Konu Başlıkları: ""İbâdeti / Birleştirmek""
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 03 Ağustos 2011, 06:46   Mesaj No:2

kamer34

Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:53
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: ""İbâdeti / Birleştirmek""

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adı ile

Muvahhid, düşmanlara galip gelmesi için kitap ve sünnetle silâhlanmalı

Allah'a giden yolun, ilim, kitap ve hüccet sahibi bir çok düşmanlarla dolu olduğunu anlayınca ; bu şeytanlar karşısında bir silâh vazifesini görebilecek dînî bilgilen öğrenmen icab eder. Zira o şeytanların başkanı senin yüce Rabbine şöyle hitap etmişti.


"... Andolsun ki, onları saptırmak için senin doğru yolunda (pusu kurup) oturacağım. Sonra and olsun onların önlerinden, arkalarından, sağların dan sollarından geleceğim. Sende onların çoğunu şükredici bulmayacaksın."(A'raf: 7/16-17)


Fakat Allah'a yöneldiğin, O'nun delillerine ve hikmetli sözlerine dikkat ettiğin takdirde üzülme, korkma... Zira ;


"Şüphesiz ki şeytanın hilekarlığı zayıftır." (Nisa: 4/76)


Bir cahil muvahhid ,bu gibi müşriklerden bin alimi yener. Allah buyurur: Muhakkak bizim ordumuz galip gelir. (Saffat: 37/173)


Evet Allah'ın ordusu, kılıç ve kuvvetle geldiği gibi hüccetle ve lisanla da galiptir. Fakat asıl korku ; silahsız olarak yola çıkan muvahhid içindir.


"Allah, her şey için bir hidayet, rahmet, açıklayıcı ve müjdeci kitabını bize bir lütuf olarak vermiştir."(Nahl: 16/89)


Bâtıl sahibinin ileri sürdüğü her hüccete karşı Kur'an'da daha kuvvetli ve onu naks edici bir delil bulunur. Zira Allah buyurur ki :


"Onlar sana bir misal getirmeye dursun, biz sana hakkı ve tefsirin daha güzelini getirmişizdir." (Furkan:25/33)


Bazı müfessirler bu ayetin kıyamet gününe kadar batı lehlininileri süreceklerini hüccetlerine şamil olduğunu söylerler..


Zamanımızdaki müşriklerin bize hüccet olarak ileri sürdükleri fikirlere cevab olarak Allah'ın, kitabında zikrettiği şeylerden bazılarını burada zikredebileceğim.


Bâtıl ehline cevap iki yoldan yapılır,


1) Mücmel kısa Özlü...


2) Mufassal Uzun izahlı...


a) Mücmel Cevap : Bu, düşünen ve değerini bilen için muazzam bir şey ve faydası sonsuzdur. Allah buyurur ki


"Sana kitabı indiren odur. Ondan bir kısım âyetler muhkemdir ki bunlar kitabın anası (Temeli) dir. Diğer bir kısmı da müteşabihlerdir. İşte kalplerinde eğrilik bulunanlar sırf fitne aramak ve te'viline yeltenmek için onun müteşabih olanına tabi olurlar."(Ali'imran:3/37)


Sahih bir siyasetle Hz. Peygamber (S. A. V ) de şöyle buyurmuştur : "Müteşabihleri takip edenleri görürseniz ; işte onlar, Allanın "Kendilerinden sakınınız" dediği kimselerdir."


Meselâ ; bazı müşrikler ; "Dikkat edin !.. Allan'ın evliyalarına ne korku vardır, ne de mahzun olurlar...",(Yunus: 10/62)


Şefaat haktır veya


Peygamberlerin Allah nezdinde şanları vardır,


Yahut manasını anlamadığını bir hadisi okurda bâtını manasından bir şeyler istidlal etmeye kalkışırlarsa ; cevap olarak de ki :


Cenabı Allah, kitabında, kalplerinde hastalık olanların Muhkemi bırakıp müteşabihe tabi olduklarını zikreder... Cenabı Allah da müşriklerin Allah'ın varlığına inandıklarını, fakat Meleklere, Peygamberlere velilere sarılıp ”işte bunlar Allah nezdinde bizim şefaatcılarımızdır” (Yunus: 10/18) diyerek küfre girdiklerini beyan eder.Halbuki bu ifade muhkemdir manasını kimse değiştiremez.


Kur'andan veya Hz. Peygamberin sözlerinden bana zikrettiğin ifadeleri ise (ey müşrik :..) anlayamıyorum. Fakat şunu biliyorum ki ; Allah kelâmı tenakuza düşmez... Peygamber (S. A. V.) in sözleri de; Allah'ın sözlerine muhalefet etmez.


Bu cevap (cahil muvahhid tarafından söylenecek) en güzel cevaptır. Fakat bunu, Allah'ın muvaffak kıldığı kimseden başka anlayamaz. Bunu ehemmiyetsiz kabul etme.. Zira Allah buyurur:


"Bu (haslete) sabredenlerden başkası kavuşturulmaz. Buna büyük bir hazza mâlik olandan başkası O eriştirilmez.


