Konu Başlıkları: Arapça 2 (5-8) ünite özetleri
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 27 Nisan 2012, 21:28   Mesaj No:1

Esma_Nur

Medineweb Emekdarı
Esma_Nur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu: Esma_Nur isimli Üye şuanda  online konumundadır
Medine No : 4458
Üyelik T.: 19 Ekim 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:kadın
Memleket:sivas/istanbul/
Mesaj: 5.442
Konular: 575
Beğenildi:4537
Beğendi:6132
Takdirleri:24126
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Arapça 2 (5-8) ünite özetleri

Arapça 2 (5-8) ünite özetleri

İŞARET İSİMLERİ


7. ÜNİTE

Türkçede ve Arapçada sıfat ve isim tamlamaların daki öğe dizilimi birbirinin tam tersi bir durum arz ederken, Arapça “İşâret İsimleri” ileTürkçe “İşâret Sıfatları-Zamirleri” arasında tam bir uyumluluk göze çarpar.Bir başka ifade ile Türkçede de, Arapçada da kendisine işâret edilen sözcük,işâret ismi veya işâret sıfatı veya işaret zamiri adını verdiğimiz sözcükten sonra gelir.(Bu kitap) هَذَا الْكِتَابُ(O dergi) تِلْكَ الْمَجَلَّةُ

*Arapça’da yakındaki bir varlığı göstermek için. هَذَا، هَذَانِ، هَؤُلاَءِ، هَذِهِ، هَاتَانِ، هَؤُلاَءِ(Bu, bu ikisi, bunlar),işâret isimleri,isimleri kullanılmaktadır.

*Uzaktaki bir varlığı göstermek için deذَلِكَ، ذَانِكَ، أُولَئِكَ، تِلْكَ، تَانِكَ، أُولَئِكَ (Şu, O, şu ikisi, o ikisi, şunlar, onlar), işâretisimleri kullanılmaktadır.

İŞÂRET İSİMLERİNİN CÜMLEDE KULLANIMI


İşâret İsminin Tek Başına Kullanılması;


1. İşâret İsminin Mübteda Oluşu


İsm-i işâret cümle başında gelip onu takip eden sözcük de nekre veya özelisim veyahutta isim tamlaması şeklinde gelirse bu durumda işâret ismimübteda ve kendisini takibeden sözcük de haber olur.


A. İşâret isminin haberinin nekre bir isim olması:


Yakın İçin Kullanılan İşâret İsimleri


(Bu bir kız öğrencidir). هَذِهِ طَالِبَةٌ (Bu bir öğrencidir). هَذَا طَالِبٌ(Bu ikisi kız çocuğudur) . هَاتَانِ طِفْلَتَانِ (Bu ikisi çocuktur) . هَذَانِ طِفْلاَنِ(Bunlar kadınlardır) . هَؤُلاَءِ نِسَاءٌ (Bunlar adamlardır) . هَؤُلاَءِ رِجَالٌ

Uzak İçin Kullanılan İşâret İsimleri(Şu bir kız öğrencidir). تِلْكَ طَالِبَةٌ (Şu bir öğrencidir). ذَلِكَ طَالِبٌ(Şu ikisi dergidir) . تَانِكَ مَجَلَّتَانِ (Şu ikisi kitaptır) . ذَانِكَ كِتَابَانِ

*Örneklerin hepsinde başta bulunan ism-i işâretler isimcümlesinin ilk ögesi olması bakımından mübteda ve onu izleyen nekreisimler de haberdir. İsm-i işâretler mebnîdir. Yani cümlenin hangi ögesiolurlarsa olsunlar sonları hiç değişmez. İşaret isimlerinin ikilleri tesniyenini‘râbına tabidirler. Merfu‘luk alametleri elif, mansûbluk ve mecrûrlukalametleri de yâ harfidir.

B. İşâret isminin haberinin özel isim olması:

(Bu Halide’dir) . هَذِهِ خَالِدَةُ (Bu Halit’tir) . هَذَا خَالِدٌ(Bu ikisi Hatice’dir) . هَاتَانِ خَدِيجَتَانِ (Bu ikisi Muhammet’tir) . هَذَانِ مُحَمَّدَانِ(Bunlar Zeyneplerdir) . هَؤُلاَءِ زَيْنَبَاتٌ (Bunlar Halitlerdir) . هَؤُلاَءِ خَالِدُونَ


*Örneklerde başta bulunan ism-i işâret isim cümlesinin ilkögesi olması bakımından mübteda ve onu izleyen özel isim de haberdir.Tesniyelerdeki هَذَانِ sözcüğü mübteda merfu‘luk alameti de elif harfidir.Ondan sonra gelen مُحَمَّدَانِ sözcüğü de haberdir, tesniye olduğu için merfu‘lukalameti elif harfidir.


