|  26 Kasım 2011, 14:57 | Mesaj No:7 | 
  |  Durumu:    Medine No :  11916  Üyelik T.:
02 Mart 2010  Arkadaşları:2 Cinsiyet: Yaş:56 Mesaj :
487Konular:
102  Beğenildi:11 Beğendi:0
 Takdirleri:10 Takdir Et: 
	 |   Cevap: Karia Suresi Tefsiri 
  [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya  Üye Olmak için TIKLAYIN...]
 
 
 Yüce Allah, sanki bir top güllesi gibi  tek bir sözcükle başlıyor. Yüklemi ve sıfatı olmayan, tek başına bir kelime ile  "Karia" kelimesi ile başlıyor. Böylece O'nun hedefi, kelimenin uyandıracağı  çağrışımla ve ses tonu ile korkunç ve gürültülü ilhamını kalplere  bırakmasıdır.  Ve arkasından dehşeti daha da artıran bir  soru getiriyor. "Nedir o gürültü koparacak olan?" Bu daha da dehşet  uyandıran ve akla bir yığın sorular getiren kapalı ve korkunç bir  durumdur.  Sonra yüce Allah bu işin sırrının  bilinemiyeceğini ifade eden bir soru ile yönelttiği soruya cevap  veriyor.  "O gürültü koparacak olanın ne olduğunu  sen nereden bileceksin?"
 Bu olay insanın havsalasının alamayacağı  kadar büyük ve düşüncesinin kavrayamayacağı kadar derindir.  Sonra o olayın gerçek yüzü değil, o gün  neler olacağı cevaplandırılıyor. Çünkü olayın içyüzü daha önce de değindiğimiz  gibi düşünce ve tahayyüle sığmaz. "O gün insanlar yayılmış pervaneler gibi olurlar. Dağlar  atılmış renkli yün gibi olurlar."  İşte kıyametin ilk sahnesi bu...  Kalplerin korkudan sağa sola uçuştuğu, eklemlerin tir tir titrediği sakine...  Bunları işiten kimse, bu yeryüzünde sarıldığı her şeyin sanki çevresinden toz  zerrecikleri gibi uçup kaybolduğunu hissediyor. Sonra bütün insanlar için sonuç  geliyor:   [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya  Üye Olmak için TIKLAYIN...]
 
 
 
 Tartıların ağırlığı ve hafifliği, bize  bazı değerlerin Allah'ın` katında önemli olduğunu bazı değerlerin de itibarı  olmadığını ifade ediyor. ifadenin genel olarak verdiği çağrışım budur. -Allah  daha iyi bilir-. Yüce Allah'ın bu kelimeleri ile vurgulamak istediği de budur.  Bu deyimlerin ne anlama geldikleri üstüne akli ve sözel tartışmalara girmek,  Kur'an'ın verdiği duyguya kaba ve bön olarak yaklaşmak, Kur'an ve islam ile  gerçek bir özensizliğin doğurduğu boş işlerle uğraşmaktır, boşa  oyalanmaktır.(alıntıdır)Allah'ın ölçüsünde ve O'nun katında  geçerli olan değere göre "Kimin tartıları ağır gelirse" ... "O hoş bir  hayat içinde olur." Burada yüce Allah'ın "Hoş hayatın" ayrıntısına girmeden  kısaca ifade etmesi, insanın duygusunda hoşnutluk çağrışımı bırakıyor ki  hoşnutluk da insan için nimetlerin en sevinçlisi ve en neşelisidir. Yine  Allah'ın ölçüsüne ve O'nun katındaki geçerli olan değere göre, "Kimin  tartıları hafif gelirse" ... "Onun yeri (haviye) çukurdur." Ayet  metnindeki (Umm) kelimesi, çocuğun varıp sığındığı kucaktır, anadır. İşte  onların da o gün varıp sığınacakları yer "Haviye"dir. ifadede açık bir güzellik  ve özel bir ahenk var. Yine ifadede bir kapalılık var ki bu da daha sonra  yapılacak açıklamada hedeflenen etkiyi derinleştirmek için bir ön  hazırlıktır.
 "Onun ne olduğunu sen nereden  bileceksin."
 Busoru, bu konuyu tasavvurun  sınırlarının ve kavramanın alanının dışına çıkarmak için Kur'an'ın bilinen korku  verme ve bilinmez olduğunu ifade etme sorusudur.
 Ve ardından cevap sonu belirleyen  haykırış gibi geliyor. "O kızgın bir ateştir." İşte tartısı hafif gelenin  anası (sığınağı) budur. Varıp sığınacağı kucak budur. Ana kucağından insan  güvenlik ve rahatlık budur. Ama onlar bu vardıkları kucakta ne bulmaktadırlar?  Haviye'yi... Ateşi... Hem de kızgın... Bu son ayet,katı gerçeği simgeleyen bir  ifade sürprizidir.
 
 | 
  |  |   |