(Fusilet: 41/319


2) Mufassal cevap: Allah düşmanlarının Peygamberlerin tebliğ ettikleri dinlere karşı bir çok itirazları vardır ki ; bu itirazlarla insanları bu hak dinlerden uzaklaştırmaya çalışırlar. Meselâ ; derler ki:


Biz Allah'a şirk koşmayınız. Hatta (aksine) Allah'tan başka kimsenin yaratmadığına, rızık vermediğine, fayda ve zarar vermediğine şehadet ederiz. O, Tektir. Şeriki yoktur. Yine Hz. Mubammed (S. A. V.) de meselâ Abdül Kadir veya başka birisinden fazla olarak kendi nefsine ne fayda, ne zarar temin edebilir. Yani bunların hepsi Allah'tandır. Fakat ben günahkârım. Salih, iyi insanların Allah nezdinde yüce şanları vardır. Ben de bunların vasıtasıyla Allah'tan istiyorum.


Bunlara cevap olarak önce söylediğimizi söyle :


Yani Hz. Peygamber (S. A. V.) in kendilerine harp açtığı kimseler de bu söylediklerinizi kabul ediyorlar. putlarının aslında hiç bir şey yapmaya muktedir olamadıklarını, ancak onlar vasıtasıyla şan ve Şafaatı beklediklerini söylüyorlardı. Ve Allah'ın kitabından bu mevzu ile ilgili âyetleri onlara oku...


Şayet derlerse ki : Bu âyetler puta tapanlar hakkında nazil oldu. Sâlih-iyi insanları nasıl olur da peygamberleri put yaparsınız ?


Buna cevap olarak ikinci bölümde zikrettiğimizi söyle...


Şayet onlar. Kâfirlerin Allahı kabul ettiklerini söylerler de kendilerinin şefaattan başkasını beklemediklerini beyan ederek aralarında fark görmek isterlerse de ki :


Kâfirler de ayrı ayrıdır. Meselâ bazıları putlara ibadet ederler. Onlardan isterler. Bazıları Evliyadan medet umarlar. Allah bunlar hakkında şöyle buyurur : "Onların taptıkları da hangisi Rablerine daha yakın (olacak) diye bizzat vesile arayıp duruyorlar..."(İsra: 17/57)


Bazıları da Hz. İsa'dan ve annesinden meded umarlar. Cenabı Allah (c.c) bunlar hakkında da şöyle buyurur :


"Meryem oğlu Mesih (İsa) bir peygamberden başka değildir. Ondan evvel de peygamberler gelip geçmiştir. Anası çok sadık bir kadındır. İkisi de (kul ve beşer olarak) yemek yerlerdi. Bak, biz âyetleri onlara nasıl apaçık anlatıyoruz. Sonra da bak onlar nasıl (hakikatten) çevriliyorlar ! De ki ; Allah'ı bırakıp da size bir zarar, ne de bir faide yapmıya gücü yetmeyen şeylere mi yaşıyorsunuz ? Halbuki (Her şeyi) işiten ve bilen Allah'ın kendisidir."(Maide: 5/75-76)


Sonra şu âyetleri onlara oku :


"Allah Onların hepsini mahşerde toplayacak, sonra meleklere "Bunlar mı size tapıyorlardı diyecek. (Melekler) "seni tenzih ederiz, râbimiz onlar değil, sensin. Belki onlar cinlere tapıyorlardı ve çoğu onlara îman edicilerdi" diyecekler...


(Sebe: 34/40-41)


"Allah :" Ey Meryem oğlu İsa, insanlara (Allah'ı bırakıp da beni ve anamı iki tanrı edinin) diyen sen misin?., "dediği zaman o, (şöyle) söyledi: Seni tenzih ederim. Hakkım olmadık bir sözü söylemem bana yakışmaz. Onu söyledimse elbette bunu bilmişsindir. Benim içimde olan her şeyi sen bilirsin. Ben ise senin Zâtında olanı bilmem. Şüphesiz ki gaypleri hakkıyla bilen sensin sen..."(Maide: 5/116)


Bu âyetleri okuduktan sonra de ki: Gördün mü, Allah, putlardan, ve Salih-insanlardan meded umanları nasıl tefsir etmiştir ! ?.. Peygamber (s.a.v) de onlarla nasıl harp etmiştir ?..


Şayet derlerse ki; Kâfirler doğrudan doğruya onlardan istiyorlar. Halbuki biz, fayda ve zarar temin edenin, işleri idare edenin yalnız Allah olduğuna inanıyor, şahadet ediyoruz. Ve biz her şeyi yalnız kendisinden istiyoruz. Salih insanlar, hiç bir şey yapamazlar. Fakat biz onlara yöneliyor ve şefaatlerini Allah'tan bekliyoruz.


Onlara de ki: Bu, tıpatıp kâfirlerin sözüdür. Ve şu âyetleri oku :


"Allah'ı bırakıp da kendilerine bir takım dostlar edinenler derler ki: "Biz, bunlara ancak bizi Allah'a daha fazla yaklaştırsınlar diye tapıyoruz.''(Zümer: 3)


"Bunlar, bizim Allah nezdindeki şefaatcılarımızdır. Derler..."(Yunus: 18)


Ve bil ki; bu üç şüpheli şey, onların yanında bulunan şeylerin en önemlisidir.


Eğer bunların Allah tarafından Kur'anı Kerim de açıklandığını bilirsen ve bunları iyice anlarsın ; senin için bunlardan daha kolay bir şey olmaz.


MUHAMMED BİN ABDULVAHHAB


__________________
Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli.
Alıntı ile Cevapla