C. İşâret isminin haberinin isim tamlaması olması:


(Bu, Ali’nin arkadaşıdır) . هَذَا صَدِيقُ عَلِيٍّ(Bu ikisi, Ali’nin oğullarıdır) . هَذَانِ ابْنَا عَلِيٍّ(Bunlar, Ali’nin arkadaşlarıdır) . هَؤُلاَءِ زُمَلاَءُ عَلِيٍّ(Bu, kız öğrencinin arkadaşıdır) . هَذِهِ صَدِيقَةُ الطَّالِبَةِ(Bu ikisi, kız öğrencinin arabalarıdır) . هَاتَانِ سَيَّارَتَا الطَّالِبَةِ

*Örneklerde başta bulunan ism-i işâret isim cümlesinin ilkögesi olması bakımından mübteda ve onu izleyen muzaf durumdaki isim dehaberdir. İsim tamlaması konusunda, tesniye isimler başka bir sözcüğe muzafolduklarında sonlarındaki nun harfinin düşmesi gerekir.

*Mübteda işâret ismi, haberi de insanlar dışındaki varlıkların çoğulu olarakgelirse (gayr-i âkil çoğul) mübteda olan işâret ismi müfret müennes gelir. İsimcümlesinde ve sıfat tamlaması konularında, akılsız çoğulların müfredmüennes muamelisi görmesi gerektiği hususu izah edilmişti.Örnek;

(Bunlar kitaplardır) . هَذِهِ كُتُبٌ(Şunlar arabalardır) . تِلْكَ سَيَّارَاتٌ

(Bunlar babamın kitaplarıdır) . هَذِهِ كُتُبُ أَبِي(Şunlar dekanın arabalarıdır) . تِلْكَ سَيَّارَاتُ الْعَمِيدِ


1. İşâret İsminin Mübteda Dışında Başka Bir Öge Oluşu

*Kendisinden sonra gelen isimde harf-i tarif olmadığında ism-i işâret cümleninmübteda dışında başka bir ögesi de olabilir. Örneğin: جَاءَ هَذَا مِنْ سُورِيَا (Bu,Suriye’den geldi) cümlesinde işâret ismi fâildir. رَأَيْتُ هَذَا فِي السُّوقِ (Bunu çarşıdagördüm) cümlesinde ise işâret ismi, mef’ûlün bihdir. قُلْتُ لِهَذَا (Buna söyledim)cümlesinde ise mecrûr konumundadır. سَيَّارَةُ هَذَا جمَِيلَةٌ (Bunun arabası güzel)cümlesinde de işâret ismi muzâfun ileyh olduğu için mecrûrdur.


İşaret İsminden Sonra Harf-i Tarifli Bir Kelimenin Bulunması

*İşaret isminden sonra gelen harf-i tarifli sözcüğe müşârun ileyh (işâret edilen)denir ve i‘râb yönünden ism-i işârete uyar. Sözgelimi, ism-i işâret fâil veyamübteda konumunda ise müşârun ileyh de merfû, ism-i işâret mef’ûlkonumunda ise müşârun ileyh de mansûb, keza ism-i işâret harf-i cerlemecrûr veya muzâfun ileyh konumunda ise müşârun ileyh de mecrûr olur.1. Müşârun İleyhe Sahip İşâret İsminin Mübteda Oluşu

*Cümle başlarında kullanılan ism-i işâretler isim cümlelerinin mübtedasıolurlar. Bu işâret isimlerini takip eden harfi tarifli isimler de onların müşârunileyhi olurlar ve onlarla aralarında hem i‘râb bakımından hem de cinsiyet vesayı bakımından uyum söz konusudur.

