Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26 Aralık 2011, 16:33   Mesaj No:17

Esadullah

Medineweb Sadık Üyesi
Esadullah - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Esadullah isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 15316
Üyelik T.: 18 Aralık 2011
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:Kayıp bir Kentten
Yaş:44
Mesaj: 734
Konular: 143
Beğenildi:280
Beğendi:94
Takdirleri:3260
Takdir Et:
Standart Cevap: Imam rabbani ve mekrtubat'ta ki şirk sözler..

[QUOTE=kamer34;149228]

Aslıı hanım kabul etsek de kabul etmeseke de tasavvufun özü bunlar. Eğer bizler bu görüşleri kabul etmiyorsak bu şu anlama gelir. Tasavvufu kökünden red etmiş oluruz.

Yukarıda vermiş olduğum nakiller onların kendi kitaplatında geçiyor. Yani tasavvufun temel felsefesini oluşturuyor.

Bazen Muhsin hocam tasavvufu tarif ederken kurani kavramları işaret ederek anlatıyor. Diyorumki sizin görmek istediğiniz yada arzuladığınız tanım o fakat tasavvufun kurucuları sizin anladığınız manada bu kavramları anlatmamışlardır.

Sonuç olarak temelini islam dışı kaynaklara dayandıran tüm ideolojiler kökünden red (tekfir) edilmek zorundalar. Aksi takdirde tevhid gerçekleşmiş olmaz. Nedeni şu.

"la ilahe illAllah" kelimesi önce reddi sonra kabulu gerektiren bir terimdir. Bu anlam bakara suresi 256 ve nahl suresi 36 da açıkça beyan edilmiştir.

Bu akit cenabbi Allah ile kulları arasında bir antlaşmadır. Önce red sonra iman sonra salih amel gerektiren tevhid dini ancak bu şekilde tamamlanmış olur.

O zaman Enel Hak diye inkar etmek ile ilk adım atılmış sonrasında ise normal bir salih olarak zuhur etmek size görede hak vahdet-i vücut ta bunun ta kendisi değilmidir.La demeden iman etmek olmuyorsa o zaman eleştirileriniz bence abesle iştigal etmiş sevgili kardeşim...

Niyet her zaman insanın yapmış olduğu bozuk ameli telafi etmez niyet ancak salih amel ile bütünleştiği takdirde değer kazanır.

Münafıklar bir yolculuk esnasında müminlerle alay edercesine kendi aralarında konuşuyorlardı ,onlar hakkında ayetler inince hemen Nebi sav) e koşarak vAllahi biz yol yorgunuyduk kendi aramızda şakalaşıyorduk bizim niyetimiz kötü değildi gibi mazaret bildirmeye başladılar.

Bunun üzerine cenabbi Allah onların bu mazaretlerini kabul etmemiş onlara hitaben mealen şöyle buyurmuştur. "Siz Allah ile peygamber ve müminler ile mi dalga geçiyordunuz hayır hayır özür beyan etmeyini siz imandan sonra küfre saptınız" buyurarak onların ne niyetlerini kabbul etmiş nede özürlerini kabul etmiştir.

Bu ayetin tefsirinde ibn-i teymiyye Allah ondan razı olsun şöyle der.

Eğer bu münafıklarda iman olmuş olsa idi onlar bu kötü emeli işlemzlerdi.

Bu olaydan çıkarılacak dersler.

1) Dinin temelini oluşturan meselelerde bilmemek mazeret değildir.
2) Kişi iyi niyetlede olsa küfür şirk türü ameller işlediğinde dinden çıkar

İbni Teymiyye bunu münafıklara hitaben demiş bu ayetten Tasavvuf u da münafıklıklamı anacağız acaba? Ki Teymiyye yi anlayamanlar bugün kendi ideolejilerini oluşturmuş ve bunuda Teymiyye ye yıkmaktalar.
Alıntı ile Cevapla