa vurdunuz. İçinizden (tövbe eden) bir zümreyi affetsek bile, suçlarında ısrar etmeleri sebebiyle, diğer bir zümreye azap edeceğiz. (Tevbe 65-66)

Her iki ayetteki karaktere baktığımızda şunları görmekteyiz. Onlar önce küfür işlediler sonrada özür beyan ettiler bir takım bahanelerin arkasına sığındılar bizler yol yorgunuyduk ne dediğimizi tam olarak bilmiyorduk bizim bu özürümüzü bu mazeretimizi lütfen kabul et ya rasulullah dediler. Fakat yüce Allah onların bu mazaretlerini kattiyen kabul etmemiştir.

Demekki şirk küfür amellerde yada düşüncelerde özür beyan etmek yoktur. Alternatifi yoktur diyerek bir takım bahanelerin arkasına sığınmak yoktur. Birde şöyle düşünceler vardır biz ne yapabiliriz bu beşeri yasalara uymak zorunluluğumuz vardır bizim onlara karşı koyacak ne gücümüz nede takatımız vardır bizler mustazafız.

Melekler, kendilerini zulme mahkum edenlerin canlarını alırken onlara "Dünyadaki durumunuz neydi?" diye sorarlar. Onlar da "Ezilmiş zavallılardık " derler. Melekler onlara "Peki Allah'ın toprağı göç etmenize yetecek kadar geniş değilmiydi ki? derler. Bunların barınakları Cehennem olacaktır. Orası ne kötü bir varış yeridir.”(Nisa/97)


Ayette çıkarılacak ders: Kişi eğer yaşadığı yerde islam kimliğini bozacak durumlarla karşı karşıya ise derhal hicret edecektir. Allah'ın yeryüzündeki başka bir beldesine gidecektir tıpkı muhacir sahabiler gibi.


Fakat gerçekten tüm çabalarına rağmen gidememiş yada kafirlerin esiri durumuna düşmüş yada imkan bulamamış kişilerede umulurki yüce Allah onları bağışlasın. Böyle bir durumda kişi islam kimliğini gizleyerek şirkten küfürden kendisini bulaştırmadan o beldede yaşayacaktır. Fırsat bulduğundada müslümanların yanına hicret edecektir.

Yalnız, çaresiz kalan, hiç bir çıkar yol bulamayan ezilmiş, erkekler, kadınlar ve çocuklar bu hükmün dışındadırlar.Böylelerini umulur ki, Allah affeder. Hiç şüphesiz Allah bağışlayıcıdır, affedicidir. Nisa/98-99-


Ayetlerde çıkarılacak ders: Müslümanlardan 8 ila 10 kişi Mekke de kalmış hicret etme imkanı bulamamışlardı. Böylece Mekke müşriklerinden imanlarını gizlemiş ve müslüman kalma başarısını göstermişlerdir. Dileyen fatır suresi/24-25. Ayetlere bakabilir.


Ohalde hiç bir suretle bizler bahanelrin arkasına sığınırak şirk küfür ameller işleme hakkına sahip değiliz.


2- Allah imanın şartını tağutun reddine bağlamışken tağutu bütün çeşitleriyle reddetmemeleri.

Tağutun reddi ile ilgili çok sayıda ayetler vardır. Cenabbi Allah iman etmeyi tağutun reddine bağlamıştır.

Andolsun, Biz her ümmete: "Allah'a kulluk edin ve tağuttan kaçının" (diye tebliğ etmesi için) bir elçi gönderdik. Böylelikle, onlardan kimine Allah hidayet verdi, onlardan kiminin üzerine sapıklık hak oldu. Artık, yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların uğradıkları sonucu görün.ara uyarıcılar göndermiştik.Nahl/36

“Dinde zorlama yoktur. Doğruluk ile sapıklık birbirinden kesinlikle ayrılmıştır. Kim Tağut'u, azgınlığı reddederek Allah'a inanırsa kopması sözkonusu olmayan, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Hiç kuşkusuz Allah herşeyi işitir, herşeyi bilir.Bakara/256

Ayetlerde çıkarılacak ders: Tağut tüm yönleriyle bilinmeli ve red edilmelidir. Aksi takdirde imanın kalpte yeşermesi söz konusu olamaz. Bir kalpte hem iman hem tağut olgusu eşyanın tabiatine aykırıdır. Yani hem beşeri yasalar koyarak tağut olacaksınız hemde müslüman kalacaksınız hem Allah'ın şeriatini gözardı ederek tağutlara kanun koyma yetkisi vereceksiniz hemde buna bir takım mazaretler öne süreceksiniz.

Yani hem putlara çelenk koyacaksınız hemde tağutu red ettim iman ettim diyeceksiniz bunlar birbirlerine zıt şeyler. Tağut bir kurum olabildiği gibi taş ağaç para evlat hatta kişide olabilir.

Yani kişi dikkat etmediği takdirde kendisi bile tağut olabilir. O halde Allah'ın şeriati karşısında kim haddini aşarak yoldan çıkarsa o tağuttur onu red etmek gerekir.

3- Tağuta muhakeme için başvurulabilinir, bu zamanda zarurettir demeleri.


İşte bu madde tam anlamıyla müslümanların başına bir beladır. Tağutlar insanları kendi yasaları karşısında muhakeme ederek güyya onlara hak hukuk ve adalet dağıttıklarını iddia ederler. Müslümanlar onlara karşı dik duruşunu sergileyecek asla onları kabul etmeyecektir.


“...Eğer gerçekten Allah'a ve ahiret gününe inanmışsanız herhangi bir konuda anlaşmazlığa düştüğünüzde o meselenin çözümünü Allah'a ve Peygamber'e havale ediniz. Bu sizin hesabınıza en hayırlı ve en iyi akıbet vaad eden bir tutumdur.

“Gerek sana ve gerekse senden öncekilere indirilen kitaplara inandıklarını ileri sürenleri görmüyor musun? Bunlar karşı çıkmakla, tanımamakla emredildikleri Tağutun hakemliğine başvurmak istiyorlar. Şeytan onları koyu bir sapıklığa düşürmek istiyor.”

“Hayır, hayır! Rabbine andolsun ki, onlar aralarında çıkan anlaşmazlıklarda senin hakemliğine başvurmadıkça sonra da vereceğin karara, gönüllerinde hiçbir burukluk duymaksızın, kesin bir teslimiyetle uymadıkça mümin olamazlar.”Nisa/59-60-65

Günümüzde insanlar bir çift çorabını kaybetse derhal tağuta müracaat ederler. Yada bir damla su yüzünden ihtilafa düştüklerinde beşeri sistemlerin önünde muhakeme olmak isterler.

Bu ayetler muhken ayetler olup manaları aşikardır. Herkesin anlayabileciği kadar açık nettir. Demekki her iman iddiası gerçek manada iman etmiş olarak kabul edilmez. Ancak Allah’ın emir ettiği doğrular çerçevesindeki iman gerçek iman sayılır.

Müslümanlar insanlara zahirine bakarak hüküm verirler. Eğer insanların düşüncelerinde ve yaşantılarında küfür ve şirk unsurları varsa onları dost edinmezler.

Maddelerin kuran gölgesinde açılımları devam edecektir
__________________
Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli.
Alıntı ile Cevapla