Yakın İçin Kullanılan İşaret İsimlerinin Mübteda Oluşu

(Bu öğrenci çalışkandır) . هَذَا الطَّالِبُ مُجْتَهِدٌ(Bu iki adam doktordur) . هَذَانِ الرَّجُلاَنِ طَبِيبَانِ(Bu iki otobüs yenidir) . هَاتَانِ الحَْافِلَتَانِ جَدِيدَتَانِ(Bu bayan mühendisler eskidirler) . هَؤُلاَءِ الْمُهَنْدِسَاتُ قَدِيمَاتٌ


*هَذَا الطّالِبُ مُجْتَهِدٌ cümlesinde هَذَا mübtedadır ve onu izleyen harf-i tarifli isimolan müşârun ileyh mübtedaya nicelik, cinsiyet ve i‘râb bakımındanuymuştur. مُجْتَهِدٌ sözcüğü de isim cümlesinin haberidir. Tesniyesi olan هَذَانِالرَّجُلاَنِ طَبِيبَانِ cümlesinde هَذَانِ mübteda olup merfu‘luk alameti tesniye olduğuiçin eliftir. الرَّجُلاَنِ sözcüğü de müşârun ileyh olup mübtedaya uymuştur. طَبِيبَانِsözcüğü de haberdir ve merfu‘luk alameti tesniye olması sebebiyle eliftir.

Uzak İçin Kullanılan İşâret İsimlerinin Mübteda Oluşu

( Şu öğrenci çalışkandır) . ذَلِكَ الطَّالِبُ مُجْتَهِدٌ(Şu iki kapı kapalıdır) . ذَانِكَ الْبَابَانِ مُغْلَقَانِ(Şu bayan öğretmenler zengindir) . أُولَئِكَ الْمُدَرِّسَاتُ غَنِيَّاتٌ(Şu bisikletler pahalıdır) . تِلْكَ الدَّرَّاجَاتُ غَالِيَةٌ


*Diğer tesniye örnekleri de aynı şekilde i‘râb yapılmalıdır. تِلْكَ الدَّرَّاجَاتُ غَالِيَةٌcümlesinde ise تِلْكَ isim cümlesinin mübtedasıdır. Müşârun ileyh gayr-i âkilçoğul olduğu için müennes gelmiştir. غَالِيَةٌ sözcüğü de haberdir ve zamme ilemerfu‘dur.

1. Müşârun ileyhe sahip işâret isminin fâil oluşu

*Fiil cümlelerinde eylemi gerçekleştiren unsur olan fâil, ism-i işâretolabilir. Fâil konumundaki bu işâret isimlerini takip eden harf-i tarifli isimlerde onların müşârun ileyhi olurlar


Yakın İçin Kullanılan İşâret İsimlerinin Fâil Oluşu


(Bu öğrenci geldi) . جَاءَ هَذَا الطَّالِبُ(Bu iki çocuk başarılı oldu) . نَجَحَ هَذَانِ الْوَلَدَانِ(Bu suçlular kaçtılar) . فَرَّ هَؤُلاَءِ الْمُجْرِمُونَ

Uzak İçin Kullanılan İşâret İsimlerinin Fâil Oluşu

(Şu öğrenci başarısız oldu) . فَشِلَ ذَلِكَ الطَّالِبُ(Şu iki masa kırıldı) . اِنْكَسَرَ ذَانِكَ الْمَكْتَبَانِ(Şu doktorlar oruç tuttular) . صَامَ أُولَئِكَ اْلأَطِبَّاءُ


جَاءَ هَذَا الطَّالِبُ cümlesinde جَاءَ fiil ve ondan sonra gelen işâret ismi, fâil veonu izleyen harf-i tarifli isim olan müşârun ileyh fâile nicelik, cinsiyet vei‘râb bakımından uymuştur. Diğer örneklerde de benzer durum sözkonusudur.


1. Müşârun ileyhe sahip işâret isminin mef’ûlün bih oluşu

*Fiil cümlelerinde fâilin yaptığı işten doğrudan etkilenen isim olanmef’ûlün bih ism-i işâret olabilir. Bu mef’ûlün bih konumundaki işâretisimlerini takip eden harfi tarifli isimler de onların müşârun ileyhi olurlar veonlarla aralarında hem i’râb bakımından hem de cinsiyet ve sayı bakımındanuyum bulunur.


