Konu Başlıkları: Mürşid Mürid Ve Edepler
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 24 Aralık 2011, 14:17   Mesaj No:22

Yitiksevda

Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:47
Mesaj: 5.078
Konular: 295
Beğenildi:124
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Standart Cevap: Mürşid Mürid Ve Edepler

İslam toplumsal dayanışmayı/yardımlaşmayı emreder iken, elbette belli kurallar ve ölçüleri esas almıştır. İslam Tevhid ve Adaleti emrederken insanları sömüren belli zümreler hususunda bizlere görev yüklemektedir.


İslam çalışmayan, uyuşuk, miskin yığınları desteklememizi ister iken onların topluma yararlı alanlarda çalışmalarını sağlamamızı, topluma yararlı fertler olarak yetiştirmemizi emreder. Onları beleşten bir yaşam tarzından alıkoymamızı emreder.



İslam dini sofuluk, sahte şeyhlik! Dervişlik adı altında onun bunun adakları ve yardımları ile yaşasınlar diye o zümreleri kendi alemlerin de başıboş bırakmaz. Toplumun her ferdi bizzat emeği ile karşılığını alacak bir iş ile meşgul olmalarını esas alır. Emeksiz ücret, işsiz gelir kazanma gibi başıboşluğu reddeder.


Kur’an’i ibadetler Namaz, Oruç ferdi olup toplumsal bir karaktere sahip değillerdir. Kişilerin Allah’a kulluk bilinci ile yaklaşmalarına vesiledirler. Toplumsal olan boyutları bu ibadetler ile elde edilmesi gerekli olan bilinçtir.


Günümüz İslam alemi özellikle, zikir evradları, zikir meclisleri gibi yerinde oturup hareketsiz bireyler olma çağı değildir. Bu tür yaşamlar tembellik ürünleridirler. Hayat yaşam şartlarına göre bu tür şeyleri önemsiz kılmaktadır.


Feodalizm ortaçağ ürünü olan tarihin birçok evresinde rastlanan toplumsal, siyasal ve ekonomik örgütleniş biçimidir. Siyasi yapılanması bir piramit gibidir. En üstte Kral vb, altında soylular, bunların altında başka soylular olur. Piramit’in en üst kısmında bulunan kişide mutlak bir egemenlik yoktur. Feodal düzende en üstte bulunan kişinin yetkisi sınırlıdır. Temel üretim aracı olarak toprak, birçok feodal kişi arasında paylaşılmıştır. Ekonomik gücü ellerinde bulunduranlar gerektiğinde en üst kişiye karşı zor kullanarak kabul ettirme gücüne sahiptirler.


Günümüz Feodal yapısını incelediğimizde üst tabaka denen Şeyhler, Dervişler, Hoca efendiler, Vekiller alt tabaka denen Sofu ve Müritler üzerinde yönetici kesim olarak otururlar. Bu sınıf feodal düzende yaşayan nüfusun onda birini oluşturur iken. Üretim yapmaz alt tabakanın yaptığı üretimden pay alarak geçinirler, emeksiz ücret, işsiz gelir alırlar.


Ortaçağda Üst tabaka olmadığı halde nüfuz ve güç sahibi olan kesim Ruhban din sınıfı Keşiş, Papaz ve diğer isimler idi. Günümüz İslam dünyasında aynı nüfuz ve güce sahip olan kesim yine Ruhban din sınıfı oluşumunu sağlayan Şeyhler, Dervişler, Hoca Efendiler, Vekillerdir.


Cemaatsel yapılarını feodal sistem üzere kuran, Ruhban sınıf feodal yapının şekillenmesinde en önemli rolü almıştır. Tekke, Medrese ve Cemaatsel yapı sahipleri halihazırda en büyük gelirlere sahiptirler. Çünkü sömürüldüklerini bilmeyen fedakar karakter sahipleri ölmeden önce servetlerini bırakacakları çocuklarının olmayışı veya onlara en büyük hayrın yapılacağı yerlerin cemaatler, tekke ve medreseler olarak tanıtmaları sayesinde servetlerini o kurumlara bağışlamaktadırlar.


Feodal sistem çarkı içerisinde yer alan bireyler, efendilerinin toprağında veya başka iş alanlarında üretim yapar ve tükettiklerinin haricindeki bütün gelirlerini efendilerine verirler. Bununla da yetinmeyen üst tabaka cennet vaatleri, himmet, şefaat, vesile yalanları ile onları kendi şahsi hizmetlerinde kullanmaktan geri durmazlar.



Çünkü cemaatten kopmayı onlara, dini terk etmek gibi lanse ediyorlar. Bizim cemaate gelen başka cemaate gitmemeli kafası karışır maazallah küfre girer gibi sahtekârlıklar ile saf beyinleri hizmetlerine almaktadırlar. Kendi kutsadıkları kitaplar dışındaki İslam’a aykırı aklınızı karıştırır söylemleri ile saf dışı eden beyler Kur’an’ı anlayamazsınız anlayışı ile onları istedikleri gibi tekellerine almakta büyük hüner sahibidirler. Aman ha Kur’an bizim babamızın malı sizin onunla yaşama hakkınız yok!


Kur’an’ı anlayamayız anlayışı onlara az gelmiş olacak ki, size okuduğumuz kitaplarıda siz bizim kadar anlamazsınız bizim gözetimimizde okumanız lazım!


Velhasıl avare dervişleri, miskin şeyhleri yedirip içiren onlara tahakküm gücü veren anlayış feodalitedir. Çünkü yoksulluk ve hırsızlığın had safhada olduğu toplumlarda halkın aldatılması ve sömürülmesi için en güze araçtır. Lakin bu araca/Feodalizme savaş açan İslam insanların sömürülmesine karşı bu düzenleri meşru kılan anlayışları çalışmaya ve adam olmaya yöneltmektedir.


İslamın özü toplum inşaasını esas alır, güçlüden/zenginden alır ,mazlum/yoksul/miskin olan çaresizlere verir, İnfak ya da diğer insani değerle ile toplumun ihtiyacı olanı hakkı olanı adil bir çerçevede alır aldığını da toplumun inşaası için kullanır. Güç odaklarının tekelleşmesine meydan okuyarak mazlum kesimin öne alındığı bir harcama şekline dönüştürür.


Bu şekil bir düzenleme esas alındığında, üst tabaka olmaya alış(tırıl)mış olanlar toplumun efendiliğine soyunamayacaklar, aksine adam gibi adam olmaya karar kılıp suistimaller ile elde ettikleri haksız kazanç usullerini değiştirerek toplum fertleri gibi çalışmazlar ise toplumun en aşağılık en değersiz en iğrenç insanları durumuna düşeceklerdir.


Ümmet asırlardan bu yana sömürüldü ve halen sömürülmekte,’’Akletmezmisiniz’’ hitabı ile bizleri Hakka davet eden KUR’AN’IN mesajlarına yönelmeyen/yaşamayan bir toplum olmaktan kurtulmak adına bu tür sömürge düzenlerine Allah resulünün İbrahim’i duruşu esas alınarak ‘’LA’’ demenin zamanı gelmedimi ey uyuyan ÜMMET!!!
__________________
Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır .

-İmam Ali- (a.s)
Alıntı ile Cevapla