Konu Başlıkları: "Mevlid/Bidat'mıdır?"
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 04 Şubat 2012, 14:45   Mesaj No:17

Yitiksevda

Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:47
Mesaj: 5.078
Konular: 295
Beğenildi:124
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Standart Cevap: "Mevlid/Bidat'mıdır?"

Muhsin hocam Haşa Kutlama sözüm sizin kastettiğiniz manada değildir yazmayacaktım ama yazmama sebep oldunuz....

‘’Hakikatı bulan, başkaları farklı düşünüyorlar diye, onu haykırmaktan çekiniyorsa, hem budala, hem de alçaktır. Bir adamın ‘’benden başka herkes aldanıyor’’ demesi güç şüphesiz; ama sahiden herkes aldanıyorsa o ne yapsın?
(Daniel de Foe)

Allah Resul’ü Muhammed (s.a.a)’i anmak ile meşgul olan zihniyetler, onun devrimci ruhunun ortaya koymuş olduğu anlayıştan öte kendi zihinlerinde üretmiş oldukları Kur’an beyanından farklı peygamber tasavvuru etrafında dönüp durmaktadırlar. Bu anlayışları ile Kur’an’ın abd ve resul kavramlarını katletmektedirler.

Halife Hz.Ebubekir: Allah resulü Muhammed (s.a.a)’in vefatı ile ortaya çıkan telaş esnasında başta Halife Ömer olmak üzere birçok sahabeye mescide giderek şu hitabı yapar.

Ey insanlar! Muhammed’e tapan bilsin ki Muhammed ölmüştür. Allah’a tapanlar ise Allah’ın Hay ve Lâyemut olduğunu bilirler

Belirli niteliklere sahip olan insanların imamlık (önder) olarak seçilmeleri anayasal bir sözleşme örneği teşkil eder. Bir tarafta bu imamlığa layık olan kişi diğer tarafta özgür iradeleri ile kendilerine temsilci seçecek toplumlar olur. Böylesi bir asırda gençlik yıllarından devrimci ruhunu ortaya ‘’Erdemliler Örgütü’’ olarak bilinen ‘’Hılfıl Fudul’’ üyeleri arasında yer alarak yerli ve yabancı zulme uğrayan kim olursa olsun haklarını savunmak adına zalimlere meydan okumuştur.

Allah resul’ü Muhammed (s.a.a) davranış ve yaşamı Kuran’dan ayrı olarak değerlendirilemez. Çünkü yaşamı Kur’an olan birinin Kur’an ahlakı ve misyona ters söz ve davranışlar sergilemesi asla düşünülemez. Bu nedenle aşırı yüceltme ve alçaltma girişimlerinin tümünü reddediyor ve Kuran’ın belirtmiş olduğu Muhammed’i karakter ve anlayışı benimsiyoruz.

Kutlu doğum adı altında gerçekleştirilen, Kutsamalarda Kur’anın beyan ettiği peygamber ve abd anlayışı dışında tutum ve davranışlar onu anmaktan öteye geçmediği gibi anlamaya yönelik faaliyetler içermemekte. Salâvatlar ile anılan Allah resulünün anlaşılması ve hayat çizgisinin benimsenmesi bu tür etkinlikler ile olacak bir şey değildir.

Allah resulünün yaşamı boyunca ortaya koymuş olduğu izzet, onur, şeref, ahlak ve temel öğretilerin hepsi Kur’an kaynaklı iken, bugün aşırı yüceltmeci tasavvur ehli birçok ayeti kerimeyi görmezlikten gelircesine, Allah’ın dışında hiçbir kimsenin bilemeyeceği hakikatleri bildiğine dair birçok uydurma rivayet mal etmektedirler.

De ki: "Göklerde ve yerde olan hiç kimse, (yani) Allah'tan başka (hiç kimse,) yaratılmışların duyu ve tasavvur alanı dışında kalan gerçekleri bilemez". (Yaratılmış olanlar) öldükten sonra ne zaman diriltileceklerini de bilemezler;
(Neml-65)

Bu anlayışa karşın alçaltıcı tasavvura sahip diğer kesim ise Allah resulü Muhammed (s.a.a) bir postacı olarak görmekte ve görevinin sadece tebliğ ile sınırlı olup bulunduğumuz asırda gerek olmadığını savunmaktadırlar bu sapkın anlayışa yine Kur’an cevap vermektedir.

Ve (bunun içindir ki, ey Peygamber!) Biz seni yalnızca, bütün âlemlere rahmetimiz(in bir işareti) olarak gönderdik.
(Enbiya-107)

Peygamber tasavvuru yanlış anlaşıldığında Allah inancınıda etkileyeceği aşikar örnekler ile asrımızda yaşanmaktadır.Yaradılan insanların toplumsal anlayışlarının birbirinden farklı olması kabiliyet,akıl ve anlayış olarak birbirlerine denk olmayışları sünnetullahın yasasıdır.