Yakın İçin Kullanılan İşâret İsimlerinin Mef’ûlün bih Oluşu

(Bu öğrenciye yardım ettim) . سَاعَدْتُ هَذَا الطَّالِبَ(Bu iki öğrenciyi laboratuvarda gördüm) . رَأَيْتُ هَذَيْنِ الطَّالِبَيْنِ فِي الْمُخْتَبَرِ

Uzak İçin Kullanılan İşâret İsimlerinin Mef’ûlün bih Oluşu

(Şu öğrenciyi anladım) . فَهِمْتُ ذَلِكَ الطَّالِبَ(Şu iki görevliye teşekkür ettim) . شَكَرْتُ ذَيْنِكَ الْمُوَظَّفَيْنِ

سَاعَدْتُ هَذَا الطَّالِبَ cümlesinde سَاعَدْتُ fiil ve ona bitişik olan zamir fâilidir.işâret ismi ise mef’ûlün bihdir ve onu izleyen harf-i tarifli isim olan müşârunileyh mef’ûlün bihe nicelik, cinsiyet ve i‘râb bakımından uymuştur. Diğer örneklerde de benzer durum söz konusudur.

1. Müşârun ileyhe sahip işâret isminin mecrûr oluşu

Gerek fiil cümlelerinde gerekse isim cümlelerinde harf-i cerden sonra gelenisimler mecrûr olurlar. Bu harf-i cerlerden sonra gelen işâret isimleri de mecrûr konumundadırlar.

Yakın İçin Kullanılan İşaret İsimlerinin Harf-i Cerle Mecrûr Oluşu

(Bu öğrenciye selam verdim) . سَلَّمْتُ عَلَى هَذَا الطَّالِبِ(Bu iki ödevi yaptım) . َذَيْنِ الْوَاجِبَيْنِ قُمْ


Uzak İçin Kullanılan İşâret İsimlerinin Harf-i Cerle Mecrûr Oluşu

(O koşuya katıldım) . اِشْتَرَكْتُ فِي ذَلِكَ الجَْرْيِ(Her gün şu iki fakire uğruyorum) . أَمُرُّ بِذَيْنِكَ الْفَقِيرَيْنِ كُلَّ يَوْمٍ(Çocuk şu hasımlardan intikam aldı) . اِنْتَقَمَ الْوَلَدُ مِنْ أُولَئِكَ الخُْصُومِ


سَلَّمْتُ عَلَى هَذَا الطَّالِبِ cümlesinde سَلَّمْتُ fiil ve ona bitişik olan zamir fâildir.عَلَى harf-i cer olup ism-i işâret de mecrûr ve onu izleyen harf-i tarifli isimolan müşârun ileyh mecrûr ism-i işârete nicelik, cinsiyet ve i‘râb bakımındanuymuştur. Diğer örneklerde de benzer durum söz konusudur.

*Bir ism-i işâretin müşârun ileyhi insanlar dışındaki varlıkların çoğulu ise budurumda işâret ismi kural gereği müfret müennes gelir.

(Bu kitapların tümünü okudum) . قَرَأْتُ هَذِهِ الْكُتُبَ كُلَّهَا(Şu evler sel felaketinde çöktü) . اِنْهَارَتْ تِلْكَ الْبُيُوتُ فِي كَارِثَةِ الْفَيَضَانِ

Aşağıdaki örneklerde de görüleceği üzere, bu tür ism-i işâretlerin sonunda yer alan zamirlerin anlama doğrudan bir katkısından söz edilemez. Bu zamirler, konuşmakta olan kimsenin, ‘neyi’ gösterdiğine değil, söz konusu şeyi ‘kime/kaç kişiye’ gösterdiğine zımnî bir atıfta bulunarak, muhatabın tekil-ikil-çoğul oluşuyla ilgili bir fikirverir: ذَلِكَ الْكِتَابُ لِي، ذَلِكُمَا الْكِتَابُ لِي، ذَلِكُمُ الْكِتَابُ لِي، الكِتَابُ لِي، ذَلِكُمَا الْكِتَابُ لِي، ذَلِكُنَّ الْكِتَابُ لِي . (Şu kitap benim). Görüldüğü gibi hepsinin anlamı aynıdır. Buradakifarklılık sadece bu kitabı kime veya kimlere gösterdiğimizdedir. Müennes birvarlığa işâret ettiğimizde de durum aynıdır: تِلْكَ السَّيَّارَةُ لِي، تِلْكُمَا السَّيَّارَةُ لِي، تِلْكُمُالسَّيَّارَةُ لِي، تِلْكِ السَّيَّارَةُ لِي، تِلْكُمَا السَّيَّارَةُ لِي، تِلْكُنَّ السَّيَّارَةُ لِي (Şu araba benim)


*Genel kural olarak ism-i işâretler, kendilerine işâret edilen sözcüklerden öncegelir. Ancak bu kuralın iki istisnası bulunmaktadır:

(1) İsm-i işâretler özel isme (alem) işâret ettiklerinde,


(2) İsm-i işâretler bir isim tamlamasının muzaf öğesine işâret ettiğinde.

