[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya  Üye Olmak için TIKLAYIN...]  
  Bazı ehliyetsiz insanları görüyoruz ki,  yalnız Kur'an-ı Kerim'in getirdiği İlâhî hükümleri kabul edip, dinin  diğer temel kaynakları olan 
Sünnet, İcma ve Kıyas'ı reddediyorlar.  Maksatları ise, halkın itikadını bozmak ve saptırmaktan ibarettir.  Bunlar, Kur'an'ı tek mezhep kabul edip, sünnet-i Peygamberiyeyi ve  İslâm'ın diğer delillerini hafife alırken, işlerine gelen hadisleri  kabul edip, gelmeyenleri reddederler. Şuurlu Müslümanları  aldatamadıkları gibi takdir de göremezler, buna hakları da yoktur. 
Malumdur ki, Müslümanlar Kur'an-ı Kerim'de nazil olan İlâhî hükümlere  inanıp onlara uymaya mecbur oldukları gibi, hadislerle buyrulan dinî  hükümleri de kabul etmeye mecburdurlar. 
Bunlar, asırlardan beri tefsir, hadis, fıkıh ve diğer sahalarda yazılmış  olan, bütün ilim ve fikir ehlinin takdirini kazanan çok kıymetli  eserleri hiç dikkate almazlar. 
Evet, Kur'an-ı Azimüşşan'ın gölgesine sığınarak yanlış yönlendirmede  bulunan bir kimse, hiç olmazsa şunu bilmelidir ki, bir Müslüman ne kadar  bilgisiz de olsa Kur'an'ı Azimüşşan'ın Allah kelamı olduğununa katiyyen  şüphe ve tereddütü olmadığı gibi, sünnet-i seniyyenin de İslâm'ın  ikinci bir delili ve dayanak noktası olduğunu kesin olarak bilir ve öyle  de inanır. 
Şu halde, "İslâm dininin esası yalnız Kur'an'dır, biz yalnız onda olan  hükümler ile amel ederiz, onun haram dediğine haram, helal dediğine  helal deriz" diyerek sünneti dikkate almamak, ona kıymet vermemek,  Peygamberimiz (asv)'in değerini ve görevini idrak etmemektir. Kur'an'ı  tebliğ eden ve en başta tefsir eden O'dur. 
Peygamberimiz (a.s.m.) bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmaktadır:  
"Bana Kur'an-ı Kerim ve onunla birlikte, bir onun kadarı daha (yani sünnet) verildi."  
Başka bir hadis-i şerifte de, 
"Bir kişiye, koltuğuna  yaslanmışken hadisim ulaşır da, 'Aramızda Allah'ın kitabı var, ondaki  helali helal, haramı da haram sayarız.' derse (bilsin ki) Resûllullah  'ın haram kıldığı da Allah 'ım haram kıldığı gibidir." buyurulmuştur. 
Ulemanın bir kısmı şöyle der: Sünnetin getirdiği her hükmün, uzak veya  yakın, Kur'an'da aslı vardır. Sünnet, sonuçta Kur’ana’a ulaştırır. Onun  öz halinde anlattığını açıklar, anlaşılmayan konuları ise açığa  kavuşturur. 
Şatıbî, Kur'an ile yetinme fikrine sahip olanların sünnetten ayrılan  nasipsiz kişiler olduğunu söyledikten sonra, "Bid'at ehlinden bir çoğu  hadisi terk edip Allah'ın kitabını yanlış yorumlayarak hem kendileri  sapıttı, hem de başkalarını sapıttırdılar." der.  
"Muhakkak ki, O zikri (Kur'an'ı) biz indirdik biz, şüphesiz O'nun hıfzedicisi de biziz." âyeti  ile bu iki esastan Kur'an-ı Azimüşşan'ın lâfızları gibi manalarını da  muhafaza etmeyi garanti altına almıştır. İslâm alimleri buradaki  korumanın Kur'an'ı olduğu gibi sünneti de kapsadığını beyan etmişlerdir.  Bu âyet-i kerime Kur'an'ın tefsir ve izahı mahiyetinde olan  Peygamberimiz (asv)'in sünnet ve hadislerini de yani 
"Biz sana Kur'an'ı, insanlara indirilen hükümleri beyan etmen için indirdik."  âyeti ile teminat altına almıştır. Çünkü âyette bildirilen "beyan"  Kur'an'ın manasındandır. Bu beyan ise ancak Peygamberimiz (asv)'in  sünnet ve hadisleri ile olur.  
"... Resûlullah'ın size getirdiklerine yapışınız. O'nun size  yasak ettiği şeylerden de uzak olunuz. Allah'dan korkunuz. Çünkü  Allah'ın vereceği ceza ağırdır."(Haşr, 59/7) 
Elmalılı Hamdi Yazır Hazretleri tefsirinde bu âyete şöyle meal verir: 
"Peygamber size her ne verdiyse onu alın, almayın dediğini almayın,  yapmayın dediğini yapmayın ve Allah'dan korkun da Allah'ın ve Peygamber  (asv)'in emirlerine karşı gelmekten ve birbirinizin hakkını yemekten,  devlete hıyanet eylemekten sakının...."  
Şu hale göre Kur'an sünnetsiz, sünnet de Kur'ansız düşünülemez.  Bunlardan birini ihmal etmek, İslâm dinini anlamamaktan doğan bir  hastalıktır ve bir dalalettir. Tabiri caiz ise Kur'an bir güneş ise  sünnet-i seniyye onun ziyasıdır. Birisi için diğeri feda edilmez. 
Evet, nasıl Cenâb-ı Hakk, hafızlar ile Kur'an'ı hıfz(muhafaza)etmişse,  İslâm alimlerinin vasıtası ile de sünnet ve hadisleri muhafaza etmiştir.
       alıntı