|   Cevap: İslam Kurumları ve Medeniyeti 2.Dönem 1.sınıf ünite özetleri 
  İKTİSADİ KURUMLAR7.ÜNİTE
 * Medeniyetler maddi- manevi olmak üzere 2 unsurdan oluşur. İslam Medeniyeti her iki unsuru da bünyesinde taşıyan medeniyettir.
 *İslam Medeniyetinde konuları dini  idari  iktisadi  adli  ilmi ve siyasi vs. ayırmak mümkün değildir.
 İslâm Kurumlarını kesin çizgilerle birbirinden ayırmak mümkün müdür? Başka örnekler düşünün.
 Mümkün değildir.Adli işlerden sorumlu kadı  beldenin valisi belediye başkanı garnizon komutandır.
 İslam Medeniyetinde varlığını devam ettiren iktisadi kurumlar:
 1) Beytülmal
 2)Divan
 3)İhtisab
 4)Vakıf
 5)Ahilik
 Beytülmal: Mal evi anlamındadır. Devlete ait hertür mal varlığı ve gelirlerin toplandığı  harcamaların yapıldığı haklara ve borçlara ehil bağımsız kurumdur.
 *Teşkilâtlı Mâli kurum olarak ortaya çıkması; Hz.Ömer’in hilâfeti dönemindedir.
 *Medine Döneminde devlete ait ilk önemli gelir; Bedir Savaşı’ndan elde edilen ganimet ve fidyelerdir.
 *Beytülmalın ilk temelleri Hz.Peygamber Döneminde atılmıştır.
 *Asr-ı Saâdette Hz.Ömer  Bilal-i Habeşi  Ebu Ubeyde b.Cerrah  Muaz b. Cebel’de Beytülmal görevlisidir.
 *İslam dünyasında vergiler İslam’ın ana kaynağına göre şer’i ( tekâlif-i şer’iyye) ve zamanın ihtiyacına göre örfi ( tekâlif-i örfiye) olarak 2’ye ayrılır.
 Beytülmalın gelir kaynağı 3’e ayrılır:
 1) Müslümanlardan tahsil edilen tüm vergiler
 2) Gayrimüslimlerden alınan vergiler ( Fey)
 3)Savaşta düşmanlardan alınan ganimetler
 *Vergi  kamu hizmetinin düzenli devam etmesi için şarttır.
 *İslam toplumun bazı ihtiyacına karşılık verecek nevâib diye adlandırılan vergi geliştirmiştir.
 *Aynı devlette yaşayan vatandaşlar Müslüman- gayrimüslim olmasına göre vergi verir.
 Bir arazinin öşri- haraci olmasında rol oynayan en büyük etken;
 İmam Ebu Yusuf’un dediği gibi arazi sahibinin dinidir.
 *Müslüman Devlette mülkiyeti devlete ait  kullanım hakkı vatandaşa verilmiş araziye emîrî- mîrî arazi denir.
 Müslümanlarla İlgili Vergiler: 1) Zekât: Sadaka anlamına da gelen zekât;ziyadelik  temizlik güzel zikir anlamındadır.Medine Döneminde farz kılınmıştır. İbâdet anlamı taşıdığından Müslüman olmayanlar bununla mükellef değildir.zekâta para  ticaret eşyası konu olur.
 2) Öşür:Zirai ürün vergisidir. Onda bir  on cüzde bir anlamı taşır.Öşür oranı elde edilen ürün ve insan emeğine göre değişir.İbâdet manası olduğundan gayrimüslimler yükümlü değildir.
 Müslüman Olmayanlarla İlgili Vergiler: 1) Cizye: Müslüman olmayan vatandaştan askerlik hizmeti karşılığında alınır.Kadınlar  çocuklar  yaşlılar ve din adamları yükümlü değildir.Yılda 1 kez alınır  mâli duruma göre fakir  orta halli  zengin 3 sınıfa ayırır.
 2) Haraç: Arazi-i Haraciye  arazi vergisidir.Haracu’l-araz da denir 2 kısma ayrılır: 1)Harac-ı mukasem  2) Harac-ı muvazzaf’tır.
 İslam Dünyasında Beytülmalın gelişme kaydettiği dönem?
 Hz.Ömer Döneminde gelişme kaydetmiştir.
 DİVAN: Sasani İmparatorluğundaki kavram olarak Arap diline geçti. Devlet idaresindeki idari  askeri  mali vs. işlerin yerine getirilmesinde kullanılan defter  mecaz olarak bu defter ve memurların bulunduğu yer anlamına gelir.