Her iki durumda da, ism-i işâretler ilgili sözcüklerin sıfatı olurlar.أَيُّ عَلِيٍّ أَطْوَلُ مِنَ الْآخَرِ؟ / عَلِيٌّ هَذَا أَطْوَلُ.(Hangi Ali daha uzun boylu? / Bu Ali daha uzun)زَارَنِي مُحَمَّدٌ هَذَا بِمَكْتَبِي فِي الخَْامِسَةِ.(Bu Muhammed beni ofisimde saat beşte ziyaret etti)رَأَيْتُ سَالِمًا هَذَا فِي الْمَكْتَبَةِ بِالْأَمْسِ.(Bu Salim’i dün kütüphanede gördüm)سَيَّارَتُكَ هَذِهِ أَسْرَعُ مِنَ الَّتِي بِعْتَهَا فِي الشَّهْرِ الْمَاضِي.(Senin bu araban, geçen ay sattığın arabadan daha hızlı)عَامِلُكَ هَذَا غَائِبٌ مُنْذُ بِضْعَةِ أَيَّامٍ.(Senin bu işçin birkaç gündür ortalıklarda yok)

*Eğer bu cümlelerdeki özel isim ve muzaf olan sözcükler ism-i işârettensonra gelecek olsa bu durumda işâret isimleri mübteda ve bu özel isim vemuzâflar haber olurdu. (Bu, Ali’dir) هَذَا عَلِيٌّ ve (Bu, senin arabandır) هَذِهِ سَيَّارَتُكَ cümlelerinde olduğu gibi.


HABERİN ÖNE GEÇMESİ 8. Ünite

Kavramlar

A. Şibhu’l-Cümle: “Zarf”tan veya “Harf-i cer + Mecrûr isim” ikilisindenoluşan söz veya söz öbeklerine “Şibhu’l-cümle” adı verilir.

1. Zarf Şibhu’l-Cümle Örneği: “Orada bir adam var” anlamına gelenهُنَاكَ رَجُلٌ) ) cümlesinde, “Orada” manasına gelen هُنَاكَ kelimesi zarf olup tekbaşına Şibhu’l-cümledir.


Zarflar örnekte görüldüğü üzere tek başına kullanılabildiği gibidevamındaki isme muzâf (tamlanan) olarak da kullanılabilir.

Örnek: “Araba evin önündedir” anlamına gelen ( (السَّيَّارَةُ أَمَامَ الْبَيْتِcümlesinde, “Evin önünde” manasına gelen ( أمَامَ الْبَيْتِ ) söz öbeği “Zarf(muzâf) + Muzâfun İleyh” bileşkesi olarak şibhu’l-cümledir.



2. “Harf-i Cer + Mecrûr İsim” Bileşkesinden Oluşan Şibhu’l-Cümle


Örneği: “Ev bahçenin içindedir” anlamına gelen ( البَيْتُ فِي الحَْدِيقَةِ ) cümlesinde,“Bahçenin içinde” ifadesinin karşılığı olan ( فِي الحَْدِيقَةِ ) söz öbeği “Harf-iCer+Mecrûr İsim” bileşkesi olarak şibhu’l-cümledir.


B. Soru İsmi: ( أَ) ve ( هَلْ ) dışında kalan bütün soru edatlarının ortak adıdır.Söz gelimi “Kitap nerede?” anlamına gelen (؟ أَيْنَ الْكِتَابُ ) cümlesinde “Nerede”anlamına gelen ( أيْنَ ) kelimesi bir soru ismidir.


C. Hasır: “Hasır” sözlükte “Kuşatma, etrafını çevirme, sınırlama,kendine mal etme, özgü kılma” anlamlarına gelir. Eski dilde bugünkü “Özgü”kelimesinin karşılığı kullanılan “Münhasır” sözcüğü bu kökten gelmektedir.