Allah Resulü Muhammed (s.a.a) Hudeybiye’de Mekkelilerle anlaşma yaptıkta sonra, orada bulunan müminlerden bağlılık tazelemelerini (bey’at) istemiş ve bir ağacın altında onların bağlılık taahhütlerini kabul etmişti. Bu bey’at Allah’ı da Elçisi’ni de razı etmişti. İşte bu nedenle bu ağaç daha sonra “Hoşnutluk Ağacı” (Şeceretu’r-Rıdvan) adı verildi. Bu ağaç, çok geçmeden tepik bir “hissi anlama”nın nesnesi haline geldi.Ömer’in hilafeti döneminde Medine’den Mekke’ye hac için giden kafilelerin bu ağacın önünde “teberrüken” nafile namaz kıldıkları haberi,Ömer’e ulaşır ulaşmaz.Ömer bir görevli yollayarak o ağacı kökünden söktürdü.
(İbn Sa’d,Tabakat 2/100)

Allah resulünü anmak ile meşkul olan zihniyet sahipleri,onun ortaya koymuş olduğu hakikatlerin toplumsal yönünü görmedikleri için,hurma sakal takke bıyık sağ sol el vb toplum farklılığı olan fıtri davranışlarını ciltler dolusu kitaplar ile pazarlama peşinde koştura dururken…

‘’Komşusu aç iken Tok yatan bizden değildir’’ Hakikatini neden görmek istemiyorlar! Allah resulünün zalim otorite ve güçlere karşı ortaya koymuş olduğu devrimci ruhu gündemlerine almak istemezler! Kendilerinin seyyid ve şerif olmaları ile öğünen zümreler Resulün devrimci ruhundan hangi hakikati zalimlere karşı ortaya koyabilmişlerdir?

Allah resulünün hayatını anlamak için Kur’ana müracaat etmek gerektiğini eğer Kur’an ile bakılmaz ise günümüzde ortaya çıkan ifrat ve tefrit anlayışlarından kurtulamıyacağımızı bilmek zorundayız.
Kutlu doğum adı altında düzenlenecek organizelere harcanacak paraları Allah resulü ve sahabelerim dediği zatların yaşam boyunca destekledikleri ve savundukları yoksul,yetim ve mazlumlara harcasalar daha tutarlı ve onurlu bir anlama olarak toplumlarda etkisini hissettirir…

Kutlu doğum adı altında binlerce hurafe ve bidatı yeniden dirilten hangi anlayışa sahip çıkmamı istersiniz Allah ve Resulünü birbirinden ayıran LAİK KEMALİST ve Günümüz Tarikat Putlarının hangi Muhammed anlayışına eyvallah dememi beklersiniz göklerden indirilmeyen toplum içinde olmayan güller içinde anlatılan yapmış olduğu muhteşem devrimi hiçte gündeme almayan tağuti sistemlerin hangi kutlaması bize fayda sağlıyor?

Allah resulü öyle bir örnek idi ki ona ulaşmayan isteyen kim olursa olsun istediği zaman ulaşabilmekte idi bugün en basit ilim ehli şahsa dahi ulaşamaz hale geldik bu Muhammedin tebliğ ettiği ve yaşadığı din değildir Muhammed'e isteyen istediği zaman ulaşıyordu o her daim mazlumların yoksulların miskinlerin ezilenlerin yanında idi Muaviye Fasığı ile başlayan Krallık dinini günümüze taşıyan ve yaşayanlardan çok uzak biri idi ...

İslam ve İslamın en berrak örneği olan Allah Resulü Muhammed (s.a.a)'in Yaşamı boyunca sunduğu Kurani örneklik olan Devrimci ruhunu hangi Kutlu doğum adı altında kutlanan günlerde duyabildik yada haykırıldı?

İslam dininin tüm öğretileri her asra ve zamana hitap edecek derecede muhteşemdir belli gün ve gecelere hapsedilemez Allah ve Resulünü medrese konferans salonları tekkelere camilere hapseden zihniyetlere asla eyvallahım olmaz Allah herşeyden Münezzehtir her zaman her yerdedir sadece belli duvarlar arasında söylenip unutulmayacak kadar sonsuz kudret sahibi rahman ve rahimdir ...

Allah Resulü Muhammed (s.a.a) efendimizde dört duvar arasında anlatılıp hayatın her sahasına aktarılmaz ise onuda hapsetmiş oluruz ...Timsah gözyaşları ile salonlarda toplanan insanları duygu yüklü serenatlar ile etkileyip anlatanların sonrasında başların yalnızca Allah'ın huzurunda eğilmesi gerektiği hakikatine rağmen Ata'nın huzurunda eğmesi ne kadar Muhammed'i misyonu anlatabilir...
__________________
Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır .

-İmam Ali- (a.s)
Alıntı ile Cevapla