 *Hz.Peygamber’in vahiy katiplerine bakarsak ilk divan o zaman oluştu.
 *Hz.Ömer divan defterini Arapça yazdırmak için Akil b. Ebi Talib  Mahreme b. Nevfel ve Cübeyr b. Mut’im’i görevlendirdi.
 İslam Dünyasında ilk divan ne zaman ortaya çıktı?
 İlk divan teşkilâtı Hz.Ömer döneminde  Hz.Ömer’in fey geliri dağıtımı için 641’de kurduğu teşkilâttır.
 *Emeviler Dönemi divan çeşitliliği bakımından zengin.Kurulan 4 divan;
 1) Ganimet ve ordu saymanlığıyla ilgili divan
 2)Vergiler divanı
 3)Cibayet ( Harac vergileri) divanı
 4)Devletin gelir ve giderlerini kontrol eden divan
 *Abbasiler döneminde divan sayısında artış olmuş. Divanü’l- harac ( hem gelir- vergi tahsili  hem de gerekli yere harcama yapan dairedir.
 *Selçuklularda divan-ı istifâ veya divanü’z-zimam ve’l-istifâ adını alan bu divandan sorumlu devlet adamına sahib-i divan istifâ veya müstevfi denir. Maliye Bakanlığına benzer.
 *Selçuklularda divan-ı işraf adlı bir divan daha vardı.Bunun başındaki görevliye müşrif- sahib-i divan-ı işraf denir.
 *Osmanlıda Osman Gazi zamanında divan ortaya çıkmış  Orhan Gazi zamanında kesinlik kazanmıştır.
 *Osmanlıda defterdarlık da vardı  mâliye teşkilâtının başıydı.
 *Fatih Kanunnamesinde defterdarların adı geçtiğine göre 14.yy sonu 15.y başında da bu kurumun olduğu görülür. 2. defterdarlarda Fatih döneminde kurulmuş Biri Rumeli  diğeri Anadolu mâli işlerine bakmış ; ama yetki bakımından Rumeli defterdarı başdeftardır.
 *Defterdarlık müessesesi 1841’de Mâliye Nezareti adını aldı.
 Selçuklulardaki divan-ı istifâ günümüzdeki hangi bakanlığa benzer
 Maliye Bakanlığı’na karşılık gelir.
 İHTİSAB ( HİSBE) : İyiliklerin yapılmasını sağlayıp  kötülüklerin yapılmasına engel olmak ( emr bi’l- ma’ruf ve nehy ani’l- Münker) amacıyla kurulmuştur. Başında Muhtesib  ihtisab emini  ihtiab ağası gibi görevliler bulunur.
 *Hz.Peygamber’in Medine hicreti döneminden beri vardır; ancak Hz.Ömer’in hâlifelik Döneminde teşkilâtlı hale geldi.
 *Bâcın sağlam kurallara bağlanması Fatih Sultan Mehmet döneminde.
 Muhtesibin görevleri: 1) Ekonomik- sosyal hayatla ilgili olanlar 2) Dini hayatla ilgili olanlar 3) Adli hayatla ilgili olanlar
 Osmanlı Toplumunda Muhtesibin görevi; 1)Esnafın kontrolü 2) İşyeri açma ruhsatı vermesi 3) Devlet adına vergi toplaması 4) Vergi gelirini gereken yere harcamak 5) Mürûr tezkirelerini kontrol etmek 6) Kıyafetle ilgilenmek 7) bunlar dışındaki diğer görevlerle ilgilenmek
 *Muhtesib kadı- divanın tesbit ettiği fiyatların uygulanıp uygulanmadığını kontrol eder satış yerini teftiş eder  lonca üyelerinin tabi olduğu ihtisâb rüsûmu denen vergilerin toplanıp toplanmadığını denetler.
 *Muhtesibin farklı esnaf üzerindeki etkinliği; 1)Kola çıkmak 2) Fiyat tesbit ve kontrolü ( narh) 3) Esnafın yasa karşısındaki tutumunu araştırmak.
 *Osmanlı Devlet Teşkilâtındaki köklü değişmeler 2. Mahmut zamanında yapıldı.
 *16 Ağustos 1855’te ihtisâb Nezâreti ortadan kalktı yerine Şehremaneti kuruldu.