*Terim olarak ise, Arapçada hükmü bir öğeye veya bir öğeyi hükme özgükılmak demektir. Çoğunlukla cümle başına ( إنَّمَا ) ya da olumsuz bir ifadedensonra ( إلاَّ ) veya eşanlamlı bir istisnâ edatı getirilerek elde edilen vurgulu birsöylem biçimidir.Hasır kavramını izah edebilmek;

Bir şeyi bir başka şeyle özdeşleştirmek, alanını daraltıp diğer bütünbağlantılarından soyutlayarak sırf ona özgü kılmak demektir.Türkçemizdeki “Ancak, sadece, yalnız” ifadeleri olumlu, “den başkasıdeğildir, den başka yoktur” ifadeleri ise olumsuz hasır üslûbu oluşturmadakullanılır.Arapçaya gelince, geneli itibariyle olumlu hasır üslûbu إِنَّمَا ile, olumsuz hasırüslûbu ise مَا .........إلاَّ kalıbıyla elde edilir.


Örnek إِنَّمَا أَنَا بَشَرٌ مِثْلُكُمْ : 1 : Ben ancak sizin gibi bir insanım.Örnek مَا أنَا إلاَّ بَشَرٌ مِثْلُكُمْ : 2 : Ben sizin gibi bir insandan başkası değilim.

*İsim cümlesinde normal söz dizimi “mübteda +haber” biçimindedir.Ancak kimi durumlarda bu sıralamanın aksine “haber + mübteda”biçiminde bir söz dizimi zorunlu hale gelebilir.İsim cümlesinin iki temel öğesinden haber, dört yerde zorunlu olarakmübtedadan önce gelir. İlk ikisi haberin mübteda ile oluşturduğu özelkombinezonlar dolayısıyla öne geçtiği yerler ve son ikisi de haberinkendisine ait nitelikler dolayısıyla öne geçtiği yerler şeklinde kategorizeedilmesi de mümkün olan bu dört yer şunlardır:


1. Haber Şibhu’l-cümle ve Mübteda da Nekra Olunca: Haber şibhu’lcümle,mübteda da nekra ise haberin öne geçmesi zaruridir. Aksi takdirdehaberin sıfatla karışma riski vardır.


Örnek: “Mescitte bir imam var” anlamına gelen ( (فِي الْمَسْجِدِ إمَامٌcümlesinde, şibhu’l-cümle formatındaki ( فِي الْمَسْجِدِ ) haberi, nekra formattakiإمَامٌ) ) mübtedasıyla bir araya gelerek bir isim cümlesi oluşturmuş, formatlarıgereği yani haber şibhu’l-cümle mübteda da nekra olduğu için isim cümlesineait normal sıralama tersyüz edilerek haber önce mübteda sonra gelmiştir.

2. Haber Şibhu’l-cümle Olup Mübteda da Habere Ait Bir ZamirBulununca: Haber şibhu’l-cümle olup, mübtedanın içerisinde habere ait birzamir varsa haberin öne geçmesi vacip yani zorunludur.Türkçeye çevirirken de “var, vardır, mevcut, mevcuttur,bulunmaktadır” ifadeleri çeviriye eklenir.

Örnek: “İnsanın problemleri vardır” anlamına gelen ( (لِلْإِنْسَانِ مَشَاكِلُهُcümlesinde, şibhu’l-cümle formatındaki ( لِلْإِنْسَانِ ) haberi, kendisine ait ( (هُzamirini içeren ( مَشَاكِلُهُ ) mübtedasıyla bir araya gelerek bir isim cümlesioluşturmuş, formatları gereği yani haber şibhu’l-cümle, mübteda da ona aitbir zamir içeriyor olduğu için isim cümlesine ait normal sıralama tersyüzedilerek haber önce mübteda sonra gelmiştir.


3. Haber Soru İsmi olunca: Soru ismi olan haberler, zorunlu olarakmübtedalarından önce gelirler. Çünkü Arapçada soru isimleri başta bulunmaönceliğine (sadaret hakkı) sahiptirler.


Örnekler:a. ؟ مَنِ الْقَادِمُ : Gelen kim?b. ؟ مَا الْإِيمَانُ : İman nedir?c. ؟ أَيْنَ خَالِدٌ : Halit nerede?d. ؟ مَتَى السَّفَرُ : Yolculuk ne zaman?e. ؟ كَمِ السَّاعَةُ : Saat kaç?f. ؟ كَيْفَ حَالُكَ : Halin nasıl?


