Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21 Aralık 2011, 00:48   Mesaj No:7

kamer34

Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:53
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: Said Nursî’nin kurtarıcı olduğu iddiası

Selamun aleykum
Müslümanlar olayları değerlendirirken kesinlikle islamın temel kaynaklarını göz önünde bulundurmak zorundadır.. Olayları yada fikirleri yada kişileri değerlendirmek ancak Kur’an ve sünnet çizgisi dahilinde olduğunda değer arz eder..

Said-i kurdi yada herhangi bir zatın fikirleri ancak Kur’an ve sünnet çizgisine uygun olduğu müddetçe değer kazanır.. Beton Kemalın askerine kurşun sıkılmaz diyen ve Şeyh Said-e karşı halkı örgütleyen Türkiye de 1928 de yapılan ilk genel seçimlerde itaat terakkicilerin neredeyse halkın oylarının %90 ını alarak laiklik gibi tağuti bir sistemi Türkiyenin başına bela eden gerekçenin altında yatan sebepler araştırıldığında o dönemin alimlerinden! Gelen yanlış ve iğrenç fetvaları sayesinde olduğunu görmekteyiz.

Bizler tarihi gerçekleri çok çabuk unutuyoruz...

Muhsin hocam
Şefaatın tamamı Allah’ındır onu ne Said Nursiden nede Peygamberden isteme hakkına sahip değiliz.. Kulların şefaat edebilmesi ancak Allah’ın takdirine bağlıdır bunların isimleri saklıdır peygamber buna dahildir...

Ancak Necm suresinde bazı meleklerin şefaat edebileceğine dair işaretler vardır.. Fakat günümüzdeki şefaat anlayışı tamamen şirktir. Şefaat ya Said-i kurdi yada şefaat ya Gavs demek şirktir.. Saidi Nursininde kast ettiği mana bu anlamdadır yoksa darda kalıp yada depremde binaların altında kalıp diri insanlardan yardım istemek tabiki fıtrata uygun çok doğal birşeydir.

Bazı insanlar uzun yaşayıp kendi düşüncelerine hizmet edebilirler bu onların islama hizmet ettiği anlamına gelmez. Örneğin Gandy i düşünelim takriben 90 yıl yaşadı ve hayatını kendi ülkesi ve onların özgürlüğü için harcadı..

İslama hizmet etmek ancak ve ancak Kur’an ve sünnet çizgisi dahilinde olduğu takdirde makbul olur ötesi boştur.

Yitiksevda abim
Gelmiş geçmiş alimlerin azlığı yada çokluğu asla ama asla ölçümüz değildir. Ölçümüz Allah’tan bize indirelen Kur’an’dır..
Yeryüzünde ne kadar müslümanın olduğu yada hiç olmadığının islamda hiçbir önemi yoktur. Ölçü hak üzere olmaktır..

Mealen Cenabbi Allah “Çoğunluğa uyarsanız sizde helak olursunuz “buyurmaktadır...

Bazı insanlar bazı insanların sevdası olabilirler buna sözüm yok fakat bizler sevdamız olan bu zatları değerlendirirken lütfen hakkaniyet ölçüsünü aşmayalım.
Çürük karpuz meslesine gelince bizim Van’lılarda şöyle bir olay var anlatılır.
Adamın biri bir karpuz almış denizin kenarına piknik yapmaya gitmiş karpuzu yarmış yiyebildiği kadarını yemiş sonra kalan karpuzun üstüne sidiklemiş.

Aradan bir müddet geçtikten sonra canı tekarar karpuz yemek istemiş. Karpuza bakmış ve şöyle demiş sidik buraya değmiş buraya değmemiş derken karpuzun geriye kalan kısmının hepsini yemiş..

Bunu şunun için anlattım
İmam şafi-i derki.

“İlim tahsil etmek gece karanlığında odun toplamaya benzer,gece karanlığında odun toplarken kişi kendisini bir yılanın sokacağından habersizdir.

Bak güzel abim eğer bazı kaynakların içerisinde islamın temel esaslarıyla çelişen zehirli fikirler varsa,bu kaynaklar ancak çöpe atılır.. Onlardan yararlanmak ne denli doğru orasıda kişinin kendi insiyatifine bağlıdır..
__________________
Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli.
Alıntı ile Cevapla