 İhtisab kurumu ne zaman tam teşkilâtlı müessese haline geldi?
 Hz.Peygamber Döneminde kuruldu  Hz.Ömer döneminde Teşkilât haline geldi.
 VAKIF: Allah rızası için maddi durumu iyi olan kimseler tarafından kurulan ihtiyaç sahiplerine yardım sağlayan kuruluştur.
 *Sadaka-i câriye; yoksulların acılarını hafifletmek misafir ağırlamak vs. hizmetleri yapıyordu.
 *İnsanların İslam’a girmesini sağlamak amacıyla Anadolu Selçukluları zamanında ünlenen Altun-aba vakfı meşhurdur.
 *Her vakfın vakfiyesi (hukuk senedi)  vakıftaki şartların nass gibi algılanması vs. vakfın önemini gösterir.
 *Mütevelli-i vakf nazırların ilki Hz.Peyegamber tarafından vakfedilen Fedek arazisi için tayin edilen Hz.Ebu Bekir’dir.
 *Emeviler Döneminde vakıfları vâkıf mütevelliceleri yönetirdi. Genel kontrol emiru’l- mü’minin olan halifeye aitti.
 *Abbasiler Döneminde bu işi halife adına kadılar yaptılar.
 *Abbasi dönemi hukukçusu el- Mâverdî el- Ahkâmu’s- Sultaniye eserinde vakıf mallarını korumakla görevli mahkemelerden sözeder.
 * Vakıf müessesi hicri 2. ve 5. asırlar arası gelişme gösterdi.
 *Abbasiler döneminde kâdi’l-kudât  nakib  âmil  mütevelli  müşrif  muhasıb yardımıyla vakıfları yönetip denetliyordu.
 *İlk evkaf nâzırı; Sinan Paşa’dır.
 *Çelebi Sultan Mehmet devrinde Cemaleddin Mehmet Çelebi hâkimu’l-hukkâmil- Osmaniyye ünvanıyla vakıflarla ilgili umumi işler nazırlığına getirilmiştir.
 *Mısır  Suriye  Arabistan ve Kuzey Afrika’nın Osmanlı’ya geçmesinden sonra buradaki vakıflar 1587’de Harameyn Evkaf Nezâreti’ne bağlandı
 * Anadolu ve Rumeli vakıfları idaresi 1826’da Evkaf-ı Hümayûn Nezareti’ne bağlandı.
 Evkaf Nezâreti’nden önceki Nezâretler;
 1) Harameyn Nezâreti
 2)Vezir Nezâreti
 3)Şeyhülislâm Nezâreti
 4) Tophane Ümerası Nezâreti
 5) İstanbul Kadıları Nezareti
 *Evkaf-ı Hümayun Nezâreti 3 mart 1924’te başbakanlığa bağlı genel müdürlük haline geldi. Vakıflar Umum Müdürlüğü kuruldu.
 AHİLİK: Fütüvvet geleneğinden esinlenilerek ortaya çıkan ahilik  Arapça kardeşim anlamındaki ahî kelimesinden gelir.
 *Abbasi halifesi en-Nâsır Lidinillah rehberliğinde kurulmuştur.
 *Anadolu’daki kurucusu Şeyh Nasiruddin Mahmud’dur.Ahi Ervan ismiyle şöhret bulmuştur.
 *Esnaf- sanatkarı birlik etrafında toplayıp sanat- ticaret ahlâkını üretici- tüketici menfaatlerini güven altına alıp onlara yaşama ve direnme gücü vermeye çalışmıştır.
 *1.Alaeddin Keykubat Döneminde Ahi Ervan büyük destek görmüştür.
 *İlk kez Kırşehir’de 13.asırda kurulmuştur sonra Anadolu’ya yayılmıştır.
 *Ahiliğin nizamnamelerine Fütüvvetname denir.
 *Fütüvvetnameye göre teşkilat mensuplarında bulunacak vasıflar;
 Vefa  doğruluk  emanet  cömertlik  tevazu  nasihat  doğru yola sevketme  affedici olma ve tevbedir.
 Meslekten atılmayı gerektirecek vasıflar;
 İçki  zina  yalan  gıybet  hile vs.. Meslekten atılma “pabucu dama atıldı” uygulamasıyla gerçekleşirdi. Pabucu dama atılan esnaf artık o mesleği yapamazdı.
 
 ilahiyatforum.org sitesinden ALINTIDIR
 
 
 
 |