*Bu örneklerde (...، من، ما، أين ) soru isimleri haber konumundadırlar. Haberolmalarına rağmen soru isimlerinin başta olma zorunluluğundan dolayımübtedadan önce yer almışlardır.

*İsim cümlelerinde yer alan her soru ismi haber değildir; bazen mübteda daolabilir. Burada ayırım noktası soru isminden sonra gelen kısımdır. Eğer soruisminden sonra gelen kelime, câr-mecrûr (harfi cerli isim), zarf ya da fiil isebunlar mübteda olamayacağından soru ismi mübteda bunlar ise haber olur.Eğer soru isminden sonraki kelime mübteda olabilecek bir kelime ise budurumda soru ismi haber olur. (؟ مَنْ جاءَ ) “Kim geldi?” cümlesinde soru ismindensonra gelen kelime ( جاءَ ) fiil olduğundan mübteda olmaya uygun değildir. Busebeple ( مَنْ ) mübteda ( جاءَ ) de haber olur. (؟ من في البَيْتِ ) “Evde kim vardır?”cümlesinde de soru ismi ( من )den sonra gelen ( في البَيْتِ ) câr-mecrûr olmasısebebiyle mübteda olmaya uygun değildir ve haber olur. ( مَنْ ) ise mübtedadır.من هو؟) ) cümlesinde ise ( هو ) mübteda olmaya uygun olduğundan ( من ) soru ismi haber olur.

4. Haber Mübtedaya Hasredilince (Haber Mahsûr Olunca): Hasırişlemine tabi tutularak mübteda ile özdeşleştirilmiş ve sırf ona özgü kılınmışhaber (mahsûr haber), bu özelliği dolayısıyla zorunlu olarak mübtedanınönüne geçer. Aksi takdirde cümle haberin mübtedaya değil, mübtedanınhabere hasredildiği (özgü kılındığı) izlenimi doğurur. Oysa istenen bununtam tersidir.

*Söz gelimi “Yaratan yalnız Allah’tır” anlamına gelen ( (إِنَّمَا خَالِقٌ اللهُcümlesinde, ( خَالِقٌ ) haberi, hasır edatı olan ( إِنَّمَا ) aracılığıyla mübtedasıkonumunda bulunan ( اللهُ ) ismine özgü kılınmakta ve zorunlu olarak onunönüne geçmektedir. Söz konusu cümle ( مَا خَالِقٌ إِلاّ اللهُ ), Türkçe karşılığıyla ifadeedecek olursak “Allah’tan başka yaratan yoktur” cümlesi ile eş anlamlıdır. İkifarklı söyleyiş biçiminde de haber konumundaki “Yaratan” niteliği, mübtedakonumundaki “Allah”a özgü kılınmaktadır.

*Özetle hasır, Türkçedeki vurgu kavramına benzer. Türkçede vurgulanacaköğe yükleme yaklaştırılırken Arapçada vurgulanacak öğe öne alınır. Eğervurgu habere yapılacaksa haberin mübtedanın önüne alınma zorunluluğuvardır.

*İsim cümlesinde öne geçmiş olan habere mukaddem (öne alınmış) haber,mübtedaya ise muahhar (geriye bırakılmış) mübteda adı verilir. Örneğin ( عنديكِتابٌ ) cümlesinde ( عندي ) ifadesi mukaddem haber, ( كِتابٌ ) kelimesi de muahhar mübtedadır.

HAZIRLAYAN:MİKDAD
__________________
Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım...

Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE....
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Esma_Nur 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Ne söylerdin? Gündem/ Manşetler Kara Kartal 2 85 01 Mart 2024 08:31
Emine Aba Pazarda Videolar/Slaytlar Esma_Nur 8 355 04 Aralık 2023 17:23
Nehirden denize özgür Filistin 🇵🇸 Videolar/Slaytlar Kara Kartal 1 103 01 Aralık 2023 16:41
Hayallerimizi gerçekleşdirme bölümü Kişisel Gelişim ve Psikoloji Kara Kartal 12 403 01 Aralık 2023 16:29
Çok önemli tesbit Sağlık / Beslenme Esma_Nur 0 111 25 Kasım 2023 20:21